[Katsu: Orenda'yı tuzağa düşürdüğünü mü sanıyorsun?]
Robotun gözlerinden mor bir serpinti yükseldi ve birden çatırdayıp patladılar. Dumanların arasından Lyla'yı boynundan tutmuş şekilde yükselen Orenda görünmüştü.
Shiro henüz darbenin etkisini atlatamamıştı. Hiçbir şey göremiyordu.
[Lyla: Hngghh! Bırak beni!] boynunu tutarak çırpınıyordu.
[Orenda: Bununla ne yapayım Katsu?]
Lyla'nın yüzüne baktı [Katsu: Bakalım o da benim gibi sevdiği kadın için her şeyi feda etmeye hazır mı.] karanlık aurasıyla robotun kollarını iki yana gerdi ve sertçe çekti. Ardından göğsünü delip geçecek devasa, taştan bir mızrak yükseltti yeryüzünden. Robot, dizlerinin üstüne çökmüştü.
[Shiro: GAAAAARRRHHHHH!]
[Lyla: Shi... ro..!]
[Katsu: Hadi! Bana ne kadar benzediğini göster Shiro!] robotun sağ kolunu daha sert çekerek kopardı ve Lyla'yı yukarı doğru uçurup etrafını karanlık mızraklarla sardı
[Shiro: RRRRAAAAAAAAAAAAHHHRRRRRRRRRRR!] bir ayağını kaldırdı ve yerden yükselen mızrak, bedenine saplı kalarak zeminden koptu [Shiro: AAAAAAAAARRRRRGGGGHHHH!] kendisini zorlayarak kalktı fakat kalkarken diğer kolu da kopmuştu. Taş mızrağın iki ucundan salınan zincirler, zemine saplandı.
[Katsu: Yetersizsin.] karanlık mızrakları serbest bıraktı. Onlarca mızrak, Lyla'nın bedenini deşip geçmişti.
[Lyla: AAAAAHHHH!] delicesine acılar çekiyordu ancak ölmemişti.
[Shiro: RRRRRROOOOAAAAAAAGGGHHHHHHH!] ilerledi. Taş mızrak, gövdesinin yan tarafına doğru büyük bir yarık oluşturuyordu.
[Katsu: Bütün hayati noktalarını koruyarak ve kan kaybetmesini önleyerek ona sonsuza kadar acı çektirebilirim.] Lyla'nın havaya saçılan kanını büyüsüyle bir ara toplayıp kadının yaralarından içeri soktu.
[Lyla: AAAAAHHHHHHH! SHIRO! YARDIM ET! LÜTFEN!]
[Shiro: R̸̛̞̈R̷͔͌̕R̵̮̍R̸͎̉̑R̷̢͓̃̀R̴̦̿̕Ā̶͇A̵̝̮͌̔A̶̭̣͆̐A̵̫̻̓̈Ȧ̶͇̻Ḁ̶̳͘A̸̠͖͒̈A̵͍͓̓̍A̸̡̽͛Â̵͙À̶̧́Â̶̳̠͊Ä̸͉́̊Ǎ̴̈́ͅR̴͙̓͝R̶̗̊R̶̹̪̓͂Ŕ̶̛̩G̶̻͐Ĝ̵̻͓͂G̸̨̹̀͘H̸̳͊H̸̢̼́H̴̖̚Ḧ̶͔̖́͝H̷͓̀̄H̶͕̀H̷͒!] büyük ve bozuk bir kükremeyle mızraktan kurtulup Lyla'ya doğru koştu ancak robotun bedeni daha fazlasını kaldıramıyordu. Birden yere devrildi.
[Lyla: SHIROOOOO!]
Etraf sessizleşti. Yalnızca bir saliseliğine beyaz bir ışık çakmıştı. Robotun kolları, Ruh İçen'in zırhı ile şekilsiz biçimde yeniden oluşmuştu. Yerden destek aldı ve ayağa kalktı. Gözleri, kutsal taşların renkleriyle parıldıyordu.
[Orenda: Taşları özümsemiş...]
Robot, Lyla'ya doğru yürüdü.
Katsu'nun onu durdurmak için yaptığı bütün engeller başarısız oluyordu. Bütün saldırıları, daha robota ulaşamadan etkisiz hale getiriliyordu.
[Shiro: Lyla...] Lyla'yı avucunun içine aldı ve kokpite soktu.
[Lyla: Teşekkür ederim Shiro... İyi misin..?]
[Shiro: Lyla...] robotun sırtından çeşitli elementler arasında geçiş yapan kanatlar belirdi.
[Orenda: Ne yapıyor? Neden ona ulaşamıyorsun Katsu? Ruh İçen seni engelleyememeli.]
[Katsu: Bunu yapan Ruh İçen değil. Shiro'nun iradesi.]
Robot sanki beyaza boyanıyor ve küçülüyordu. Yıldırımlar çaktı, alevler püskürdü. Shiro, robotu özümsemişti. Yalnızca robotu değil... [Katsu: Ruh İçen'i...]
Zırhlı kanatlarıyla birlikte havada duruyordu. Kucağında Lyla vardı. Yavaşça yere indi ve Lyla'yı bıraktı.
[Shiro: Burada bekle tamam mı?] zırh onu öylesine kaplamıştı ki yüzünü görmek imkansızdı.
[Lyla: Tamam...]
[Shiro: Lyla...]
[Lyla: Efendim?]
[Shiro: Teşekkür ederim.] dev kılıcını çekti ve gökyüzüne fırladı.
[Katsu: Beklenmedik.]
[Shiro: İkinizi de öldüreceğim.] bedeninden yayılan şok dalgasıyla birlikte havada asılı duran Katsu ve Orenda'nın dengesi bir anlığına bozuldu. Bu andan yararlanan Shiro, hızlı bir şekilde Orenda'nın arkasında belirip kılıcıyla kadını ikiye böldü.
Katsu, yavaşça arkasını döndüğünde bu manzara karşısında donmuştu.
[Katsu: Orenda..?] bütün büyü gücü geçersiz kaldı ve düşüşe geçti. Büyük bir şiddetle zemine çakılmıştı. Toz bulutunun içinden yürüyerek çıktı ve ellerine baktı [Katsu: Büyüm... silindi...] karanlık aurayla çevrelendi aniden. Elinde beliren çift kılıçlarla Shiro'nun üzerine atıldı. Ardı arkası kesilmeden gökyüzünde kılıçlarını çarpıştırıyorlardı.
[[Shiro: Henüz farkında değillerken büyülerini silip en azından birini öldürmeyi başardım ama Katsu'nun buna bu kadar hızlı adapte olması çok uç bir nokta...]] diye geçirdi içinden.
[Katsu: Orenda!] tam atağa geçerken sırtını döndü ve gölgesinde beliren bir çift eflatun gözü, Orenda'nın yükselen bedeni takip etti. Elini Shiro'nun yüzüne koyup büyük bir patlama yaratmıştı.
Kaskı biraz aşınmış olsa da toparlanmayı başardı [Shiro: Sebebi buymuş.]
[Orenda: Bu savaşın bir sonucu olmayacak. Hepimiz eşit güçteyiz.]
[Katsu: Hayır. Henüz gücümü kullanmaya başlamadım bile.] ellerini öne doğru uzattı ve Shiro'nun burnunun dibinde devasa bir karadelik belirdi. Etraftaki her şey içine çekiliyordu. Shiro da çekildi [Katsu: Bitti.] karadelik giderek çatlıyordu [Katsu: Ne?!]
Karadeliğin içinden fırladı [Shiro: HAAAAARRGHHH!] öyle hızlı fırlamıştı ki Katsu'nun suratına sağlam bir yumruk indirerek onu yere çaktı.
[Orenda: Katsu?!]
Yarattığı kraterin içinden çıktı [Katsu: Nasıl yaşıyorsun?!]
[Shiro: İlk şok dalgasından beri yavaşça gücünüzü özümsediğimin farkında değil misiniz?]
[Katsu: Ne..?]
[Orenda: Doğru söylüyor, hissedebiliyorum. Gücümüzün yarısından fazlasını çoktan özümsemiş!]
[Katsu: Hm.] zaman birden geri aktı ve şok dalgasından öncesine dönüldü.
[Shiro: Neler oluyor?!]
[Katsu: Seninle oyun oynadığımı fark etmedin mi peki?] zamanı tekrar geri aldı. Savaşın öncesine dönmüşlerdi. Katsu'nun ilk kendini gösterdiği zamana.
[Jubilee: H- Ha?! D- Daha demin ormandaydık biz?!]
[Nymera: Buraya nasıl geldik?!]
[Katsu: Bana karşı yaptığın hiçbir şeyin önemi yok.] zaman tekrar ileri sarıldı. Şok dalgasından hemen öncesine [Katsu: Tanrı olmak demek budur Shiro.]