DENEY : BEYİN

By boncukgus12

5.2K 1K 214

-İşte, işte tüm bunlar senin için. Bu zaman, bu insanlar ,tüm bu savaş...Hepsi uydurma .! insanların büyü sa... More

BAŞLANGIÇ
GÜNLER AYLAR...
FARK EDİLİŞ
EVREN
EVLATLIK
CENAZE
GEÇMİŞ
BALON YAKIYOOO!!:)
KAKA ÇUKURU!
BEN DAHA AKILLIYIM!
BANA MEYAN OKU !
SIR...
SEÇİM
SAVAŞ BAŞLASIN
SAVAŞ BAŞLASIN(1/2)
SAVAŞ BAŞLASIN ( HATIRALAR)
SAVAŞ BAŞLASIN ( RETİX )
BAŞARILAR ...
GERÇEK EVREN
TARAHA

HATIRLIYORUM!

177 44 9
By boncukgus12

MİYA

Evren e bıraktığım çılgın notun adrenaliniyle odama geldim. Neyseki geçen gece Evrenden kapının şifresini duyabilmiştim. Kapıya doğru 3 kez Reyna dedim. Aslında şaşırmamam lazımdı. Yani en son bana da Reyna demeye başlamıştı. Kıskanmıyor değildim ama takmamda gereksizdi değil mi?

Odama girdim. Bu gün çok yorulmuştum. Yani ilk kez odadan dışarı çıkmıştım ama o kadar çok koşturmuştum ki. Ama sonunda kurtulmuştum . Bir anlık tedirginlikle etrafta kamera aradım . Yatağın altı duvarlar , cam kenarları, kapı prevazları... heryer. Görünürde bişi yoktu. Sonunda geceliklerimi alıp banyoya gittim. İşimi halledip geri döndüm . Uyumak için yatağa girdim ama nafile . O kadar yorgun olmama rağmen uyuyamıyordum. Sonunda pes edip üzerime bir hırka alıp laboratuvarıma gittim. Hem çok uykum gelirse şu güç kalkanlarıyla yatak yapabilirdim.

Hızlıca nöbet tutan korumaların arasından geçip laboratuvarıma doğru ilerliyordum. Fakat düşünceler beni bırakımıyordu. Kehanetler , büyüler ve tüm bu teknoloji . İkisine de zıt aynı zamanda ikisini de kapsayan bilim, nasıl oluyorda bir arada kalabiliyordu. Çünkü ,tüm bu teknoloji sihir gibiydi. Havada durmak.. istediğin birşeyi getirmek yada sana doğru koşmakta olan birinin önüne aniden çıkarmak. Muhtemelen benim gibi Samanyolu ve Andromeda nın çarpışmasını görürlerdi. Belki bu şeyle kalkan bile yapabilirdim. İşi yeterince ilerletebilirsem insan zihnini bile kontrol edebilirdim. Böylece kehanet diye benim istediğim şeyleri görürler ve onlara inanırlardı. Yani ben bilim olsam asla büyü ve kehanetle işbirliği yapmazdım. Şu cisimlere sayılara ve harflere de kimlik vermekten kurtulmalıydım. Nasıl mı ? Benim için ( özellikle ) sayıların birer kimliği vardı . Mesela 8 oldukça gaddar ve dediğim dedik şişko orta yaşlı bir kadındı . 4 onun kılıbık ama masum kocası , 5 kendi halinde bir genç kız , 6 mesleğe yeni atılmış bir erkek ,7 sert ve duyarsız bir erkek , 9 babacan orta yaşlı şişko bir adam , 1 hiçbir şeyden taviz vermeyen cinsiyetsiz uzun boylu biri Vs. Güzel olan bir hesaplama yaptığımda Bu sayılar yan yana geldiğinde kafamda tam bir tiyatro sahnesi oluşuyor ve hepsi onlara biçtiğim rolleri doğaçlama bir şekilde oynamaya başlıyorlar . Bazen deli olduğumu düşündürüyor bana ama Evren ve Lila bunun yüksek zekam dan kaynaklı şeyler olduğunu söylüyorlar. Gerçi normal olmadığımı bende biliyorum ama en azından deli olmamak rahatlatıyor beni.

Sonunda laboratuvarıma gelebilmiştim. Derin bir nefes aldım ve büyük bir hevesle laboratuvara girdim. İçerisi harikaydı. iki adet kocaman üzeri ihtiyacım olabilecek hen herşeyi bulunduran tezgah, içeri girdiğimde mavi den beyaza dönen aydınlatmalar , herşeyi kontrol etmemi sağlayacak aynen Evrenin ki gibi olan son model bir kontrol paneli ve birsürü abur cubur! Sadece benimdi ve son model oyuncaklarla döşenmişti . Daha ne isterdi ki bir insan ? Umarım bir gün Zexise de gösterebilirim .

Hemen havada bir yere oturarak bir güç levhası oluşturup başında çalışmaya başladım. Bakalım neler yapabilecektim.

...........

Bütün gece hayalimdeki kaykayı yapabilmek için çalışmıştım. Aslında bir şey bilmiyor gibiydim ama elim ve aklım sanki reflexmişçesine doğru adımları takip ediyorlardı. Sabaha karşı ( öyle tahmin ediyorum çünkü Evren burası sanki kumarhaneymişçesine saat koymamıştı) kendimi güç levhasının yanında uyurken buldum. Ama buna değmişti. Çünkü istediğimden fazlasını başarmıştım. Öyleki güç lavhası aynı oyun hamuru gibi olmuştu. İstediğim yere geliyor , istediğim şekli alıyor hatta esnekleşebiliyordu. Bu da kaykayın yanında trambolin de demekti. Tabi yüksekten düşme durumlarında cankurtaranım da olabilirdi. Dünkü maceradan sonra buna ihtiyacım olacak gibiydi.

Uykulu bir şekilde güç levamın üstüne bindim ve ilerlemesini istedim . Çalışıyordu! Koridoru şaşkın bakışlar eşliğinde geçtim derken Tugay la karşılaştım. Bir bana bir altımdakine bakıyordu. Ardından arkasındaki Evreni fark ettim . Oda aynı şeyi yapıyordu. Suratında bariz mutluluk şaşırma ve heyecan vardı. Bu adam cidden garipti. Fakat umursayamayacak kadar yorgundum. O sırada Tugay kafasını gözlerini benden hiç ayırmadan Evrene çevirdi ve :

"Evren Miya Alladın in uçan halısını mı icat etmiş ben mi yanlış görüyorum? "

Fakat Evren bana bakmaya devam ediyordu. Çok dayanamayarak araya girdim." Millet ben biraz uyumak istiyorum . Siz bakışmanıza devam edin." Diyerek oradan ayrıldım. Odama geldiğimde yeni bir güç levası oluşturup kapının tam önüne koydum. Evreni yine yanımda bulmak istemiyordum. Tabi levhayı kontrol ederse yandık ama anlardı heralde rahatsız edilmek istemediğimi.

Yatağın üzerine kadar levhayla geldim ardından yok edip yatağa düşmemi sağladım. Aslında epey eğlenceliydi. Bir tane de el şeklinde oluşturup örtünün üzerime örtülmesini sağlayıp rahat bir uykuya daldım.

..................

Kalktığımda saat öğlen birdi. Ağzımda da iğrenç bir tat vardı. Öncelikle kalkıp lavaboya gittim . Rutin işlerimi hallettikten sonra aklıma güç levhalarım geldi. İşte şimdi oynamanın tam sırasıydı. Hızlıca üzerimi giyindim. Tam kapıya dönmüştüm ki ..... Evet tahmin edin kim olabilir. Tugay !... oluşturduğum güç levhasına suratını yapıştırmış ağzıyla garip şekiller yapıyordu. Beni görünce duraksadı. Ardından kocaman bir gülümseme yayıldı suratına. Elini güç levhasına vuruyordu.

"Hadi Miya aç ta şu şeylerle neler yapabiliriz onları görelim. Kaykay yapmak istediğini duymuştum Evrenden. Havada giden aynı şu filmdeki gibi. "Aslında kızmıştım ama tam bir manyaktı. Aynı benim gibi. Hem burada ki tek arkadaşımda oydu. Diğerleri yanıma pek yaklaşmıyordu. Garip garip bakıp uzaklaşıyor bazende benim hakkımda olduğuna emin olduğum fısıldaşmalar yapıyorlardı.

Güç levhasının yok olmasını istedim. Olmasıyla benim şapşik arkadaşımın yere yapışması bir oldu. Kafasını ovuşturarak kalktı ve yanıma geldi. Eee şimdi ne yapıyoruz?

Ona en havalı bakışımı atıp beklemesi için işaret parmağımı kaldırdım. Ardından hemen konsantre oldum ve neredeyse yer hizasında 2 tane güç levhası oluşturdum. Önce ben birinin üzerine çıktım ardından Tuğaya da aynısı yapmasını söyledim. Oda üzerine çıktıktan sonra havalanmak için tekrar konsantre olmam gerekiyordu. Zaten gerisi kendiliğinden gelecekti. Sadece vücut haraketleriyle kontrol edilebilirdi. Aslında Tugayın da benim gibi zihniyle kontrol edip edemeyeceğini merek ediyordum. Ama görünüşe bakılırsa edemiyordu. İyi bir şeydi galiba bu . Bunlar yalnızca bana özel olacaktı.

Birlikte havalandık. Havada sabit durmak gerçekten çok zordu ki en az iki kere düşmüştüm. Tugay bana göre daha rahattı ama o da zorlanıyordu. Birlikte zar zor da olsa oda içinde işi kavradık ardından.....

Vuuhuuuuu işte buuu ! koridordan uçarmış gibi geçiyorduk. Tabi o arada arkamızda biraz enkaz ve birazcık ta( at yalanı) küfür bırakıyorduk. Hemen hemen herkes elleri havada tabletleri yerlerde bize bağırıyorlardı. Umrumda mıydı? ASLA!

"Sana bahsettiğim merkez ofisi göstereyim mi?"

"Olur. "

"O zaman beni takip et."

Kendimi öne doğru eğerek biraz daha hızlandım. Veee yine harika bir girişle merkez ofis dalmıştık. İçeride yok yoktu. Ama burada daha çok küfür değil fısıldaşmalar duyuyorduk. Yavaşça içeri doğru haraket ettik. Evren hemen üst tarafımızdaydı. Bizi görünce yanımıza yaklaştı . Elimden tutarak beni yanına çekti . Kaykayla anca onun boyuna geliyordum.

"Millet . bu şirketin açılışından beri bahsettiğim Miya . Burada olmanızın nedeni belkide sebebi. Onun hakkında bilmeniz gereken tek şey var. Şirketin asıl sahibi odur. Bu yüzden herkes ona göre davransın."

Evrenin dediklerinden sonra tamamen şoka girmiş vaziyeteydim. Muhtemelen şirketin geri kalanı da öyleydi. Çünkü kısa bir sessizliğin ardından herkes tekrar fısıldaşmaya başlamıştı. Tabi bizim bulunduğumuz yerden inanılmaz bir gürültü şeklinde alınıyordu. Ne yapmaya çalışıyordu bu adam?

ZEXİS:

Buraya geldiğimden beri oldukça rahattım . Hizmetkarlar ... güzel kızlar... harika yemekler... inanılmaz bir saygınlık... üstümü bile kendim giymiyordum. Bunun için bile hizmetkarlarım vardı. Açıkçası buraya geldiğimden beri bana önceden çektirmiş olanlar şok içindeydi. Evren beni buraya çağırırken ortalığa; odamda kendisinin yeni icatlarını denerken uzay boşluğuna ışınlandığım söylentisini yaymış. Bu yüzden de geri geldiğimde de bayağı gürültü kopmuştu. Tabi tek etken öldüğümü sanmaları değildi. Evren burada da çok güçlüydü. Tek bir emriyle kraldan sonra ordudaki en yüksek rütbeye sahip olmuştum. Kralla da oldukça yakındım. Benim gibi boş yere atılmış birçok kişiyi de orduya geri aldırmıştım bu sayede. İntikam için and içtiklerime ise bir şey yapmamıştım açıkçası. Benden alt rütbede olmaları onlara yeterince koyuyordu zaten. Bu arada ne kadar burayı sevsem de ve işler yolunda gitse de Miya yı çok özlüyordum . Fakat ne zaman onu hatırlamak istesem önce bana tanıdık gelen garip şeyler görüyor,( Bazen buna seslerde dahil oluyordu) ardından mide bulantısı ve baş ağrısı geliyordu. Birçok doktora görünmüştüm bunun yüzünden fakat sonuç alamamıştım. Bazen bunlar rüyalarımda da oluyordu. Ne zaman rüyamda Miyayı görsem mide bulantısı ve baş ağrısıyla uyanıyordum.

Bu gün de onlardan biriydi. Yataktan başımı ovuşturarak kalktım. Mide bulantım her zamankinden fazlaydı. Neredeyse koşarak Miya nın evi büyüklüğündeki hertarafı cam ve süslemeleri zexisyum olan( evet zexisyum binlerce yıllık bir kehanetin komutanı olarak atanmış ve inanılmaz ! bir şekilde uzay boşluğunda hayatta kalmış efsanevi ve mucizevi şahsıma hayranlık duyan bilimcilerimizden birinin bulduğu oldukça nadir bulunan yine bu yüzden bir o kadar da pahalı olan bu maddeye ismimi vermişti.) Oldukça hoş renkli bir maddeydi. Mor ve mavi arası içinde ışıkla beraber gökkuşağını anımsatan partikülleri vardı ve benim dışımda da madde den yalnızca kralda vardı. Tabi bu durumda ego patlaması yaşamamak imkansız oluyordu. Halk elimin değdiği her şeye kutsal gözüyle bakıyordu. Yaniii harikaydı. Ama yine de mideme bir çare bulamamışlardı. Sadece boş kasıntılarımın olacağını bilsemde lavaboya eğildim. Başlarda yine aynı olacağını düşünmüştüm. Fakat o da neydi sanki ağzıma doğru bir şeyler tırmanıyordu.!

Çok geçmeden tamamiyle siyah bir sıvı kustum. İçinde parçalanmış ufak devre parçalarıyla birlikte. İğrenç görüntüyü yok etmek için çeşmeyi açtım. İşte o sırada devre parçaları birleşmeye başladı. sanki en büyük kalan parçaya doğru titreyerek çekiliyorlardı.

Hepsi kısa süre içerisinde muntazam bir şekilde birleşti ve denizanası benzeri bir robot oluşturdular. Robot önce duraksadı. Sonra tüm kollarını tek tek haraket ettirip kontrol etti . son alarak başını oynatıp tek gözüyle etrafı incelemeye başladı. kısa bir an göz göze geldiğimizde ise....

Tahmin edin ne oldu. Suratıma atladı. Daha biraz önce midemden çıkması yüzünden rezalet kokuyordu. Fakat oldukça da güçlüydü. Tüm kollarını suratıma geçirmişti ve kafasını ağzıma doğru itiyordu. Sanırım bu arada yüce komutan ( ben tabi kim olucak) çığlığı bastım. (kız gibi evet.) . hemen ardından 2 koruma içeri daldı. Ellerindeki lazer mızraklarıyla suratımdaki şeyi atmaya çalııyorlardı. Ama her parçaladıkları yer önce mavi bir ışık yayıyor ardından eski haline dönüyordu. İşte tam o sırada ! beynime o kadar çok görüntü doldu ki. Gerisi zaten yok.

Kendi yatağımda gözlerimi açtığımda herşeyin rüya olabileceğini düşündüm. Fakat bir yanım kararsızdı. Ta ki doktorumu görene kadar. O kadar olay ... yüzyıllar içinde geçen o kadar olay o kadar hızlı bir şekilde beynime nüfus etti ki! Yavaşça tekrar yatağa yattım . Doktorum endişeli gözlerle beni izliyordu. Tam konuşacaktı ki onu elimle susturdum. Birdaha hatırlayamamaktan çok korkuyordum. Ayrıca ne yapacağımı da bilmiyordum . Aslında son oyununu bozduktan sonra beni neden öldürmediğini de bilmiyordum. Fakat Miya yı onun elinden kurtaracaktım. Her ne kadar onu kendisi yaratmış olsada. O hasta ruhlu şey Reynayı biraz daha yanında tutabilmek için ona sayısız acı çektirmişti. Fakat bu sefer, bu sefer kendi canım pahasına da olsa bu deney birdaha tekrarlanmamak üzere bitecekti.

Continue Reading

You'll Also Like

137K 11.9K 32
Anneleri zoruyla aynı evde kalan hyunlix çifti Yan shipler: Minsung Yeobin Chanmin Jeonbin İlk ficim olduğu için tecrübeli değilim yazım yanlışı fa...
4.4K 448 19
Birbirlerinden nefret eden iki gryffindor genci. Öğretmenlerin artık ikisinin kavgalarından usanması sonucunda artık yapabilecekleri bir şey yoktu. T...
797K 29.5K 44
"Tüm gökyüzünü gözlerine taşımışsın. O maviliği bazen kara bulutlar örtmüş, bazen sağanak almış; hiç utanmadan akmış gözlerinden bir bir..." "Sana h...
500K 14.9K 51
EĞLENCE AMAÇLI YAZILMIŞTIR(yazım yanlışı vardır, düzenleniyor kitap) işten eve dönerken ıssız bir ormanda duyduğu sesin peşine gitti ve bu bulunduğu...