Harry'yle uçak inene kadar uzunca sohbet ettik. Birbirimiz hakkında neredeyse her şeyi öğrendik sayılır. Aşk konusuna gelince ikimizde kaçamak cevaplar vermiştik. Aslında hayatıma kimse girmedi. Bende birinden hoşlanmadım. Lıam dışında... Lıam 2011 yılından beri gözdemdi. Platonik olarak onunla aşk yaşıyordum. Ve Harry'ye bunu itiraf etmek zorunda kalmıştım, çünkü ilk tahmininde tutturmuştu. Sophia'yı kafama takmamamı söyledi. Eğer Liam'da beni severse, önümüzde hiç kimsenin ve hiçbir şeyin duramayacağını söyledi. Modest!'in bile. -Modest! 1D'nin çalıştığı şirket. Onların yerine karar veren kişi desek, daha iyi olur-
Bütün hikayemi anlattım. Ve beni ne olursa olsun yanımda olacağına inandırmıştı. Aynı yaşta olmamıza rağmen ona 'abi' diyeceğim. Çünkü bana hiç sahip olmadığım şefkati ve merhameti gösterdi. Onun gerçekten kocaman bir kalbi var...
Uçak indiğinde ikimizinde bavulları Harry'yi bekleyen Jeep'e yüklenmek için bizden önce gitmişti. -İyi ki etrafta hiç magazinci yoktu. ilk günden dergilerin kapağında fotoğraflarımı görmek istemem!- Beraber arabaya bindik ve yola koyulduk. Harry bir kaç gün onların evinde, (1D grup evinde) kalabileceğimi söyledi. Çocukların sorun çıkarmayacağını söyledi. Çok heyecanlıydım. Louıs, Nıall ve çocukluk aşkım Lıam'la tanışacaktım. Bu rüyalarımda bile zor gördüğüm bir şeydi. Ve ben hala gerçek olduğuna inanamıyordum.
Nihayet eve gelmiştik. Aslında evi gördüğümde şaşırmamıştım. Çünkü bir Directioner olarak tabii kide 1D evini araştırmıştım ve fotoğraflardan görmüştüm. Ama yakından ve canlı canlı görmek sanki ilk defa görmüş hissi veriyordu. Harry bavulları kapıdaki görevliye içeriye taşımasını söylemiştı. Kapının önüne geldiğimizde derin bir nefes almaya çalıştım ama nefesimi yuttum ve bir an nefessiz kaldım. Harry anahtarı çevirdi ve içeriye girdik. Aynı videolarda gördüğüm gibiydi. Sade ve kullanışlı... Salona doğru ilerledik; Louıs ve Lıam PES oynuyorladı. Nıall tahmin ettiğim gibi yemek masasına oturmuş, bir şeyler atıştırırken Lıam ve Louıs'i izliyordu. Harry ''Ben geri döndüm bir espriye ne dersiniz?!'' Diye hevesli bi şekilde çocuklara döndüğünde Louıs; ''Lütfen geri git Harry!!'' dedi ve Niall anında bize döndü; ''Çocuklar Harry eve kız atmış!'' dediğinde ikiside oyunu durdurup bana baktılar ve Lıam'la göz göze geldikten sonra hızla gözümü kaçırdım.Harry koltuktaki yastığı alıp, Nıall'ın kafasına isabet ettirdikten sonra konuşmaya başladı: ''Çocuklar, bu gördüğünüz güzelliğin adı Jessica! Ben kendisinin koruyucu meleği oluyorum da.. Belki tanışmak istersiniz.''
''Tahmin ediyim; eski sevgilisinin elinden kurtardın?''
''Yanlış tahmin. Aynı uçaktaydık ve bir anda kaynaştık. Koruyucu meleğim ve aynı zamanda ağabeyim olur kendisi.'' diyip Louıs'ten gözlerimi ayırıp Harry'ye bakıp göz kırptım.
Lıam; ''E aramıza hoşgeldin o zaman Jessıca!'' dediğinde Lıam'a baktım. Sosyal medyada ve telefonumda görüp ekranı öptüğüm gülüşüyle bana bakıyordu. ''Teşekkürler...''
Lıam'dan:
Nıall'ın söylediğinden sonra odadaki kız parfümünün kimden geldiğini anlamıştım. Açık kahverengi saçları ve kahverengi gözleriyle bayağı taş bir kızdı. Gözlerimiz buluştuğunda gözlerini kaçırması biraz garipti. Kızı gördüğümde kalp atışlarım hızlanmıştı. Hayır Liam! Hem sen ilk görüşte olan hislere inanmazsın. Hem Sophia ile evleniceksin. Tamam aramız bozuk ama, olmaz. Yeni gördüğün bir kıza... Hayır Lıam! Öyle bir şey olamaz, olmamamlı!
Kızı baştan aşağıya incelerken Harry'nin sesiyle hepimiz onu dinlemeye başladık: ''Çocuklar, bu gördüğünüz güzelliğin adı Jessica! Ben kendisinin koruyucu meleği oluyorum da.. Belki tanışmak istersiniz.''
''Tahmin ediyim; eski sevgilisinin elinden kurtardın?'' Louıs'in sorusundan sonra Jessica dışında hepimiz kıkırdadık; ''Yanlış tahmin. Aynı uçaktaydık ve bir anda kaynaştık. Koruyucu meleğim ve aynı zamanda ağabeyim olur kendisi..''
Jessica'nın cevabından ve ses tonundan etkilendiğimi itiraf edebilirim.
''E aramıza hoşgeldin o zaman Jessıca!'' dememle hızla bana doğru döndü ve şaşkın gözlerle bana bakıp; ''Teşekkürler...'' dedi. Yeni bir yola girmiş bulunmaktasın, tebrikler Lıam!
Jessica'dan:
Louıs ''Gelsenize. neden ayaktasınız?'' dediğinde ikimizde koltuklara geçtik. Nıall elindeki tabağı mutfağa bırakıp yanımıza geldi. Ben Harry'yle yan yana otururken karşımızda da Nıall ve Lıam oturuyordu. Louıs'te hemen yanımızdaki tekli koltukta oturuyordu. ''Eee Jessica?''
''Tamam, anladım. Başlıyorum.'' dediğimde Louıs anlamaz gözlerle ve garip bir gülümsemeyle yüzüme bakıyordu.
''Adım Jessica, soyadım Albert. Aslında ikinci bir adım daha var ama onu kullanmıyorum. Los Angeles-California doğumluyum. Ailemi iki sene önce bir trafik kazasında kaybettim. Tek çocuktum ve pek akrabamız yoktu. Bu yüzden kendi başımın çağresine bakmak zorundaydım. Bir çok zorlukla karşılaştım, ve bunları zorda olsa atlattım. Üniversiteyi dondurdum. İşletme okuyordum.. Londra'ya yeni bir hayat için geldim ve uçağımın rötar yapmasıyla Harry'yle tanıştım. Ve yeni hayatıma ilk adımı attım. Ve şu an sizinle aynı havayı soluyo olmak çok güzel bir duygu. Tanıştığıma memnun oldum.'' bu hikayeyi Harry'yle uçakta uydurmuştuk. Tek çocuk olmam ve Londra'ya geliş amacım dışında diğerleri yalandı. Çocuklar beni hayretle izlerken Louıs: ''Ben üzgünüm. Hatırlattığım için. Gerçekten, çok üzgünüm.''
''Sorun değil alıştım artık. Hem anlatmaya hem de yokluklarına. Üzülmeyin, bilemezdiniz.'' diyip Harry'ye kısa bir bakış attım.
Lafımı bitirdikten sonra birkaç saniye sessizlik oldu ve bi durumdan rahatsızlık hissedip sessizliği bozdum: ''Ayrıca 2 yıl Türkiye'de yaşamıştım. Oranın yerlisi gibi olmuştum. Türk mutfağında çok iyiyimdir. Sizinde özellikle Nıall'ın türk mutfağını çok sevdiğini biliyorum. Canınız kebap çekerse veya herhangi bir türk yemeği, emrinize amadeyim gençler!''
''Harikasın Jessica! Karnımda ziller çalıyor..''
''Tabii abicim, hemen!''
''Jessica. Ben seni çok sevdim. sen hep burda mı kalsan?'' Nıall'a tatlı bir gülümsemeyle bakarken Harry, Nıall'a cevap verdi:
''doymadın mı motherfucker!!'' Lıam'da Harry'ye dönüp;
''O doyar mı hiç?!''
''Evet, doymam! Açım benn doyurun beni!''
''Tamam, sorun yok. Anlaşılan şu an herkes aç. Bana mutfağın yerini gösterin, gerisini bana bırakın.'' diyip hepsine gülücükler saçtım. Harry ilk önce bana bakıp sonra Lıam'a baktı ve: ''İstersen Lıam göstersin Jessıca. Hem Lıam'da sen yemek yaparken seni izler ve bir şeyler öğrenebilir.'' Harry'ye gözlerimi kocaman açıp baktım. Gıcık ya. İlla beni utandırıcak!
''Ama ben biri beni izlerken bir şey yapamam ki. Ben yemekleri hazırlasam, illa yardım etsin dersen, o da sofrayı hazırlar. Nasıl fikir? Bence çok iyi fikir.''
''Benim kulağımada iyi gibi geldi. Hem Harry ben yardım edersem bi anlamı kalmaz, dimi?'' Lıam Harry'nin cevap vermesini beklemeden: ''Gel Jessıca. Ben sana mutfağı gösteriyim.'' dediğinde hızla kalktım ve Lıam'ı takip ettim. ''Burası mutfak gördüğün gibi; şu dolapta tencere-tava falan, şu dolapta tabaklar, şu çekmecede de çatal-kaşık-bıçak türü şeyler işte.'' o bana malzemelerin yerini gösterirken bende onu hayranlıkla izliyordum. Bir an onunla beraber yemek yaptığımı hayal ettim. Böyle evimin direği, çocuklarımın babası olmuş. Hayallerimin erkeği... ''Yardıma ihtiyacın olursa seslenmen yeterli.''
''Hı? Ha tamam. Teşekkürler'' dediğimde ikimizde birbirimize bakıp gülümsedik. Bir kaç saniye gözlerimiz kenetli kaldıktan sonra ''kolay gelsin sana'' diyip hızla mutfaktan çıkması çok garip olmuştu. Buz dolabının kapağını açtım ve yeşil fasulye gördüğümde şaşırmıştım. Fasülyeyi alıp, hızla saplarını ayıkladıktan sonra, diğer sebzeleri de doğramaya başladım...
Lıam'dan:
Jessica'ya mutfağı ve malzemelerin yerini gösterdikten sonra salona geçtim. Salona geçtiğimde Nıall ve Louı oyuna devam ederlerken Harry de telefonunda bir şeyle ilgileniyordu. Nıall'ın yanına geçip oturduğum anda Louı'nin gol atmasıyla Nıall bana doğru dönüp; ''Lıam gider misin şurdan! Senin yüzünden gol yedim.''
''Yemediğin bi o kalmıştı zaten Nıall!'' dedim ve Louıs'le birbirimize katıla katıla güldüğümüzde Nıall oyunu tekrar başlatıp Louıs'in kalesine topu isabet ettirmişti. İkimize dönüp; ''Hem yerim, hem yediririm! Budur bee!!'' Louıs'le Nıall oyuna tekrar döndüklerinde Harry'de merdivenlere doğru yönelirken:''ben duş almaya gidiyorum çocuklar, haberiniz olsun. Sonra görmek istemeyeceğiniz manzaralarla karşılaşmayın! Benim için bi sakıncası yok, ama sizin ruh sağlığınız için diyorum''
''Tamam Harry anladık biz seni. hadi sen, git'' koltuğa geçip çocukların oyununu izlemeye başlamıştım. Ama nedense aklım Jessıca'daydı.
*yarım saat, bir saat sonra*
Louı oyunu 7-5 kazanmıştı ve Harry'de yanımıza gelmişti. Çocuklarla oturmuş, 2 hafta sonraki konseri konuşurken Harry bana doğru döndü ve: ''Lıam, Jessica'ya bi baksana. Belki yardıma ihtiyacı vardır.'' ''Tamamdır.'' büyük bir hevesle yerimden kalktım ve mutfağa doğru ilerledim. Mutfaktan gelen yemek kokuları dışında, güzel ve aynı zamanda huzur verici bir seste duydum. Bu güzel ses 'Story Of My Life'ı söylüyordu ve benim seslendirdiğim bölüme gelince sesini daha da yükseltmesi istemsizce gülümsememe neden olmuştu.Hafif aralıklı olan kapıyı yavaşça açıp içeriye girdim ve kapının karşısındaki tezgaha yaslanıp, ''sesin çok güzelmiş'' dediğimde yerinde sıçrayıp bana doğru döndü. ''korkuttuğum için üzgünüm.''
''ah! önemli değil, dalmışım.''
''yardıma ihtiyacın var mı?''
''yemekeler hazır. İstersen beraber sofrayı hazırlayalım.''
''olurr!'' tam tabakları almak için dolabın kapağını açarken Harry geldi ve: ''Biraz daha beklersek, hiç doymayan Nıall'ımız, Louıs'imizi yiyecek!'' hepimiz kıkırdarken el birliği ile sofrayı hazılamaya başladık.
Sofrayı hazırladıktan sonra herkes masaya oturdu ve yemeye başladı. Ağzını şapırdata şapırdata yemek yiyen Niall'a dönüp: ''oh, hayır Nıall! Yavaşla biraz! Tamam yemekler çok güzel ama ölmeni istemeyiz, dimi!'' dediğimde Jessica dışında herkes kıkırdamıştı ama Jessıca sadece o güzel gülümsemesiyle bana bakıyordu. Gözlerimi ondan kaçırarak; ''çocuklar Jessica'nın sesi çok güzel, duymanız lazım.''dediğimde Jessıca gözlerini kocaman açarak bana bakmıştı.
Jessica'dan:
Yanaklarımın kızardığını hissediyordum.Lıam benden habersiz sesimi duymuş olabilir, ama bana bakan dört çift gözün karşısında, ASLA! Harry: ''Lıam bile biliyo, ve ben bilmiyorum öyle mi?''
''Hayıır. Mutfakta yemekleri hazırlarken kendi kendime söylüyordum ve Lıam'da duymuş, o kadar.''
Louıs: ''Mutfak fantazisi ha!!'' diyip kahkaha atınca Harry ve ben ''LOUIS!!'' diye onu uyardık. Lıam'da ''Bir bakıma'' deyip kahkaha attı ve kimse gülmeyince ''sadece şakaydı'' demesi kıkırdamama neden olmuştu. Nıall, ''hadi ama Jessica söyle. Hem bizde sana eşlik ederiz. Utanmana gerek yok''
Hepsi söylemem için beni ikna etmeye çalışırken, ''Tamam! tamam söyleyeceğim, ama beraber söyleyeceğiz.'' dememle hepsi ''tamam'' dedi ve hep birlikte 'Once İn A Lifetime' şarkısını söylemeye başladık.
Lıam'ın gözlerini benden ayırmaması heyecanlanmama ve kötü hissetmeme neden oluyordu. -kötünün iyisi- O kadar uyumluydu ki seslerimiz, dinleyenin ayırt etmesi zor olabilirdi.
Şarkı bittiğinde hepimiz Louıs'in ciddi çıkan sesine doğru yöneldik: ''Jessıca, grubumuza katılmaya ne dersin?''