Merhaba...yine ben...bu gece daha çok göreceksiniz beni;)
Sizi sıkmadan bölümü ekleyeyim...kara bu bölüm daha bir tatlı daha bir şaşkın...ben çok eğlendim yazarken dilerim siz de beğenirsiniz...:)
Medyaya eklediğim müzikle okumanızı tavsiye ediyor ve aradan çekiliyorum...yorumlarınızı deli gibi merak ederek...keyifli okumalar...:)
15.Bölüm '' Merhaba...''
''İki Seçeneğin Var;
Ya Kal...
Ya Gitme...''
Özdemir Asaf
Sabah uyanır uyanmaz hemen yapılacaklar listemi yazmaya başladım.
*Nasıl sevişilir öğrenilecek? Ama edepli edepli...
*Cihat itini bul...
*Salih ve Başak'ı evlendir...
*Gülüm'ü öpmek için bir kuytu bul...
Odanın kapısı açılınca başımı kaldırıp baktım.Babaannem saçına doladığı çubuklarla,geceliğiyle gözleri pörtlemiş bana doğru yaklaşmaya başlayınca yatakta geriye doğru gitmeye başladım...
Allah...
''Demir...''
Gözlerinden yaşlar akmaya başlayınca anında yataktan kalkıp babaanneme sarıldım.Elleriyle iyi olup olmadığımı anlamak istercesine yokladı.
''Demir bugün bir yere gitme olur mu pamuğum?''
Kaşlarımı çattım.
''Babaanne bugün depoya gitmem lazım...''
Gözlerindeki hüznü silmek isterdim... Kim bilir ne ateşler yanıyordu içinde...evlat kaybetmişti...bilmiyordum nasıl bir acıydı. İnsan aynı acıları bile farklı yaşarken hiç bilmediği bir acıyı nasıl anlardı ki?
''Tamam, gitmeyeceğim ama tüm gün evde ne yapabilirim?''
Gözlerindeki hüznün çoğu gitse de hala saklı bir köşede kalan saklı acısını görebiliyordum...hatta neredeyse dokunabiliyordum...
''Gülüm'ü az sıkıştır pamuğum ama sakın ileri gitme tamam mı melek yüzlüm...sonra namusun dillere düşer alimallah...''
Kahkahama engel olamadım. 1.90 boyunda adamdım...Gülüm yarım kadardı...ve ben kendimi koruyacaktım öyle mi? Sanki anlamış gibi gözleri alev alev ateş attı...
''Bana bak...pamuğum bilirim ben seni o gözler fır dönüyor...keserim görürsün senin şeyi...''
Gözlerimi kocaman açıp ağzımı kapattım elimle...Elimdeki kağıdı çekip okuduğunda gözleri gözlerimi buldu.Birden ensemden tutup çekti.
''Bana bak azgın pamuk keserim...duydun mu? Sadece öpücüğe izin var..O bize babasının emaneti karam...biliyorum sen şerefli bir adamsın ama bu kadar severken ne olur bekle oldu mu?''
Başımı salladım.
Arkasını dönüp giderken başını tekrar bana çevirip son golü attı.
''Çabuk ol,eski bir şeyler giy gel...cam sileceğiz bir de sarma saracağız...bir de olmadı toz alabiliriz...''
''Babaanne ağdaya ne zaman gideceğiz?''
Kahkaha atarken lafı gömdü hatun.
''Bebeğim canın yanar...Pofuduk ayım benim...''
Allah'ım başımdan eksik etmesindi bu hatunu... Anne olmuştu...baba olmuştu..yar olmuştu yaren olmuştu bana...İyi ki vardı ...
Üstüme eski eşofmanı giyip bir de tişört geçirip aşağıya indim.Salonun girişinde üstünde eski eşofmanının içinde bile bu kadar güzel olmayı nasıl başardığını bilmediğim bir ahu gözlü duruyordu.
Yeşil gözleri gözlerimi buldu.Önce bir parıltı geçti sonra o parıltı tüm yeşillerine dağıldı.Allah'ım bu kadını ne kadar güzel yaratmıştı böyle...İsyan etmeyecektim etmezdim ama bu kadar güzellik de yazıktı be bu Demir kuluna...
''Demir...''
Bu kadının sesini her duyduğumda içimden taşan tek şey oluyordu...
'Ölürüm ha...'
''Gülüm...''
Dudakları kıvrılıp gözlerinin kenarında oluşan o minik çizgilerin her belirişinde ben de o çizgilerde kayboluyordum...
''Sen de mi temizlik yapacaksın?''
Bir kadın her haliyle güzeldi ama gülen bir kadın her şeyden her zaman çok güzeldi...Bir kadın sadece mutluluktan ağlamalıydı.Başımı salladım.Gülümsediğinde içime doğan umutlar vardı...içime doğan ve hiç batmayacak umutlar...
''Ya sarma saracaktım ya cam silecektim...''
Başını bilmiş bilmiş sallayıp yanıma yaklaştı.
İçime sıcaklar basıyordu...Yok arkadaş bir an önce benim olmalıydı bu ahu gözlü...
Parmak uçlarında yükselip tam dudağımın kenarından öptü...Ben Demir oldum olalı böyle bir şey hissetmemiştim.Başımı çevirip o bal dudaklarını ağzımın içine hapsettim.
Babaannem görse oyardı...
Hatta oymak ne demek nakış bile yapardı ama konu Gülüm'se koy götüne kara...
''Hay ben böyle işe...''
Kıçıma yediğim terlikle sustum.Yahu kocaman adamdık hala terlik hala terlik.
''Öp dedim ye demedim pofuduk ayım...''
Babaannem konuşacakken Salih ve Başak'ın bile eşofmanlarını giydiğini görünce gülecekken başımı eğdim...Çok yaşa sen babaanne...
''Salih...biz nereye temizleyeceğiz?''
Başak artık Salih'in yanından hiç ayrılmıyordu...Salih zavallım rengi dönmüş kırmızıya,ecel terleri döküyordu.Kolay mıydı be uzaktan sevmeye bile doyamazken bir de bu kadar yakınında olsun sevdiği...
''Sarışın biz sarma saracağız...''
Başak'la Salih mutfağa geçerken bana bakıp göz kırptı.
''Kalem gibi olmazsa yersin dayağı..''
Elini kaldırıp orta parmağını çıkardı.
Dilimi çıkardım...
Ayağını kaldırdı...
Kolumu gösterdim...babaannem bağırdı.
''Sidik yarışınız bittiyse yerinize hemen...yoksa geliyorum makasla pipinizi kesmeye...''
Salih eliyle önünü kapayıp koşa koşa mutfağa girdi...Ben mi yerde yuvarlanarak gülmeye başladım...Ta ki elinde makasla babaannemi görene kadar...
Akşama kadar cam,kapı bütün düz yüzeyleri sildim...Gülüm'e ne zaman yaklaşsam burnumun dibinde biten Selma sultana rağmen tam üç öpücük çaldım...Ben de Demir'sem nikahtan sonra Gülüm'ü on gün odadan çıkarmayacaktım...
Cebimden telefonu çıkardım...Koltuğun arkasına geçip oturdum...İnternete girip yazdım...
*Edepli sevişme nasıl olur?
Ekranda çıkanları görünce sesime engel olamadım.
''Çüşşşşşş...''
''Çok geçmeden babaannemin sesi geldi.Yetişin komşular dağ gibi pofuduğun bir yeri kırıldı...''
Haysiyetime sıçtın babaanne...
Tam elimle kapatma tuşuna basıp kalkacakken babaannem elimden telefonu çekti.
''Evine taş yağmasın emi pofuduğum bu ne?''
Başımı yere eğdim...ben yanlış bir şey yapmamıştım ki...
''Babaanne ben şey-''
'' Demir...''
Sesindeki şefkati hissettiğim an başımı kaldırıp göz göze geldim.
''Özür dilerim bebeğim...sana yetemediğimi biliyorum...''
Tam duygusal konuşmanın içine girip elinden telefonu çekecektim ki gözlerinde yanan ateşle üstüme doğru yürümeye başladı.
''Eşşek herif bunun için internete mi bakılır? ''
Başımı eğip ellerime baktım...
''Nereye bakacağımı bilmiyorum ki babaanne...ben Gülüm'den başka kadın bilmiyorum...bilmek de istemiyorum...başka nereden öğrenilir ki?''
Başımı kaldırıp babaannemle göz göze geldim.Gözlerinde cirit atan şeytanları görmesem vallaha inanırdım yüzünün üzgün duruşuna...
Baktı...
Baktı...
Sonra birden kahkaha atmaya başladı.Gözlerinden yaş gelene kadar gülmesi değildi de sorun bir de ahu gözlümü fark edince yanakları al al olmuş...
Ah be kara oğlum dedim içimden yandın sen...yandın...
Bu kadına bin can feda....binlerce yemi feda...Yeminim olacaktı bu kadın...Allah'a...ruhuma ve tüm alemlere yapılmış en büyük yemin...
''A benim salak oğlum...madem bu kadar korkuyorsun Gülüm'ü bu kadar seviyorsun...aklına gelmiyor mu hiç...en doğru yolu ruhunuz,kalbiniz bulur be güzel evladım.Sen gibi seven adamlar bulur doğruyu...en şefkatli sevmeyi...sadece sev be pamuğum...korkma sevmekten...incitmeden,kırmadan sev...''
Telefonumu elime verip salondan çıktı.O çıkar çıkmaz ahu gözlümü kendime çekip sarıldım.Başımı boynuna gömüp derin derin çektim o kokuyu...Göğsümde kıpırdanan ahu gözlüme başımı çekip baktım.
''Özür dilerim... Amacım seni incitmemek için doğrusunu öğrenmeye çalışmaktı ama yine elime yüzüme bulaştırdım.Sen aklıma düşünce ne oluyor biliyor musun?''
Kendini geri çekip benimle bakmaya başladı.Dudağının kenarını dişleyip başını iki yana salladı.
''Hasretimmişsin...bunca yıl aradığım...özlediğim...eksikliğinin farkında olup asla bulamayacağımı düşündüğüm sevdamsın sen ahu gözlüm...Bu ne demek biliyor musun?Sana dokunmak yanmak...Ama dokunmamak ölmek...''
Başını eğip yanaklarını benden sakladı.Çenesinden tutup yüzüme bakması için bekledim.
''Ben bir babamı bildim Demir...erkek...baba...sevgili...her şeyimdi ama sonra sen çıkıp geldin.O kapıdan girdiğin anda kalbim senin avuçlarındaydı zaten...Kara kara bakıyorsun ya ve bazen gülümsüyorsun...Nefesim kesiliyor...Kalbimin kanatları varmış ve sana uçuyormuş gibi...''
Kendime çekip dudaklarını dudaklarıma hapsettim.Aldığım tat,hissettiğim duygunun tarifi yoktu.Dudakları değildi sevdiğim ruhuydu öptüğüm...değdiğim...
''Abi,telefon gelmiş acil...''
Gülüm'ün dudaklarından çekilip kapıya döndüm...
''Hemen giyin çıkalım,on dakikaya kapıda olurum...''
Merdivenlere dönecekken elimde hissettiğim sıcaklıkla içim ürperdi.Üşür müydün sıcacık bir dokunuşla?
Üşürdün tabii...eğer kimse böyle sıcacık dokunmamışsa üşürdün...
Her dokunuşu özelse üşürdün... ve dokunan özelinse, sevdaysa hem de ayazda kalmış gibi üşürdün...
''Kendine dikkat et Demir lütfen...''
Gözlerinden öptüm...
Odama çıkıp giyinip,aşağıya indim...Dışarıya park etmiş arabaya bindim.Salih'in elindeki silaha bakakaldım. Başını çevirmiş eve dalmıştı.
''Can ne oldu?''
Gözlerini zorlukla çekti.
''Başak...Başak'ın canını yakan itleri polise teslim etmiştik...serbest bırakılmış abi...ama bu silahı yanımda tutarsam öldürürüm o itleri...sen alır mısın yanına?''
Kaşlarım çatıldı.Elime silah değmemişti hiç...Namussuza hatta şerefsize bile çekmemiştim silah ben...
''Silahı bırak Salih...olmaz o iş...ben o şeyi belime takarsam ihanet ederim kendime...Kardeşlerime...biz yemin ettik değmeyecek diye elimize o şey...''
Başını sallayıp son kez eve baktı.Başımı çevirip kapıya baktım.Gülüm'e sarılmış Başak'ın ağladığını görmek...
Torpidoya bıraktığı silahı eline alacakken elini tuttum...
''Gerek yok...Karakola gelip belinde silahla adam mı kaldıracaksın can?''
Gözleri dolu dolu bakıyordu.
''Ona dokunmalarını kaldıramıyorum abi...yanlış anlama o benim namusum...dünyadaki en masum en dokunulmamış olan gözümde ama onu incittiler be Demir abi...ben kıymadığım için uzak dururken onlar incitti.''
Gözlerimden akan yaşa engel olamadım.
Biraz beklediğimizde çıkan şerefsizleri görmek ölüm gibiydi.Karakolun önünde durduklarında boyunlarına atlayan iki küçük kızı gördük.Arabadan inip onlara doğru yürümeye başladık.
Hala yüzlerinde bizimkilerin bıraktığı izleri taşıyorlardı...bir de alınlarına basılmış damga tabii...
Gözleri büyüdü kızları arkalarına aldılar. Salih dayanamayıp birden belinden çıkardı silahı...
''Yaşayamam ben siz nefes alırken...sizin gibiler yaşamamalı...''
Kızlar hıçkırarak ağlamaya başladı.Polisler etrafımızı sardı.
Lan...
Lan...
Ulan, salak Salih karakolun önünde adam mı öldürecekti bu salak?
Hiç düşünmeden adamların önüne atladım.
Her şey çok ani oldu.
Silah sesi,polislerin üstümüze çullanması her şeye rağmen yüreğime bomba gibi düşen Gülüm'ün çığlığı...