Jimin arabayı çalıştırdı ve biraz ilerledikten sonra konuşmaya başladım :
- O gittiğimiz yerde... İçeride ne olduğunu söylememiştin. Sormayacağım, sadece tahmin edeceğim ve doğru olup olmadığını söyle.
- Anlamışsın. Evet , senin için öldürdüğü kişilerin cesetleri vardı. Benim bile midem bulandı, sana gösteremezdim.
- Youngjae için de aynı şeyi yapmak istiyor.
Jimin arabayı ani bir şekilde durdurdu.
- Ne ? Buna devam etmesine izin veremeyiz.
- Anlaşma yaptım , onu ikna etmeme imkan yok ama dört gün istedim. Youngjae ayaklanmazsa yapabileceğini söyledim. Başka çarem yoktu.
- Anladım. Eğer düzelmezse Daehyun'u bir yere kapatalım bence , kaçamayacağı bir yere.
- Aklımdan tam da bu geçiyordu.
Jimin arabayı tekrar çalıştırdı ve yavaş yavaş yollarda ilerledi.
Birden karşımıza Youngjae çıkmıştı.
Jimin tekrar arabayı durdurdu ve birlikte donakalmıştık ona bakarken.
Youngjae git gide yaklaştı ve arabanın sağ tarafına ilerledi , yanıma geliyordu.
Camdan bize baktı ve tıklattı :
- Açın şu camı !
Jimin gözünü Youngjae'den çekmeden elini kapısındaki cam kumandalarına attı ve Youngjae ile benim aramdaki camın yok olmasını sağladı.
- Neden benim yanımda değildiniz ? Değer verdiğim dört kişi var ve ben neden onlardan sadece Jeongmin'i yanımda gördüm? Jimin , Angel , Daehyun ! Neden yoktunuz ? Ayrıca Daehyun nerede ?
- Angel. Düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun ?
- Daehyun'un bir şeyler yaptığını düşünüyorsan evet Jimin.
Youngjae bir Jimin'e bir bana baktı ve :
- Neymiş o düşündüğünüz şey ?
- Daehyun kesin ağlamaya gitmiştir diye düşünüyorduk. Neyse , bin arabaya. Seni ve Angel'ı eve bırakayım. Sonra Daehyun'u aramaya çıkarım.
Youngjae kafasıyla onayladı ve benim olduğum yerin kapısını açtı ,elimden tutup aşağı çekti.
Kapıyı kapatıp arka kapıyı çoktan açtı. Yanına oturmam için beni de çekiştiriyordu aynı zamanda.
Jimin dikiz aynasından bize baktı ve yavaş yavaş sürmeye başladı. Youngjae ise hala elimi tutuyordu ve bırakmaya da niyeti yoktu.
Diğer eliyle de başımı omzuna yapıştırıp üzerine kendi başını yasladı. Arada öpüyor ve kokluyordu.
- Youngjae. Çok hızlı gitmiyor musun ?
- Angel , 9 yıl önce ne şekildeydik bir bilsen. Seni o kadar çok özledim ki...
Sesimi çıkaramamıştım , sadece bizi izleyen Jimin'in gözlerine bakabiliyordum.
O da beni seviyordu ve nasıl bunlara dayanabiliyordu ? Sevdiğim kişinin yakın arkadaşımla sevgili olduğunu bilsem ve gözümün önünde flörtleşseler herhalde katil olurdum.
En sonunda eve geldik ve Jimin'e daha fazla acı çektirmemek için Youngjae'den kurtulup arabadan önce indim.
Bir süre önce Youngjae'in açtırdığı camdan Jimin'e baktım.
- Özür dilerim , karşında böyle olduğumuz için.
- Tamam , sorun değil. Sen mutlu ol , ben arkadaşın olmaya da razıyım.
Dedi ve yanağımı okşadı elini uzatıp. Youngjae cama yaklaştı ve Jimin hemen elini çekti.
- Youngjae , geçmiş olsun tekrar. Ben Daehyun'u bulmaya gidiyorum, size iyi eğlenceler.
Dedi ve kıskançlıktan kuduracak olan Youngjae'yi dinlemeden basıp gitti.
Sakinleşmesi için elini tuttum ve başını üzerime çevirdim.
- Jimin'e mi aşıksın bana mı Youngjae ? Onun arkasından bakakaldın nedense ?
Parmak ucunda kalktım ve dudaklarına ufak bir öpücük verdim. Sersemleşmişti.
Yanakları kızardı ve tutmadığım elini ensesine götürdü, oradaki saçlarını karıştırmıştı.
Beni çekiştirip kapının oraya götürdü ; anahtarı halının altından alıp açtı ardından da kucağına alıp odamıza çıkarttı.
Yatağa yatmamı sağladı ve üzerime çıkıp dudaklarıma yapıştı.
Her verdiği boşlukta onu itmeyi çalışıyordum fakat bu imkansızdı.
O vampirdi ve ben de sıradan bir insan...
- Youngjae...Dur...Lü-lütfen!...Dur...
Gözlerimi korkudan sıkmıştım ve bir süre sonra istediğimi yapıp duran kişiye baktım.
Tam üzerimde durduğundan ellerini yanlarıma gerdirerek destek alıp bana yük vermemeyi çalışıyordu.
Gözlerimiz aynı hizadaydı ve birkaç saniyeyi birbirimizi izleyerek geçirmiştik.
- Youngjae , sen vampirsin ve ben bir insanım. Birlikte olursak yaşayacağım acıyı tahmin bile edemiyorum. Lütfen bunu yapmayalım.
- Nasıl yani ? Sen melez değil misin ? Kai'yle birlikte ışınlanıyordunuz ve Kai çok yorgundu , tek başına yapamazdı hatta ?
- Kai benden hoşlanıyormuş , onun yanında olmam kendisine güç vermiş.
- Kai senden ne ?
- Duyduğuna eminim , tekrarlamayacağım.
- Ben de öyle düşünmüştüm.
Dedi ve geri çekilip kapıya yöneldi , açtı ; ardından da sinirle çıktı.
Umarım Kai'ye zarar vermez...
Yatakta oturdum ve etrafa bakmaya başladım.
Bir süre sonra ayağa kalkıp koridora çıktım.
İleride Youngjae vardı ve yavaş adımlarla bana doğru geliyordu.
Çıktığım kapının çerçevesine baktım ve çok büyük bir örümcek gördüm.
Youngjae bunu fark edip kulaklarını kapattı :
Tam çığlık atacaktım ki arkamdan bir el ağzımı kapattı ve sesimin çıkmasını engelledi.
Korkum geçtikten sonra ağzımdan el çekildi ve örümceğin üzerine doğru ilerleyip pestil yaptı.
Arkama döndüğümde bu kişinin Kai olduğunu gördüm ve Youngjae de bu ortamda olduğu için tedirgin hissettim.
Arkadan hızlı adımlarla geldi ve elimi tutup kendine çekti.
- Angel'ın fobisini nereden biliyorsun Kai?
- Daha önce korktuğu için kucağıma atlamıştı. Bu yapacağını da tahmin etmek zor olmadı.
- Kucağına mı atlamıştı ?
Youngjae bana baktı ve açıklama bekler gibi gözlerime odaklandı.
- Ne yapabilirim ? Fobi sonuçta! Ne yaptığımı bilmediğim için her şey olabilir.
- "Her şey" olmasın da...
- Youngjae , çok sıkıyorsun. Benim de bir hayatım var. Bir insana göre çok yoruluyorum.
Dedim ve elini tutmayı kestim.
İkisi de bana büyük gözlerle bakıyordu.
Youngjae ; dediklerime şaşkınlığından , Kai ise ; İnsan dememe olan şaşkınlığından.
- Kai , sonra sana birileri anlatsın. Ben insanım ; melez değil !
- A-ama ?
- Jimin ve Daehyun gerçekleri biliyor, onlarla konuş.
Dedim ve arkamı dönüp dış kapıya ilerledim.
Sokakta bir süre yürüdükten sonra karşıma Linda çıktı.
Bu taraflarda ne işi vardı onun ?
- White ?
Dedi ve yanıma geldi.
- White değil, Angel. Kimliğimi buldum. Hatıralarımın da bir kısmı yerine geldi hatta.
- Çok sevindim. Peki nerede kalıyorsun ?
- Şu büyük köşkte kalıyorum.
Çıktığım yeri gösteriyordum elimle.
- Jeongmin'in yakını falan mısın ? Kuzeni gibi ?
- Hayır , eski sevgilisiyim.
- Sen o Angellina mısın ? Angellina Wings ?
- Evet ama sen nereden tanıyorsun o ismimle beni ?
- Sen ortaya çıkana kadar Jeongmin benim sevgilimdi. Seni bulduğumuz gece , birisi ortalıkta gördüğünü ona söylemiş ve bunu duyduğunda da beni terk etti. Ben de gidip sinirle onu vurdum.
- Ne? Onları sen mi vurdun ?
- Onları ?
- Youngjae ve Jeongmin ? İkisi de üst katta vuruldular. Youngjae'in durumu çok ağırdı hatta.
- A-amacım o değildi.
- Neyse , geçti artık. Üzülme.
- Jeongmin'le birlikte olmayı düşünüyor musun Angellina ?
- Hayır , Youngjae'yle çıkıyorum. Şansını deneyebilirsin Jeongmin üzerinde.
- Sen olduğun sürece bana bakmaz. Jeongmin'le , gece birlikte olurken bile senin adını sayıklıyordu. Bu çok acı bir şey. Defalarca birlikte olmuşsunuzdur heralde onunla , alışkanlık gibi adın ağzından düşmüyordu Jeongmin'in.
- Beni hayal ediyordur belki seninle birlikte olurken , bilemem orasını.
- P-peki neden ayrıldınız ?
- Öldüm.
- Unutmuşum. Tamam , buraları anlatmıştı.
Telefonuna mesaj geldi ve baktığında :
- Üzgünüm , benim gitmem gerekiyor. Sonra görüşürüz, eğer istersen ?
- Tabii.
----- 7. Bölüm Sonu -----