NOVICE WITCH'S LOVE ✔

By SoMiBaekChan

153K 13K 18K

Sehun, güçlerini yeni keşfetmiş bir cadıdır. Temel şeyleri yapabilmektedir, ancak bulduğu kitap ile daha çok... More

*Tanıtım*
-Karakterler Hakkında-
-1. Bölüm-
-2. Bölüm-
-3. Bölüm-
-4. Bölüm-
-5. Bölüm-
-6. Bölüm-
-7. Bölüm-
-8. Bölüm-
-9. Bölüm-
-10. Bölüm-
-11. Bölüm-
-12.Bölüm-
-13.Bölüm-
-14. Bölüm-
-15. Bölüm-
-16. Bölüm-
-17. Bölüm-
-18. Bölüm-
-19.Bölüm-
-20.Bölüm- (M'imsi)
-21. Bölüm-
-22. Bölüm-
-23. Bölüm-
-24.Bölüm-
-25.Bölüm-
-26. Bölüm-
-27. Bölüm-
-28.Bölüm-
-29. Bölüm-
-30. Bölüm-
-32.Bölüm-
-33. Bölüm-
-34. Bölüm-
-35. Bölüm-
-36. Bölüm-
-37. Bölüm- (M)
-38. Bölüm-
-39. Bölüm-
-40. Bölüm-
-41.Bölüm-
DUYURU
-42. Bölüm- (M)
-43.Bölüm-
-44. Bölüm-
-45. Bölüm-
-46. Bölüm-
-47. Bölüm-
-48.Bölüm-
-49. Bölüm-
-50. Bölüm-
-51. Bölüm-
-52. Bölüm-(M)
-53. Bölüm-
-54. Bölüm-
-55. Bölüm-
-56. Bölüm-
57.BÖLÜM
58. BÖLÜM
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM
61. BÖLÜM
62. BÖLÜM
63. BÖLÜM
64. BÖLÜM
65. BÖLÜM
66. BÖLÜM
67. BÖLÜM
68. BÖLÜM
69. BÖLÜM
70. BÖLÜM *FİNAL*
Final Konuşması

-31. Bölüm-

2.3K 187 298
By SoMiBaekChan

Medya>> SeKai *-*

Şarkı>> Demi Lovato- I Will Survive

***********

-Önceki Bölüm Sonu-

Sehun, son anda durmuştu. ''Ch-Chanyeol!''

''Evet, benim. Lütfen Baekhyun'a bakmama izin ver.''

''Baekhyun mu?'' Sehun, isimle birlikte başını tuttu ve yere diz çöktü.

Yerde yatan Baekhyun, o sırada gözlerini açmıştı ve Sehun ile göz göze gelmişlerdi.

''Se-sehun, sen gücünü kullanabiliyor musun?'' Baekhyun, kafasındaki keskin acı ile yüzünü buruşturdu. Sehun'un gözlerindeki renk geçişleri devam ettiği için Baekhyun'da görmüştü

Sehun, gözleri yaşarırken Baekhyun'a baktı ve dişlerini sıktı. ''Baek- ben-'' diyebilmişti sadece. Sehun'un görüşü karanlığa gömüldüğünde ona Baekhyun'un seslendiğini duyabilmişti.

''Sehun!''

**************

''Sehun''

Baekhyun, uyanan kuzenine seslendi. ''Uyanıyor.'' Dedi ve dikkatle Sehun'u izledi.

Nasıl olur da fark etmezdi... Sehun'un güçleri kendiliğinde ortaya çıkmaya başlamıştı ve Sehun, Kai'yi fırlattığına dair bir şeyler anlattığında; üzerinde daha çok durması gerektiğini düşünmemişti. Bir şeyler onun güçlerini harekete geçiriyor olmalıydı.

''Baek-'' Sehun, gözlerini yarım yamalak açtığında ilk gördüğü şey, Baekhyun'un ona endişe dolu bakışları olmuştu. ''Ne oldu?'' Yerinden doğrulmak istediğinde Baekhyun, yastığını düzeltmişti.

''Hatırlamıyor musun?'' Baekhyun, sorduğunda Kai, elindeki tepsi ile odaya girmişti.

''Uyanmışsın''

''Kai'' Sehun, gelen adama baktı ve ''Neredeyim ben?'' dedi, oda kendi odasına ya da Baekhyun'un odasına benzemiyordu.

''Benim evimdesin bebeğim.'' Kai, yanına geldi. Elindeki tepsiyi Baekhyun' uzattı. ''Dün gece ne olduğunu hatırlamıyorsun öyle değil mi?''

''En son Baekhyun'u yerde yatarken gördüm ve-'' Sehun, düşünüyordu. Ne olduğunu hatırlamıyordu.

''Bak, Baekhyun sana dediğim gibi gördün mü? Bayıldıktan sonra bir şey hatırlamıyor.'' Kai, açıkladığında Sehun, merakla bakıyordu.

''Neyi hatırlamıyorum? Dün bir şey yaptım öyle değil mi?''

''Sehun, sen dün gece güçlerini kullandın'' Baekhyun, anlatmaya başladı. ''Bize saldırdıkları kısmı hatırlıyorsun. Benim yerde olduğumu söyledin. Muhakkak ki, çarpmanın etkisi ile bayılmıştım. Geri bilincimi kazandığımda, sen başımdaydın ve gözlerinin irisleri renk değiştirmişti.''

''Tek bir renkten bahsetmiyor. Bir sürü renk Sehuna'' Kai, Sehun'un yanına oturmuştu.

''Nasıl? Hiçbir şey anlamadım.'' Sehun, Kai'ye sonra da kuzenine baktı.

''Sehun, bunu seninle özel konuşmak istiyorum. O yüzden-'' Baekhyun'un sözünü kesen şey Kai'nin gülümsemesi olmuştu. ''Her şeyi biliyorsun değil mi?'' Baekhyun, Kai'nin ne kadarını bildiğini öğrenmek istiyordu.

''Neyi biliyormuş? Tanrı aşkına, birisi bana şunu düzgünce anlatsın.'' Sehun, sinir olmaya başlamıştı. Konuşulan şeyleri anlamıyordu.

Baekhyun, derin bir nefes verdi ve elindeki tepsiyi, yatağın başındaki komodine bıraktı. ''Sehun, sen seçilmiş olansın'' geri dönüp Sehun'a baktığında söyledi.

''Ne-neyim?''

''Seçilmiş olan'' Kai, demişti.

''Sehun, hani babanın sana anlattığı bir efsane vardı hatırlıyor musun?'' Baekhyun, dolandı ve Sehun'un diğer yanına oturdu. Sehun'un elini tuttu.

''Evet''

''İşte o efsane diye bildiğin hikaye, aslında tamamen gerçek.''

Sehun, kaşlarını anlamadığı için çattı. ''Ben, seçilmişim yani öyle mi?''

''Evet, Sehun. Doğduğun andan beri de bu böyle.'' Baekhyun, Sehun'un nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Belki de ona şimdiye kadar söylemediği için kızabilirdi...

Sehun, gözlerini kırpıştırdı ve aklında dolanan şeyler ile gülümsedi. ''Şaka mı bu? Ben ve seçilmiş olmak.'' Sehun, gülmeye başladığında Baekhyun, öylece bakmaya devam ediyordu. Sehun, Kai'ye baktı ve onunda yarım bir gülümseme ile durduğunu gördü.

''Siz ciddisiniz'' Sehun, gülmeyi yavaşça kestiğinde şaşkınca kuzenine baktı.

''Evet, Sehun ve bu yüzden dünkü saldırının sebebi de onların senin kim olduğunu bilmeleriydi.''

''Bir dakika! Dur şimdi.'' Sehun, rahatça dinleyebileceği bir pozisyon aldı. ''Şimdi her şeyi bana baştan anlat.''

Baekhyun, dikkatle ona bakan kuzenine gülümsedi ve nefes aldı. ''Peki. Sonuna kadar beni dinle o zaman. Başlıyorum.''

************

''Ne dedin baba?'' Chanyeol, şaşkınlık nidası ile sormuştu. Kulaklarının yanlış işittiğini düşünmüştü.

''Ne dediysem o Chanyeol.'' Bay Park, bütün hikayeyi oğluna anlatmıştı.

''Sehun, senin sürekli bahsettiğin o seçilmiş olan mı?'' Chanyeol, inanamıyordu. ''Sen bunu biliyordun ve bunu bana yeni mi söylüyorsun?''

''Bak evlat. Bende birkaç gün öncesine kadar bunu bilmiyordum. Seçilmişin bu kadar yakınımızda olduğunu bilseydim. Senin Baekhyun ile birleşmene de izin vermezdim.''

''Ne yapmazdın?''

''İlk önce şuraya bir otur evlat. Bir de sonuna kadar beni dinle.''

Chanyeol, ne düşüneceğini ya da neye inanması gerektiğini şaşırmıştı. Babasını sonuna kadar dinlese iyi olacaktı.

''Sehun ile ilgili olanları, bende yeni öğrendim. Uzun zamandır onu arıyorduk ve bu kadar yakın olması cidden sinir bozucu. Özellikle de sen ondan hoşlanırken seni Baekhyun ile birleştirmek şu an kötü bir fikir geliyor. Neyse konumuz bu değil. Byun olduğu için her şekilde senin için oldukça etkili olacak.''

''Baba dediklerinin tek bir kelimesini bile anlamadım. Bir de Baekhyun ile birlikte olmamda etken bağ değil. Ben onu seviyorum.''

''Tamam dediğin gibi olsun. Chanyeol, sen Baekhyun ile aranda bir bağ kurduğunda zaman alfa genlerin onun cadı genleri ile bir bütün olduğu için ilerde alfa olduğunda tahmin ettiğinden de güçlü olacaksın.'' Bay Park, bu etkinin o zaman kendini göstermesini bekliyordu, ama Chanyeol'un ona boyun eğmemesi çoktan bağın gücünü kanıtlıyordu. Alfa olan diğer kurtları sesi ile etkileyebilirdi ama Chanyeol üzerinde işe yaramıyordu. ''Sehun'un seçilmiş olduğunu bilseydim emin ol; seni onunla birleştirirdim. Biliyorsun Sehun, seçilmiş olduğu için bu senin süper alfa olmanda daha çok etkili olurdu.''

''Süper alfa mı?'' Chanyeol bunu birkaç kere duymuştu. Çok fazla kurt yoktu. Süper alfa olabilmek için ilk önce etkili ve baskın genlere sahip olmak gerekiyordu.

''Evet, süper alfa olmak için sadece iyi genlere sahip olman gerekmez. Başka şeylere de ihtiyacın vardır ve Baekhyun'un bir Byun olması; senin için baya işe yarayacak.''

''Baekhyun'a bu yüzden izin verdiğini söyleme bana!''

''Birincisi evet, onun için izin verdim. İkincisi-''

''Baba nasıl olurda buna karışırsın?'' Chanyeol, ses tonunu yüksek seviyede kullanmıştı.

''Beni dinle evlat... İlk sebebim senin süper alfa olmanı istediğim için olabilir ama Baekhyun'a aşık olduğunda su götürmez bir gerçekti.''

Chanyeol, susmuştu. Babası bile bunu fark etmişti ama kendisinin fark etmesi onca zamanını almıştı. Kesinlikle aptal olmalıydı.

''Bu yüzden, şimdi Baekhyun ile olman ya da Sehun'un seçilmiş olması önemli değil. Senden onu bizim yanımıza çekmeni istiyorum.'' Bay Park, yaklaşmakta olan savaşı biliyordu ve kurtların kazanması daha önemliydi.

''Bizim yanımıza derken?'' Chanyeol, kurtlar ile ilgili çoğu şeyi bilirdi ama söz konusu babası ve işleri olduğunda pekte bir şey bilmiyordu.

''Vampirlerden önce senin onu kurtların tarafına çekmen lazım ve çocukluk arkadaşı olmanız bir yana o Baekhyun'un kuzeni. Sehun'un aile üyelerine değer verdiğini biliyorsun. Kurtların kaybetmesine izin veremeyiz evlat. Son karşılaşmadan bu yana uzun bir zaman geçti ve yenisinin olması çok yakın. Eğer seçilmiş cadı bizimle olursa kazanmamız çok kolay olur.''

''Baba, Sehun'dan söz ediyoruz. O bir karıncayı bile incitemez.''

''Biliyorum. Ama dün gece ne yaptığını kendin gördün öyle değil mi?''

Chanyeol, duraksamıştı. Sehun, o an kendi gibi değildi. ''Evet ama-''

''Gücünü gördün Chanyeol. Onu bizimle olması için ikna et. Gerekirse Baekhyun ile birlikte deneyin. Onu ne olursa olsun kurtların tarafına çekmelisin''

''Madem öyle neden dün bize başka kurtlar saldırdı?''

''Onlar başıboş olan kurtlardı. İsyan eden, yani konseye karşı gelen bir alfanın sürüsü ve seçilmişi kendisine istediği için saldırmış olabilir. Onunla ilgili endişe etme; ben ve adamlarım bu konu hakkında gerekli araştırmayı yapıyor. Güvende olmanız için şehrin tamamında olan müttefik sürülerle iletişim halindeyim.'' Bay Park, yerinden kalktı ve odadan çıkmak için ilerledi.

''Baba!'' Chanyeol, ayaklandı ve babasının karşına geçti. ''Nasıl yapacağım böyle bir şeyi?''

''Sen şapşal görünsen bile benim oğlumsun.'' Babası gülümsedi. ''Sana güveniyorum. Vampirleri sevmiyorsun öyle değil mi?''

Chanyeol, başını sallamıştı. Aklına Kai geldi ve Sehun ile sevgili oldukları...

''Güzel. O zaman ırkına ihanet etme. Seçilmişi bizim tarafımıza çek. Baekhyun, seninle olduğu sürece de eminim bunu yapabilirsin.'' Bay Park elini Chanyeol'un omzuna koydu. ''Birde, boş bir vakitte Baekhyun'u yemeğe getir. Ailenin yeni üyesi ile tanışmamız gerek değil mi?''

Chanyeol, babasının yüzüne baktı ve aklı karmakarışık olsa bile tebessüm edip, başını salladı. ''Tabi olur.''

''Güzel. O zaman ben şu yapılması gereken alfalık işlerini halledeyim. Görüşürüz evlat.'' Dedi ve odadan çıktı.

Chanyeol, odada yalnız kaldığında yere baktı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Kendi ırkı her şeyden önce gelirdi tabi ki de ama...

...ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu. Babası her şeyi anlatmıştı. Seçilmişi, koruyucusunu...

Baekhyun'un koruyucu olması daha ayrı bir meseleydi. Chanyeol, sıkıntı ile nefesini koyuverdi ve saçlarını karıştırdı. Buraya ne için gelmişti; neler öğrenmişti. Kesinlikle iyi şeyler olmayacaktı.

Ancak bundan önce Baekhyun ile konuşması gerekiyordu.

**********

''Annem bu yüzden mi bana büyü yapmam konusunda katı davranıyordu yani?'' Sehun, tüm hikayeyi öğrenmişti.

Kendisinin seçilmiş olduğunu ... Baekhyun'un onun koruyucu cadısı olduğunu... hakkında bilmesi gereken ne varsa hepsini biliyordu.

''Teyzem, sana o yüzden katı davranıyordu. Çünkü olası bir kurt-vampir savaşında baş karakter sen olabilirsin Sehun'' Baekhyun, hala yatakta otururken Sehun, heyecanına yenik düşmüş ve odanın içinde turlamaya başlamıştı.

Kai, kollarını çaprazlamış bir şekilde sırtını yatak başlığına yaslamış; ikisini izliyordu.

''Babam peki?'' Sehun, aklına gelen şey ile durup Baekhyun'a baktı. ''O da biliyor muydu?''

Baekhyun, bakışlarını kaçırdı. Babası ile ilgili olan asıl gerçeği ona söylerse dünyası yıkılırdı. ''Evet, biliyordu.''

''Neden bana söylemedi peki?''

''Senin büyümeni bekliyordu.''

''O zaman sen neden benden önce her şeyi öğrendin?''

''Ben senin koruyucu cadınım Sehun. Byunlar yıllardır bunu yapıyor ve benim seni korumam için her şeyi önceden öğrenmem gerekliydi'' en mantıklı açıklama buydu. Yalan yoktu. Sadece babası ile ilgili kısmı söylemek istemiyordu.

Sehun, Baekhyun'u şu an kıskanmıştı. Ondan daha çok şey yapabiliyordu ve seçilmiş olduğunu öğrendiği için şaşırmıştı. Ancak bu şaşkınlık kötü yönde değildi. İçin için seviniyordu. Dünya üzerindeki en güçlü cadı olma potansiyeli ona aitti ve bu manyak bir şeydi.

''Anladım.'' Sehun, gülümsedi.

Baekhyun, ona baktı. ''Neden gülüyorsun?''

''Hala saçma geliyor, ama nedense acayipte mutluyum.''

Kai, Sehun'un şapşal haline baktı ve ardından kocaman bir kahkaha patlattı. ''Sehun, cidden çok tatlısın''

Sehun, gözlerini kırpıştırarak Kai'ye ve tepkisine bakıyordu. ''Neden öyle söyledin şimdi?''

''Başka birisi olsa neden ben? Ben nasıl bunu yapacağım falan derdi ama sen mutlu olduğunu söylüyorsun. Eminim dünyadaki en güçlü cadı olma düşüncesi hoşuna gittiği için bu şekilde tepki veriyorsun''

Sehun, durdu. Kai yine onun düşüncelerini mi okuyordu? ''Sen yine benim düşüncelerimi mi okuyorsun?'' Sehun, kaşlarını çattı.

Kai, yeniden gülmeye başladığında yatağı yumruluyordu. ''Hayır, sadece yüz ifaden çok belli ediyordu. Tahmin yürütmüştüm ve doğru çıkacağını düşünmemiştim.''

Sehun, somurttu. Kai'nin onunla dalga geçmesini istemiyordu. ''Çok kötüsün''

''Sehun, cidden o şekilde mi düşündün?'' Baekhyun sormuştu.

Sehun, durdu. Boğazını temizledi ve homurdandı. ''Evet''

''Cidden Sehun, ben de daha kötü bir tepki vereceğini düşünmüştüm.'' Baekhyun da kıkırdamaya başlamıştı.

Sehun, ikisine de kaş çattı. ''Kesin gülmeyi! Ne olmuş yani, bence çok havalı''

''Öyle olduğunu düşünmen güzel.'' Baekhyun, ayağa kalktı ve Sehun'un önüne geldi. ''Ama Sehun, güçlerini eğitmemiz lazım.''

Sehun'un kaşları normal haline gelirken Baekhyun'un yüzüne baktı. ''Nasıl?''

''Kai, sana her yaklaştığında güçlerinin çoğu kez aktif hale geldiğini ve ardından da bayıldığını söyledi. Muhakkak ki, dengesiz kullandığın için öyle oluyor. Fiziksel olarak büyüler cadıları zorlar.''

''Geçen senin burnun bu yüzden mi kanamıştı?''

''Evet, aşırı güç kullanmıştım ve o yüzden burnum kanamıştı''

''Neden ben bayılıyorum peki? Bir de güçlerimi kullanıyorsam neden hatırlamıyorum?'' Sehun, bunları merak ediyordu.

''Dediğim gibi denge-'' Baekhyun'un sözünü kesen şey Kai'nin konuşmaya girmesiydi.

''Diğer cadılar''

Baekhyun duyduğu şey ile arkasını döndü. Sehun da ona bakıyordu.

''Ne dedin?''

''Diğer cadılar Baekhyun. Reenkarne olabildiklerini benden daha iyi biliyor olman lazım. Sehun, tehlike anlarında gücünü kullanmaya başlıyor ve bilincini kaybedip diğer cadıların etkisi altına giriyor.''

Baekhyun, Kai'nin söylediği şeylerden sonra daha iyi anlıyordu. Sehun'un sabit bit göz rengi olmadığını hatırladı. İrislerinde her rengi görmüştü ve bunun sadece gücünün dengesizliğinden kaynaklandığını sanıyordu, ama reenkarne olan cadılar onu kontrol edebiliyorsa iş daha da ciddileşirdi.

Kai, Baekhyun'a baktı. Baekhyun'un bunu yeni fark ettiği belliydi ve koruyucular, aynı zamanda seçilmişlerin öğretmenleri olarak da biliniyorlardı. Sehun'un eğitilmesi ne kadar erken olursa o kadar işine gelirdi.

''Ne oldu Baekhyun?'' Sehun, onu suskunluğunu merak ettiği için sordu.

''Hiç sadece düşünüyordum.'' Dedi Baekhyun ve Sehun'a baktı. ''Eğer Kai'nin dediği gibi senden önceki seçilmişler seni kontrol altına alıyorsa ilk önce bunu halletmemiz gerek.''

Sehun, merakla kuzenine baktı. Sanki başka bir dünyanın dilini kullanıyor gibi geliyordu.

''Nasıl yapacaksın peki bunu?'' Kai, sormuştu.

''Bir yolunu bulacağımı düşünüyorum.'' Baekhyun, yeniden Kai'ye baktı. Ondan şüphe etmeliydi ama yardım ediyor gibi görünüyordu.

''Ne yapacağız Baekhyun? Eğer dediğiniz gibiyse ben güçlerimi istediğimde kullanamayacak mıyım?'' Sehun, bu konu da endişe ediyordu. Başkası tarafından korunmak güzel hissettirse bile, o bir cadıydı ve en azından kendini koruyabilmeliydi. Üstelik Baekhyun'un dün geceki halini hatırladıkça da bir an önce gelişmek istiyordu. Ailesi onun için çok değerliydi ve Baekhyun'un koruyucusu olması onun kuzeni olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Baekhyun onun için çok önemliydi. Babası öldükten sonra en büyük destekçisi o olmuştu ve bir nevi abisi gibi hissettiriyordu. Buna rağmen Baekhyun'un da korunmaya ihtiyacı vardı. Bu yüzden Sehun, ikisini korumak ve ailesi için bunu istiyordu. Gücünü istediği gibi kullanabilmeliydi.

''Babam ile konuşsak iyi olacak. Sonuçta o bizden daha çok şey biliyor.'' Baekhyun'un şu an için aklına gelen en iyi fikir buydu. Üstelik kendi bildiği birkaç şeyi Kai yanlarındayken söylemekte istemiyordu.

''O zaman hadi gidip Daehyun amcaya soralım.'' Sehun, heyecanla söylemişti.

''Aa ah! Ondan önce yemek yiyebilir miyiz?'' Kai, atlamıştı. '' Ben fena halde aç hissediyorum.''

Sehun ve Baekhyun ona garipçe baktı.'' Sen vampirsin Kai, git tavşan falan kemir'' Sehun, söylemişti.

''Bebeğim, senin gibi bir tavşan hemen dibimdeyken neden başkasını kemireyim'' Kai, çapkınca sırıttığında Sehun, söylediğine pişman olmuştu. Doğru ya, bu adam onun sevgilisiydi. Sehun, gözlerini kırpıştırdı ve Kai'ye doğru yürüdü. Kollarını öne doğru uzattı ve yanaklarını şişirip Kai'nin boynuna sarıldı. Bir yerden sonra Kai de ayağa kalkmıştı. Bu sayede Sehun'un ona sarılması zor olmadı.

Kai, şaşkınlıkla ona bakarken elleri sanki kendi yerlerini bilirmişçesine Sehun'un beline yerleşmişti.

''O zaman kemirsene beni''

''Ne dediğinin farkında mısın sen?'' Kai, hemen ilerisinde olan yüze bakıp gülümsedi.

''Hmm'' Sehun, onunla alay ediyordu.

''Sana istediğini verebileceğimin farkındasın... Ve ben başlarsam durmam''

''O zaman benim seni kemirmeme ne dersin?''

''O nasıl olacakmış?'' Kai, Sehun'un böyle yönleri olduğunu yeni öğreniyordu. Hoşuna da gitmişti.

''Şöyle-'' dedi Sehun ve hızlıca Kai'nin burnunu ısırdı. Kai, acı ile birlikte geriye kaçarken; Sehun ona gözlerini kısarak bakıyordu. ''-nasılmış? Beğendin mi sevgilim? Küçük tavşancığın seni kemirmesini''

Kai, burnunu tutuyordu. Sehun'un oynadığını anlayamadığı için aptal olmalıydı ama gafil avlanmıştı. ''İntikamım acı olacak Sehun.'' Burnunu tutarak konuştuğundan sesi değişik çıkmıştı.

Baekhyun, kahkahalar eşliğinde gülerken Sehun'un; Kai'ye olan tavrı acayip hoşuna gitmişti.

''Tabi olur sevgilim.'' Sehun, gülümsedi ve Baekhyun'a döndü. ''Baekhyun, hadi Daehyun amcayı görmeye gidelim. ''

''Peki...'' Baekhyun, söyledi ve hareketlendi. ''...Ama Sehun ondan önce dün geceyi anlatmamız gerekecek.''

''Sorun değil söyleriz'' Sehun, önüne döndü ve Kai'nin yanına geldi. Kai, yeniden bir şey yapacağını düşündüğü için ellerini aralarına siper etmişti. ''Korkma ısırmam'' Sehun, yaptığı şeye gülerken Kai ona göz devirdi.

''Komik miydi bu şimdi?''

''Öyle olmasa bile-'' Sehun, iyice ona yaklaştı ve Kai'nin yanağını öpüp geri çekildi. ''-burnun kızarmış. Yarın görüşürüz tamam mı?''

Kai, gözlerini kırpıştırarak Sehun'a bakarken; Sehun, gülümsemişti.

''Hadi Baekhyun gidelim.'' Dedi Sehun ve odadan çıkmak için ilerledi. Baekhyun kuzenini takip ederken Kai'ye baktı.

''Dengesiz olmasına alışsan iyi olur.'' Kıkırdadı ve o da odadan çıktı.

Kai, öylece bakarken kalbinin atışları neden böyleydi anlamamıştı. Yeniden gafil avlanmıştı. Sehun...

Kai, boynundaki kulunçları kırmak için boynunu hareket ettirdi ve ''Ahh dostum... onunla sevişmek istiyorum.'' Dedi. Sonrasında da dış kapının kapanma sesini duymuştu.

Onların gittiğinden emin olduktan sonra telefonunu aldı Kai. İsmi buldu ve aradı.

''Konuşmamız lazım.''

***********

Kkkkkkkkkk gizemi sevmiyorum ama yazarken çok hoşuma gidiyor şlkjhgfghj *-*

geçen ki duyuruyu ciddiye almadığınız için valla çok kırgınım size ... cidden hiç mi sevmiyorsunuz beni ya da buradaki sehunu T^T öyle olsun... sekai smut diye şey ederseniz de kapsama alanı dışındayım *-* (trip atan yazar emojisı)

Bölümü sevin *-*

Bunlar Kai'nin gözler *-* (Alessia yani damla bebeğime sevgiler *-*)

Bu da Kai'nin ficteki hali *-*

Bu da Sehun'un rengarenk gözleri *-* (hexiss e sevgilerle *-*)

Bu da Sehun'un görünüşü *-*

Continue Reading

You'll Also Like

143K 11.8K 20
*Evlenmesi için adına özel evlilik programı yapılan günümüz kraliyet ailesinin Veliaht Prensi *Hayatının haberi için bir anda kendini prenses olara...
3K 167 11
Öyle ayarsız ki seni sevmelerim; kokunla sevişip, dudaklarınla uyumak, sesine sarılıp, saçlarınla konuşmak istiyorum olur olmadık saatlerde. Sonra di...
12.2M 591K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
134K 9.7K 21
Kyungsoo, 50 doların üzerindeki her şeyi özel tasarım olarak görüyordu. Yeni iş yerindeki kimse onunla aynı fikirde değildi. Özellikle aynı anda hem...