The First Kiss

By EsraNn

66.9K 1.7K 485

Saat gecenin 2'si. Telefonumun sesiyle irkildim. Aklıma ilk gelen şey ailemden birine birşey olduğuydu. Yoksa... More

Gelişmeden bir bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm - ilk öpücük
31. Bölüm - ilk gözyaşı
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm-Evlilik teklifi
37. Bölüm
38. Bölüm - Kalp Ağrısı
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm - ilk Uyku
42. Bölüm
43. Bölüm - Ayrılıkta sevdaya dahil
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm - Özgürsün
47. Bölüm
48. Bölüm
Duyuru.
Bilgi
49. Bölüm - DEĞİŞİM
50. Bölüm - KARŞILAŞMA
51. Bölüm
52. Bölüm
Bildiri
53. Bölüm
54. Bölüm -- FINAL
Bilgilendirme
Soruu
Özel Bölüm
Güzel Haber

24. Bölüm

1.2K 33 6
By EsraNn

Baray kapıda arabasına yaslanmış elinde bir demet papatyayla beni bekliyordu. Yani inşallah beni bekliyordur. Yoksa rezil olurum.

Ona doğru yürüdüm oda benim geldiğimi görünce gülümsüyordu. Oh be demek ki beni bekliyordu. Yemin ederim ne yapacağımı hiç kestiremiyordum. Burada ne işi vardı ki acaba? Benimkide soru tabii ki okula götürecekti başka niye olacak ki.. Diye düşünürken yanına varmıştım.

"Günaydın Deli" deyip kısa bir sarıldı.

"Günaydın" dedim bende şaşırdığımı belli ederek.

"Bak bunlar senin için" derken gülümsüyordu ve papatyaları bana uzattı.

"Teşekkür ederim ama ben karanfil seviyorum" dedim ve tabii ki papatyalarıda reddedemezdim.

"Başka sefere karanfil alırız küçük hanımefendi"

"Öyle olsun beyefendi"

Ikimizde gülüştükten sonra kendime geldim ve

"Bu saatte burada ne işin var? Çalışman gerekmiyor mu?" Diye sordum.

"Gerekiyor. Ama önce seni okula bırakmak istedim"

"Bak ama beni alıştırırsan hergün isterim"

Baray'ın yanında niye asla söylemeyeceğim şeyler söylüyorum? Niye ona hayır diyemiyorum?

"Seve seve sen yeter ki iste"

"Hiç gerek yok sağol" dedim ve arkamı dönerek gitmek istedim. Gerçektende neden böyle davrandığımı bilmiyordum.

Baray arkamdan gelip kolumdan tuttuğu gibi beni kendine çevirdi.

"Eda ne oldu?"

"Bilmiyorum Baray. Kendimi farklı hissediyorum. Sanki ben değilmişim gibi. Sana kızmam bağırmam gerekiyor kapıma geldin diye ama yapamıyorum. Ben değişmek istemiyorum. Hep aynı Eda olarak kalmak istiyorum"

"Eda"

dedi insana huzur verecek derecede sakin sesiyle ve bir eliylede çenemi hafifçe tutup yukarı kaldırdı böylelikle gözlerinin içine bakmamı sağlamıştı.

"Böyle düşünüp kendinide benide harab etme. Ben seninle zaman geçirmekten keyif duyduğum için buradayım. Eğer seni rahatsız ediyorsam, hayatında istemiyorsan gid.."

"Hayır öyle değil" dedim sözünü keserek ve başımı tekrar yere eğdim.

"Ben senden tek birşey istiyorum Eda. Kendini kasma. Endişeni anlıyorum. Belki de korkuyorsun. Ama inan yanlış ve ya istemediğin birşey olmayacak"

Sözleri bana güven veriyordu. Tamam manasında başımı salladım ve arabaya doğru yürümeye başladık. Aslında ona söylemek istediğim o kadar şey vardı ki..

'Sana aşık olmaktan korkuyorum. Beni kendine aşık edip çekip gitmenden korkuyorum. Ilk aşkım olup bütün ilklerimi elimden alıp sonunu getirememenden korkuyorum...' demek çok isterdim ama diyemedim.

Arabada tek bir laf etmedik ikimizde. Böylesi daha iyiydi. Kendimi daha iyi hissediyordum. Sanki bu çocuk ne istediğimi çok iyi biliyordu.

Okulun kapısına (tabii dış kapısı) geldiğimde ona teşekkür edip arabadan indim ki bana seslenmesiyle tekrar arkama döndüm.

Söyle manasında bir bakış attım.

"Kaçta bitiyor dersin?"

"4te neden?"

"Hiiç öylesine" dedi ve gaza basarak uzaklaştı. Hiçbirşey anlamamıştım.

Ben daha okula adım atmadan Canan yanıma geldi.

"Ne o? O çocukla çıkıyor musunuz yoksa?"

"Yoo neden? Sen tanıyor musun onu?"

Hatırlarsanız Canan bana mağazada yere göğe sığdıramadığı bir oğlandan bahsetmişti. Sizinde tahmin ettiğiniz gibi o oğlan bizim Baray değilmiş. Ehehe tabii kide değil ya. Böyle saçmalıklar dizilerde olur. Yok efendim iki en yakın arkadaş bir oğlanı seviyormuşta. Araları açılıyormuşta bilmem ne. Bi saniye bi saniye ben az önce seviyor mu dedim?? Hayır ya ben Baray'ı sevmiyorum. Sevmiyorum. Sevmiyorum.

"Birkaç kez Volkan'ın yanında görmüştüm"

"Volkan??"

"Ya hani geçen mağazada gösterecektimde bulamadık ya.. o."

"ee yoksa çıkmaya mı başladınız?"

"Ay evettt. Sen Mersin'deyken birkaç kez gittim oraya beni gördü konuştuk görüştük çıkmaya başladık. Şu seni getirenide onun yanında gördüm birkaç kere. Iyi arkadaşlar anladığım kadarıyla."

"Maşallah Canan oğlanın CVsini yazacan az zorlansan"

"E olsun o kadar " dedi gülümseyerek ve beraber derse girdik. Ders bittikten sonra beraber kantine gittik Canan'la. Selda ve Fatma'nın dersleri bugün geç başlayacaktı bu yüzden onlar henüz gelmemişler.

Kantine girer girmez Kadir yürüdü üzerime.

"Kimdi o seni bırakan serseri?"

"Manyak mısın lan sen? Bi siktir git şurdan. Sevgilini takmışın koluna daha kime atar yapıyorsun?"

"Sevgilim varsa var tamam mı. Kimse senin etrafında dolanamaz."

Bu çocuk resmen kafayı yemiş.

"Bak Kadir Ayşegül gelecek şimdi seni bu halde görürse kötü olur. Hayır senin için demiyorum kıza yazık olur."

ve tam o sırada kantinin kapısından Ayşegül girdi. Kahretsin bu kızla yüzgöz olmak istemiyordum. Hayır kötü bir kız değil ama işlemediğim bir suç yüzünden suçlanmayı hiç çekemem.

"Neler oluyor burda?" diye sordu Ayşegül sinirli ve şaşkın bir sesle

"Yok birşey. Sevgiline sahip çık. Millete bulaşmasın"

dedim ve oradan uzaklaşıp Canan'ada kalkmasını göstererek bahçeye çıktık.

"Gerizekalı mıdır nedir ya. Senden ne istiyor bu salak?"

"Kapat Canan lütfen hiç konuşmak istemiyorum"

"Tamam canım takma"

"Yok takmıyorumda ben bu psikopat yüzünden birini sevemeyecem mi? Mal mıdır nedir? Nesine güveniyor anlamadım ki"

"Hakket ha nesine güvemiyor? Tip desen tip yok boy yok pos yok kas yok haha hiçbirşey yok."

"Canan var ya çok kötüsün"

"Birazcık var tabii kötülük. Eee sen onu boşverde neler yaptınız şu çocukla? Hangi aşamadasınız. Mert'miydi ismi?"

"Yok. Yani evet. Ismi Mert. Hani sana bir sapık arıyor demiştim ya işte o."

"Sapık mı hahaha çıkıyor musunuz peki şu SAPIKLA?"

"Yok çıkmıyoruz. Ama tabii ilerde ne olur bilemem" dedim gülümseyerek. Tam o anda ders zamanı geldiğini farkettik.

"Hadi girelim ya bi türlü bitmedi bu okul"

dedim konuyu değiştirerek.

___________

Ders nihayet bitmişti. Canan'la beraber çıkıyorduk.

"ee neler yapacaksın bugün Volkan'ınla?" diye sordum.

"Hiç ya sinemaya gidecez. Aa sizde gelsenize ne güzel olur"

"He tabii canım gideyimde ben teklif edeyim ha ne dersin?"

"Onu bilmemde şu karşıya baksana"

Hemen başımı söylediği yöne çevirdim. Kapıda Baray ve elinde bir demet KARANFIL vardı. Ohaaa ya yerim ben bu çocuğu.

Onu yaklaşık bi aydır tanıyordum (telefon konuşmalarımızda dahil tabii) ve ondan etkilenmemek elimde değildi. Beni her seferinde daha fazla şaşırtıyordu.

Şebek gibi gülümseyerek ona doğru yürüdüm. Çok mutluydum ya. Onun bana attığı tek bir bakış bugün olan bütün saçmalığı unutturmaya yetmişti.

Ben yüzümdeki gülümsemeyle ona doğru yürürken oda bana bakıp en tatlı gülümsemesini suratına yerleştirmişti.

Aramızda yaklaşık 10 metre kala bir elin arkadan kolumu kavramasıyle durmak zorunda kaldım.

Iyi okumalar herkese. Vote ve yorumlarınız bekleniyor :)

Continue Reading

You'll Also Like

4M 153K 92
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun. Bir de yeni okuyanlar için kitap olma ihtimali vardır. Şimdiden söylemek istiyo...
24.1K 1.5K 45
Derin, sıradan bir öğrenci olarak başladığı okul hayatında, İngiltere'den gelen gizemli ve soğuk Bahar Arslan'ın öğretmeni olmasıyla dünyası altüst o...
248K 10.9K 71
Tamamlandı Bir binbaşı en fazla ne kadar takıntılı ola bilir? Barlas binbaşı Efese ne kadar takık olabilirse...
2.4M 100K 25
Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi b...