Yine bir pazartesi sabahına çalan alarmın sesini duyunca gözlerimi açtım. Saat 6.40dı. Henüz erkendi. Bende bu sırada ılık bir duş alarak kendime gelmek istedim. Hemen havlumu ve iç çamaşırlarımı alıp odamın sol tarafında bulunan banyoya doğru ilerlemeye başladım. Ardından telefonumdan müzik açtım. Çünkü o olmadan duş almayı çok sevmiyordum. Çünkü onlar benim için mükemmeller.
Kısa süren duştan sonra banyodan çıktım ve odama geçtim. Saate baktığımda 7ye geliyordu. Annemin mutfakta çıkardığı seslerden uyandığını anlamıştım. Kahvaltımı hazırlıyordu. Bende o sırada okul için hazırlanmaya başladım. Okul rahat bi okuldu. Kıyafet , saç , makyaj tarzı şeylere çok önem vermezlerdi ama onlar için davranış çok önemliydi.
Dirseklerimin biraz altında biten saçlarımı kuruttuktan sonra kıyafetlerimi giymeye başladım. Koyu renkte bi kot ve üzerine salaş kısa kollu bi t-shirt giymiştim. İlkbaharda olduğumuzdan hava sıcak ve güzeldi. İyiyce kuruyan saçlarımı da düzleştirdikten sonra uzun kirpiklerimi biraz daha belli etmek için rimel sürmüştüm. Fazlasını pek sevmezdim zaten.
Saate baktığımda 7.20 olduğunu farkettim ve aklıma bugün okula Nur'la gideceğimiz gelmişti. Bu yüzden hemen annemin sesiyle mutfağa koştum "Simay ! Geç kalacaksın kızım hadi gel" dediğinde hemen aşşağı indim. Biraz bişeyler atıştırdıktan hemen sonra ayakkabılarımıda ayağıma geçirip , çantamı tek omzuma taktıktan sonra annemin yanağından öpüp evden çıkıp Nur'un evine yürümeye başladım. Saat buluşacağımız saatten erkendi. Derin bi oh çektikten sonra kulaklıklarımı takıp sakin adımlarla yürümeye başladım. Nur'un evinin önüne geldiğimde kapılarına bastım ve annesi açtı.
"Nur hemen iniyor kızım. Biraz uyuyakaldı sanırım" diyerek gülümsedi.
"Önemli değil Nermin teyzecim. Onun bu hallerine biz alışığız beklerim ben." dedikten sonra bende gülümsedim. Sonra evlerinin önündeki sandalyelerden birine oturup Nur'u beklemeye başladım. Sonra bi kaç dakika sonra gelen ayak seslerine bakınca geldiğini gördüm. "Anne ben kaçtım!" dedi ve annesini öptükten hemen sonra yanıma geldi.
"Ya kusura bakma azcık uyuyakalmışım da" dedi mahçup bi şekilde gülümseyerek.
"Önemi yok güzelim. Hadi geç kalmadan gidelim" dedim ve okula doğru yürümeye başladık.
Nur , simsiyah saçları ve muhteşem fiziğiyle çok güzel görünüyordu. Gözleri kahvenin en koyu tonuydu ve eyeliner çekerek daha da meydana çıkarıyordu, ve bu onu daha güzel yapıyordu. Onun dışı güzel olduğu kadar içi de çok güzeldi. Aslında bizimkilerle - Beste , Ege ve Can- de çok çok samimiydim ama Nur biraz daha farklıydı benim için.
Birbirimizin kolunda tempolu adımlarla yürüken okula gelmiştik bile. Ege Ve Beste kapının önünde konuşuyorlardı ama Can'ı görmemiştim. O kadar güzel bi şekilde konuşuyorlardı ki aralarına girmeye kıyamamıştık. Birbirlerine de çok yakışıyorlardı aslında. Ege çok karizmatik bi tipe sahipti. Buğday tenli , kahverengi gözlü ve kirli sakalları vardı. Beste de , açık renkli kahve saçlarını tamamlayan elalara sahipti ve saçları ipek gibiydi. Birbirlerini çok güzel tamamladıklarından diyorum tabi. Yoksa aralarında ne var bilmiyoruz. Ama ilerde bişey olur belki de canıım dimi?
"Öhüm öhüm ! Biz geldik. Sizede günaydın. Bizde iyiyiz. Tamam siz konuşun. Görüşürüz sonra. " Nur onların cevap vermelerine bile izin vermeden kendisi konuşup cevaplamıştı ve onları yalnız bırakmak için ordan ayrılmıştık ama sonradan arkamızdan gelen sesle birden arkamıza dönmüştük.
"Pişt yavrum naber?" dedi.
"Sanane be!" diye çıkışan Nur kahkaha atmamıza sebep olmuştu.
"Of Nur sana da şaka yapılmıyor be kızım ne asi oldun sen öyle" deyince Nur gözlerini devirdi.
"Günaydın Can" diyip yanağına bi öpücük kondurdum. Sonra biz 3ümüz kantin katına gittik. Camın yanında duran boş masalardan birine oturduktan sonra Ege Ve Beste'yi izemeye başladık sonra onlar hakkında aramızda sohbet etmeye başladık
"Ya bunlar da bi sevgili olamadı ha" dedi Can
"Her karşılıklı konuşan kız ve erkek sevgili olmak zorunda mı yani ? " deyince Nur
"Kızım kör müsün birbirleriyle konuşurken utançtan yüzlerine bakamıyolar. Egeyle Beste selamlaşırken Beste nası kızarıyo görmüyosunuz sanki"
"Ya hani bizde selamlaşıyoruz falan ama gerçekten onlar bi tuhaf ya " deyip güldüm
"Ya tamam öyle ama bizim arkadaşlıktan belki onlarında öyledir. Dedikodu da yapmayalım şimdi dimi" dedi Nur ve hepimiz birbirimize bakıp kahkaha atmaya başladık. Çünkü dedikoduyu yapıp yapıp sonunda 'neyse dedikodu olmasın diyorduk'.
Saat 7.55di ve zilin çalmasına az kalınca Bestelerin geldiğini gördük. Bizim yanımıza geleceklerdi ki birden telefonum titredi.
Mesaj atan Ege'ydi.
EGE
*kanka nerdesiniz yanınıza geliyoruz
Bende bizimkilerin ısrarı üzerine alaycı bi şekilde cevapladım
*ya kanka siz yanyana daha bi güzelseniz gelmeyip birlikte takılsanız olmaz mı yaaa
EGE
*Simay beni delirtme güzel kardeşim nerdesiniz????
Ege'nin kızdığı soru işaretlerinden anlaşılcak olacak ki hemen
*KANTİNDEYİZ.
Diye yanıtladım.
1 dakika geçmeden hemen yanımıza geldiler. Sonra hepimize selamlaşıp sandalye çekip oturdular.
"Ya kanka bişey sorucam sana" dedi Can ve ne sorucağını çok merak ettim.
"Sor" dedi Ege
"Ya siz hararetli hararetli ne konuşuyodunuz ya çok merak ettik de biz. Bilmediğimiz bişeyler mi var yoksaaa. Sizi siziii" deyip pis pis sırıtınca Nur ve Ben aynı anda aynı cevabı verip Ege'nin sinirli bakışlarını üzerimizden attık ama aynı şey Can için geçerli değildi.
"Can." dedi sert şekilde. "Böyle saçma salak şeyler düşüncekseniz Beste'yle hiç konuşmuyum kardeşim ne dersin ? Merakını giderir mi bu ? " dedi. Hemen Beste araya atlayıp
"Ya yine olaydan kötü nasibini alan ben oldum iyi mi. Tamam Ege beyimiz öyle düşünülmeye sabır göstermiyosa konuşmayız." dedi ve Ege'nin bunu demesine kırıldığı çok belliydi.
"Of Beste." deyince Ege , Beste de masadan kalkıp gitmeye başladı,
"Siz oturun ben gidiyorum zil de çalar zaten. Görüşürüz." deyip gitmişti. Can olayın karşısında mal gibi kalırken biz de şaşkınlıkla bi Ege'ye bi Can'a bakıyorduk. Neydi bu şimdi ? Ah biz kızlar cidden olmayan bir şeye trip atmaya bayılıyoruz.
"Ya kardeşim ben şaka amaçlı sormuştum. Bunu hep yapıyoruz bugün noldu da kalkıp gitme falan abi anlayamıyorum. Beste de regl gününde galiba şu tripler neydi anlamadım. Neyse kardeşim kusura bakma " dediğinde benim bile içim parçalanmıştı. Durduk yere neden böyle bi gerginlik çıktı gerçekten anlayamadık. Ortada bişeyler var gibiydi aslında ama anlam veremedim.
Arkadaşlar sıkıcı geldiyse söyleyin. Yeni yeni başlıyorum ve aklımda çok güzel şeyler var. Beğenilmezse kitabı yazmaya devam etmek istemiyorum. Yorumlarınız benim için önemliler. İyi okumalarr!!