Âfra
"Lanet olsun!"
Ahh yeni hayatım merhaba (!) yada işkencemmi demeliydim!?
Daha 18 yaşına gireli 32 saat oldu çok geçmeden sevgili (!) müdirem beni kapı dışarı etti!
Nereye gitsem ne yapsam hiçbir şey bilmiyorum.
Cüzdanımı çıkarıp ne kadar param olduğuna baktım.
Neee! Sadece 50 liramı ?!
Bu beni bir gun zor idare eder gidecek hiçbir yerim yokken.
Valizimi sapından tutup arkamdan sürüklemeye başladım.
Yarım saat yol aldıktan sonra hiçte nezih olmayan bir pansiyon buldum.
Kimse yoktu. Resepsiyonun önünde bulunan zili çaldım çok geçmeden karşımda yüzünde kocaman bir yara izi bulunan hiçte tekin olmayan bir adam " Buyrun " dedi.
"Merhaba, günlük konaklama ne kadar? "
Ahh ne kadar saçma bi cümle. İyide ven nerden biliyim daha önce bu tür bir yerde mi kalmadım!
Neyse! Adamın sesiyle kendime geldim. " Yemek servisi olmadan 45 lira , yemek ile birlikte 80 lira"
Duyduğum şeyle gözlerim kocaman açıldı. Anlaşılan bu gece aç kaldım.
Yarın bi iş bulmalıyım. " Peki, bi gecelik oda istiyorum." Adam anlamayacağım şekilde pis pis sırıttı ve anahtarı verdi.
Bana verilen odaya çıktım içeri girince ağır bir rutubet kokusu ciğerlerimi istila etti. Yüzümü buruşturup yatağa ilerledim. Çarşaf ve yastık çok kirliydi. Bu görüntü midemi bulandırırken bide bu yatakta uyumak zorundaydım.
En azından valizimden temiz bi tişört çıkartıp yastığa geçirdim.
Derin bi offf çekip uzandım. Ve yarının şanslı bi gün olmasını dileyip kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙🌙
Sabah uyandığımda elimi yüzümü yıkayıp üstümü başımı düzeltip valizimide alıp dışarı çıktım.
Anahtarı o hiç haz etmediğim adama iade ettim tam kapıdan çıkarken " istersen bi gecede benim yatağımda konuşma ya bilirsin güzelim " dedi.
Ahhh! Kulaklarıma kadar kızardım sinirden ama el mahkum sesimi çıkarmadan devam ettim yoluma.
Kalan 5 liramla bir gazete ve bir simit aldım.
Sahil kenarına oturup bi yandan simidimi yerken bi yandan da iş ilanlarına bakıyordum.
Benim için uygun olanları işaretleyip yaya olarak iş görüşmelerine gitmeye başladım.
🕛🕐🕑🕒🕓🕔🕕🕖🕗🕘🕙🕚
Saat 17:38 idi her iş başvurusunda biz sizi daha sonra ararız deyip postaladılar.
Son umudum hizmetçi arayan bi malikaneydi.
Yürüdüğüm ve sadece bir simit yediğim için çok yorgundum. Başvuru yaptığım heryer birbirinden bağımsız yerlerdeydi.
Ve son umudum olan GÜRSOY MALİKANESİ önündeydim.
Kapının önünde hatim indirip. Kapıyı çaldım. İzbandut gibi adam kapıyı açıp sert sesiyle " Buyrun " dedi. Ürkek bi tonla iş başvurusu için geldiğimi söyledim. Kapıyı açınca muhteşem malikane gözler önüne serildi. Ben hayranlıkla etrafı süzerken yine o izbandut herif sert sesiyle " Bu taraftan" deyip yönlendirdi.
Malikanenin içine girince arkası dönük camdan bakan bi adam vardı. Asaleti sırtından bile belli oluyordu.
Yanımdaki izbandut herif " Efendim, iş başvurusu için geldiler " dedi.
Adam arkası dönük olmasına rağmen dışarı çıkmasını işaret etti.
Daha sonra yine arkasını dönmeden sert sesiyle " Otur! " dedi.
İçimden ne kadar kaba bi adam diye geçirdim. Daha sonra " Kaç yaşındasın" diye sordu.
Kısaca "18" diye cevapladım.
"Bu işe uygun değilsin. Çıkabilirsin " dedi hala arkası dönükken.
Gözlerim dolmuştu. Burası benim son umudumdu. Ayaklanınca başım döndü sendeledim. Yinede yürümeye devam ettim. Çok geçmeden gözlerimin önü karardı. Ve sonrası karanlık...
Ali Gürsoy
Ahh! Sabahtan beri bu kaçıncı aday ama bi türlü düzgün birisi gelmedi!
Bu siktiriboktan işle benim uğraşmamın nedeni gelecek olan adayın benim özel hizmetlim olacağıydı.
Karanlık işlerim ve zor karakterim yüzünden kendime uygun bi hizmetli bulmalıydım.
Sağ kolum Necmi yeni birini daha getirmişti.
Arkamı dönmeye tenezzül etmeden oturmasını emrettim. Daha sonra yaşını sordum 18 cevabını alınca bu küçük kızın bana uygun bi hizmetli olmayacağına kanaat getirdim.
Çıkabileceğini söyledim ama 2 dakika sonra bi gürültü koptu.
Arkamı dönmemle kızı yerde buldum.
Şanımı bildiği için numara yapabileceğini varsaydım.
Ama yinede aile doktorumuz Rıfat amcayı çağırdım. Hiç olmazsa foyası ortaya çıkardı.
Çok geçmeden Rıfat amca gelip bu küçük kızı muayene etti.
Gerçekten bayılmış. Açlık ve yorgunluktan kaynaklanıyormuş.
Onu kendi odama çıkardım.
Ve yatağımı yatırdım. Rıfat amcanın yaptığı iğne onu bir süre uyuturmuş.
Daha sonra sağ kolum Necmi'ye bu kızı araştırmasını soyledim.
Çok geçmeden gerekli evraklar elime ulaştı. Daha dün yetimhaneden çıkışı verilmiş.
Adı Afra.. Afra Tekin....
İstediğim hizmeti gösteremeyeceğini bilsemde bu küçük kızı ortada bırakamazdım.
En iyisi işe almaktı hem kalacak yere hemde paraya sahip olurdu.
2 saat sonra küçük kız uyandı.
O kadar masum gözüküyordu ki bi çocuktan farkı yoktu.
İlk önce o kocaman gözlerini kırpıstırıp nerede olduğunu anlamaya çalıştı daha sonra beni gördü ve bi kereden ayağa kalkmaya çalıştı ama tabi başı döndü ve sendeledi.
Aptal küçük kız!
Sert sesimi koruyarak "İşe alındın Ayşe teyze sana kalacağın yeri ve ne yapman gerektiğini anlatır. Şimdi aşağı in ve yemek ye! "
Küçük kız önce gözlerini kocaman açtı daha sonra gözlerini kıstı ve sonra kaşlarını çattı. Bişey söylemek için ağzını açtı ama bişey demeden tekrar kapattı.
Memnun ifademi yüzüme takıp odadan çıktım.
Âfra
Ukala, kendini beğenmiş pislik!
Emirlerini yağdırıp çıktı. Neyse sakin ol Âfra bu adam senin son umudun unutma..
Dediği gibi aşağı indim mutfak diye tahmin ettiğim yere girdim ve bingo! Doğru tahmin ocaktaki tencereyi karıştıran biraz yaşlı tontiş teyzeye yaklaştım beni fark edince "Uyandınmı guzum? Dur ben sana yemek koyam. Açsındır güzel kızım " dedi ve ben daha bişey demeden tabağa yemek koyup masaya indirdi. Bana dönüp " Daha ne durursun be guzum yesene" dedi. Hafif tebessüm edip masaya oturdum. Çok tatlı bi kadındı. Yemekleri de çok lezzetliydi biraz sohbet edip. Bana yapacaklarımı anlattı. Odamı gösterdi. Tam Ali beyin odasının yanındaydı onun özel hizmetlisi olduğum için.
Valizimde benden önce odama gelmişti.
Valizimi yerleştirdim. Şortlu pijama takımımı giydim ve yatağıma girdim. Merhaba uykuaşkımmm.
Gece çok susadım saat sabahın 3'uydu.
Kapıyı acıp herkesin uyuduğuna kanaat getirdikten sonra minik adımlarla merdivenden indim.
Son iki basamakta gördüğüm kişi ile Ayağım kaydı ve kendimi patronumun kucağında buldum. Haddinden fazla yakındık....