Calum'ın Ağzından:
Her zamanki gibi sikik bir alarm ziliyle uyanmıştım.Liseden nefret ediyordum.Çünkü o kadar sığ düşünceli insanlar vardı ki onları görmek resmen midemi bulandırıyordu bu da kusmama sebep oluyordu.Iki tane dostum vardı.Ashton ve Luke.Ama onlarda İsviçreye taşınmışlardı.Maales bugün yaz tatilinin bittiği gündü.On birinci sınıfa başlayacaktım.Ama tek dileğim düzgün bir arkadaş edinmekti.Çünkü Ashton ve Luke gitmişlerdi.Arkadaşsız sıkıcı olurdu.Hemen kalkıp yüzümü yıkadım.Kahvaltıyı yine kendim hazırlayacağım aklıma gelmişti.Annem ve babam olmadığı için alışmıştım zaten yalnız,tek,başıma hazırlamaya.Zaten bu koleje zar zor bursla girmiştim.Bir yanda da çalışıyordum tabii.Bu düşüncelerden kurtulmaya çalışarak odama doğru yol aldım.Muz desenli pijamalarımı çıkartıp,siyah dar pantolonun üstünede siyah düz bir yarım kollu giydim.Evde ne kadar şen şakrak olsam da o dışı güzel ama içi sığ ve dar görüşlü insanlarla dolu olan olan bir okulda kesinlikle dalga konusu olmak istemiyordum.Çantama bir kaç defter atıp bir kalem ve bir silgi koydum.Cüzdanımı ve telefonu cebime sıkıştırdıktan sonra mutfağa doğru ilerledim.Dolabı açtığımda içi tamamen boştu.Kesinlikle akşam markete uğramalıydım.Cüzdanımdaki paraya baktığımda bugünlük ihtiyacımı karşılayabilirdi.Simit ve otobüs parası için yeterli para vardı.Dış kapıyı açıp ayakkabılarımı giydim.Otobüs durağına vardığımda durup orda otobüsü beklemeye başladım.Kulaklığı telefonun giriş yerine taktıktan sonra rastgele bir şarkı seçtim ve telefonu cebime sıkıştırdım.Gözlerimi etrafa doğru yönelttiğimde son bir haftadır mahallemde ve evimin yakınlarında gezinen ayrıca oldukça dikkatimi çeken renkli saçlı çocuğu gördüm.Onu son bir haftadır görüyordum.Ama sadece yedi günde üç kere saç rengini değiştirmişti.İlk gördüğümde saçı yeşildi.Iki gün sonra ise kırmızıydı.Şimdi ise maviydi.Ama beni etkileyen saçları değil,her saç renginin ona yakışmasıydı.Hiçbir kıza bu kadar dikkatli bakmadığımı fark ettim. Bu yaşıma kadar yani on yedi senedir gördüğüm tüm kızlardan daha çekici olduğunu söyleyebilirdim.Ya da kızlar dikkatimi çekmiyordu.Herneyse.O'na uzun bir süre bakmış olmalıyım ki,gözlerini bana çevirmişti.O an donmuştum.Bir haftadır ilk kez göz göze gelmiştik.Utanmış olmalıydım ki,gözlerimi kaçırdım.Fakat hala bana bakıyordu.Pekala,kafamı bu lanet telefondan kaldırıp ona bakmak daha cazip geldi ve ona baktım ama gözlerini saniyesinde başka tarafa doğrultmuştu.Peki şuan gözleri otobüsün üstünde olduğundan bir otobüs bile olabilirdim.Ne saçmalıyordum ben?Otobüs gelmişti akbilimi basıp bindiğimde arkamdan yavaş adımlarla benim oturacağım koltuğa doğru ilerlediğini gördüm.Gözüme kestirdiğim o yere oturduğumda telefonumun tuş kilidini girdikten sonra yeniden rastgele bir şarkı açtım ve kafamı cama doğru yaslandım.Çok uykum vardı.Gece renkli saçlı çocuğu düşünmekten uyuyamamıştım.Ayrıca niye bu kadar etkilenmiştim emin değildim.Yanıma biri oturduğunu hissettiğimde bakışlarımı istemsizce yanımdaki biraz önce boş olan ama şuan dolu olan yan koltuğa doğrulttum.Tanrım saçlarına ilk defa bu kadar yakındım.Ben ona bakıyordum fakat o hiç buralı değildi.Yine ne kadar baktığımı farketmemiş olmalıyım ki dönüp bana baktı ve ağzından şu sözler döküldü.
'Hey dostum,fermuarım mı açık neden bana bu kadar uzun süre bakıyorsun?' dedi kocaman gülümsemesiyle.Ne diyeceğimi bilemezken aklıma bir şey demem gerektiği takıldı.
'Kusura bakma,dalmışım sadece.'
'Sorun değil.İsmin ne?'
'Calum.'
'İsmini sevdim.Bende Michael.'
Dediğinde sadece gülümsemekle yetinmiştim.Donup kalmıştım onun karşısında.Bir kıza hiçbir zaman hissetmediğim şeyleri bir erkeğe hissetmem garip miydi?Yoksa garip olan ben miydim?Bunları düşündüğümde durağa vardığımızi farketmiştim.Aynı anda indik Michaella.Okula doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım.Arkama bakmaya çekinmiştim.Tek dileğim Michael'la aynı okulda olmamızdı.Okula vardığımda tören için girdiğim sınıf sırasına girdim.Her zaman en arkada tek kişi olurdum.Hem kendi isteğim buydu,hemde yani ne bileyim onlar gelmezdi.Soğukkanlıydım sınıflardaki kendini insan sananlara,müdüre,öğretmenlere.Gözlerim O'nu aradı.Ama yoktu galiba.Hayal kırıklığı yaşamıştım.Müdür klasik ve ayrıca her sene yapmasının çok gereksiz olduğunu düşündüğüm "bu sene daha çok başarılı olacağınızı umuyorum ve istiyorum' içerikli saçma konuşmasını yaptıktan sonra hepimiz kendi sınıflarımıza dağıldık.En arka sıraya doğru adımlarımı doğrulttum.Oraya ulaştığımde cam kenarına geçtim.Yanıma tabiki kimse oturmayacaktı.Kafamı yan tarafa çevirdiğimde yanıma kimsenin oturmasını beklemezken yanımda bir renkli kafa gördüm.Pekala,Michael yanıma oturmuştu.
'Calum,konuşmamız yarım kalmıştı.Tanışabilir miyiz?'dediğinde yüz ifademi çok merak ediyordum.Rezil olmamak için cevap vermem gerekliydi.
'Kusura bakma Michael,dalgınım bu aralar sadece.'
'Belli oluyor dostum,yeni tanıştık ama ben dinlerim istersen.'tamam,ondan etkilenmiş olabilirim ama herşeyimi sadece Bir haftadır kestiğim ve şuan benle dost olmak isteyen çekici çocuğa anlatacak değildim.Ayrıca dostum demesine üzülmüştüm.
'Gerekli görmüyorum dostum.'dediğimde dostumu ister istemez bastırmıştım.Dostum demesine neden sinirim bozuluyordu ki?Tanrım,bu çocuktan hoşlanmamalıydım.Tehlikeli görünüyordu ve ayrıca o düzdü.Bense,sikik bir gay parçasıydım.Bunu şuan kabullenmiştim.Hiçbir kıza ilgili olmamam ve son bir haftadır Michael'ı uzaktan izleyip durmam ve onu ne zaman görsem bir aptal gibi kitlenip kalmam başka bir şeyi ifade etmez diye düşünüyordum.Yan profilden bile o kadar kusursuzdu ki bu bile aklımdakileri silip atmam için yeterli bir sebep olabilirdi ama kurtulamıyordum.Şu son bir haftadir onun büyüleyici ve kusursuz yüzünü saçlarını,kaşlarını heryerini düşünmeden edemiyordum.Yaklaşık iki dakika önce hoca gelmişti.Ama ben dalmıştım ve farketmemiştim.Düşünmeyi kesip etrafı izlemeye başladımMichael yeni geldiği için canım hocamız ayağa kalkıp kendini tanıtmasını istemişti.Tüm gözler Michael'a döndüğünde kızların gözlerini oymak isteğimi durduramıyordum.Hepsi hayatında ilk defa erkek görmüş gibi Michael'a bakıyordu.Michael konuşmaya başladığında onu dinlemeye koyuldum.
'Merhaba ben Michael Clifford.On sekiz yaşındayım,çünkü bir sene okulu dondurdum.İtalya'dan ailem beni istemediği için geldim.Bu kadar.'dediğinde kızlar Michael'ı dinledikten sonra acaba numarasını verir mi? sohbetlerine başlamışlardı.Dayanamayıp Michael'la konuşmak istedim.
'Kızları hep böyle etkiler misin?Şimdiden numaranı alabilirler mi onu konuşmaya başladılar.'dediğimde bana gülümsedi.
'Kıskandıysan bir tanesini sana ayarlayabilirim.'dediğinde ne diyeceğimi bilemedim.Ne demeliydim?'Hayır çünkü ben gay'im ve senden hoşlandım.'filan mı?
'Yok teşekkürler,kızlarla pek aram yok.'
'Aslına bakarsan benimde.Çünkü bunlar gibi olanlar kısacası sürtükler dikkatimi çekmiyor.Ama bilirsin geceleri ihtiyaç gibi birşey oluyor.'dediğinde gözümdeki hayal kırıklığını görmemesi içimden Tanrı'ya milyonlarca dua ettim.
■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■
Son derse geldiğimizde Michael uyuyordu.Beş dakika sonra zil çalacaktı.Sanırım onu uyandırmalıydım.Ama onu uyandırmadan önce saçlarıyla oynamak istiyordum.Yaklaşık iki dakika kadar saçlarıyla oynadım.Michael aniden kafasını kaldırdı.Uyanmıştı.Umarım biraz önce saçlarıyla oynadığımı hissetmemiştir diye içimden geçirirken uykulu gözlerinden yeni uyandığını anladım.Saçlarını geriye atıp esnedi.Ardından çantasını takıp zilin çalmasını bekledi.O sırada bende çantımı taktım ve zilin çalmasını beklemeye koyuldum.Zil çaldığında yürümeye başladı.Bende arkasından ilerliyordum.Çıkışa doğru geldiğimizde ben tam çıkacakken seslendi.
'Calum!'
'Efendim,Michael?'
'Şey sanırım ders programını not almamışım.Numaramı versem bana akşam gönderir misin?'
'Tabiki,telefonumu çıkartıyım kaydet.'dediğimde numarasını telefonuma kaydedip teşekkür etti.Tam gidecekken seslendi ve ben kafamı çevirdim.
'Saçlarımı bu kadar çok seveceğini düşünmüyordum dostum.Yaptığın şey kesinlikle uykumu getirdi.'diyip gülümseyerek uzaklaştı.Sanırım birazcık,ufacık rezil olmuştum.Büyük rezildim!Lanet olsun.