Kiralık Aşk -Rüzgarlı Günler

By dpamuk

742K 31.6K 6.9K

Kiralık Aşk'ın 2.Sezon'unu unutun. Bir rüzgarın çıktığını hayal edin. Tatlı bir şarkının içine beraber gireli... More

*1
*2
*3
*4
*5
*6
*7
*8
*9
*10
*11
*13
*14
*15
Kırmızı Kapının Ardında
*16
*17
*18
*19
*20
*21
*22
*23
*24
*25
*26
*27
*28
*29
*30
*31
*32
*33
*34
Yazardan*
*35
*36 -
Maça Kızı 8

*12

16.1K 887 101
By dpamuk

Çok geçmeden Pamir'den mesaj gelir.

"Geliyorum Albertine."

Defne aşağıya iner, mutfağa gider ve kahve yapar; çok geçmeden Pamir gelir. "Hoşgeldin" der ve içeri buyur eder Defne. Mutfaktaki masaya otururlar beraber. Defne konuşmaz ve Pamir'in açtığı sohbetlere isteksizce katılır.

Pamir: Gören de beni sen çağırmadın zannedecek.

Defne: Kusura bakma Pamir ya, gerginim biraz.

Pamir: Ömer mi?

Defne: Evet.

Pamir: Defne belki bana düşmez bunu söylemek ama bu şekilde devam edemezsin yola. Adam gitti işte.

Defne: Ne şekilde?

Pamir: 'Defne İplikçi' olarak.

Defne'nin gözleri kısılır ve başını mutfağın bahçeye bağlanan kapısına sabitleyip, rengarenk çiçekli bahçesini izleyerek konuşur;

Defne: Ömer yarın dönecek Pamir.

Pamir: Nasıl?

Defne: Eşyalarını toparlayıp, işlerini halletmeye gitmiş. Kesin dönüş yapıyor buraya.

Pamir: Buraya?

Defne bakışlarını Pamir'le buluşturur;

Defne: İstanbul'a işte. Belki de buraya.

Pamir: Aynı evde yaşamayacaksınız herhalde.

Defne: Evliyiz biz Pamir. Bunu sürekli unutuyorsun. Rüzgar da az önce Ömer'e burada yaşamasını ima etti konuşurlarken.

Pamir: Ömer ne dedi?

Defne: Bir şey diyemedi. Bilmiyor o da.

Pamir: Çok dramatik, beni fazlasıyla aşan şeyler.

Defne cevap vermez, aynı karamsarlıkta offlayarak yeniden bahçeyi izlemeye başlar. Pamir, biraz zaman sonra izin ister ve Defne Pamir'i yolcu eder. Pamir, kapı kapandıktan sonra eve doğru döner, neredeyse duyulmayacak kadar kısık bir sesle;

"Seni kaybetmek istemiyorum Albertine... Ne seni, ne de Rüzgar'ı. Keşke, azıcık görebilseydin."

---

Ertesi gün, geç yapılan bir kahvaltı faslından sonra hem Rüzgar hem de Defne fazlasıyla heyecanlıdır. İkisi de yerinde duramıyor ve büyük bir hasretle Ömer'i bekliyorlardır. Akşam üzeri kapı çalar ve kırmızı kapının önünde, tüm ihtişamı ve görkemiyle Ömer görünür. Rüzgar, Ömer'e sımsıkı sarılır ve "Hoşgeldin" der. Ömer, Rüzgar'ı kucağına alır, kokusunu içine çeker ve "Hoşbulduk" diye karşılık verir.

Ömer biraz sonra, hemen arkasında duran Defne ile gözgöze gelir. Defne gülümser ve Ömer de Defne'ye aynı sıcaklıkta bir karşılık verir. Defne, tüm yemekleri özellikle Ömer geleceği için hazırlamıştır ama bunu çok çaktırmamaya çalışır. Ömer'in gözleri sofrada pazı sarmasını arar ama bulamaz. Hiçbir şey söylemez. Aslında Defne, pazı sarması yapıp yapmamayı çok düşünmüş ama bir türlü buna cesaret edememiştir. Yemek sırasındaki tüm sohbetler kesik kesik ve önemsizdir. Tek konuşan Rüzgar'dır ve Defne ile Ömer oğullarını büyük bir zevkle dinlerler.

Rüzgar: Sonra işte biz de İso ile karar verdik. Bir daha aslaaaaa Koriş'le saklambaç oynamicaz. Hile yapıyor.

*

Rüzgar: Hayır sen neden benim saçımı çekiyorsun? Öğretmenime şikayet ettim ya dikkatim dağılıyor. Çekemiyor çocuk beni. Ama Koriş'le yengem söyledi, ben yakışıklıymışım ondan çekemiyorlarmış beni.

Defne: Oğlum olur arkadaşların arasında böyle şeyler.

Rüzgar: Nasıl olur anne ya? Pamir Abi'm senin saçını çekse senin hoşuna gider mi?

*

Rüzgar: Ama en çok teyzemi seviyorum galiba. Bilmiyorum hep değişiyor aslında. Ama bitanecik teyzem var hem çok güzel. Onu sevmicem de kimi sevicem.

***

Yemekten sonra, Ömer ve Rüzgar bahçede Ömer'in Rüzgar'a aldığı uçakla oynarlar. Defne, bahçe masasında oturarak onları izler. Bir süre sonra içeriye geçip kek yapar. Kek servis eder. Tüm gün çok eğlenceli geçer üçü için de. Üçünün de hayatındaki en güzel gündür bugün. Saat, akşam 9'a gelirken, Ömer'in telefonu çalar. Gelen aramayı gördüğünde yüz ifadesi değişir, sanki yüzü asılmıştır. Rüzgar aldırış etmese de Defne'nin tüm dikkati Ömer'in konuşmasındadır.

"Efendim"

"İstanbul."

"Evet."

"Konuşmuştuk ya."

"Bilmiyorum."

"Karar veremedim henüz."

"Olmaz. Yani ne yapacağımı bilmesem de ne yapmayacağımı çok iyi biliyorum."

"İyi tamam. Görüşürüz yakında."

Ömer, telefonu kapattığında, Rüzgar'ın gözlerinden uyku aktığını fark eder. Defne de farkındandır ama Rüzgar'ın keyfini bozmak istemez. Ömer tam Rüzgar'ı uyutabileceği teklifinde bulunacakken, kapı çalar. Defne, kapıya yönelirken Rüzgar iyicene "neredeyse uyayacak" moda geçmiştir.

---

Defne kapıyı açar, gelen Sinan'dır. Defne şaşırmakla sevinmek arasında bir gelgit içerisindedir.

Sinan: Napıyon kız?

Defne: Oturuyordum. Duk. Oturuyorduk. Gelsene.

Sinan: Ömer burada değil mi? Onu görmeye geldim.

Defne: E-evet. Siz... Barıştınız mı?

Bu sırada Ömer, kucağında omzunu başına yaslamış Rüzgar'la içeriye yeni gelmiştir sesi duyulur;

Ömer: Küs müydük?

Defne daha fazla şaşıracağı bir anın olmayacağını hisseder gülümsemekle yetinir. Sinan, Ömer'i ilk kez "baba" gibi gördüğü için, buruk bir tebessüm yerleştirir yüzüne. Etkilenmiştir. "Keşke böyle olmasaydı..." diye geçirir içinden. Defne, babasının kucağında uyumak üzere olan Rüzgar'a doğru dönerek;

Defne: Oğlum gel yatırayım ben seni.

Sinan: Aslan parçası. 'Merhaba' yok mu?

Rüzgar, Sinan'a pas vermez ve kafasını çevirir. Ömer, Rüzgar'ın anlattıklarını hatırlar. Sinan'ı sevdiğinden bahsetmiştir Rüzgar aslında Ömer'e, ilk gün. Yani Ömer sevdiğini düşünmüştür. Neden soğuk davrandığına anlam veremez. Sinan, Rüzgar'ın bu hareketine gülümsemekle yetinir.

Ömer: Ben çıkarayım Rüzgar'ı yukarıya, geliyorum Sinan.

Sinan: Tamam kardeşim.

---

Ömer ve Defne yukarı çıkarlar. Defne, Rüzgar uyuyana kadar yanında kalacağını söyler. Ömer, Rüzgar'ı yatağına yatırır. Defne, oğlunun üzerini değiştirir ve yanına sokulur. Bu sırada Ömer aşağıya iner; Sinan kahve yapmıştır ve bahçede Ömer'i beklemektedir. Ömer, Sinan'ın yanına çıkar.

Sinan: Uyudu mu?

Ömer: Yok Defne kalacak yanında.

Sinan: Çok uykusu vardı zaten uyur hemen.

Ömer: Sizin aranız nasıl?

Sinan: Kiminle?

Ömer: Rüzgar'la.

Sinan: İyi, çok iyi hem de.

Ömer: Seni gördüğüne pek sevinmedi gibi geldi de bana.

Sinan: Heee. Yok öyle değil o. Rüzgar çok uysal bir çocuktur, sevecendir, sevgi doludur. Ama enerjikken. Uykusu geldiğinde çok huysuzlaşır. Hatta yalnızca uykusu varken ağladığını gördüm hep. Uykusu varken kimseyi sevmez, kimseye sokulmaz. Annesinden başkasının kucağına gitmez.

Ömer, Sinan'ın söylediklerini dikkatle dinledikten sonra yutkunur ve dudaklarından üç kelime dökülür.

"Ben oğlumu tanımıyorum"

Bu cümle, Sinan'ın içini yakar. Ömer "Geliyorum şimdi." der ve aniden yerinden kalkarak, Rüzgar'ın odasına çıkar. İçeriye girmeden, kapının ucundan, uyumak üzere olan oğlunu izlemek istemiştir yalnızca. Onu tanımak istemiştir. Kaçırdığı zamanlar bir kor gibi yerleşir Ömer'in içine. Defne'nin sırtı, Rüzgar'ınsa yüzü Ömer'e dönüktür ama Rüzgar'ın gözleri kapalıdır. Belli ki Defne, Rüzgar'a masal anlatmıştır; Ömer masalın sonuna yetişir.

Defne: Gökten üç elma düşmüş. Biri prense, biri prensese, bir de bu masalı dinleyere.

Rüzgar kıkırdar, Ömer bunun sebebini anlayamaz. Merakı her şeyin ötesindedir Rüzgar'la ilgili. "Neden güldün?" diye sormak ister ama soramaz. Ömer'i fark etmeyen Defne ve Rüzgar birbirlerine daha çok sokulurlar.

Rüzgar: Anne, babam bizle yaşayacak değil mi?

Ömer, Rüzgar'ın kendisinden ilk kez "baba" diye bahsettiğini duyduğu için, yüzüne kocaman bir gülümseme yayılır, gözleri dolar. Olduğu yere çöker ve başını kapıya yaslar.

Defne: Bilmiyorum anneciiim.

Rüzgar: Ama anne, sen demiştin ki, bir gün baban gelecek ve biz çok mutlu olucaz.

Defne: Geldi ya işte. Mutlu değil misin?

Rüzgar: Ama misafir gibi geldi. Kıyafetleriyle oturdu mesela. Eşofmanlarını giymedi bu akşam bizim gibi. Eve gelince üzerini değiştirmedi. Pamir Abi'm gibi, Sinan Amca'm gibi geldi.

Ömer'in gözlerinden bir kaç damla yaş süzülür. Yumruğunu sıkar. Nefes bile almıyordur.

Defne: Çünkü o da bilmiyor daha. Şöyle düşün, sen bir baban olduğunu biliyordun, onun senin baban olduğunu biliyordun. Ama bir oğlu olduğunu bilmiyordu. Biraz zaman tanımamız lazım babana.

Rüzgar: Anne sence beni sevmiş midir?

Defne: Tabii ki de sevmiştir oğlum. Her baba oğlunu sever.

Rüzgar: Anne ben babamın bizimle yaşamasını istiyorum.

Defne: Hadi uyu sen şimdi. Düşünme bunları.

Rüzgar: Anne, sen babamı seviyor musun?

Ömer yutkunur. Defne'nin vereceği cevabı duymaktan korkuyordur. 3,5 sene önce, İtalya'da gördüğü, kapısında "Seni sevdiğim için, aşkımdan falan gelmedim Ömer İplikçi!" diye haykıran kadın gelir aklına. Oğlunu söylemek için Ömer'i arayan, kendisini bırakıp gittiği için 'kızmadı' gözükse de içten içe kızgın olduğuna emin olduğu kadını hatırlar.

Defne: Ben en çok seni seviyorum.

Rüzgar: Ben babamı seninle eşit seversem bana kızar mısın?

Defne: Oyyy oğlum benim. Babanı benden daha çok sevsen bile kızmam sana.

"Çok iyi bir anne. Oğluna baba sevgisi aşılayan, bu uğurda kendi yanlışlarını söylemekten kaçınmayan, babasından nefret bile etse bunu oğluna asla göstermeyen çok iyi bir anne." diye düşünür Ömer içinden.

Söz vermiştir kendisine; Sevginden gelmeyeceksen, hiç gelme istedim bir daha. Kendine iyi bak sevgilim. Biz diye bir şey kalmadı artık, istediğin gibi." dediği gün söz vermiştir.

Bu yüzden yıllarca daha çok kaçmıştır zaten. "Beş sene önce hiç gitmeyecektim. Madem gittim artık dönemem. Her şey bana mübah." diye düşündüğü zamanlar gelir aklına.

Canı yanıyordur Ömer'in. Şimdi hem Defne'sine bir adım atamayacağını hem de deli gibi yaşamak istediği bu evde kalamayacağını düşünür. Rüzgar için bile olsa Defne'yi böyle bir şeye mecbur bırakamayacağını düşünür. Yerinden usulca aşağı inmek üzere kalkar.

Rüzgar'ın uyuduğunu anlayan Defne, kollarıyla onu biraz daha sarar. "Evet babanı çok seviyorum oğlum." diye cevap verir çoktan uyumuş olan oğluna.

Ömer, duyduğu bu cümle karşısında öylece kalakalır. Kulaklarına inanamaz adeta, yüzüne kocaman bir gülümseme yayılır. Sessizce merdivenlerden iner ve bahçede oturan Sinan'ın yanına gelir.

Continue Reading

You'll Also Like

46.8M 2.7M 106
Öncelikle şu konuda bir anlaşalım. Normal değilim, o da öyle.
15.4M 659K 60
Sinan Tümer; başarılı, insanın içini eriten ses tonu ve kusursuz diksiyonu olan bir spor spikeridir. Yurt dışında çalıştığı kanalda Beşiktaş'ına laf...
14.5M 506K 63
İzmirli 19 yaşında bir genç kız... Babasının yüzünden daha doğru düzgün bir kez dışarı çıkamazken yine babası yüzünden bilmediği bir şehirde , bilmed...