Kore'ye geleli tamı tamına 6 hafta olmuştu. 5 haftadır Big Hit'te stajyerlik yapıyorduk.
Ve bu gün şirketin çıkaracağı yeni grubun üyeleri belirleniyordu. (Şimdi size bir şey söylemek istiyorum. Normalde eğlence şirketleri stajyerleri çok ağır eğitimlerden geçirip, grup çıkarımı yapıyorlar. Ama hikayeye hızlı girebilmek için, hızlandırmaya çalışıyorum. Çünkü asıl konuya sekizinci veya dokuzuncu bölümde hakim olucaksınız. Bu yüzden hızlıca yapmaya çalışıyorum. Kafa karışıklığınızı önleyemediğim için sorry.)
Elif yine çok heyecanlıydı. Çıkış yapacağımıza inanıyordu. Ama ben öyle düşünmüyordum.
4-5 yıllık stajyerleri bırakıp, 5 haftalık stajyerleri seçecek değiller ya?
Sizede kulağı fazla çılgınca gelmiyor mu?
Bütün stajyerler toplantı odasında toplanmış, duyuruyu yapacak kişiyi bekliyorduk.
Allah Allah ya ne diye çıkacak grup üyelerini yanlarına çağırıp tek tek söylemiyorlar da böyle söylüyorlar?
Bence çok saçma yani, çıkış yapamayacak olan insanları hayal kırıklığına uğratıp, küçük düşürmekten başka bir şey değil.
Ben kendi içimde, kendi kendime münazara yaparken, içeriye 30'larının ortasında elinde kağıtlarla uzun boylu bir adam girdi. Bu adamı başkanın yanında bir kaç kez görmüştüm. Stajyerlere pratik yaparken kahve dağıtmıştı. Hatta bize getirip kendi vermişti ve 'Size özel' deyip göz kırpmıştı. Adamın yavşak olduğunu düşünüp içmemiştim. Elif'e de içirmemiştim tabiki. Bu adamın kim olduğunu merak ettiğimden dolayı yanımdaki kıza;
"Aah şey pardon. Bu adamı bir kaç kez başkanın yanında görmüştüm. Ama kim olduğunu bilmiyorum. Acaba siz kim olduğunu biliyor musunuz?"
Kız bana güler yüzlü bir ifadeyle;
"Ah bu adam mı? Kim olduğunu gerçekten bilmiyor musun unni? Çıkış yapacak grubun menejeri olucakmış bu adam.
Hem benimle neden resmi konuşuyorsun? Ben senden 2 yaş küçüğüm. Lütfen benimle konuşurken rahat konuş. Ha bu arada ben Kim Min Ki sanırım daha önce hiç doğru düzgün tanışamadık. Üzgünüm."dedi. Bu kız çok mu tatlıydı ne? Ama bu ondan korktuğum gerçeğini değiştirmez.
"Bende Kevser. Bana sadece 'Kevser' diyebilirsin. Bu arada seni çok sevdim ama senden korkmuyor değilim."dedim hafif gülerek.
Bana şok olmuş bir biçimde bakıp;
"Neden unni yanlış bir şey mi yaptım?"dedi. Bu kız cidden çok tatlı ama ya.
"Ah hayır hayır. Sadece yeteneklerinden korkuyorum diyelim. Dans edişin ve o güzel sesinle göz dolduruşun falan."dedim.
Hafifçe kıkırdarken;
"Doğruyu söylemek gerekirse bende sizden korkuyorum. Mesala senin dans edişin ve rap yapışını, Elif unninin sesi zaten.... bir dakika övecek kelime bulamıyorum. Ha birde yüz güzelliğiniz falan, off. Fiziğinize söyleyecek laf zaten yok. Hatta şu an seninle konuştuğum için hala şoktayım.
Çünkü yanınıza gelen kız veya erkekleri hemen uzaklaştırıyorsun. Bu hareketini taktir ediyorum. Sanırım kendine özgü bir savunma alanı oluşturmaya çalışıyorsun.* Bu yüzden dikkat çekiyorsun. Hocaların gözdesisiniz, diğerleri gibi gözde olmak için rüşvet falan vermiyorsunuz. Yani dürüstlüğünüzle, savunma mekanızmalarınız ve bu hırsınızla çok dikkat çekiyorsunuz. Hatta ve hatta bu adamın size özel olarak getirdiği kahveleri bütün stajyerlerin önünde çöpe atman senden korkmamızı sağladı. Ama tabi erkekler bunu çekici buldu. Kızlarsa sadece kendini beğenmiş olduğunu düşündü ya neyse."dedi.
Ben şok olmuştum. Cidden yani diğerlerinin gözünde böyle mi gözüküyordum? Dağ ayısı gibi? Amaan bu da benim karekterim size ne abi?
Neyse çok da önemli değil. Benden uzak, Allah'a yakın olsunlar. Hem bir dakika kendini beğenmiş gibi davrandığımı mı ima etti?
Tam ağzımı açmıştım ki menejer lafa girdi;
"Lafı uzatmayı hiç sevmem bu yüzden direk konuya girip yeni grup üyelerini söylüyorum."dedi ve kağıtları karıştırmaya başladı.
"Ah ah ah AAH. Hadi be adam söyle kim çıkıyomuş. Söyle söyle söyleseneeğ. Ne diye o kağıdı en önene koymadın. Resmen kendini; reytingler yükselsin diye yarım saat boyunca elenen yarışmacı söylemeyen Acun Ilıcalı falan mı sandın. Haa? Söylesene be adam. Söyleeğ."
Elif tırnaklarını yerken bu söylediklerinin hepsini videoya çekmeye başlamıştım bile. Salak ya bu kız cidden. Midesi tırnak tarlası oldu amq.
"Evet söylüyorum.." Elif;
"Hah evet söyle hah." Ben bu ara tabikide yarılıyorum. Elif bütün konsantırasyonunu kaybedip sinirle bana ve elimdeki telefona baktı. Gözlerini devirip menejere bakmaya devam etti.
"Yada 1 dakika. İlk önce çıkış yapacak grupla ilgili kısa bir bilgi verim. Yeni çıkış yapacak olan grup karma bir grup olacak. 7 kişilik olacak ve iki tane lideri olacak. Bir kız bir erkek olmak üzere ama bunları onlarla özel olarak konuşucaz. Neyse ya söylesem mi? Söylemesem mi?"diye kendini naza çekerken, odada kısa çaplı bir uğuldama yaşandı. Sonra ise Elif;
"Söyle artık be adam. Daha fazla bekleyemeyeceğim."diye bağırdı.
Tabi bunu söyleyince, sessizlikten havada uçan sineğin kanat çırpışını dahi duyduğumuz oda, büyük bir kahkaha tufanına kurban gitti. Menejer dahi kahkahalara boğulmuş iken Elif ne yaptığını daha yeni fark ediyordu.
Ay benim safim ya. Telefon hâlâ video çekiyo yanlız. Seni sürüm sürüm süründürecem tatlı kız. (Piç smile dbxbbxbxb)
"Daha fazla Eliif-ss'yi sinirlendirmeden okusam iyi olacak. Başlıyorum;
1.kişi= GO Dong Yul
2.kişi=KANG Chung Ho
3.kişi=KANG Chung Woo
4.kişi= PARK Bon Hwa
5.kişi= KIM Min Ki....." odada büyük çaplı sevinç çığlıkları atılırken ve stajyerler okunacak son iki kişiyi merak ederken, menejer kafasını kaldırıp bizim olduğumuz tarafa baktı ve.... "Devamını okuyamıyorum sanırım. İsimleri yanlış telâffuz edersem sakın bana kızmayın kızlar.
6.kişi= GILIÇ Eliif
7.kişi= ÖZTÜRG Kebser"dedi.
Ve o an telefonun yavavaşça elimden düşüp, ağır çekimde Elif'le bakıştığımız an, kalp krizi geçirdiğimiz andı.
Hayırlı ve uğurlu olsun.
Elif yavaşça ayağa kalktı ve bana sarıldı. Ben hâlâ şokta olduğum için sarılmamıştım. Sarılamamıştım.
Salak sevinçten ağlıyordu. Ve ben mal gibi şu an da olanları idrak etmekte zorlanıyordum. Şimdi hamilemiydik biz? Ne oluyor abi?
Biz ayrılınca telefonumun elimde olmadığını fark ettim. Şu an tek derdim telefonumdu, doğru. Elif'ten ayrıldım ve yerde telefonumu aramaya başladım. Malız biz vallaha malız.
Ben yerde telefonumu arayım, Elif de sevinçten ağlayarak zıplasın. Telefonumu bulamayınca ayağa kalktım ve Min Ki'nin bizi videoya çektiğini fark ettim. Benim telefonumla(!) Menejer;
"İsmini okuduğum kişiler yeni Dark Sky grubunun üyeleridir..." " ..... Ah bunun gizli olması gerekiyordu. Neyse. Üyeler beni takip edin."dedi.
Ben yerimden hâlâ hareket etmezken, arkamdan birinin beni çıkışa doğru iteklemesiyle birlikte toplantı salonundan 8 kişi dışarıya çıktık. Arkamdaki çocuk yanıma gelip:
"Selam ben seninle çıkış yapacak olan üyelerden biriyim Kıvırcık. Adım PARK Bon Hwa. Umarım iyi anlaşırız."dedi. Min Ki;
"Yah oppa(!) Unnime saçma salak lakaplar niye takıyorsun ya?"demişti. Elif:
"Kanka biz çıkış yapıcaz dimi şimdi. Şarkıcı olucaz yani dimi. Böyle BTS, SNSD, Got7 falan gibi dimi? Ha? Evet de yoksa rüya olduğuna inanıp, büyük hayal kırıklığına uğriycam."dedi.
Türkçe konuştuğu için, diğerleri pek anlamamış olmalılar ki mal mal yüzümüze bakıyorlardı.
Kaslı bir oğlan, Korece Elif'e;
"Ne çok heyecanlı heyecanlı konuştun be. Küfür etmemişsindir inşallah, (Yalnız dikkat 'İNŞALLAH'. bxbxbbx) benim gibi. Çünkü daha demin sevinirken baya bi küfür ettim. Ama sen yine iyisin bak. Senin dilinden anlamıyoruz."dedi. Grupça gülüştüler.
Ama ben neden mutlu değildim?
Çünkü insanların hakkına girmiş gibi hissediyorum. Çünkü 4-5 yıllık stajyerleri bırakıp, bizi seçtiler. Çünkü seçilmeyen insanlar benim yüzümden üzüldü. Çünkü çıkış yapacağım grubun üyeleriyle birlikte insanlara yalan söyliyicez. Çünkü diğer insanların emeklerini çaldım. Çünkü......
3 sayfalık liste yaparım ben bu çünkülerle.
"Otursana Kebser."menejer ve üyeler 12 sandalyeli masaya kurulmuş, ayaktaki beni seyrediyorlardı. Menejere dönerek;
"Neden?"dedim sadece. Neden?
"Ne neden?"dedi. Yüzüme bakıp.
"Neden 5 yıllık stajyerler yerine, bizi... Yani 5 haftalık stajyerleri seçtiniz? Biz bir grupla çıkış yapacak kadar çok mu iyiydik sanki? İnsanlarin hakkına girdiğime inanıyorum ve ben bununla yaşayamam. İnsanlara yalan söyleyemem."dedim. Hiç söylemiyormuşum gibi....***
Herkez şok olmuş bir ifadeyle, 'Bu kız şu an ne yapıyor?' bakışı atıyorlardı. Elif;
"Kevser kafayı mı yedin. Bu fırsat bir daha elimize geçer mi? Bunu çok istiyorum. Biliyorsun. Yapma böyle otur şuraya benim asabımı bozma."
"Yah Elif sen bizi gözünde çok büyütüyorsun. Biz 5 haftalık stajyeriz. Nerde görülmüş böyle bir şey ya. İnsanların hakkına girdiğimizi görmüyor musun Allah aşkına?"dedim. Elif ağzını açmıştı ki, menejer yine lafa girdi.
Bunun da azına burnuna dalacam haaa. Durup durup söz kesiyo köpek.
"Kebser ne yalanı? Ne hak yemesi? Siz bunu kendi hakkınızla kazandınız. İstatislikler elimde. Zaten bunun hakkında konuşucaz şimdi."dedi.
Daha fazla bir şey söylemeyip, Elif'in karşısındaki sandalyeye oturdum. Menejer;
"Kebser'e de dediğim gibi..."
"Adım Kevser. 'Kebser' değil."dedim.
"Herneyse. Kevser'e de dediğim gibi. İstatislikler burda. Okuyorum.
Şimdi hepinizin istatikliği 100 üzerinden 7'ye bölündü ve sınav başarınız o yüzdeliller.
Kevser %19.5, Min Ki %18, Dong Yul %15, Eliif %14.5, Chung Ho %12, Chung Woo %11, Bon Hwa %10.
İstatislikler böyle."bana bakarak...."Yani bu odada bulunan herkez hakkıyla burda. Anlaştık mı? Sorusu olan yoktur umarım.
Şimdi önünüzdeki kağıtları okuyun ve doldurun. Kağıtlarda yeni K-POP grubu olan Dark Sky -yani sizin Dark Sky'daki pozisyonunuz- hakkında bilgi içeriyor. Doldurmanız gereken kağıtlarda ise....
Okuyunca anlarsınız. Ben kahve almaya gidiyorum. Kevser sen benimle gel ve taşımama yardım et. Seninle konuşacaklarım var."deyip ayağa kalktı. Bende peşinden tabi. Valla resmen şu an içimdeki kör aleve, 1 kamyon dolusu buz gökülmüş gibi hissediyorum.
Odadan çıktıktan sonra kafeteryaya doğru ilerlerken, menejer birini görmüş olmalı ki o tarafa doğru ilerledi. Benide peşinden sürükledi.
"Oh sunbae döndünüz mü?"dedi. Önümdeki benim iki katım olan adama.
"Döndük de bu kız kim?"dedi çenesiyle beni işaret ederek. Bu adamı bir yerden tanıyordum... ama nerden?
Se Jin(!)
"Ah bu kız mı? Yeni çıkış yapacak olan grubun kız lideri."dedi.
Neey? Ne dedi lan bu? Ben ne zaman lider oldum ya?
Allah'ın taktirine bak beh. Daha şimdi bu grupta 'hak yiyen' olduğuma inanıyordum.
Halkımla kazanmışım.
Eh ama şimdi bunuda mı hakkımla kazandım? Liderlik olayı, üyeler arasında belirlendikten sonra açıklanmıyor muydu ya?
"O da nerden çıktı şimdi Sunbae?"dedim bizim menejere bakıp. Yanlız adamın hâlâ adını bilmiyorum. Neyse önemli değil bi ara sorarım.
Ben bunları düşünürken yanımıza 2 tane oğlan geldi. B-bi-bii-bir dakika şu Suga mı?
"Kağıtlarda yazıyordu Kevser."
"Kebser mi? Bu kız kim hyung? Ve adı neden bi garip?"dedi Suga.
Euzûbillahimineşşeydanirracim bismillahirrahmanirrahim.
Kevser kendine geeel.
Allahu ekber. Allahu ekber.
Kevser sen bi ARMY değilsin. Unutma. Elif gibi kötü yola düşme. Kendin ol. Sakin ol. Eski günlerine dönme.* Yapma.
"Dilim var konuşabiliyorum. Bana sorabilirsin sunbae. Yeni çıkış yapacak olan grubun kız lideriymişim ve de Türküm bu yüzden adım bi garip."dedim Suga'ya. Fazla mı sertti?
"Seni hiç sevmedim. Saygı nedir bilmez misin sen?"dedi Se Jin (Bangtan menejeri).
"Türkiye de, adam olduğunu düşündüğün ve samimi olduğun insanlara saygılı olunur. Ki ben sizi tanımadığım için adam olup olmadığınızıda bilmiyorum. Ha bu arada benim saygısızlığım size değil Yoongi sunbaeyeydi."dedim.
"Yanlız hyung baya kötü koydu. Banada koydu ama neyse. Açık sözlü insanları severim. Yalan söylemeyi bilmezler."dedi Suga kendi menejerine. Benim menejerime bakıp;
"Hyung kahve almaya gidiyordunuz dimi? Biz alırız Kebser'le siz takılın böyle. Hem yeni rakiplerimizin liderini az çok tanımış oluruz, dimi? Hadi hyung kahve almaya gidelim."dedi arkasındaki şapkalıya. Hyung dediğine göre bu Jin olmalı. Şapkasından dolayı yüzünü göremiyordum.
Suga sunbae elini hafifçe omzuma koyup beni itekledi.
"Hızlı olalım yoksa buralar kan gölüne dönecek."dedi Jin sunbae.
"Neden?"diye sordum.
"Çünkü bizim menejerimiz saygısızlığa asla tahammül etmez. Bende pek etmem ama sen yabancı değilsin. Kardeş ülkemizin vatandaşısın. Sana istisna gösterebilirim."dedi Suga. Ben minik bir tebessüm ederken;
"Yaah gamzelere bak. Çukur mübarek. Kıskandım yaah. Şu an benden daha güzel gözüküyorsun Kebser. Ha bu arada sen kaç yaşındasın?"dedi Jin sunbae.
Söyledikleri için kahkaha atıp;
"19 yaşımdayım sunbae. Bu arada garip kaçmazsa size 'Hyung' diyebilir miyim?"dedim. Jin ve Suga ağar çekimde birbirlerine bakıp, avazları çıktığı kadar çığlık atarak güldüler. Tabi ben ve etraftakiler şok.
"Sen az önce ne dedin?"dedi Suga kendine hakim olmaya çalışırken. Jin biraz daha sakinleşmiş bir biçimde:
"Neden?"
"Çünkü 'Oppa''dan daha samimi olduğuna inaniyorum."dedim. Suga:
"Bana 'Hyung' diyebilirsin. İzin veriyorum."dedi. Jin'se:
"Bana 'Oppa' demeni tercih ederim."dedi.
Bende;
"O zaman sana saygı duymıyıcam çünkü samimi değiliz."dedim. Ne zaman yaptırdığımızı bilmediğim 9 kahveyle yola koyulurken, hala gülüyorduk. Jin;
"Ahh cidden çok tatlısın. Yah Suga şu gamzelere baak."dedi yanaklarımdaki çukurları oyarken.
"Yah sizinle samimi olduğumu zannetmiyorum. Çekin o ellerinizi çukurlarımdan. Lütfen."dedim mesafeli bir biçimde.
Suga anırırken, ben trip atıyordum ve Jin sunbae de şok olmuş bir biçimde bana bakıyordu. Böyle bir biçimde bizimkilerin olduğu odaya girdik. Onlarda gülüyordu. Biz girince sustular ve sunbaelere selam verdiler. Tabi Elif şok.
"S-suga? Pimbiş? Oha oha OHAA. Siz Bangtandan, Uyuyan güzel ve Pembe prensessiniz değil mi? Aaah inanamıyorum."dedi. Eliyle koluyla mal mal hareketler yaparken, Jin;
"Bu kızdan korkmaya başladım. Gözlere bak lan. Nasılda büyük. Radar mübarek (Mübarek kjkjkhkhkhk) Kebser bu da mı Türk?"dedi Elif'i gösterirken.
"Evet sunbae. Ve o bir ARMY. Dikkatli olun."dedim. Ve ben gülerken Dong Yul;
"Güledebiliyormuş bizim Kıvırcık."dedi. Sende alakaya maydonoz şimdi.
"Oha gamzeleride varmış kıskandım."dedi Chung Ho. Gözlerimi devirmekle yetindim.
Elif'e bakınca ilk defa gözlerinin bu kadar parladığını fark ettim. Vay beh.
"Biz artık gidelim Kebser. Malum sizden daha ünlü ve popüleriz. İşimiz başımızdan aşkın."dedi.
"Yaah hyung. Neden şimdi bizi eziyosun? Tamam git. Çok bile kaldınız. Biraz daha kalırsanız Elif morgda daha popüler olucak."dedim. Elif'e son bir bakış atıp dışarıya çıktılar. Chung Woo;
"Sen az önce Suga sunbaeye 'HYUNG' mu dedin?"dedi. Bende;
"Evet. Bence daha samimi. Sizede böyle seslenmek istiyorum."dedim. Ve yine bir kahkaha tufanı.
Sanırım bu sirkette yeni yeni eğlenmeye başlıyorum. Ha?
Veya onlar mı benle eğlenmeye başlıyor?