KADIRGALI

gulsahvurgun03 tarafından

619K 25.4K 6.4K

Gökyüzünün mavi gerdanlığı insanların boynunda ziynet gibi parlarken, benim başımda ve gözlerimde aysız gecen... Daha Fazla

Kadırgalı Tanıtım
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33(YARI FİNAL)
34
35
36
37
38
39
40
41-Part 1
41- Part 2
42
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
Kadırgalı Dönüyorrr!!!

43

6.9K 392 104
gulsahvurgun03 tarafından


Kadırgalı[43]

Şafak, ipliği iğneden sökerken karanlığa asılmış bedenler dipdiri ayaktaydı.Bir savacının savası havada kalmış, davasının arkasından yeminlerine kara bezler bağlıyordu.

Uçsuz bucaksız bir yamaçtan, aşağı sarkan aciz beden gibi ölüm kaçınılmaz sondu.Ne onu oradan düşerken birisi yakalayarak yere çakılmaktan kurtaracaktı, ne de bu sava yerine ulaşacaktı.

Başına bağladığı beyaz güllerin dikenleri siyahtı.Beyazına çalan siyah hayatını karartmaya ant içmiş gibi herbir yerinden saldırıyordu.

Kaderin, aciz bedenlere zulmü sürecek, insanlar iyi olmadıkça da asla bitmeyecekti.

Gözünü karşısındaki yataktan güçlükle ayırdı, pencerenin kenarına omzunu dayamış başı önünde duran adama döndü."Özcan?"

Özcan daldığı yerden sıyrıldı, başını kaldırarak,"Ne oldu?"diye sordu.

"Ben buradayım, Zehra evde tek başına onun yanına git istersen yalnız kalmasın."

"Ne?"

"Kızma bana.Geceden beri ayaktasın, birkaç saatte olsa dinlen."

"Bence bunun tam tersini yapalım Melek.Sen dinlen, ben bekleyeyim."

"O uyanmadan gitmem."

Tek kaşını kaldırdı."Mirza kızmasın?"

Melek başını sağa sola salladı."Onunla konuştum haberi var, buraya geleceğini söyledi,"dedi.

"Ha oldu.Elin herifide gelsin buraya başında beklesin, ben kardeşimi bırakıp eve dinlenmeye gideyim!"

Melek onu ikna edemeyeceğini biliyordu zaten."Tamam Özcan gitme."dedi nefesini bıraktı."En azından aşağıya in bir şeyler ye."

"Aç değilim."

"Zehra biliyor senin böyle yapacağını, gerçekten haklıymış."

Özcan gözlerini kıstı."Seni mi tembihledi birde!Dakka başı arayıp duruyor zaten."

"Evet, seni bir şekilde ikna etmem gerek.En azından bir tost ye."

Özcan omzunu pencereden ayırdı,"Tamam Melek,"dedi,"Atıştırmaya gidiyorum, Zehra'ya söylersin."

Başını salladı."Teşekkür ederim."

"Sana da getireyim mi bir şeyler?"

"Hayır, sabah yemiştim."

"Tamam,"dedi kapıya adımlarken gözleri kardeşine kaydı. "Kardeşim uyanırsa hemen haber veriyorsun."

Melek, başını sallayarak onayladı onu ve tekrar yönünü Ali'ye çevirdi.Esmer teni sönmüş, beyaza çalmıştı.Dudakları kurumuş, gözlerinin altında belli belirsiz morluklar çıkmıştı.Geceden beri uyuyordu.

Kalbindeki kabristan kapılarını çarparak kapatmıştı dün gece.

Çok korkmuştu.

Başının yastığa salındığı an aklına geldikçe, ölüyordu sanki. Ali...o bu denli savunmasız hiç olmamıştı.Her zaman güçlü ve dimdikti.Bir kalkanı vardı, kimsenin kıramadığı.Ama bugün ağır bir darbe almıştı.

Annesinden.

Ona her baktığında kalbi ağlasada, çaresi yoktu.Suratında çok derinlerde gizlenmiş o masum çocuk vardı hep.Kızmak, küsmek istesede arkadaşlıkları buna müsade etmiyordu.Geçmişi ikisini birbirine kalın zincirlerle bağlamış, ne kopuyor ne kesiliyordu.

Artık onu affetmişti.

O düşüncelere dalmışken Ali'nin göz kapaklarının titremeye başladığını görünce oturduğu sandalyeden hızla ayağa kalktı.Yatağın kenarına oturdu.

Birsüre daha açılmaya zorlanan gözler ağır ağır yukarıya kalktı ve açıldı.Önce tavan ile bakıştı, bir şeyleri idrak etmeye başlayınca başını bir sağa bir sola çevirdi.

"Ali!"

Adını duymasıyla başını hızla sesin geldiği yöne, Melek'e doğru çevirince suratını buruşturdu.Gözleri siyah gözlere tutundu.

"Melek!"

Sesi boğuk çıkıyordu.Hemen yanındaki komodine uzanıp bir bardak su doldurdu."Önce iç,"dedi.

Ali, başını sallayıp yattığı yerden güçlükle doğruldu. Melek arkasındaki yastığı yukarıya dikerek ardına yaslanmasını sağladı.Suyu eline verdi.Ali çatık kaşlarla içti suyunu.

Bardağı alıp tekrar yerine bıraktı."Nasıl hissediyorsun kendini?"diye sordu.

"Benim ne işim var burada?"

"Gece bayıldın."dedi gözlerini kaplayan hüzünle."Ne oldu sana hala anlamıyorum?"

"Bayıldım mı?"Bayıldığına şaşıran Ali daha çok sinirlendi."Uyandıramadınız mı da buraya getirdiniz!Özcan o nerede?"

"Aşağıda."dedi aklına gelmesiyle hemen telefonu alıp Ali'nin uyandığına dair mesaj attı.

"Çok fazla terleyip, titredin.Biz ne yapabilirdik, tabi ki getirecektik."diye kendilerini savundu.

"Ulan ben..."Ayağa kalkmaya çalıştı, Melek omuzlarına bastırarak,"Sakın,"dedi,"Sakın kalkayım deme."

"Melek, çekilsene kızım.İyiyim ben."

"Olmaz, bekle Özcan'da gelsin."

Ali küfür ederek tekrar yerine yaslandı."Doktorla kim konuştu?"diye sordu.

"Özcan ve Leyla ikisi gitmişti."

Kaşlarını kaldırdı,"Özcan mı?"diye mırıldandı.

"Ne oldu?"

"Yok bir şey.Ne demiş doktor?"

"Halsiz düşmüşsün, birde psikolojik baskıdan dolayı vücudun dayanamamış."

"Tamam."dedi sıkıntılı bir nefes verdi."Leyla nerede?"

"Özcan onu zorla eve gönderdi, çok kötü olmuştu."

Başını salladı.O sırada kapı açıldı içeriye Özcan girdi.Yanlarına doğru gelirken Melek'in telefonu çalmaya başladı.Melek ayağa kalktı, eline alıp baktığında arayanın Mirza olduğunu gördü.Ali'ye telefonu işaret ederek konuşmak için dışarıya çıktı.

Özcan bir kaç adımda yatağın başına dikildi.Kardeşine baktı.Bir süre hiç konuşmadan izledi onu.Ali'de gözlerini pencereye dikmiş, dışarıyı seyrediyordu.

"Kardeşim."dedi Özcan sessizliğe son vererek yatağın kenarına oturdu Ali ile karşı karşıya geldi."Neden yaptın bunu?"

"Özcan!"

"Ne Özcan?"

"Sonra konuşuruz bu konuyu."diyerek kapıya baktı.

Özcan, başını salladı."Konuşacağız ama,"dedi."Allah benim belamı versin."

"Ne diyorsun lan?"

"Seni tek bıraktım, yanında olamadım."

"Özcan!!"

"Allah benim belamı versin ulan!!"diye bağırdı.

Ali, omzundan tuttu."Saçma sapan konuşma, şimdi sus."

Gözlerini kırpıştırdı."Nasılsın şimdi?"

"İyiyim amına koyayım, getirmişsiniz buraya."Üzerindeki örtüyü çekti ayaklarını yataktan sarkıttı."Bok var sanki."

"Bir dur lan doktor gel-"

Lafını tamlayamadan kapı açıldı, Mirza ve Melek arkalı önlü içeriye girdi.Ali Mirza'yı görmesiyle başını usulca Özcan'a çevirdi, "Oğlum bunun ne işi var burada?"diye sinirle fısıldadı.

"Ne bileyim ben."

Yanlarına gelen Mirza Ali'ye baktı."Geçmiş olsun."dedi ellerini cebine soktu.

Ali çarşafı sıkan elini boş bıraktı."Eyvallah."

"Ne oldu böyle birden, doktor ne diyor?"

"Yok bir şey,"dedi ayağa kalktı,"Meraklanma turp gibiyim."

Melek, "Doktor bir şey demeden nereye kalkıyorsun Ali "diyerek kızdı.

Melek'e baktı."Hiç konuşma boşuna, çıkacağım.Nerede benim kıyafetlerim?"

Özcan Ali'nin burada durmayacağını bildiğinden ısrar etmedi.Dolabı işaret etti,"Orada."

Melek Özcan'a kötü bir bakış fırlatıp Ali'nin yanına gitti,"Ali!Doktor gelsin olma-"

"Melek!"Mirza'nın sert sesi lafını bıçak gibi kesti.Arkasını dönüp baktı.

"İyiyim diyor üsteleme."

Melek bir şey demek için ağzını açtığı sırada Ali'nin konuşması ile geri kapadı.

"Sen önce o ses tonunu bi düzelt."

Mirza bakışlarını Ali'ye çevirdi, gözlerini kısarak baktı."Bak turp gibi arkadaşın bir şeyi yok?"dedi,"Haydi gidelim."

"Melek,"dedi Ali üzerine basa basa,"Bizimle gelecek.Sende yürü git işine gücüne."

"Ne demek sizle gelecek?Melek yürü ben bırakırım seni."

Melek Mirza'nın yanına doğru yürüdü."Neden bu kadar dert ediyorsun bunu?Onlar benim arkadaşlarım."

"Ha onlarla gideceksin yani."

"Ali'nin,"dedi,"Onun yanında olmam gerek.Sorun çıkarma lütfen , sende işine gideceksin zaten."

"Olmaz."

"Bilader,"dedi Özcan,"Yürü git işine.O bizle gelir."

"Kaşınıyor bu lavuk."Ali'nin mırıldanmasını bir tek Özcan duydu.
Ortam iyice gerilmeden buradan çıkarlarsa iyiydi.

"Mirza,"dedi Melek yersiz kıskançlığına kızarak,"Ben onlarla gideceğim.Seninlede gitsem aklım onda kalacak, yine evine gideceğim."

"Aklın niye onda kalacakmış Melek?"

"Senin gözünün önünde bayılmadı o Mirza."dedi sabrının son kırıntılarına dayanarak.Şuan Ali'nin yanında tartışılması gereken son konuydu bu.

Mirza'nın çenesi kasıldı."Tamam"dedi bastırarak,"Telefonun açık olsun."Son bir bakış atıp hızla çıktı odadan.

Melek utançla arkasına döndüğünde Ali dolabın kapaklarını açmış kıyafetlerini alıyordu.Özcan Melek'e başıyla işaret etti, Ali'nin giyinmesi için birlikte dışarıya çıktılar.

🔥

Köprücük kemiklerinden sızan çığlık içinde patlıyor, lavlarını vücudun arsız deliklerine sokuşturuyordu.

Mükemmeliyeti arayan hayat şartları kendini alnı çatından vurup öldürdü.Yalana inanmak ahmaklıktı.

Elindeki şişeden bir yudum daha aldı.Dün geceye içiyordu, ondan önceki geceye ve ondan önceki geceye...

Hastaneden çıkar çıkmaz kendini odasına kapatmış, Özcan ile birlikte bir gün boyunca çıkmamışlardı.Özcan'ın yaşadığı hayal kırıklığı, göğsüne ateşten bir boşluk açıp, derin bir delik delmişti ama ne verecek bir cevabı vardı, ne bir savunması.

Şişenin dibini gördüğünde yatağın kenarına gelişi güzel bıraktı, ayağa kalktı.Sarhoş değildi ama tam ayıkta sayılmazdı.Odanın kapısını açtı, dışarıya çıktı.

Leyla, odadan çıkan abisini görür görmez elindeki telefonu bırakıp ayağa kalktı.

"Abi iyi misin?"

"İyiyim."

"Çıktın sonunda."dedi gülümseyerek.

Başını salladı.Çekyatağın yanına geldi kendini hızla bıraktı, başını arkasına dayadı.Beyni bir kazan kaynıyordu.Leyla'da hemen abisinin yanına oturdu.Kollarını vücuduna doladı."Çok korktum abi."

Ali'de elini sırtına sardı,  sıvazladı."İyiyim güzelim."dedi sesinin güçlü çıkmasını sağlayarak.

"Abi!"dedi Leyla, başını kaldırdı gözlerini gözlerine dikti."Özcan abi her şeyi öğrendi değil mi?"

Bu gerçek her zaman canını yakacaktı kuşkusuz.Kaşlarını çattı, başını pencereye çevirdi."Öğrendi,"dedi.

"Doktor ile yalnız konuşmak için her şeyi yaptım ama inat etti gitmedi.Hatta beni gönderecekti yanından."

"Nasıl olsa öğrenecekti bir gün,"dedi Leyla'ya baktı acılı bir nefes aldı."Bu konuyu takma kafana."

"Tamam ama se-"

"Leyla!"Abisinin gür sesi lafını kesti.Omuzlarını düşürerek geriye çekildi."Tamam,"dedi.

"Çay koyayım mı yeni demledim."diye sordu.

"Koy bakalım."dedi içkinin üzerine nasıl gidecekse ama Leyla'nın ona umutla bakışları alt ediyordu bazen.

Leyla mutfağa koşup yeni bir bardak getirdi, çayı hızla doldurup abisinin yanına bıraktı.Ali çayını karıştırırken Leyla'ya döndü.

"Geçen gün Seymen ile konuştum."

Leyla'nın gözleri büyüdü.Heyecanla derin bir nefes aldı."Evet abi."

Güldü, "Sonunda istediğin olacak ha!"dedi.

"Ya abi!"Eliyle omzuna hafif bir yumruk attı,"Dalga geçmede anlat."

"Sanki bilmiyor, şuna bak."Çayından bir yudum aldı."Söz yapmak istiyor."

"Sen ne dedin?"

"Bizden kız almak o kadar kolay mı?"

"O senin arkadaşın!"diye çıkıştı.

"Arkadaşım değil,"dedi düzelterek,"Kardeşim."

"Pardon!"

"Zamanı geldi zaten neye engel olayım.İkinizinde mutlu olması benide mutlu eder.En kısa zamanda yapalım şu sözü."

"Abi yaa!!"Diyerek boynuna sarıldı hızla,"Her şey senin sayende.Sana ne kadar dua etsem az."

"Saçmalamada çekil, çay var elimde."

Geri çekildi."Ben çok heyecanlandım şimdi ya."dedi.

Ali gülerek başını sağa sola salladı."Kızım sende ne-"Zilin çalması ve aynı zamanda kapının yumruklanması ile lafının bitiremeden ayağa kalktı.Çayını tepsiye bırakıp, pencereye çıktı.
Mahallenin gençlerinden Yasin'i gördü.Yanında bir kaç kişi daha vardı.

"Ne var lan?"diye bağırdı.

Pencereden çıktığını gören çocuk bir kaç adım geriye çıkıp, "Abi bir gelsene acele!"diye aşağıya çağırdı.

"Bekle." deyip içeriye girdi.Leyla'ya baktı, "Ben bir bakayım şunlara."dedi merdivenlere doğru ilerledi.

"Ne oldu ki?"

Leyla'ya cevap vermeden indi aşağıya.Kapıyı açtı, dışarıya çıktı.

"Hayırdır?"

"Abi,"dedi çocuk karşısına geçti," Ölen kahveci Halil varya."

"Ne olmuş?"

"Onun eve girmiş birileri."

"Ne?"

"Kapı açıktı, pencerelerden bir kaçıda içerden kırılmış.Ahmet abi farketmiş, kimseyi sokmadık içeri sana haber vermeye geldik."

Duyduklarına şaşıp kalan Ali, "Tamam."dedi arkasına dönüp kapıyı kapattı.Yanında mahallenin gençleri ile eve doğru yürüdüler.

Evin önüne geldiğinde gördüğü manzara ile gerildi.Evin açık kapısında, kırılmış camlarında gezdirdi gözlerini.Kim neden yapardı bunu?

"Oğlum, biz girmedik seni bekledik.Ne yapalım?"Yanına gelen Ahmet amcaya baktı."Ben bakarım siz evinize gidin,"dedi önündeki açık kapıdan içeriye girdi.

Elini duvarda gezdirdi, anahtarı bulup ışığı yaktı.Gözleriyle oturma odasında taradı.En son iki sene evvel girdiğinde nasıl bıraktıysa tozlanmış ve eskimiş haliyle aynı duruyordu.

İçini boğan bir his vardı.Bu eve girince peydah olmuştu.Geçmişin acı hatıraları dört bir yanını sarıp sarmaladı.Derin bir nefes aldı yatak odasının kapısı açıp girdi.

Işığı yaktı.

Gördüğü şey ile göz bebeklerinin siyahına siyah çaldı.

Bir adım attı durdu.Ardına bir adım daha attı.Kırılmış aynanın önünde durdu.Her yer dağılmış, çekmeceler açılıp karıştırılmıştı.Ayna masasından aşağıya süzülen kana takıldı bakışları.

Yere damladıkça çıkan şıp sesleri kulağına bir vakum, bir esaret çığlığıydı.

Yer kırmızıyla boyalıydı.

Ne olmuştu burada?

Hırsız mı girmişti?İçinden inanmıyordu bu ihtimale ama...

Odadan çıktı, diğer odayada baktı, oradada her şey yerli yerindeydi.Dağılan bir tek yatak odasıydı.Tekrar yatak odasına girdi yerdeki kana elini sürdü.

Bir uzuvdan akan kesik kanıydı.

Bir süre daha gezindikten sonra odadan çıktı.Evden ayrılmak için kapıya doğru adımladığı sırada gözüne vuran gümüşi ışık ile durdu.Gözlerini kıstı, kapının ardına eğildi.

Gördüğü şey bir kelebekti.

Eline aldı.Eve giren her kimse ona aitti.Halil babanın olmadığına adı gibi emindi.Bıçak özel bir bıçaktı, belliki içeriye giren her kimse fazla dikkatsizdi.Kenarına işlenmiş yazıyı farketti eli ile üzerinden geçti.

K.A

Yazan harflerin anlamına kafa yormak istesede şuan için çıkaramayacağından bıçağı cebine attı.Evden çıktı.

Yarın burayla ilgilenecekti.

Eve doğru giden ayaklarını durdurdu, tersine döndü.Melek'e gidip ne yaptığına bakabilirdi.Nedense içi garip bir hisle dolmuştu, bu olaydan sonra.Neden ve kim?Babası öyle şeyler yapmıştı ki artık altından hiç ummadığı şeyler çıksa şaşırmazdı.Onunla derdi olan biri olduğu belliydi.

Bir sigara yaktı, Melek'in evine doğru yürümeye başladı.Bayılmadan önce yanında onun olduğunu hatırlıyordu ama ne konuştuklarını tam olarak aklına düşüremiyordu.Hastaneden çıktıktan sonra Melek'in kendisine olan tavırlarına bakılırsa sanki artık affetmişti.Bunda karşısında bayılmasınında etkisi olabilirdi, olduysada iyi ki olmuştu...

Kapının önüne geldiğinde sigaradan son bir nefes çekip yere fırlattı, zile bastı.Kapı fazla bekletmeden açıldı, Melek gözüktü.

"Ali?"

"Melek?"

"Bir şey mi oldu?"

"Yok, öyle size bakmaya geldim."

"Tamam,"dedike kenara çekildi,"Buyur geç."

Başını salladı, içeriye girdi.

"Osman ne yapıyor?"

Eline aldığı ayakkabıları yerleştirirken,"Şimdi uyudu."diye yanıtladı.

"O kadar geç mi saat?"

"Yok saat daha on, erken uyumaya alışık olduğundan."

"İyi bakalım."Oturma odasına girdi tekli koltuğa oturdu.

"Sen nasıl oldun?"diye sordu Melek karşısına otururken.

"İyiyim, bir şeyimde yok zaten."

"Tamam,"dedi,"Karnın aç mı?"diye sordu.

"Hayır."

"Çay?"

"Leyla yaptı içtim.Kızım bir şey mi yiyip içmem gerek illa.İki kelam  edelim boş ver ıvır zıvırı."

"Hava sıcak, kola getireyim o zaman."

Bir nefes koyverdi."Tamam Melek, kola içeyim,"dedi.Melek, başını salladı, ayağa kalktı.Hızla mutfağa gitti.

Ali, şimdi emin olmuştu işte Melek'in kendisini affettiğinden.Onun için ne kadar zor bir durum olacağını düşünürken aklına Melek'in o günki sözlerini getirdi.

"Ben senin aksine olamayacağımızı kabullendim Ali."

"Seni yaşatan kalbim ama beynim... o gün unuttu."

Elinde tepsi ile Melek girdi içeriye.Düşüncelerine son verdi, uzattığı kolayı aldı bir yudum içip önündeki masaya bıraktı.

Tepsiyi masanın kenarına bırakan Melek, tam oturacakken zilin çalması ile tekrar ayağa kalktı.

Ali bir kaşını kaldırdı."Birini mi bekliyordun?"diye sordu.

Melek, Ali'ye baktı,"Hayır,"dedi "Kimseyi beklemiyordum."

Ayağa kalktı,"Ben bakayım dur sen."dedi salona çıktı.Israrla çalan zile karşın kapıyı sertçe açtı.

Gelen kişinin, kendisini görmesi ile önce göz bebekleri büyüdü, sonra yavaşça kaşları çatıldı.

Melek, arkasından şaşkınca mırıldandı.

"Mirza!"

Ali, Melek'e döndü  baktı, sonra adama döndü.Bağırır şekilde sertçe konuştu.

"Bu saatte ne işin var lan senin burada?"

🔥



Merhabalar, nasılsınız?

Medyadaki kapağı, hikayemi çok sevdiği için yapan tatlı okuruma çok çok teşekkür ederim❤❤❤

Bir daha ki bölümde görüşmek üzere.

İNSTAGRAM: gulsah.altuner















Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

1M 56.9K 42
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
2M 138K 31
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
211K 9.1K 32
🌰🌼 ***