90
Üç gün sonraydı.
İkilinin yiyeceği kalmamıştı ve bugüne kadar buldukları birkaç fareyle
yetinmişlerdi.
Yine fare bulmak için tesiste dolaşmaya başlamışlardı. Uzun bir süre aradılar; ama elleri boş geri döndüler ateş başına.
"Her geçen gün daha zor oluyor" dedi İsa. "Gebereceğiz sanki."
"Öyle" dedi yaşlı adam, "direnmek lazım, direneceğiz."
Geçen günler içinde İsa yaşlı adamın iyi biri olduğuna dair düşüncesi güçlendi ve şüpheleri ortadan kalkmıştı. Birbirlerine duydukları alaka ve dostlukları güçlenmişti.
"Sen iyi bir moruksun."
"Bilmem; ama bana hiç güvenme. Bu ilişki aniden son bulabilir öldüğümde. Bir şey olacak ve birimiz ölecek ve kalan tek başına devam etmek zorunda kalacak."
Ertesi gündü. Kar yağmıyordu ve ormanda av bulmak için yola çıktılar.
Yaşlı adam güldü ve dedi ki: Ben ölürsem işin çok zor olacak, solucan."
"Hiç sanmam."
"Kaç gün dayanabilirsin."
"Sen kafanı yorma."
"Buyur önden git ve bir av bul bize. Karnımızı doyuralım güzelce."
İsa şaşkınca baktı.
"Bakarsın öyle ahmak gibi. Bildiğin çok şey yok ve ben ölürsen uzun süre hayatta kalamayacağın ortada."
"Öğret o zaman."
"Şimdi git ve bir av yakala."
Yaşlı adam belinden bıçak çıkarıp verdi.
"Al bunu."
"Tek bununla mı av yakalayacağım."
"Hı, müsait olsa ninemi de verirdim yanına. Gözcü olurdu. Ve seni çok iyi kollardı emin ol."
"Bırak dalga geçmeyi moruk. Ben avlanmayı bilmem."
"O zaman öğrenme zamanın geldi demek ki."
"Taktik ve yöntem ver o zaman."
"Etrafına iyi bak. Kartal gibi. Sessizce ilerle. Gerektiğinde kedi gibi çevik olmalısın. Oralarda bir yerlerde ufak ya da büyük bir sürü av var. Geyik görürsen hiç korkma. Üstüne atla ve boynuzlarından yakalayıp yere devir. Gırtlağını kes."
İsa güldü: "Çok zor...Geyiklerin boynuzu olur. Boynuzdan nasıl tutarım? Karnımı deşer. Benim gücüm az. Hem öyle kurbağa değil ki Sırtına nasıl atlayacağım?"
"Yoruldum. Git bir şeyler yap."
"Sen bence çakalın tekisin. Benden kurtulmak istiyorsun. Ölüp gideceğim sen de başının çaresine bakacaksın tabi. Gerçeği itiraf etsene! Beni gerçekten sevmediğini, birçok anlattığın şeyin yalan olduğunu, dostuz gibi pozlar, gece üstümü örtmeler filan."
Yaşlı adam güldü: "Bak çocuk kafanı kırarım. Göster bakalım maharetini. Ben dönüyorum. Kurtlara ve diğer vahşi hayvanlara dikkat et. Sen hiç anlamadan birden üstüne çullanabilirler. Gözünü dört aç. Eğer denemezsen dostluğumuz biter, beni tanıma."