KADİFE KELEPÇE

By Rena_Vatio

89.6K 5.6K 629

Gecenin karanlığı en koyu en dipsiz köşelere bile nüfuz ederken, o köhne ve neredeyse bir rüzgarla devrilecek... More

Tanıtım
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
20.Bölüm (M)
21.Bölüm
22.Bölüm (Final)

19.Bölüm (M)

4.8K 207 12
By Rena_Vatio

Jongin, Sehun'un eşyalarını ve çantasını kendi odasına yerleştirmeden önce yürümesine destek olduğu Sehun'u kendi yatağına yatırdı. Rahat edebilmesi için de arkasına yastıkları yerleştirip oturur pozisyonda kalmasını sağladı.

Her gün eve belli saatlerde bir doktor ile hemşire gelip ikisinin yaralarının pansumanını ve iğnelerini yapacaklardı. Hastaneden çok erken çıktıları için henüz tedavileri bitmemişti. Jongin Sehun'un aksine daha çabuk toparlandığı için doktor yarasının çabuk iyileşeceğini ama kendisini yormaması gerektiğini de ifade etmişti.

Hemşire arkasından gelip Sehun'un serumunu takarken Tao'da Jongin'i yatması için zorluyordu.

"Hemen elindeki o çantayı yere bırak ve Sehun gibi sende yat. Vurulalı 1 gün oldu sen iyileşmiş gibi ortada dolanıyorsun."

Jongin önce Tao'ya sonra da onun azarlanışını tebessümle izleyen Sehun'a baktı. Onunla göz göze gelince itiraz edemeyeceğini anlamıştı. Başını sallayıp oda yatağın diğer tarafına uzandı.

Tao hemen Jongin için dolaptan başka yastıklar getirip onun arkasına yerleştirdi. Üzerine örtüyü örtüp geri çekildi.

"Ben yiyecek bir şeyler hazırlayacağım, istediğiniz özel bir şey var ise söyleyin. Sehun-ah bir süre hafif şeyler yemen gerektiğini söyledi doktor. O yüzden bana verdiği listeye göre bir şeyler hazırlayacağım."

Sehun gülümseyerek kafasını salladı. O sırada hemşire serum takma işini bitirmiş, ikisinin iğnelerini yapmak için komodinin üzerindeki ilaçları hazırlamaya başladı.

Hemşire arkası onlara dönük ilaçları hazırlarken Jongin Sehun'un elini tuttu. Birbirlerine baktılar. Sehun onun iğneden hoşlanmadığını anlamıştı. O yüzden destek olmak için elini hafifçe sıktı.

Hemşire önce Sehun'un ilk iğnesini serumuna kattı daha sonra diğer ilacını yapabilmek için Jongin'in ve Tao'nun yardımı ile kalçasını açtı birkaç dakika sonra Sehun'un işi bitmişti.

Jongin Sehun'un elini aynı kendisine yaptığı gibi hafifçe sıktı. Sehun'a iğne yapılırken bilhassa hemşire kalçasını açıp iğneyi yaptığı esnada bakamamıştı. Şimdi sıra ondaydı. Arkasını hemşireye dönüp uzandı. Tao Jongin'in eşofmanını aşağı doğru sıyırıp kalçasının yarım görünmesini sağladı.

Hemşire hemen iğneyi yaptı. Jongin kendisini toparlarken Sehun ile göz göze geldi suratı asıktı.

"Ağrın mı var Hunnie?"

Sehun olumsuz anlamda başını sallayıp arkasındaki yastığa başını koydu. Jongin onun bir şeye kızmış olabileceğini düşündüğü için yalnız kalacakları bir an beklemeye başladı.

Sonunda hemşire oradaki işini bitirip Tao'nun eşliğinde odadan çıkarken Jongin Sehun ile baş başa kalmıştı.

"Hunnie?"

Sehun gözleri kapalı bir şekildeyken "Efendim Jonginie?"

Jongin gülüp Sehun'un yanağına sıcak ve kısa bir öpücük bıraktı. Sonra da başı ona dönük bir biçimde yatakta pozisyon aldı.

"Sana hiç ne kadar tatlı olduğunu söyleyen oldu mu?"

Sehun gözlerini açıp Jongin'e baktı. Bir süre birbirlerine bu şekilde sessizlik içinde bakarken aradaki sessizliği Sehun'un sesi bozdu.

"Evet oldu."

Jongin'in yüzü düşmüştü. Yine de bakışlarını Sehun'un bakışlarından ayırmadı.

"Kimmiş bu sana benim dışımda tatlı olduğunu söyleyen kişi?"

Sehun kıkırdamaya başladığında Jongin onun kendisini kızdırmak için böyle söylediğini anlamıştı. Oda gülmeye başladı.

"Çok kötüsün biliyorsun değil mi? Beni oyuna getirdin."

Sehun bir yandan başını sallıyor bir yandan da güldüğü için kasılan yara yerinin acısı yüzünden elini karnının üzerinde tutuyordu.

"Güldürme beni canım acıyor. Yüzünün halini görmeni isterdim."

Jongin onu yanağından tekrar öpüp Sehun'un karnının üzerinde duran elinin üzerine kendi elini koydu.

"Senin hemşire bana iğne yaptığındaki gibi bir surat ifadesi ile gayet anlaşılır."

Sehun tekrar kıkırdadığında bu sefer gerçekten canı acımıştı. Ağzından acı dolu bir inleme çıktığında Jongin ister istemez endişelenmişti.

Onlarla ilgilenen hemşire çok şükür ki henüz gitmemişti. Odaya tekrar kapıyı çalarak girdiğinde hem serumu hem de Sehun'un durumunu kontrol etti. Neyse ki Sehun'un yarası açılmamıştı. Ona dikkatli olmasını ani hareketler yapmaması gerektiğini söyledikten sonra odadan çıkmıştı.

"Beni güldürmemelisin Jonginie. Yoksa yaram açılıp başımıza bela olacak."

Jongin üzülmüştü. Onun canının daha fazla yanmasını istemiyordu. Bu nedenle üzgün bir biçimde Sehun'un üzerine eğildi. İki gözünün üzerine ve alnına birer öpücük bıraktı.

"Peki, Hunnie. Şimdi dinlenmelisin yemek hazır olunca ben seni uyandırırım."

Sehun yaralanmasının üzerinden henüz bir süre geçmediği için aşırı yorgun ve güçsüz hissediyordu. Yapılan ilaçlar da uykusunu getirdiği için ister istemez Jongin'in söylediğine uyup gözlerini kapattı. Birkaç dakika sonra da derin bir uykuya daldı.

Bu süre zarfında Jongin bir saniye bile gözlerini onun üzerinden ayırmadı. Meleğini gözünün önünden ayırmaya korkuyordu. Fakat onunda göz kapakları isyan etmeye başlayınca bir süre sonra oda uykuya daldı.

3 Hafta Sonra...

Bu geçen süre boyunca Jongin ve Sehun, evde özel bakım ve Tao'nun desteği ile çabuk toparlanmış neredeyse iyileşmişlerdi.

Dava üzerinde ise henüz bir gelişme olmamıştı. Heechul ve Taecyeon'dan bir haber yoktu. Kangin'i sorguladıklarında onun işe yeni dâhil olduğunu sadece suça yataklık yaptığı tespit edilmişti.

Cinayetlerin olduğu saatlerde belirttiği yerlerde olduğu kanıtlanmış olmasına karşın, yine de bir emniyet mensubundan beklenmeyecek davranışlar sergilediği ve suça ortak olduğu için tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.

Jongin'in evinde ise Jongin Tao'nun yardımı ile Gece'yi kendi evine getirtmiş Sehun'un onu görünce gösterdiği sevinci keyifle izlemişti. Jongin hala istirahatli sayıldığı için Sehun ile bol bol vakit geçirme şansı doğmuştu. Şimdi evde Gece ve Gündüz ile birlikte 5 kişilerdi.

Gerçi bu pek de doğru bir tespit sayılmazdı çünkü Luhan sık sık Tao'yu ziyarete geliyordu. Birlikte yemek faslından ve sohbetten sonra ya baş başa kalmak için kendi odalarına çekiliyorlardı ya da birlikte film izliyorlardı.

O gün de öyle yapmışlardı. Birlikte yemek yedikten sonra film izlemeye karar vermişlerdi. Film bittikten sonra Luhan evine gitmek için ayaklandı. Tao, Jongin'e onu eve kendi bırakacağını söyleyip Luhan ile beraber evden çıktığında Jongin ile Sehun evde baş başa kalmışlardı.

Jongin, Tao'nun o gece eve gelmeyeceğini biliyordu yine de Sehun'a hazırlamış olduğu sürpriz ile ilgili bir şey söylemedi.

Jongin televizyonu kapatıp onun yerine müzik setinden slow Jazz bir müzik seçerek çalmaya başladı.

Sehun Jongin'in yaptıklarını sessizce oturduğu koltukta izledi. Sonra onun yanına gelip elini uzattığını görünce gülümsedi.

"Benimle dans eder misin bebeğim?"

Sehun gülümsemesini bozmadan uzatılan eli tutarak ayağa kalktı. Kollarını Jongin'in boynuna doladı. Oda Sehun'u kendisine biraz daha çekerek beline sarıldı. Yavaş ritimlerle müziğe ayak uydurmaya başladılar.

Jongin başını Sehun'un başına dayadı. O ise Jongin'in boynuna yaslamıştı kafasını. İkisinin de gözleri kapalı, müziğin kulaklarını dolduran ezgisine bedenlerinin uyum sağlaması ile birbirlerinin kollarında anın keyfini çıkartıyorlardı.

Jongin kafasını kaldırıp Sehun'un da kendisine bakmasını sağladı. Bakışları buluştuğunda dudakları da birbirini bulmuştu.

Yumuşak, sıcak ve sevgi dolu öpüşme yerini yavaş yavaş daha hassas duygulara bırakmaya başlamıştı. Daha ateşli daha şehvetliydi.

Öpüşme dillerin dudakların uyumuna eşlik ederek giderek daha da derinleşirken Jongin zorlukla Sehun'un dudaklarından ayrılıp kendisi gibi nefes nefese kalmış adamın gözlerinin içine baktı.

O sırada Sehun tekrar Jongin'i öpmeye başladı. Jongin onu bacakları iki yanından sarkacak şekilde kucağına aldı. Bir yandan öpüşürlerken bir yandan da Jongin yatak odasına gitmek için merdivenlere yönelmişti.

Bin bir güçlükle düşme tehlikesi atlatsalar da öpüşerek yatak odasına vardılar. Jongin yumuşak sayılabilecek bir şekilde onu yatağa yatırdı. Sonra da üzerine çıkıp öpüşmeyi devam ettirdi.

Jongin Sehun'un dudaklarını bırakıp beyaz boynuna yöneldi. Bir yandan öperek yalıyor, bir yandan da onun tadına doyamadığı teninin baş döndürücü kokusunu içine çekiyordu.

Sehun'un ellerinin biri saçlarının içinde nazikçe dolaşırken, diğeri tişörtünden içeri süzülmüş çıplak tenin üzerinde parmak uçları ile sıcak dokunuşlara neden oluyordu.

Jongin doğrulup kendi tişörtünü çıkartmak için bir dakikalığına Sehun'dan uzaklaştığında onunla göz göze geldi. Onunda gözlerinde kendisi gibi arzu ve tutku vardı. Onun Sehun'u istediği gibi Sehun'da onu istiyordu.

Tekrar dudakları birleşmeden önce onunda tişörtünü üzerinden bir çırpıda çıkarttı.

Jongin bembeyaz tene hayranlıkla baktı bir süre sonra dudaklarına yapıştı. Öpüşme daha da hareketlenirken, Sehun'da jongin'in vücudunu keşfe çıkmış dokunuşları yüzünden zevk mırıltıları çıkartıyordu.

Jongin öpüp yalayarak ve emip sömürdüğü boynu bırakıp öperek aşağılara yöneldi. Sehun'un göğüs uçlarına geldiğinde tek tek diliyle masaj yapmaya başladı. Önce öpüyor sonra emiyor arada da ısırıp Sehun'un ağzından kaçan inlemeleri dinliyordu.

Göğüs uçlarında istediği izleri bıraktıktan sonra tekrar özlediği dudaklara yöneldi ve Sehun'un dudaklarını sömürmeye başladı bu sefer.

Sehun'un inlemeleri artmıştı. Jongin bir yandan boştaki eliyle onun erkekliğini ağır hareketlerle okşarken diğer eliyle de göğüs ucunu taciz etmeye devam ediyordu.

Nefes almak için geri çekildiğinde kaldığı yerden devam etmek için Sehun'un göğüslerinin arasını öpmeye başladı. Dili ile göbek deliğe kadar ıslak bir iz bıraktı. Göbek deliğine dilini sokup Sehun'un tepkisini izledi.

Sehun gözlerini kapatmış bir şekilde dudaklarını yaladı. Sonra da yarı baygın gözlerle Jongin'e baktı. Jongin mesajı almış gibi elini Sehun'un erkekliğinden çektiğinde ondan itiraz dolu bir homurtu duymuştu.

Hiç acele etmeden Sehun'un bacaklarının üzerine oturdu. Pantolonun düğmesini Sehun'un gözlerinin içine bakarak açtı.

Aynı işlemi fermuarı açarken yaptığında Sehun'da muzip bir gülümseme ile ona bakmış ve boştaki elleriyle oda Jongin'in pantolonunu çıkarmak için hamle yapmıştı.

Jongin kendi pantolonunun açılmış fermuarına bakıp ayağa kalktı. Önce kendisinin pantolonunu ve boxer'ını çıkartıp bir kenara attı. Sehun ona açlıkla bakarken daha fazla beklemeden onunda pantolon ve boxer'ını çıkartıp bir köşe ye fırlattı. Şimdi ikisi de ruhları gibi çıplaktı.

Dudakları susuzluklarını gidermek için birleşirken elleri de boş durmuyor birbirlerinin tenlerinde yakıcı izler bırakıyordu.

Sehun elini Jongin'in erkekliğinin üstüne koyup okşamaya başladığında Jongin'in inlemelerini dudakları ile örttü.

Jongin de onu okşuyordu. Her hücresi onu isterken daha ne kadar sabredebileceğini bilmiyordu. Geri çekilip şehvet ve zevkle kaymış gözlere, öpülmekten kıpkırmızı olmuş dudaklara ve tutkunun tutuşturduğu kanın pembeleştirdiği yüze baktı bir süre.

Oh Sehun'a sırılsıklam âşıktı Kim Jongin bu anın rüyasının bir parçası olması ve Sehun'un şu an kollarının arasında olması ona tarifi mümkün olmayan bir şekilde heyecanlandırıp mutlu ediyordu.

Dudakları tekrar tekrar birleşti. Bu sefer dudakları bırakıp daha aşağılara yöneldi. Önce kurşun yarasının neden olduğu fakat Sehun'un güzelliğini bozamayan izi öptü uzun uzun. Sonra daha çok ilgi isteyen yerlere indi.

Jongin Sehun'un kasıklarını öpmeye başladı. Sadece öpmekle kalmıyor emerek Sehun'un zevkten neredeyse çıldırmasına neden olacak bir şekilde hissetmesine neden oluyordu.

Biraz daha aşağılara yönelip Sehun'un bacaklarının iç tarafını yalayıp emmeye başladı. Teninin tadı kokusu o kadar eşsiz ve güzeldi ki Jongin doyamıyordu. Hepsini istiyordu, Sehun'un her şeyini istiyordu.

Sıra erkekliğine geldiğinde hiç oyalanmadan onu da öpüp yalamaya başladı. Sehun'un sırtı yay gibi gerilmişti bu hareketle ve daha yüksek sesle inlemeye başlamıştı.

Jongin onun inlemelerini duydukça daha çok tahrik oluyor daha büyük bir şevkle işine devam ediyordu.

Sehun kendisini kaybetmek üzereydi. Jongin onun dudaklarından kendi adını duyduğunda ağzındaki erkekliği dudaklarının arasından çıkarıp son bir öpücük kondurdu. Ayağa kalkıp yatağın yanındaki komodinin çekmecesinde, özel olarak böyle anlar için sakladığı küçük şişeyi alıp eline bir miktar döktü ve kendi erkekliğini elindeki sıvı ile sıvazlayarak hazırladı.

Daha sonra yine eline bir miktar döküp tekrar yatağa geri döndü. Hunnie'sini şehvetli bir şekilde öperken bir yandan da elindeki sıvının yardımı ile Sehun'un pembe deliğini hazırlamaya başladı.

Bu süre zarfında Jongin dudaklarının dokunuşuyla onu rahatlatmaya çalışıyordu. Sonunda hazır olduğunda ise Jongin bakışlarını Sehun'un gözlerinden ayırmadan, oldukça nazik bir biçimde ve yavaşça an be an onu tamamen hissedene kadar içine girmeye başladı.

Sehun'un nefesi kesilmişti sanki birkaç dakika sadece birbirlerine baktılar. Sonra Sehun Jongin'in dudaklarını kendi dudaklarının üzerine çekince Jongin'de hareket ederek tek vücut olmalarını sağladı. Sehun'un yüksek sesli inlemesi ile daha ilk andan zevk noktasını bulmuş olmanın getirdiği rahatlama sayesinde yumuşak tende şefkatli dokunuşlar bıraktı.

İkisi de birbirinin gözlerinin içinde kaybolmuştu. Sehun Jongin'in beline sıkıca sarılmış onu kendisine daha çok çekerken Jongin de gözlerini kırpmadan karşısındaki güzelliği izlemenin tadını çıkartıyordu. Öpmekten asla bıkmayacağı tadına doyamadığı dudakları öptü defalarca.

Hareketleri giderek hızlanırken Sehun'un da kendisi gibi doruğa ulaşmak üzere olduğunu anladı. Onu sıkıca kavramış kollarından birini çekip bedenlerinin arasındaki Sehun'un erkekliği ile ilgilenmeye başladığında onun gözlerinin zevkten kaydığını gördü.

Bu arada oyalanmayıp Sehun'un boynuna inmiş dudakları yeni izler bırakırken, hareketleri daha da hızlanmış bedenleri yaşadıkları hazdan iyice ısınmış ter içinde kalmışlardı. Birkaç giriş çıkıştan sonra son bir itişle birlikte Jongin Sehun'un içine titreme ile zevk tohumlarını bırakırken birkaç saniye sonra da Sehun Jongin'in eline ve kendi bedenleri arasına boşalmıştı.

Jongin nefes nefese kalmış bir biçimde Sehun'un içinden çıkmadan ona sıkıca sarıldı ve dudaklarına uzun ve sıcak bir öpücük kondurdu. Sehun gülümsüyordu Jongin öpüşürken anlamıştı çünkü oda gülümsüyordu.

Birbirlerine baktılar. Jongin onun terli saçlarını alnından çekip oraya da bir öpücük kondurdu. Sehun Jongin'in beline sarılı elleriyle sırtını okşadı. Omzunu öptü, hala gülümsüyordu.

Jongin Sehun'un yüzünün her yerine küçük öpücükler bırakırken Sehun'da kıkırdıyordu, çünkü onun bu şekilde davranması hoşuna gidiyordu. Jongin kendini geri çekip sevdiği adamın gözlerinin içine baktı.

"Seni seviyorum Oh Sehun, sen artık tamamen benimsin ve benim seni kimse ile paylaşmak gibi bir düşüncem yok bilesin."

Sehun bu sefer kahkahalar ile gülerken, Jongin onun bu keyifli halini izledikçe oda keyifleniyordu. Bir kez daha onun dudaklarını kendi dudakları ile mühürlerken Sehun'un içinden dikkatlice çıktı.

Sehun hiçbir şey söylemeden yatakta oturmuş kendisini izleyen adama bakıyordu. Çırılçıplak olmasından çok ona bu şekilde bakmasından utanıyordu.

Bakışlarıyla onu böyle sahiplenmesini seviyordu Sehun. Yatakta yan tarafına yatıp onun kendisini izlediği gibi izlemeye başladı sevdiği adamı.

Jongin en sıcak gülümsemesi ile birlikte önünde sere serpe uzanmış çıplak sevgilisinin tenini parmak uçlarıyla baştan uca okşadı. Sehun bu dokunuşlarla gözlerini kapatırken Jongin'in o çok sevdiği mırıltıları çıkartmaya başladı.

Onu bir süre bu şekilde okşadıktan sonra onu yatakta yalnız bırakıp odadan çıktığında Sehun'da gözlerini açmış yatakta dirseğinin üzerinde doğrularak kalkmıştı.

Aradan 10 dakika geçtikten sonra Jongin elinde bir şişe kırmızı şarapla birlikte odaya geri girdiğinde Sehun gülümseyerek ona baktı.

"O şarabı ne yapmayı düşünüyorsun?"

Jongin şişeyi elinden bırakmadan yatağa sevgilisinin yanına oturdu. Sehun Jongin'in gözlerinin içinde yanan şehvet ateşini yeniden görebiliyordu. Bu sefer muzipçe gülümseyip onun cevap vermesini bekledi.

"Şarap içeceğim."

Sehun şaşkınlıkla Jongin'e baktı. İşaret parmağını Jongin'in göğsünde tahrik edercesine gezdirmeye başladı.

"Şarap bardağı getirmemişsin, kafana dikerek mi içeceksin hayatım?"

Jongin "Hayatım" lafını duyunca daha da çok etkilenerek heyecanlanmış, şişeyi yatağın yanına yere bırakırken yatakta kalkmak için hareketlenen Sehun'a yardım etmişti.

Sehun şu an kucağında oturuyordu dudakları birbirine masaj yaparken jongin el yordamı ile şişeyi yerden alıp yanına koydu ve kapağını açtı.

Sehun dudaklarını Jongin'den ayırıp gözlerinin içine baktı. Jongin gülümsüyordu.

"Kadehim olur musun Hunnie?"

Sehun ilk defa o zaman kızardığını hissetti. Ama itiraz edecek değildi Jongin'in ne yapacağını görmek istiyordu çünkü merak ediyordu.

Jongin onun boynuna dolanmış kollarını çözmesine izin vermeden, köprücük kemiği ve boynun arasında bulunan küçük çukura yavaşça şaraptan biraz döktüğünde Sehun şarabın soğukluğu ile ürpermişti.

Dudaklarını dünyanın en güzel ve yumuşak kadehine dayayıp şarabı içerken Sehun tekrar tahrik olmaya başladığını hissediyordu.

Diğer tarafa da aynı işlemi uyguladığında ikisi de tekrar birlikte olmak için özel bir hazırlığa gerek duymayacak kadar tahrik olmuştu. Jongin şarabı tekrar aynı yere dökerken bu sefer daha aşağılara da akmasına izin vermişti.

Jongin boyun çukurundan başlayıp aşağıya doğru yol alan şarap damlasını diliyle izlemiş Sehun'un inlemesine neden olacak şekilde erkekliğine de şaraptan biraz dökmüştü. Orayı da açlıkla yalarken Sehun Jongin'i kendisine çekip aniden dudaklarına yapıştı.

Jongin onu hafifçe kaldırdıktan sonra erkekliğinin üzerine yavaşça oturttu. Sehun'un inlemeleri artarken, Jongin de içinde hareket edip parmak uçlarıyla omurgasını okşuyordu. Bir süre sonra ikisi de aynı anda birbirlerinin gözlerinin içine bakarak doruğa ulaştıklarında Sehun başını Jongin'in omzuna dayadı.

Nefes nefese kalmış bir şekilde bir süre bu şekilde kaldıktan sonra. Jongin hala içindeyken kendisini yataktan kaldırmasına izin verdi. Onu banyoya götürmüştü. Yavaşça içinden çıkıp onu küvete soktu, suyu açıp önce onu güzelce yıkayıp temizledikten sonra kendisi de yıkanıp temizlendi.

Sehun'u kurulayıp banyo dolabından çıkardığı temiz bornozu giydirdikten sonra kendisi içinde bir tane çıkarıp giydi. Birbirlerinin saçlarını kuruttuktan sonra onu yine kucağına alıp odaya geri götürdü.

Pencere kenarındaki deri koltuğa Sehun'u oturtmadan önce yataktaki yastıklardan birini alıp koltuğun üzerine koydu sonra da nazikçe Sehun'un oturmasını sağladı. Onu tamamen bırakmadan önce dudaklarına tekrar bir öpücük kondurmuştu.

Sehun onun ne yaptığını anladığında utangaç bir şekilde gülümsedi. Jongin kirlenmiş çarşafları çıkarıp kirli sepetine atarken yenileri de dolaptan almış yatağa sermişti. Daha sonra Sehun'u tekrar kucağına alıp yatağa yatırdı sonra da kendisi de yanına uzanıp onu göğsüne çekti.

Sehun onun kurşun yarasının olduğu yeri uzun uzun öptü sonra uzanıp Jongin'in yanağına sıcak bir öpücük bırakıp beline sarıldı.

"Sen harika bir sevgilisin Jonginie."

Jongin gülümseyip Sehun'un saçlarını öptü. "Böyle olmamın nedeni sadece sensin Hunnie. Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum."

Dedikten sonra ikisi de birbirlerinin sıcaklığına sığınıp kalp atışını dinleyerek uykuya daldı...

Continue Reading

You'll Also Like

25.9M 919K 79
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
337K 33.6K 38
2022 WATTYS KAZANANI Lale lise son sınıfa geçtiğinde düşünmesi gereken tek şey üniversite sınavı değildi. Uğraşması gereken, yeni bir cici annesi ve...
194K 18.5K 53
Bu evrende varlığın bir şekilde kabul edilir. Mixta olduğunu herkesten sakla.
4.1M 120K 73
Lamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.