İnsan,beklemediği şeyleri hep uçlarda olduğu zamanlarda yapıyordu.Nefreti çok yoğunken beklemediği şekilde adam öldürebilir, birine çok kızgınken beklemediği şekilde ağzına geleni saydırabilir,çok üzgünken beklemediği şekilde sonuçlarını kestiremediği bir evlenme teklifini kabul edebilirdi.Uçlardayken biz biz olmaktan çıkıyorduk, sanki içimizde varlığından bihaber olduğumuz taraflarımız yerimize karar veriyordu.Mantık dünyasında yaşadığımızdan, uçlardaki bu aşırı yoğun,mantıksız hareketlerimizin sonuçları da ağır oluyordu.
Anıl'a teklifini kabul ettiğimi söyledikten sonra bir şey söylemesine fırsat vermeden telefonu yüzüne kapattım.Abimin mezarına yaslanmış öylece dururken aklımda hiçbir düşünce yoktu.Bomboştum.Deli gibi ağlamanın uyuşturucu benzeri bir etkisi vardı.Acınızı belirli bir süre hissetmemenizi sağlıyordu,sanki kafanız ilk doğduğunuz an gibi dünyaya karşı yabancı ve boştu.
Oturmaya devam ederken mezarlıkta görevli olduğunu tahmin ettiğim bir adam yanıma gelip iyi olup olmadığımı sordu.Adam yanıma gelmeseydi eminim akşama kadar hareketsiz bir şekilde orada oturabilirdim.Kafamı yerden kaldırıp ona baktım.Sorusunu yineledi.Ayağa kalktım.Üstümü başımı silkeledikten sonra içimden hiç gelmese de iyiyim diyebildim.Adam, kafasını salladı ama diğer insanların yaptığı gibi bana acıyarak bakmadı.Benim gibileri görmeye alışkın olduğu her halinden belliydi, kanıksamıştı artık bu durumu.
Arabama doğru yöneldim,kapıyı açıp şoför koltuğuna oturdum.İçimden hiç gelmiyordu ama işe gitmem gerekiyordu.Arabayı çalıştırıp sürmeye başladım,gözden kaybolana kadar adam bana bakmayı sürdürdü.
Şirkete geldiğimde kapıda beni bir sürpriz bekliyordu.Anıl,kapının önündeydi,elinde bir buket kırmızı gül tutuyor ve gülümseyerek bana bakıyordu.Yanına gittim.Önce gülleri bana uzattı.Sonra onca insanın arasında bir anda sağ yanağıma eğilip beni öptü.Donup kaldığımı görünce kulağıma yavaşça fısıldayarak ona ayak uydurmam gerektiği söyledi.Elimden tuttu ve birlikte asansöre bindik.Asansörde yalnız olunca elimi hemen ellerinden çektim.
"Bu kadar gösterişe gerek var mıydı?"
"İnsanların kafasında soru işareti bırakmayalım.Önce bir sevgili olduğumuzu görsünler ki evlilik şok etkisi yaratmasın, değil mi?"
Ne diyebilirdim ki, kafasında her ayrıntıyı planlamıştı belli ki.Açıkçası işime gelirdi ,bir de saçma sapan bir evliliğe ya da ayrıntılarına kafamı yormak istemiyordum.
Bir süre sessiz kaldı, kısa süre sonra ise kibirli bir tonla teklifi kabul ettiğime çok sevindiğini söyledi.Cevap vermedim.
Asansör benim ineceğim katta durunca inmek için harekete geçtiğimde kolumdan tutup beni durdurdu.
"Akşam beraber gidelim,biraz ayrıntıları konuşuruz,seni bekleyeceğim."Bir şey söylemedim ve inip doğruca odama giderek sandalyeme oturdum.Hiç ara vermeden gün boyu çalışmayı terxih ettim,öğle arasına bile çıkmadım.Çalışmak bana iyi geliyordu.Küçüklüğümden beri böyleydi.Her moralsiz zamanımda kendimi çalışmaya veriyordum.Bazen bu davranışım alet tamirine kadar gidebiliyordu.
Okulda birinci sınıfı atlamış, liseyi ve üniversiteyi Galatasaray'ta okumuştum.Küçüklüğümden beri okumaya çok meraklı olunca babam bana okumayı, okula başlamadan öğretmişti.Biraz da matematik bilince birinci sınıfı okumama gerek kalmamıştı ve bana yapılan bir sınavı geçip direkt ikinci sınıftan başlamıştım eğitim-öğretim hayatıma.Üniversite hayatım, birçok avukatın yanında staj yaparak geçmişti, bu yüzden devrem olan avukatlara göre daha hızlı ilerleyebilmiştim.
İş çıkış saati gelince yavaşça üstümü giyip dışarı kapının önüne çıktım.Duvara yaslanıp boş boş çevreyi izlerken Özgür'ü gördüm.Telefonla konuşuyordu.Biraz sinirli gibiydi sanki, bedeni gergin gözüküyordu.Ben ona bakmayı sürdürürken telefonu kapattı ve arkasına döndü.Beni görünce sinirli halini usulca sakladı,eliyle bana selam verdi ve yanıma geldi.
"Hayata lanet eder gibi bir halin var, yeni iş çabuk vurmuş seni."Gülümsedim.Alaycı cümleleri beni eğlendiriyordu.
"Sonuç doğru ama gidişattan puan kırıyorum.İşle bir alakası yok halimin.Daha çok, bilirsin hayat işte..."
"Kim üzdü seni bakalım küçük kurbağa?"
"Kurbağa mı?"
"Taze çalışanlar için kullandığım bir tabir.Öpüle öpüle, zamanla büyüyüp prens olacaklarını sanarlar da, sadece yaşlı bir kurbağaya dönüşeceklerini bilmezler."
"Öpüceklerden biri prensesin de olabilir ama."
"Masallara inanır mısın Hazal?"
"Masalların bana inanmasını tercih ederim," kıkırdadım.
"Yanlış düşünmüşüm o zaman.Aramıza kurbağa yerine yeni bir deli katıldı demek.Yanlız olmadığımı biliyordum!"Cümlesinin sonlarına doğru sesini dramatize etmişti.Hafif hafif gülmeye başladım."Ee, niye bekliyorsun burada,insanları kesme günü de benim mi haberim yok."Cevap verecekken kapıdan Anıl'ın çıktığını gördüm.Çevresine göz gezdirip beni görünce olduğum tarafa doğru gelmeye başladı.Kafamı Özgür'e çevirdim.Karşımda Anıl'a karşı alaycı bakışları olan bir çift göz vardı,ondan çok haz etmiyor gibiydi.Nedenini merak ettim ama işle ilgili bir durumdur herhalde diye düşündüm.Anıl,her insanla anlaşabilecek bir tip gibi durmuyordu zaten.
Anıl, yanımıza geldiğinde bana gülümsedi ama içinden gelerek yapmadığı çok belliydi.
"Çok beklettim mi, hayatım?"Ben de yapmacık bir gülüş attım ve hayır dedim.Özgür, yüzünde şaşkın bir ifadeyle kötü bir romantik komedi izler gibi dışarıdan bizi izliyordu.Bana bakıp şaşkınca kaşlarını kaldırdı.Anıl ise kafasını ona döndürdü.
"Demek siz tanışıyordunuz,bilmiyordum."
"Avukatlar,avukatlarla tanışır bilirsiniz.Ortada anormal bir durum mu var sevgili başkanım?"O da bizi taklit eder gibi yapmacık bir şekilde gülümsedi.
"Hayır hayır,her neyse..."
"Demek birliktesiniz, bak ben de bunu bilmiyordum."
"Göz önünde olmak istemedik, bilmemen normal."
"Çok sevindim, yalnızlar kervanından iki kişi daha ayrıldı demek, bize de mutluluklar dilemek düşer."
Atışmalarını izlemek garip bir şekilde zevkli gelmişti ama birbirlerinden haz etmemelerinin sebebini daha da merak etmeme neden olmuştu.
Anıl, bana döndü, elimden tuttu ve hadi gidelim deyip hızlıca kendisiyle sürüklemeye başladı.Gitmeden önce Özgür'e zor olsa da görüşürüz diyebildim.O da kafasıyla onaylayıp arabasına doğru yöneldi.
Otoparka ulaştığımızda kendi aracıma yönelmiştim ki Anıl tarafından durduruldum.Onunla gelmemi ve arabamı daha sonra gönderteceğini söyleyince reddetmedim.Açıkçası o delici bakışlarına hayır demek çok zordu.Yoldayken gideceğimiz yere kadar yine hiç konuşmadık.İkimiz de sevmiyorduk demek ki.Ortak noktamızın olması aman ne güzeldi!
Araba bir kapıdan girdi, büyük bir villanın bahçesinin içine girmiştik.Neresi olduğunu bilmiyordum ama eviydi herhalde.Koltuğuma sindim, ileride belirli bir süre yaşayacağım evi görmek beni rahatsız etmişti.Belirli bir süre mi?Kim bilir ne kadar sürecekti bu oyun, haftalar, aylar, yıllar...Hiç bir fikrim yoktu ve bu içimi huzursuz ediyordu.Araba durdu.O inince ben de indim.Havası bile bir başkaydı buranın ve ev gereksiz büyüktü.Muhtemelen tek yaşıyordu, biz ailece yaşamamıza rağmen bu kadar büyük bir yerde oturmuyorduk.Ama büyük olması işime gelirdi, evin içinde ondan ne kadar uzak olursam o kadar rahat geçerdi bu süreç.
Anıl, eve doğru ilerleyince onu takip ettim ve birlikte içeri girdik.Bana koltuğu işaret ederek oturmamı söyledi.Ancak kendisi yukarı kata çıktı ve gözden kayboldu.Evi incelemeye devam ettim.Büyük bir salonun ortasındaki koltuk takımında televizyonun karşısına oturmuştum.Koltuklar,evin genel ürkütücü havasına göre fazla beyazdı.Zamanla alışacağımı umdum.Biraz sonra Anıl,elinde bir dosyayla birlikte geldi ve yanıma oturdu.Dosyaları elime tutuşturdu ve bakmamı söyledi.İçini açtım.
"Ne bunlar?"
"Abini vurulduğu zaman kameralardan çekilen görüntüler."Kanım donmuştu.Benim koşmam,bağırmam,ağlayışım,tam abimin vurulduğu an, birebir fotoğraflardaydı.En kötüsü katil de oradaydı ama yüzü seçilemiyordu.Ne kadar onu bulmaya çalışsam da bedenini görmek bile beni çok rahatsız etmişti.Eli kanlı,korkunç bir adam...Ben bakmaya devam ederken Anıl konuşmaya başladı.
"Başlangıç olarak elimde bunlar var ama bindikleri aracın plakası net bir şekilde belli olurken katili bulmak zormak olmayacaktır Hazal." Yüzümü dosyadan kaldırıp ona çevirdim.Dosyayı elimden alıp kapattı ve masanın üzerine koydu.Dosya buradayken katil de yanımızdaymış gibi hissediyordum ve ürkmüştüm.Kasılmıştım ve tüylerim diken dikendi.Anıl,konuşmaya devam etti.
"Bana sormak istediğin başka bir şey var mı?"
"Peşinde adamlar var demiştin.Onlar hakkında da böyle araştırmaların var mı?"
"Var,tabi.Ancak elimde çok fazla bir şey yok.Yaptıkları o kadar saçma ve birbirinden alakasız ki ortak bir noktasını bulamıyorum.Neden yaptığı hakkında bir fikrim de yok.İş dünyasındaki başarılı şirketlerden biriyiz ve bunları yapan ,herkes olabilir."Sustu.Bana söylemeye çekindiği şeyler vardı,çok belliydi.İş dünyasında başarılı olmak...Ayağını kaydırmak isteyen insanlar olması çok korkunçtu.Yüzüne dikkatlice baktım.Uzunca bir süre bunlarla uğraşmış olduğu belliydi,çok bunalmıştı.Bir an için ona üzüldüm ve hakkında düşündüğüm kötü düşünceler için pişman oldum.Öyle ki,karşılıklı anlaşma yapmamış olsaydık ve benden yardım isteseydi ona yardım ederdim.
"Ne kadar zamandır bu durum böyle?"
"Neredeyse 8 ay falan oluyor.Başlarda ufak tefek şeylerdi ve çok önemsememiştim.Ama şu an..."yine sustu.
"Bak Hazal,evlendikten sonra sana bunları anlatmam daha doğru olur.Güven hakkında söylediklerimi hatırlıyorsun değil mi?"Kafamı salladım.Çok merak etsem de diretmeyecektim.
"Peki evlilik...Ne zaman evleneceğiz?"Bir süre yüzüme baktı.
"Ne kadar erken o kadar iyi."
"Bak, önce benim ailemle konuşmam gerekecek.Bir anda evlenmemi hoş karşılamayacaklardır ama ikna etmenin bir yolunu bulacağım için rahat olsun."
"İstersen ben de konuşabilirim."
"Önce ben konuşsam daha iyi,sonra belki beraber yine konuşuruz."Kafasını salladı.
"Konuşmak için fazla bekleme ama.Bir de konuştuğun zaman bana haber ver."
"Tamam."Önüme döndüm.Bir süre ikimizde sessizce oturduk.Daha sonra ben kalktım ve hoşçakal diyerek dışarı çıktım.Arabam olmadığı için taksi çağırdım ve doğruca eve gittim.
Evimin kapısına geldiğimde çantamdan anahtarı bulmaya çalışırken kapı açıldı.Açan babamdı.Dönmüştü demek ki.İçeri girip babama sıkıca sarıldım o da bana sıkıca sarıldı.Birkaç gündür olmamasına rağmen ne kadar çok özlemiştim.Birlikte oturma odasına girip oturduk.Onun iş gezisi ve benim yeni işim hakkında bir süre konuştuktan sonra malum konuya sıra geldi.Onu sormak için vakit kovaladığı belli oluyordu.
"Kızım,sana bir şey sormak istiyorum ama dürüst cevap ver olur mu?"Kafamı salladım.
"Gittiğim günkü gazete haberi doğru muydu?"Allah'ım babamı yalan söyleyecek olmamdan çok rahatsız olsam da böyle olması gerekiyordu.Gerçeği anlatırsam asla izin vermezdi.
"Evet."
"Bana hiç belli etmedin.Ne zamandır var bu?"
"Bir süredir böyle işte,onca şeyle uğraşırken kimseye söyleyesim gelmedi."Kafamı eğdim.
"Güzel kızım,bizim birbirimizden başka kimimiz var ki?Benden hiçbir saklamanı istemiyorum.Ne olursa anlat bana,saklama olur mu?"Ah baba,sözleri içime oturmuştu ama belli etmemeye çalıştım.Babam bana tekrar sarıldı ve saçımı okşadı.
"Hayatına devam ediyor olmana çok sevindim."Gözlerim dolmuştu,onun da dolduğuna emindim.Bir süre daha öyle durduk ve bu sırada hiç konuşmadık.Sözcükler ağzımızı açmadığımız halde boşlukta yankılanıp birbirimizin kulaklarına çarpıyor gibiydi.Ağzımızı açmamamıza rağmen söyleyeceğimiz tüm sözleri iletmiştik birbirimize.Birbirimizden ayrıldıktan sonra odama gittim, üstümü değiştirdim, yatağa uzanıp babama ve arkadaşlarıma bu durumu nasıl söyleyeceğimi düşündüm uzunca bir süre.
Sabah kalktım ve aşağıya mutfağa indim.Aylin'i ve Eylül'ü kahvaltıya çağırdım.Babam daha uyanmamıştı.Bugün cumartesiydi zaten geç uyanması normaldi.Kahvaltıyı hazırlayıp sofrayı kurduktan sonra kapı çaldı ve arkadaşlarım içeri girdi.Aylin ile ayrıca bir süre konuştuk bayadır birbirimizi görmediğimiz için.
Biz oturmuş havadan sudan konuşurken babam geldi ve birlikte masaya geçtik.Bir süre muhabbet ettikten sonra,ben asıl meseleye geldim.
"Eylül,Aylin size daha söylememiş olsam da bir süredir hayatımda biri vardı.Hemen celallenmeyin olayın bu kadar büyüyeceğini tahmin etmediğimden size daha söylememiştim."
Onlar bana öküzün trene baktığı gibi bakarken bombayı patlattım.
"Anıl ve ben evlenmeye karar verdik."
Yorum yazmayı ve oylamayı unutmayalım lütfen.Fikirleriniz benim için çok değerli.
Hazal karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz yorum olarak yazın lütfen😋💛💛 Düşüncelerinizin değişimini merak ediyorum.😄
İstediğiniz karakter hakkında da yazabilirsiniz.