EL-ZAHMER - CİNNİ & KÂMBİAN

By goncas22

81.2K 5.3K 7.1K

(!İLK KİTAP TAMAMLANMIŞTIR!) /İKİNCİ KİTAP/ (El Zâhmer Kâmbiân) ~~~~ Karanlık'ta özgürlüğü arayan Alev'in, ko... More

Tanıtım
(Bölüm 1) Başlangıç
(Bölüm 2) Çıkar Beni Bu Cehennem'den
(Bölüm 3) Anlamsız Duygular
(Bölüm 4) Korkuyorum
(Bölüm 6) Bu kez Güldük
(Bölüm 7) keşke böyle olmasaydı.
(Bölüm 8) Umut
(Bölüm 9) Kargaşa
(Bölüm 10) Yüzsüz
(Bölüm 11) Nefes!
(Bölüm 12) Gizemli Siyah At
(Bölüm 13) Sensiz Yapamam
(Bölüm 14) Kara
(Bölüm 15) Kader Geldiğin'de
(Bölüm 16) Neler Oluyor?
(Bölüm 17) Anlamsız olaylar
(Bölüm 18) Kurtuluş
(Bölüm 19) Gerçekler
(Bölüm 20) Mühür
(Bölüm 21) Geri Dönüş yok
(Bölüm 22) Şifacı
(Bölüm 23) Şafak Vakti
(Bölüm 24) Ay Işığı
(Bölüm 25) Büyük Bir Adım
(Bölüm 26) Çıkmaz Girdap
(Bölüm 27) Mutluluk
(Bölüm 28) Karşılaşma
(Bölüm 29) Talihsiz olaylar
(Bölüm 30) Gizli gerçekler
(Bölüm 31) Acılı Duygular
(Bölüm 32) İntikam
(Bölüm 33) Sen Kimsin?
(Bölüm 34) Karanlıkta Tutsak Beden
(Bölüm 35) Kurtarıcım
(Bölüm 36) Ateşle Oynamak
(Bölüm 37) Beni Hissettiğini Söyle
(Bölüm 38) Son Savaş
(Bölüm 39) Herşey Bitti mi?
!Duyuru!
(Bölüm 40) Final!
Karakter Tanıtımı
(Kambian) Bölüm 1
(Kambian) Bölüm 2
(Kambian) Bölüm 3
!Duyuru!
(Kambian) Bölüm 4
(Kambian) Bölüm 5
(Kambian) Bölüm 6
(Kambian) Bölüm 7
(Kambian) Bölüm 8
(Kambian) Bölüm 9
(Kambian) Bölüm 10
(Kambian) Bölüm 11
(Kambian) Bölüm 12
(Kambian) Bölüm 13
(Kambian) Bölüm 14
(Kambian) Bölüm 15
(Kambian) Bölüm 16
(Kambian) Bölüm 17
(Kambian) Bölüm 18
(Kambian) Bölüm 19
(Kambian) Bölüm 20
(Kambian) Bölüm 21
(Kambian) Bölüm 22
(Kambian) Bölüm 23
(Kambian) Bölüm 24
(Kambian) Bölüm 25
(Kambian) Bölüm 26
Duyuru!
DUYURU

(Bölüm 5) Karışıklık

2.4K 165 126
By goncas22


İyi okumalar arkadaşlar takip eden oy yorum yapan herkese teşekkürler ❤❤🙏🙏🙏
~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah:9.00

Sabah uyandığım da karşımda Vesnan'ı, görmem bir olmuştu.
camın önüne masa kurmuş kahvaltı tabağı hazırlamış, sandalye de oturuyor ilk kez böyle birşey gördüğümden, şaşırmıştım. ve Vesnan'dan, görmem de tuhaftı
Banyo'ya gidip işlerimi halletikten sonra oda'ya geri döndüm hâlâ oradaydı soru sorar gözlerle bakıyordu....

"Neden öyle bakıyorsun..?"

"İyi olup olmadığını merak ettim Alev.."

"İyiyim ben Vesnan, teşekkürler kahvaltı için gerek yoktu"

"Rica ederim halan hazırladı bende buraya getirdim..."

Sorgular gözlerle bana bakıyordu içinde birşey saklıyormuş gibiydi ama demiyordu masaya geçip kahvaltımı bitirdikten sonra onunla konuşmaya karar vermiştim.


"Şey Vesnan, konuşabilir miyiz gitmeden..?"

"Konuşabiliriz Alev, ne oldu?"

"Neden beni oradan çekip aldın.?"

"Nedenini biliyorsun zaten bunu konuşacaksan gidiyorum.."

"Daha konuşmam bitmedi Vesnan, birşey saklıyorsan söyle"

"Bak Alev, biliyorum tedirginsin şüphe ediyorsun ama etmeni gerektirecek bir konu yok ortada, o seni kandırıyor ve sende ona kanıyorsun hayatını kaybedebilirdin seni çekip almasaydım bak düşündüğün gibi değil hiç birşey anladın mı... "

"Vesnan, onu tanıdığını biliyorum aptal şeylerle de uğraşmıyorum tek istediğim hayatımı kurtaran kişiyi bulmak ve tanımak ! Bu yardımı bana çok görme..."

"Alev belki'de kurtaran kişi o değildi bak hakkımızda az çok şey biliyorsun. bilmediğin konuları kendine doğrulama... zarar görmene izin veremem yardım edeceğim bir konu da değil. sal artık bu olayı! Gidiyorum işlerim var evde kalsan iyi olur dükkan kapalı bugün, büyücü kadın, şehir dışına çıktı gelir bir kaç saat sonra o yüzden her yeri kilitle ve çıkma..."

Tam ağzımı açıp, bir kelime savuracakken, ortadan yok olmuştu. Vesnan'ın, yardım etmeyeceğini biliyordum yine'de denemek istemiştim. üstümü değiştirip yatağa oturup düşünmeye başladım...

yastığımın altından bilekliği çıkarıp incelemeye koyuldum bu olayları öğrenmenin tek yolu bir hocaydı, ama hoca'ya, nasıl gideceğimi bilmiyordum halam, dediğim kişi bir büyücü'dü ve cinleri vardı illaki gözlemleyen birisi vardır. en önemlisi de Vesnan'ın, beni yakalaması kötü olurdu.
Yinede deneyeceğim...

Evden çıktıktan sonra ilerleyen dakikalarda caddeye inmiştim karşıdaki cami'ye gidip bir hoca, bulmam gerekiyordu bu kadar kalabalık olacağını biliyordum.

insanlardan nefret ediyordum hem insanlardan, hemde cinlerden..

Ama Hepsi için değildi bu sözlerim. sadece benim gibi savunmasız kişilerin, çocukların, hayatlarını maf eden kişiler içindi...

Eski olayları hatırladıkça içim geriliyor, ama sırası değildi yolu geçtikten sonra bir imamla karşılaştım içeri girmeme gerek kalmamıştı Allahım'a, bin şükür karşıma çıkardı içeride adamlar vardı çünkü herkes abdest almış içeri gidiyordu

İmamı, durdurup kenara çekildikten sonra soru sormaya başlamıştım acelesi vardı vaktim yoktu..

"Hocam önemli bir konu hakkında konuşmam gerekiyor vaktiniz varmı"

"Buyur kızım sor bakalım biraz acelem var ama yardım ederim elbette sorun nedir?"

"Şey ben bu bilekliği rüyamda görmüştim ve yastığımın altında buldum inanır mısınız bilmiyorum ama doğruyu söylüyorum.. üstünde yazılar var anlamıyorum ve bu beni korkutuyor yardımınız olursa gerçekten çok sevinirim öğrenmem gereken bir konu gerçekten...."

Bilekliği incelemeye başlamıştı

"Babil'den, kalma bir bilekliğe benziyor tasviri vardır böyle şeylerin kitaplarda nasıl gördün bu bilekliği kim verdi...?"

"Dediğim gibi hocam ben rüyam'da bir adam, görüyorum tek bununla da kalmıyor aslında çok şey var anlatılacak ve sizinde vaktinizi almak istemiyorum ama bu bilekliği bana o verdi..."

Hoca sorgular gözlerle bana bakıyordu birşeyden korkmuş gibiydi ama belli etmiyordu kendini düzeltikten sonra konuşmaya devam etti

"Bak kızım, bu benim çözebileceğim bir şey değil ama seni Remzi hoca'ya, gönderebilirim o bu tür şeylere daha çok ilimli bir insan'dır, adresini bir kâğıda yazıp geleceğim beni burada bekle biraz..."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

İmam içeri gittikten sonra tuhaf düşüncelere dalmıştım. bunun bir imam'la çözülemeyeceğini biliyordum ama bu kadar zor birşey ise beni, kim bilir neler bekliyor umarım hocan'ın, evi yakındır az vaktim var... İmam geldikten sonra elime kağıt sıkıştırma olayına geçmişti bile etrafına bakıp duruyordu

"Bir kaç mahalle ötede kırmızı bir kapısı var. ben onu arayacağım haberi olur merak etme seni bekler orada dikkatli git yolun açık olsun kızım..

"Teşekkürler hocam Allah razı olsun görüşürüz

Cami'den, çıktıktan sonra ilerlemeye devam ettim polisten kaçan torbacı gibi dikkatli dikkatli ilerliyordum yolda Allah kahretsin... Neden ben bunları yapmak zorundayım ki kağıtdaki tarife göre ilerliyordum bir kaç dakika sonra mahalleye girdikten sonra etraftaki kapılara bakmaya çalıştım evler Mardin'de olan evlere çok benzerdi bu şehire göre... Sonunda kırmızı kapıyı bulduktan sonrs incelemeye başladım yanlış değildir umarım diye aniden kapının açılmasıyla geri tırladım

Kapı'yı siyah çarşaflı, bir kadın açmıştı. sadece gözleri gözüküyordu beni, içeri davet ettikten sonra kapı'nın, üsten altına kadar kilitler vardı ve anlamadığım bir mühür yazılıydı. içten kilitledikten sonra beni içeri götürdü kapıyı açıp, içeri girmemi söyledi.
İçeri girince 60'lı, yaşlarında ak sakallı, nur yüzlü bir hoca, ile karşılaştım gerçekten tatlıydı, ama beni korkutuyordu güler yüzüyle karşısına geçip yere oturmamı söyledi dediğini yaptıktan sonra her yeri inceleme'ye koyuldum anlamadığım mühürler vardı duvarlar'da tek anladığım mühür süleyman mühürü'dü, ve kocaman bir çerçeve'deydi hoca, bir kaç şey hazırladıktan sonra konuşmaya başladı

"Anladığım kadarıyla başında bin bir türlü dert barındırıyormuşsun Alev kızım"

"Adımı nereden biliyorsunuz"

"Bilirim ben kızım..."

Güler yüzüyle söylediği şeyler tuhafıma gitmişti kesin bunun'da yardımcıları vardı başka türlü nereden bilecek ti ki adımı...?

"Şey hocam, cami'deki imam, size anlatmıştır belki be-"

Lafım'ın, önüne geçmesiyle, anlattı demesi susmamı sağlamıştı

"Yani hocam, bir çözüm ve bildiğiniz birşey varsa anlatın lütfen.."

"Alev kızım, herşeyi biliyorum çocukluktan yaşayıp bugüne kadar olsn şeyleri bile benim'de cinlerim, var müslümanlar ve sana tek diyeceğim şey o kadın'dan uzak durmalısın kızım, kendi iyiliğin için keşke bunları yaşamasaydın heleki cinlerle, olan bağını"

Dedikleri beynimi kemirip gözlerimi fal taşı gibi açmamı sağlarken bunun olacağını düşünmem tuhaf değildi cinler, geçmişi biliyorlardı sonuçta

"Hocam o kadın beni büyüten kadın onu bırakamam hakkımı ödeyemem"

"Yardımı ne kadar olsa da kötülüğü de oluyor..."

Sadece susmuştum bunları konuşmaya değil olayı öğrenmeye gelmiştim çünkü

"Bak kızım sana bu bilekliği veren kişi bir cin, hatta cinlerin de üstünü olan iblis"

"Gerçek iblis mi hocam?"

"Hayır kızım, cin türünün bir kaç kat üstünü olanlara iblis denilir, şeytan'ın asıl evlatları yardımcıları'dır onda bir tehlike göremiyorum ama yanındakine dikkat etmelisin ve ne olursa olsun rüyan'da onun peşinden asla ama asla gitme şimdi sana diyeceklerimi iyi dinlemeni istiyorum bir kaç şey hazırlayacağım önce..."

Hocan'ın dedikleri ile kafam allak bullak olurken bir kaç şey hazırlayıp, konuşmaya devam etti. İşi bittikten sonra bana verdi,

"Sen bu verdiğim muska'yı, tak ve boynun'dan sakın çıkarma bir kaç gün sonra tekrar buraya gel Allah'ın, izniyle onu yakacağım ama önce halletmem gereken işler ve görüşmeler olacak"

Dedikten sonra
Beni uğurladı dedikleri aklımdan çıkmıyor daha da derin düşüncelere indiriyor'du. mahallesin'den çıktıktan sonra saatime baktığım'da, saat 1 olmuştu bile şükürler olsun ki halam, daha akşama gelecekti, ama vesnan, ve babası, için aynı şeyi söyleyemezdim.

kendi iç sesimle çebeleşirken, çantamdaki telefonu aramaya koyulduğumda sert birşeye çarpmam, ile yere düşmem bir olmuştu.

Karşımda koca adamı, görmemle şoka uğramıştım. gözetlendiğimi tahmin etmeliydim ama gözetlemeleri'nin, tek amacı bana güvenmemeleri'di

"Vesnan..."

"Alev!"

Bakışlarından ne kadar sinirli olduğunu görebiliyordum, yine de ona yenilemezdim üstümü silkip, düzeltikten sonra konuşmama devam ettim

"Beni mi takip ettin?"

"Burada ne işin var Alev, sana evden çıkmamanı söylemiştim..."

"Evden çıkmak için senden izin alacak değilim Vesnan, şimdi çekil önüm'den önemli bir işim vardı..."

"Önemli işin hocaysa demek.." deyip evi işaret etmişti.

"Senin bana söylemediğin tonca şeyi öğrendim, ve artık rahatım.. şimdi s*ktir git Vesnan.!"

Beni tutup, duvara yasladıktan sonra gözlerime bakmaya başladı. düşüncemi mi görmek istiyordu bilmiyorum ama gözleri yüzümü incelemeye koyuldu, bende aynı şekilde onu inceliyordum.
yüzlerimiz çok yakındı kalbim sıkışıyor'du...

"Bana doğru'yu söyle alev, neden oradaydın?"

"Söyledim zaten çekil gidelim artık boğulmak üzereyim burada..."

Önümden, çekildikten sonra sağ tarafına bakmaya başladı oraya döndüğüm'de,
Beyaz giysili adamlar vardı. ne olduğunu anlamasam da Vesnan'nın, yüzünden ne kadar sinirlendiği belliydi boynundaki, damarları belli ediyordu. kolumdan tutup beni götürmeye başladı

"Gitmeliyiz!"

"Kolumu acıtıyorsun gerizekalı! bırak yürürüm!"

"Benimle düzgün konuş bu bir, ikincisi acele etmeliyiz o yüzden yürü.!"

"Tamam çekil !"

Oradan ayrılıp, eve geldikten sonra, odama çıktım hızlıca, arkamdan geliyordu.. gerçekten onunla uğraşacak gücüm yoktu...

"Vesnan giyineceğim çık dışarı..."

Söylediğim'de çıkması bir olmuştu normalde böyle yapmazdı ama tuhaftı bugün.

Cebimden çıkardığım bilekliğe son kez baktıktan sonra, onu küçük sandığıma sakladım, burada kalıcı değildim yarın son günümdü.

Muskayı da aynı şekilde onun yanına koymuştum.

Dolaba yönelip siyah bluz, ve tayt, çıkardıktan sonra onları kenara alıp saçlarımı, toplamaya koyulmuştum. en önemlisi de karnım açıkmıştı ama burada hazırlayabileceğim, düzgün birşey yoktu mecbur sipariş verecektim.. Üstümü değiştirdikten sonra, telefonu elime alıp tam pideci'yi, arayacakken içeri elinde poşetle Vesnan, girmişti.
Elindeki pide, poşetini masaya bıraktıktan sonra yanıma gelip çenemden kavrayıp tatlı bir ses tonu ile konuşmaya başladı...

"Açıktın mı sen bakayım..."

Onu nereden aldığını düşünürken bunun halam'ın, işi olduğunu biliyordum.

Elini, ittikten sonra kalkıp masaya ilerlerken arkamdan sarılması bir olmuştu.
kalbim yine kütlüyordu, korkudan değildi ama neden oluyordu bilmiyordum..

"Vesnan..."

"Bir daha gitmeyeceksin oraya Alev, İyiliğin için gitme..."

Vesnan, odadan ayrıldıktan sonra, olduğum yerde kala kalmıştım. amacı, neydi bilmiyorm ama Vesnan'ı, tanıyamıyordum eski vesnana, göre çok değişik davranıyordu heleki bu tavırları daha tuhaftı.

Bu aptal düşünceleri kafamdan attıktan sonra masaya geçip yemeğimi yemeye başladım. yemeden önce kontrol ediyordum, ki nolur nolmaz diye.
yedikten sonra çöpleri poşete koyup yatağa geçip, kulaklığımı, takıp telefondan bir şarkı açtım, ve dinlemeye koyuldum rahatlamam gerekiyordu, bu düşünceler kafamı kemirmek üzerey'di bir kaç saat geçtikten sonra, yatakta doğrulup, halamı, aramaya karar vermiştim ama sanırım telefonunu evde unutmuştu evde, çalıyordu çünkü...

şaka gibiydi sol tarafıma döndüğümde vesnanla, karşılaşmam da ayrı bir korkuydu.

"Dediğim gibi akşama kadar gelmez boşuna kendini Yorma fare..."

"Fare, mi..?"

Bu aptal ne saçmalıyordu lan.

"Evet fare, gibi ordan oraya gizli gizli gidip iş çeviriyorsun "

"Kendini komik sananlardansın..."

"Öyle olduğum içindir size ayak uydurmak zor tabi, her gün bu beden'de, olup ayak uydurmaya çalışıp, konuşmayı öğrenmeye çalışan sen değilsin..."

"Çıkar mısın uyumak istiyorum..."

Sessiz kalmak zorundaydım, onunla tartışacak gücüm yoktu tek istediğim, uyumaktı saat daha erken olsa bile yapacak bir şeyim, yoktu yorgun hissediyordum...

"Çıkmıyorum Alev çıktığım'da kaçıyorsun çünkü halan gelene kadar burada olacağım yat.."

Yataktan, kalkıp perdenin oraya geçmiş başını önüne eğmişti.

Korkunç...

Uğraşacak gücüm yoktu o yüzden
kendimi derin bir uykuya vermiştim...

~~~~~~~(VESNAN'DAN)~~~~~~~

uyuyor olması beni rahatlatıyor'du, duygularım ne kadar tuhaf olsa'da. bu yaptıkları herşeyi açığa çıkarırdı. ve o hocayla uğraşacak gücümüz de yoktu...

Her yeri aramaya başladım, ama aradığım şeyi bulamadım. yataktaki kıza, bakıp yastığını yavaşca kaldırdım. lanet olsun ki burada da bir halt yoktu,
İnsanlar çok garip duygular besliyordu korku, acı, sevgi...

Bunların hepsini, bir arada yaşıyorlar Alevi, aslında kurtaranın, ben olduğunu bilmiyordu bunu diyemezdim. dersem cezayı ben yerdim ve benim yerime yiyen de kuzenim, olmuştu ve alem'den dünya ya geçiş yapması, onun için zordu... ondan nefret ediyorum.
Alevi, etkileme'ye çalışması'nın tek amaçı kurtulmak, ama Alev, bunu bilmiyor.

insanlar gerçekten çok saftı.
Ondan ziyade büyücü kadın'ın, amaçları daha farklıydı...

Ah Alev, ismin gibi ateşi de kendine çekiyorsun...

Yavaşça yaklaşıp üzerine eğilmiştim.

Kokusu beni kendine çekiyordu..

Dudaklarımı boynun'a, sürtüyordum hissetse de uyanamıyordu.

Zavallı insanoğlu...

Arkam'dan hırıltı, duyduğum'da oda'dan çıkmıştım.

Madem oyun istiyordu.

Oynardık o halde bizde.

****

~~~~🌹 Bölüm Sonu 🌹~~~~

Düşüncelerinizi paylaşmayı unutmayın ❤️

Continue Reading

You'll Also Like

6M 408K 46
Ceylin, kendi içinde yaşayan, dış dünyayla ilişki kuramayan, tek dostu kitaplar olan bir üniversite öğrencisidir. Hayata dair beslediği tek sevgi ken...
11.2K 3.1K 20
"Mutlu son diye bir şey yoktur. Ölümü sevmeyenler için 'son' her zaman mutsuz biter." İnsan sonunu neden sever ki, insanlar ölümü sevmez. Kimi ölümü...
12.2M 519K 75
Jenna Collins Gizemli Kasaba'ya taşındığında olacaklardan habersizdir. Birçok yeni insan tanıyacaktır. Peki ya tanıdığını sandığı insanlar gerçekte ö...