4. BÖLÜM
Bir atmaca kanatlarını çırpıyordu. İlerlerken kah kapkara pelerinli bir siluete dönüyor kah atmaca oluyordu. Atmaca son kez kara pelerinliye dönüştüğünde bir şimşek çaktı. Şimşeğin aydınlığıyla karanlık ürkütücü bir yüz göründü. Beyaz eli asasını kavradı ve bir ışık her yeri kapladı… Valentine yüzü terden sırılsıklam şekilde kabusundan uyandı. Henüz yatakhanede kimse uyanmamıştı, o hariç. Yatağında doğrulup pencereden Hogwarts arazisine baktı. Gün hafifçe ağarıyordu, güneş henüz yüzünü göstermemişti.Karanlık ormanda birden ağaçtan kalkıp kanat çırpmaya başlayan yırtıcı kuşun bir atmaca olduğunu farkedip ürperdi.
* * *
Bina salonundan çıkarken panodaki yazıyı bir kez daha gözden geçirdi ve heyecanla kahvaltıya inen Lily'ye yetişti.
"Bu haftasonu ha? Gitmek için sabırsızlanıyorum!"
"Ah, Hogsmeade gezileri harikadır. Buz gibi havada kaymak birası içmek gibisi yoktur."
"Tanrım! Daha 5 gün var..."
Kahvaltıda portakal suyunu yudumlarken baykuşlarının masaya getirdikleri Gelecek Postasına göz attılar,
"İki kaybolma vakası..."
"Kimlermiş?"
"Yazana göre Robert Matt ve Florean London... Bu ge-gerçekten korkunç, Mary’nin Seherbaz bürosunda çalışan amcası geçenlerde onun gittikçe güçlendiğinden ve hastalıklı amacına daha fazla destek topladığından bahsetmiş, daha doğrusu ağzından kaçırmış."
"Peki Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen'e karşı mücadele edenler var değil mi?" "Tabi ki! Bakanlık ve bizzat Profesör Dumbledore'un kurduğu bir ekipten bahsediliyor, ama çok gizli kimsenin hakkında pek bir şey bildiği söylenemez..."
Kitaplarını alıp Tılsım sınıfına doğru yola koyuldular. Flitwick Çağırma Büyülerine başladı. Küçük ebatlı bir adam olan Flitwick minik adımlarla öğretmenler masasından uzaklaştı. Yüzünü masaya döndü ve "Accio Kitap!"dedi Birden ders kitabı uçup hızla Flitwick'in eline geldi. Bu sefer herkes yanındaki arkadaşının kitabını çağırmaya başladı. Ders sonunda tılsımda üstün bir yetenek sergileyen Lily ve üçüncü sınıfın sonunda bu büyüyü öğrenmiş olan Valentine birbirlerinin kitaplarını çağırabilmişti. Ertesi gün öğle yemeğinden sonra Lily'i ortak salonda beklerken birinci sınıflardan ufak sarışın bir kız koşarak ona mor bir zarf verdi. Valentine ne olduğuna daha 10 metre uzaktan kanaat getirdiği zarfı açtı. Slug Kulübü toplantısı. Slug Kulübü Büyük Noel Partisinden önceki son parti. Lily geldiğinde onun da elindeki zarfı görünce Valentine sordu
"Cuma günüymüş toplantı"
"Aa evet. Hogsmeade'den önce."
"Bana biraz Slug Kulübünün Noel partisinden bahseder misin?"
"Ah, bu parti süperdir. Ünlü kişiler gelir, çok güzel yemekler verilir ve birer kişiyi davet edebilirsin!"
"Eee sen kimi davet edeceksin?" Valentine hınzır bir şekilde Lily'e baktı. Lily kızardı.
"Tabi ki Sev'i ama aramızda öyle bir şey yok o benim arkadaşım."
"Eh, hadi öyle olsum bakalım."
"Asıl sen kimi çağıracaksın? Yakışıklı Ryan'ı mı yoksa Slytherinli azman Thomas Wallkicker'ı mı veya Sirius'u mu?"Lily, bastırdığı kahkahası yüzünden gözünden yaşlar akar hale geliyordu.
"Bir kere Black ukalası kesinlikle olmaz! Ryan da olmaz, çünkü davet etmem işte bu zaten şu ankinden daha fazla dikkat çekmeme neden olur. Heralde sona Thomas kalıyor. Onu mu davet etsem? Ama dur. O benim kolumu kırdı! Nasıl da unutmuşum?"
"Yoksa çok iyi bir seçenekti Val!"İki kız kahkahalar atarak koridorda yürümeye devam ettiler.
"Hem daha Noel'e çok var."
Beraber ilerledikten sonra Lily Aritmansi için koridorda sağa dönerken Valentine düz devam etti. Lily ile ortak olmayan tek dersleri Aritmansi ve Kehanetti. Trelawney'nin odasına gitmek için merdivenleri tırmandı.Oda sıcak ve loştu. Ağır bir parfüm kokusu hakimdi. Profesör Trelawney'nin dersine girdiğinde her kehanette olduğu gibi Remus'un yanına oturdu.Trelawney mistik sesiyle "Bu ders konumuz rüyalar. Rüyaların Ardı kitabı sayfa 79da imgeler ve anlamlarını göreceksiniz. Şimdi yanınızdaki arkadaşınıza son gördüğünüz rüyayı anlatın." Remus'la birbirlerine baktılar. Remus tedirgin bir şekilde gülümsedi
"Eveet. Başlasak iyi olacak. İstersen ilk sen anlat?" Valentine durakladı. Remus halden anlar bir sesle "Kabus muydu?" diye sordu.
Valentine ürpererek başını salladı.
"İstersen ben başlayayım. Gerçi benimkinin de kabustan aşağı kalır yanı yok ya..." Kitabı açtılar. Remus kenarları ikinci el olmasından dolayı bükülmüşe benzeyen kitabını açtı.
"Peki... Gördüğün şey neydi?"
Remus yüzündeki bir yarayı kaşıdı. "Parlak bir ay, daha doğrusu bir dolunay."
Valentine parmağını 'D' harfine getirdi. "Dolunay ; şiddet. Öfkeli zamanlar yaşayanilirsiniz."
"Sıra sende."
"Yırtıcı kuş."
Remus kitabında göz gezdirdi.
"Belli bir türü var mı?Kartal zafer derken kuzgun düşüş diyor kitap."
"Sa-sanırım...bir atmaca."
"Atmaca bir tehlike işaretidir. İleriye dönük konularda tehlike sembolüdür."
Valentine rahatsız bir biçimde etrafa bakındı. "Hey , Valentine. Çok önemseme tamam mı? Bu sözlerin çoğunun içi boş. Bizim Trelawney de biraz çatlaktır. Her sene birinin öleceğini falan öngörür." Valentine rahatlar gibi oldu ama kabusunu hatırlayınca üzerine bir rahatsızlık hissi çöktü.Ders bitiminde Lily'yi beklerken Sirius, James ve Remus yanına geldi.
"Betin benzin atmış Jules, iyisin ya?"
"Ah, evet iyiyim. Ders bana biraz...çarpıcı geldi herhalde."
Hep beraber güldüler. Bu sırada yanında Severus ile Lily geldi. Severus'un yüzü bembeyaz oldu. Önce Sirius bir şey söyleyecekmişçesine ağzını açtı. Sonra vazgeçmişti. James bile daima Snape'e sataşma fırsatı kollayan Sirius'a şaşırarak baktı. Snape bile şaşırsa mı rahatlasa da bilememiş gibiydi. "Haydi gidelim Sev," dedi olaya el koyarak Lily. Herkes ters yönlere dağılırken Valentine en son James'in soru sorarcasına Sirius'a döndüğünü gördü.
Noelden önceki son Slug Kulübü partisi ilkinden çok daha iyiydi. Ünlü Quidditch oyuncusu Ludo Bagman'la tanıştılar. Geçen sezon Wimbourne Wasps'in şampiyonluğunda rol oynayan yetenekli bir Vurucuydu. Ryan'ınkinden daha açık renkli gür sarı saçları, yakışıklı bir yüzü vardı.Yuvarlak masanın etrafında yemekler yiyerek Quidditch, Hosmeade gezisi ve Noeldeki parti hakkında konuştular. Slughorn Brian Anderson'a döndü "Fena yenildik ha Brian?' "Ben pek Quidditchle ilgilenmem..." "Ah, Ludo Sirius'un atışı harikaydı! Onda potansiyel görüyorum..."Slughorn böyle devam etti "...ve tabi Noelde olan Slug Kulübü partisi çok özeldir. Ünlü konuklar müthiş yemekler... Ve birini davet edebilme ayrıcalığı elbette..." Partinin sonuna doğru herkes ortak salona gitmek üzere Slughorn'un odasından çıkıp koridora doğru ilerledi. Hufflepuff ve Slytherinler ilk merdivenden aşağı indiler. Gryffindor ve Ravenclawlarsa yukarı çıktılar. Lily, Valentine, Sirius , James ortak salona giderken Valentine Ryan'ın ismini seslendiğini duydu. Arkasını döndüğünde Ryan koridorun dönemecinde gülümseyerek onu bekliyordu. Gryffindor grubundan ayrılıp geri dönerek onun yanına gitti. James ve Sirius duraksayarak hafifçe arkalarını döndüler. Sonra Lily birden Val’in yanından geçti. Onu biraz diğer yana iterek Şişman Hanım'a doğru ilerletti. Val, Lily’nin bu hareketinden sonra Ryan’a doğru sendeledi. Ryan onu dirseğinden tutarak dengesini sağlamasına yarıdmcı oldu. “Sanırım bu duruma alışabilirim.” Dedi gülümsemesini dahada genişleterek.Beyaz dişlerinin yanındaki gamzeler iyice belirginleşmişti. Bir Veela olmasına rağmen Val bile bu çocuğu yakışıklı buluyordu. Ryan elini ensesine attı.
" Neyse.. şey, Valentine...Bildiğin gibi yarın Hogsmeade gezisi var. E-eğer başkasına sözün yoksa benimle beraber gitmek ister misin?"'
Valentine çok hazırlıksız yakalanmıştı.
Evet mi Hayır mı?
"Ee...şey...hımm..." Ryan sırtını duvara dayamış umutla Valentine’ın gözlerine bakıyordu. " Şey, tamam. Olur. Olabilir yani."
"Haarika! Seni büyük salonda beklerim."
"Pekala o zaman görüşürüz."Valentine Ryan koridorun sonunda kaybolur kaybolmaz tüm gücüyle koşarak yatakhaneye gitti. Yatakhaneye çıktığında tüm kızlar başına üşüştü.
"Ne dedi?"
"Ne zaman?"
"Nasıl?"
"Durun , durun!" Lily ortalığı yatıştırarak.
"Şimdi dökül bakalım Val," dedi heyecanla.
"Hogsmeade'e beraber gidelim mi dedi o kadar." "Sen ne dedin, sen ne dedin?" diye çığlıklar yükseldi Rose ve Amanda'dan. "Kıramadım işte." Tüm kızlardan nidalar yükseldi. "Haydi yatalım artık!" Ve ışıklar kapandı.
* * *
Lily Valentine'ın beresini düzeltti. "Eee heyecanlı mısın?"
"Eh, biraz."
“Ama tüm gün onunla kalmayacağım. Sizinle Üç Süpürge'de buluşuruz.” Boş yatakhaneyi arşınlarken Lily eldivenlerini giydi, Valentine atkısını çekiştirdi. "Eh, gidelim o zaman?" Beraber portre deliğinden çıktılar. Büyük salona indiler. Ryan kollarını kavuşturmuş sırtını ve bir ayağını duvara dayamış bekliyordu. Valentine'ın geldiğine görünce gülümsedi. Valentine ellerini paltosunun ceplerine soktu. Valentine ve Ryan beraber Hogsmeade'e doğru ilerlediler.
Köyün içine vardıklarında henüz pek fazla öğrencinin olmadığını fark etti Valentine.
"Üç süpürgeye gidelim mi?"
"Tabii." Üç süpürgede oturdular.Ryan Madam Rosmerta'nın yanına gidip iki Kaymakbirası söyledi. Ryan biraz kendinden söz etti. "Babam Gelecek Postasında spor bölümümdeki yazarlardan biri. Annemse Cadı Gündemi dergisinde editör..."
"Benim babam Fransa'da Comet süpürgelerinin yapımcılarından biriydi. İngiltere'te gelince burada da bir şube açtı...." sohbet böyle devam etti.Üç Süpürgeye gürültüyle dört kişi girdi. Bunlar Sirius, Remus , James ve Peter'dı. Ryan ve Valentine'ın hemen yanındaki masaya oturdular. Valentine o masaya bakmamaya çalıştı yoksa başına bir bela geleceğinden emindi. Fakat olağanüstü bir şekilde olaysız geçti. Peter normal bir şekilde Frenküzümü suyunu, diğer üçüyse kaymakbiralarını yudumluyordu.Ryan’la yavaşça masalarından kalktılar.
Ryan Slug Kulübünde olanlara rağmen gayet rahat gözüküyordu. Belki Ryan daha kabadayı biri olsa Sirius ve James'le kavga ederdi Slug Kulübünde. Kapıya doğru ilerleyip karlarla kaplanmış Hogsmeade meydanına çıktılar. Arkalarından üç kişi daha çıktı. Bir ağacın altında durdular. Tam Ryan'a öğleden sonra Lily'yle buluşması gerektiğini söyleyecekken görünmez bir güç altında durdukları ağacın dallarındaki karları döktü. Lapa lapa kar daha çok Valentine'a olmak üzere kafalarına düştü. Arkasını döndüğünde Sirius ve Peter kahkalarla Remus ise Valentine'ı gücendirmemeye çalışırmışçasına hafifçe gülüyordu.James aralarında yoktu. Bu onun işi olmalıydı, peki ya planı kim yapmıştı? Valentine omzundaki karları silkti. Beresini çıkardı saçlarını savurdu - nefret ettiği kişilerden Veela'lığıyla da intikam alabilirdi - sonra beresini geri taktı. Kahkahaları yavaşça sönen Peter ve Sirius'un yanına yürümeye başladı. Bu fikir Peter'dan çıkmış olamazdı. O kadar kızmıştı ki hemen asasını çıkarmak istiyordu ama durdu. Yavaşça asasını kavradı, ama en güzel gülümsemesiyle ikilinin yanına gitti. Peter'ın ağzı açık kalmıştı, Sirius'sa bir yere dalmış onun içinden çıkmaya çalışıyor gibiydi. Veela cazibe büyüsünü* kullanmadığına dua etsinler diye düşündü. Yanlarına vardı. Ağzını bir şey söyleyecekmiş gibi açtı. Sonra durdu.
Tek hamlede asasını çıkarıp bağırdı.
"Impedimenta!" Sirius geriye doğru uçtu. Peter ne olduğunu anlayamamış gibi öylece kalmıştı. Valentine karların içinde sert adımlaa Sirius'un yanına ilerledi. Sirius düştüğü yerden kalkmıştı. Valentine yeterince yaklaşınca tekrar bağırdı.
"Expelliarmus!"
"Protego!"
Sirius'un savunma kalkanı epey güçlüydü.
"Sersemlet!"
"Protego!"
"Impedimenta!"
"Protego!"
"Seni gıcık- "
"Expelliarmus!"
Valentine daha sözünü tamamlayamadan asası uçup Sirius tarafından yakalandı. Valentine sert adımlarla Sirius'a yürüdü. Daha Sirius bir şey yapamadan asasını almak için Sirius'un kolunu tuttu. Sirius kolunu çekmeye çalıştı. Valentine bir kolunu Sirius'un boynuna doladı ve asayı almaya çalışırken üst üste karlara kapaklandılar. Sirius sırıtırken Valentine hızla asasını alıp doğruldu ve sonra kalktı.
"Bir daha bana sataşırsan sana sersemletten daha kötü bir şey yaparım Black!"
Birden beliren Lily omzundan tutarak Valentine'ı geriye doğru çekiştirdi. "Hadi gel Val..."dedi Lily.
Sirius Black ise hala gülümseyerek kolları açık karların içinde yatıyordu.