NOT: 1 İNCİ BÖLÜM BİRAZ KISA OLDU ÇÜNKÜ DİREK KONUYA GİRMEK İSTEDİM CANINIZI FAZLA SIKMAMAK ADINA AMA 2.BÖLÜM ÇOK UZUN LÜTFEN SABREDİN VE OKUYUN. 2. BÖLÜMDE BUNU TELAFİ ETTİM. İYİ OKUMALAR...
-
-
-
Hepimizin hayalleri vardır; bazılarımızın ki küçük, bazılarımızın ki ise büyük ve ulaşılamaz. İşte Ahsen, hayatından 'ulaşılamaz,imkansız' sözcüklerini kaldırmıştı. Çünkü babası ona böyle öğretmemişti; ya da annesi. Mucizeler her zaman vardı, her zaman var olacaktı.
Babası ve annesini özlemle arayan genç kız son kez baktı evine. Belkide bir daha asla buraya dönemeyecekti; belkide dönmek istemeyecekti. Evinin her yerinde anıları vardı genç kızın, bazıları mutlu bazıları ise hüzün dolu. Son kez baktı odasına, özleyecekti yumuşak yatağında hayal kurup uykuya dalmayı. Ne yapacaktı tanımadığı bir şehirde? Son kez uzandı yumuşak yatağına, özleyecekti bu huzuru. Kapının çalınmasıyla genç kız yatağından doğrulup kapıya doğru ilerledi. Gelen Aslı olmalıydı, Aslı her zaman Ahsen'in yanında olmuş, ona aile olmuştu. Ama bir süre sonra, Aslı kendi ailesini kurmuştu. Kapıyı açan Ahsen son kez baktı dostuna. Özleyecekti Aslıyı, özleyecekti ailesini, özleyecekti dostunu. İki genç kız bir daha görüşemeyecek gibi; sıkı sıkı sarıldılar birbirlerine. '' Kuzucum, neden gidiyorsun uzaklara? nakil denesen bir.'' Aslı, karşıydı Ahsen'İn bu kadar uzaklara gitmesine; ama elinden başka bir şey gelmezdi. '' Aslı sen bilmezmisin bu nakil ile olacak iş değil. Hem ne var Mardin'de? Önemli olan benim hayatım değil mi be kızım!?'' Aslı son kez baktı inatçı kızına. Ahsen ile Aslı aynı fakültede okumuşlardı, ama Aslı evliliğe adım attığı için okulu bırakmıştı. Ahsen ne kadar Aslı'ya karşı çıksa da dinlememişti genç kız. Ahsen'e göre kızlar okumalıydı, çünkü bu ülkede en çok kadınlar eziyet görüyordu; kocaları onları bir robotmuş gibi kullanıyordu. Ahsen biliyordu Mardin'in nasıl bir yer olduğunu ama elinden bir şey gelmezdi. Ahsen, dostunun yanaklarını sıkarak beraber evden çıktılar. Ahsen üzülüyordu, çünkü belkide bir daha asla buraya gelemeyecekti. İşi, hayatı Mardin olacaktı. Genç kız son görevini yerine getirmek için arkadaşına doğru döndü. '' Aslı, mezarlığa sür arabayı.'' Aslı dediğini yapıp, mezarlığa getirmişti arkadaşını. Genç kız yavaş adımlarla arabadan indi, her adımı koyuyordu kalbine. Annesinin ve babasının yokluğu, ağır geliyordu her seferinde. Her zamanki gibi yürüdü soğuk taşlara, işte o yazı her zaman içini parçalardı genç kızın. ' Karahanlı ailesi ' yavaşça çöktü soğuk beyaz taşların yanına. Ellerini toprağa götürdü, sanki annesinin saçlarını okşuyormuş gibi; okşadı toprağı. '' Annem bak, kızın doktor oldu. Ben bugün doktor oldum, bak anne kızına.'' Hıçkırıkları zorluyordu genç kızı. Aslı genç kızın yanına gelerek ona doğru sarıldı. İki genç kız hıçkırıklarını saklayamayıp, ağlamaya başladılar. '' Ah be Ahsenim, onlar senle gurur duyuyor şu an.'' Aslı, Ahsenin yüzünü avuçlayıp, ona doğru bir tebessüm yolladı. '' Bak salak kız, ilk günden Hastane'ne geç kalacaksın. Hadi uçağın kalkmasına az bir zaman kaldı.'' Ahsen dostu sayesinde ayağı kalkıp kendini toparlamıştı. Son kez baktı ailesinin mezarına; soğuk taşlar yine rahatlatmıştı Ahseni. Arabaya doğru ilerleyip Havalimanı'na doğru yola koyuldular. Yol boyunca ne Ahsen konuştu ; ne de Aslı. İkisi de üzülüyordu, birbirlerine alışmışlardı, şimdi bu ayrılık belkide onların sonu olacaktı. Havalimanı'na geldiklerinde, son kez sarıldılar birbirine. Aslı her zaman ki gibi nasihatlarını sıralamıştı genç kıza. '' Bak orda ben yokum artık, şu sulu gözlerine sahip çık tamam mı? Her şeye ağlamanı istemiyorum.'' Ahsen, Aslının dediklerini gülmüş ve omuz silkmişti. Çünkü istemese bile ağlardı, Kemal SUNAL'ın filminde ağlayan biri varsa O Ahsendi. Son kez sarıldı dostuna, ve iç hatlara doğru ilerledi genç kız. Son kez baktı canını feda edebilecek şehrine; özleyecekti burayı hemde iliklerine kadar.
Uçağa bindiğinde, koltuk numaralarına sırasıyla baktı; sonunda oturacağı sırayı bulunca çantasını yukarıdaki dolaba koydu. Cam kenarına geçerek, elindeki kitabı incelemeye başladı. Burda Mardin ile alakalı birkaç bilgi vardı; gitmeden biraz bir şeyler öğrense fena olmazdı. Kaptan duyurusunu yaptığında, kemerlerini bağlamak üzere yaslandı koltuğa. Acaba nasıl bir yerdi bu Mardin? Gerçekten kadınlara haksızlık yapılan bir yer miydi? Eğer böyleyse, başları çok ağrıyacaktı, çünkü Ahsen haksızlığa asla karşı gelemezdi.
••••••••••••••••••••••••••••••••••••••
Geçen 1.30 saat sonra Mardin'deydi. Uçaktan inerek valizlerin alındığı bölüme doğru ilerledi. Mardin'de hava çok soğuktu, Ankara'ya göre sanki kış yaşıyordu. Genç kızın üstünde ise sadece yarım kollu bir gömlek vardı. Valizini aldıktan sonra çıkışa doğru ilerledi. Bu soğukta nasıl taksi bekleyecekti şimdi? Genç kız tekrar içeri girerek, lavaboya doğru ilerledi. Valizden ceket tarzı bir hırka çıkarıp üstüne geçirdi; en azından bir süre idare edebilirdi. Çıkışa doğru ilerleyip taksi beklemeye başladı. Yarım saatin ardından, bir taksiyi çevirip Hastane'ye doğru yola koyuldu. Hastane'ye vardığında, içini bir heyecan kaplamıştı; ilk defa mesleğini bugün yapacaktı. Sonunda Çocuk Cerrahi olmuştu. Daha fazla oyalanmamak adına kapıdan hızlı bir şekilde geçip, odasını aramaya başladı. Birkaç yardım aldıktan sonra, sonunda odasını buldu. Odasının kapısındaki o yazıyı görmek için, neler vermemişti ki? '' Çocuk Cerrahı - Ahsen KARAHANLI '' Odasının kapısını açmak için kulpunu tutmuşken, arkadaki bir ses engel olmuştu. Bir hemşire nefes nefese kalmış bir şekilde Ahsen'e doğru seslenmişti. '' Sonunda geldiniz, acil bir durum var. Benimle gelin! '' Hemşire acile doğru inerken, Ahsen'de onu takip etmişti. Acile geldiğinde gördüğü şeyle şaşkına uğramış, hemen yanına koşmuştu. Daha çok küçük bir yaşta olan çocuğun karnına demir bir çubuk isabet etmişti. Ahsen Ameliyathane'yi hazırlamalarını isterken, bir yandan da çocuğa müdahale ediyordu. Bu nasıl olmuştu? Ameliyathane'ye doğru koşarken sert bir el Ahsen'e engel olmuş, Ahseni kendine dönderirken buz kesen aletin alnına dayanması bir olmuştu. Ahsen ne olduğunu sormaya kalkıştığı sırada, karşısındaki buz gibi olan adam lafa girmişti. '' Eğer o çocuğu kurtaramazsan doktor, sana şerefim üzerine yemin ederim ki; ilk önce sevdiklerini, sonra seni öldürürüm!'' Ahsen duydukları karşısında buzla tuz olmuştu. Bu kendini ne sanıyordu? '' Beyfendi farkındamısınız, beni oyaladığınız bu süre boyunca içerdeki çocuk kan kaybediyor!'' Genç adam elindeki silahı indirerek, genç kıza yaklaşıp adeta tısladı. '' Ben son sözümü söyledim doktor! O çocuk kurtulacak yoksa kendi infazını kendin yazarsın!'' Ahsen genç adamın dediklerinden ne kadar rahatsız olsada, şuan her şeyden önemli bir işi vardı; bir çocuğun hayatı onun ellerindeydi. Koşarak Ameliyathane'ye girdi, hemşirelerin onu hazırlamasını beklerken beyni tekrar etti o cümleleri '' Eğer o çocuğu kurtaramazsan doktor, sana şerefim üzerine yemin ederim ki; ilk önce sevdiklerini, sonra seni öldürürüm!'' bu adam kimdi? Eşkiya mı? Ahsen daha fazla zaman kaybetmemek için direkt amilyata başladı. Elinden geleni yapacaktı, korkusundan değil; bu küçük yaşta hayata doymadan gitmemeliydi bu çocuk.
-
-
-
-
Evet umarım 1 inci bölüm hoşunuza gitmiştir✨🙈 2. bölümden ufak bir alıntı:
'' Doktor bağırma bana! benim kim olduğumu bilmiyorsun! '' genç kız iyice sinirlenip, adamın üzerine kükredi. '' Kimsin ha sen? kim? eşkiya, terörist? kimsen umrumda bile değil, durmadan silahla tehdit ederek beni korkutamazsın anladın mı?!'' adam genç kıza doğru daha da yakınlaştı, Ahsen rahatsız olsa da daha çok dikleştirdi omuzlarını. Genç adam nefesini genç kıza üfleyerek '' Ben....