dolunay| yarı texting

By mynemesislilith

283K 12.6K 1.3K

Tüm dünyan altüst olurken ve bildiğin her şey yeniden inşaa edilirken; Geçmişinden en fazla ne kadar kaçabili... More

i cant stop wrintin' to u
i cant believe you are in the club rn
you are right i'm sorry
i cried for you babe| I
are u here?
i dont time for your silly games
i blame alcohol n he blame me
you are not serious? are you?
i'm afraid of the moon
there is no light in there
it seems be
you gettin' know me better
maybe i'll, maybe i wont
little french girl| flashback
too drunk to talk
alcohol issues
it isnt important
you are a coward
just, let it stay
stay away from her
did you write that?
everytime, i want the impossible one
i cant stand the idea of not knowin' you| I
please, be better
im not interested in| I
i want her
okay, partner
i just wanna stay
i have to protect u|I
your time is running out, little girl
it's over, like me
man in the moon| flashback
the cherry beauty| flashback
be honest, where is she?
she was here
what the hell im doin' here|I
character list
i think i lose my mind
we both knew i lied
cant believe that she run away again
need to reach u
that night| flashback
that night: part two|flashback
yeni bölüme dair;
merhaba!!!!!
you might survive honey
either try or die to try
he didnt kill him go and tell that
we have same scar brother that we never forget
i'm gonna save you
new life kinda sucks
merhaba!!!!!
one shot

please forgive me|I

4.7K 250 38
By mynemesislilith

Geçen gün kafamda kurguyu oturtturduğumu söylemiştim ya, unutun onu. Tekrar değiştirdim ve nasıl bağlayacağım hakkında hiçbir fikrim yok doxöepdöeğslsğsls


Ellerimi önümde bağlamış, kafamı önüme eğmiş bir şekilde salonda oturuyordum. İzmir'e geleli 3 saat, küçük kardeşim Alp'i uyutalı ise 10 dakika olmuştu. O zamandan beridir ailemle salonda oturuyorduk. Tuhaf bir sessizlik vardı, kimse konuşmuyordu. Benim de konuşmaya yüzüm yoktu.

Nasıl konuşacaktım ki? Bundan tam üç yıl önce, birdenbire Fransa'da babaannem ile yaşacağımı söylemiş ve bir daha Türkiye'ye gelmemiştim. Her şey çok ani gelişmişti. Hem benim için hem de ailem için. Hem de...

Derin bir iç çektim. Yol boyu kendi kendime tekrarladığım şeyleri düşündüm. Burada kalırsam tehlikeye atacağım insanları, sevdiğim her şeyi. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Kafamı yerden kaldırmadım ve bir damlanın yere düşmesine izin verdim.

"Anneciğim," dedim üzgün bir sesimle. Sonra ise babama döndüm. "Babacığım."

İkisi de endişeli bir şekilde suratıma bakıyorlardı. Son birkaç yılda olanlar herkes için ağırdı ama ben... Ben kendim ölürken birinin ölümünü daha izlemiştim. Daha fazlasını kaldıramazdım.

"Ben"

Derin bir nefes. İçinden 3'e kadar tekrar et.

1 2 3.

Söyleyebilirsin.

1 2 3.

Söylemelisin, gittikçe endişeleniyorlar.

1 2 3.

"Ben Fransa'ya geri dönme kararı aldım."

Nefesimi tuttum. Kafamı ellerime çevirdim. Salonda çıt çıkmıyordu. İkisinin de yüzüne bakamıyordum, bakamazdım da zaten. Dakikalar saatlermiş gibi geldi. Zaman durdu.

İlk tepkiyi babam verdi. Kendini kaybetmiş gibi bağırdı.

"Sen ne dediğini zannediyorsun? Bir daha Fransa'ya gitmek mi? Kimin yanına? Nereye? Sen bizimle dalga mı geçiyorsun artık, çok oyuncağı değil bu iş. Senin bir ailen var, neredeyse seni görmeden büyümüş küçük bir kardeşin var. Bu yaptığın bencillik, gitmiyorsun hiçbir yere! İstanbul'a bile gitmiyorsun. Artık dizimin dibinde olucaksın."

Annem babamın koluna tutunmuş onu sakinleştirmeye çalışıyordu ama asıl sakinleşemesi gereken kendisiydi. Dediklerini dinlemedim. Dinlersem ağlardım.

Kafamı yerden kaldırdım, güçlü durmaya çalıştım.

"Burada bir gelecek kurabileceğimi düşünmüyorum, baba." dedim dümdüz bir ses tonu ile. Babam bu cümlem ile daha da sinirlenmiş olacak ki;

"Hiç kimseyi tanımadığın Fransa'da mı gelecek kurabileceğini düşünüyorsun. Seni seven insanların yanında değil, yapayalnız olduğun bir ülke mi senin gelecek hayalin, ha? Söylesene!"

"Baba üstüme gelme. Böyle olması gerek, beni buraya bağlayan bir şey yok."

Yalan,vardı. Sevdiğim her şey burası. Sevdiğim herkes burada.

Annem ağlar bir şekilde "Seni oraya bağlayan bir şey de yok, tatlım. Biliyorsun babaann-"

"Öldü."

Fısıldamıştım ama herkesin duyduğundan eminim. Çığırmak istiyor gibi fısıldamıştım ama gücüm yetmiyordu Nana'mın öldüğünü demeye.

"Benim yanımda. Elleri avucumun içinde öldü."

Babam suratını sıvazladı. "Odana çık. Pazartesi nakil işlemlerin için 9 Eylül'e başvuracağız."

"Böyle bir şey olmayacak. 3 gün içinde Fransa'ya dönüyorum. Burada bana yer yok." dedim.

Bu sırada merdivenlerden gelen sesle hepimiz oraya döndük. Alp korkuluklardan şaşkın bir şekilde bize bakıyordu. Annem koltuktan kalktı ve onu kucağına aldı.

"Bir şey yok oğlum, gel seni tekrar uyutalım."

"İyi geceler abla!" diye minik bir ses yükseldi onlar merdivenden çıkarken. Hemen odasına koştum. Ellerini, yüzünü, saçlarını öptüm ve kokusunu içime çektim.

"İyi geceler ablacığım, seni çok seviyorum." diyerek annemle onu başbaşa bıraktım. Merdivenlerden gözüken, alt kattaki valizime baktım. Boşlatmama bile gerek kalmamıştı, birazdan gidecektim. Buruk şekilde gülümsedim. Duvardaki fotoğrafları inceleyerek alt kata indim.

Babam başına masaj yapıyordu. Çok sinirlendiğinde bunu hep yapardı. Bazı şeyler değişmiyordu demek ki. Fakat ben değişmiştim. Karşısına oturdum ve konuşmaya başladım.

"Şu an beni anlamadığını biliyorum ama böyle olması gerek. Burası beni istemiyormuş gibi hissediyorum baba. Hem Fransa'da daha iyi bir eğitim alabilirim. Kızma bana."

Dediklerime ben bile inanmıyordum. Bana cevap vermedi. Birkaç saniyeliğine kafasına masaj yapmayı durdurdu fakat bana cevap vermedi. Sessizce salonda otururken annem geldi.

"Zor oldu ama uyuttum. Hadi sen de uyu, yatağını hazırladım."

"Ben geri döneceğim anne, gece uçağım var."

Babamın yeni yeni sönmeye başlayan siniri tekrar alevlenmişti. Ayağa kalktı ve tam karşımda durdu, ateş saçan gözleri ile. Parmağını bana doğrulttu. "Hiçbir yere gitmiyorsun." dedi üstüne basa basa. "Hiçbir yere."

Ayağa kalktım. "Gideceğim." dedim direterek.

Gitmeme izin verme baba.

"Sana hiçbir yere gitmiyorsun dedim."

Gözlerimdeki o korkuyu gör lütfen. Ben diyemem ama sen gitmek istemediğimi bil.

"Sana gideceğimi söyledim! 20 yaşına geldim neredeyse. Senin iznine ihtiyacım yok."

Lütfen beni gönderme. Lütfen. Çok korkuyorum baba. Küçük kızın çok korkuyor.

"Eğer." dedi. "Eğer bu evden dışarı adımını atarsan, seni affetmem."

Özür dilerim baba.

Çok özür dilerim anne.

Çok özür dilerim Alp'im.

"Kardeşinin yüzünü bile göstermem sana."

"Neden beni anlamıyorsun!" diye haykırdım. "Neden işleri zorlaştırıyorsun? Neden gitmeme izin vermiyorsun? Boğuluyorum burada, ölüyorum!"

"Çünkü kızım gözlerimin önünde avcumun içinden kayıp gidiyor. Eğer Fransa'ya gidersen bir daha hiç gelmeyeceksin." dedi bağırarak. Annem koltuğa oturmuş, kafasını ise koltuğun koluna yaslamış ağlıyordu. Gözlerimden akan yaşları sildim.

"İster kabul et, ister etme. Ben gideceğim." dedim.

"Bu evden çıkarsan eğer, artık benim kızım olmazsın."

Gitmek istemiyorum.

Yalvarırım, beni zorla burada tut.

Babacığım saçlarımı öp, her şey geçecek de.

"Tamam o zaman." dedim.

Arkamı döndüm.

Annemin ağlamasını duydum.

Duvarlardaki fotoğraflarımın bir bir yere düştüğünü hissettim.

Babamı mahvettiğimi hissettim.

Küçük kardeşimi yatağında uyurken terk ettiğimi fark ettim.

Çocukluğumu geçirdiğim eve baktım.

İlk kez aşık olduğumu anladığımda yattığım parkeye baktım.

İlk kez aşk acısı çektiğimi düşündüğümde izlediğim tavana baktım.

Hepsine tek tek veda ettim.

En çok kendime veda ettim.

Durmadım.

Valizimi elime aldım. Göz yaşlarımı silmedim ve evin kapısını açtım. Kapatmadan önce fısıldadım.

"N'olur beni affedin."

"Beni affetmezseniz, yaşayamam."

Continue Reading

You'll Also Like

74K 7.4K 33
Deniz: Kanka al şu ülkücü abini başımdan yemin ederim ocaklarına molotof atıcam artık 08/11/2024: Mahalleabisi #1 08/11/2024: Gay #1 09/11/2024: bxb...
192K 11.6K 29
☆"Kayla ne biçim isim Rus musun sen?" "Hatırlatma travması var"
240K 18.4K 36
Gerçek ailem kurgusu!!! Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız k...
GİRYE By Nazz

Teen Fiction

70K 6.1K 9
"Oğluşum sonunda evin yolunu buldu." "Oğluşuna sahip çık, benim kızımın peşinde dolanıyor."