RACHEL
Zack'in sırtındaki yaraya bir çare bulmam lazım çok kan kaybediyor.
Ama ne yapmam gerek bilmiyorum.
Kaybettiği kanı geri getirmek için onu kan banyosuna götürsemde bu yara kapanmadığı sürece bir faydası olmaz. Önce kanı durduracak bir şey bulmalıyım sonrada yarayı dikersem sorun kalmaz. Aklıma Danny geldi. O beyaz önlüğü süs olsun diye giymiyordur herhalde. Öyleyse bile şansımı denemek zorundayım. Zack'in kemerine sıkıştırdığı bıçak gözüme battınca onu alıp çantama koydum. Zack'ten başka kimse beni öldürsün istemem.
Zack'in parçaladığı kapıdan çıkıp Danny'i aramaya koyuldum.
Önce bulunduğum katı kontrol ettim. Etrafta Kimse yok gibi. Odaların kapılarını kontrol ettim. Hepsi kilitli. Tam vazgeçiyordum ki son odadan bir tıkırtı sesi geldi.
Kapı koluna elimi attığımda diğer elimde bıçağı hazırlamıştım.
Hızla kapıyı açtım.
İçeride zincirlere vurulmuş bir adam vardı. Bilinci yerinde değil gibi. Yanına gidip baktım. Vücudunun her yerinde derin yaralar var.
Korkunç bir görüntü.
Böyle bir ceset olmak istemezdim.
Birden arkamdan kapı kapandı.
Aniden arkamı döndüğümde kimse yoktu. Kapıya doğru koşuyordum ki önüme biri atladı.
Tokyo Ghoul Animesinden Juuzou Vampirler tarfından dönüştürülmüş bir köledir.
Juuzou:
"Ne leziz şeysin öyle sen."
Bıcağıma sımsıkı sarıldım.
Ray:
"Zack'e ilaç bulmalıyım yoluma çıkmasan iyi olur."
Juuzou:
"Ahahahahahah! Çıkarsam ne olur ufaklık?"
Dikat dikkat Cathy konuşyor. Herkes dinlesin özellikle de sen Rachell. Zack'i kurtarmak istiyorsan tabii.
Ses odanın köşesindeki hoparlörden geldi.
Ray:
"Zack'i kurtarmalıyım."
Bende öyle düşünmüştüm. Eğer şu an karşında duran Juuzou'yu yenersen Sana kanı durdurman için gerekli ilacı vereceğim ama Juuzo seni yenecek olursa onun bu günkü yemeği olursun. Orada görmüş olduğun adam gibi.
Heyecanla izliyor olacağım hahahahahahaha!
Yani Zack'i kurtarmak için adamı o hale getiren bir canavar ile savaşmam gerek. Bunu yapabilir miyim? Bilmiyorum ama Zack için yapmak zorundayım. Kararlı bir şekilde ona bıçağımı doğrulttum.
Juuzou:
"Ahahahahahha! Beni o küçük şeyle mi yeneceksin yok artık."
Dediği hiçbir şeyi duymuyorum aklında tek bir şey var.
Onu öldürmeliyim,
onu öldürmeliyim,
onu öldürmeliyim,
ÖLDÜR! ÖLDÜR! ÖLDÜR!
Bana saldırmaya başladığında onu savuşturdum. Vay canına bu kadar yeteneli olduğumu bilmiyordum.
Tekrar atıldı yine savuşturmayı başardım üstelik bacağına bir çizik atabildim.
Juuzou:
"Pislik seni geberteceğim!"
Juuzou'nun benden yetenekli olduğu her halinden belli olmasına rağmen bana dokunamaması hayret verici.
İçime dolan gücü hissedebiliyorum. Bu duygu muhteşem bir şey. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim.
Tekrar bana saldırdığında bu sefer ben kolumdan küçük bir yara aldım ama büyütülecek bir şey değil.
Juuzou kanımın bulaşmış olduğu bıçağı yaladı.
Juuzou:
"Lezziz! Seni istiyorum"
Juuzou'yu tıpkı onun beni gördüğü gibi bir insan olarak değil de av olark görüyorum. Aynı bir vahşi hayvan. Böylelikle ona acımak zorunda kalmam. Odaklanmam gerek bir an önce işini bitiremezsem Zack için çok geç olabilir.;Bu sefer ben Juuzou'ya doğru bir hamle yaptım. Bu yanlış bir karardı.
Juuzo bir şekilde bana çelme takıp beni düşürdü. Kendiside benimle beraber üzerime düşmüştü.
Juuzou:
"Şimdi ne yapacksın ufaklık!Son duanı etsen iyi olur. Çünkü birazdan yemeğim olacaksın."
Ray:
"Kapa çeneni sürtük!"
Altta kalmam kötü oldu dezavantajlıyım.
Bir elimle boynuma doğru bastırdığı bıçağı itmeye çalışırken diğer elimle onun boynuna kendi bıçağımı dayamaya çalışıyordum. İkimizde aynı durumdayız yani.
Olamaz gücüm git gide azalıyor onu artık tutamıyorum. Elim titremeye başladı.
Juuzou:
"Geber, Geber,Geber!"