tear 🍃 kim seokjin

By justrespect

157K 10.3K 5.6K

hayrankurgu #2 Her şey, ünlü bir eğlence şirketinin CEO'su Kim Seokjin'in, kendisini ölümden kurtaran bir lis... More

TANITIM
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
4.0
final
özel bölüm 1/3
özel bölüm 2/3

3.9

2.2K 159 101
By justrespect

düzenlendi.

🍃

Ertesi gün erkenden uyanmış ve giyinip okula gitmiştim. Tüm gün Taehyung ile okulda turlamıştık. Bir ara o antrenmanlar için spor salonuna gitmişti. Ben de tek başıma sınıfta oturmak istemediğim için yanına gidip onu izlemiştim.

Okuldan sonra da beni eve Taehyung bırakmıştı. Eve girdiğim anda başımda konfetiler patladı. Ben korkuyla sıçrarken Minsung "İyiki doğdun!" diye bağırdı gülerek.

Her ne kadar ondan haz etmesem de gülümsedim ve "Teşekkür ederim." dedim. Bana kısacık bir an sarıldığında bu sefer teyzem yanıma geldi ve Minsung'u resmen kenarı fırlatarak bana sarıldı.

Teyzem "Ah benim miniğim nasıl da büyüyor," dedi ağlamaklı bir sesle. "Doğum günün kutlu olsun canım yeğenim. Ee ne zaman evleniyorsun kız?"

"Teyze sen de istiyorsun ki hemen çoluk çocuğa karışayım," dedim ters ters. "Hem daha çok erken ya ne evlenmesi?"

"Ben senin yaşındayken Minsung'u doğurmuştum. Yeni nesil degil misiniz, hepiniz aynısınız." dediğinde "Aynen teyze, aynen." dedim onu geçiştirerek.

Minsung teyzem onu ittiği için düşmekten son anda kurtulup toparlanırken "Benim için kavga etmeyin hanımlar," dedi araya girerek. "Sonra şımarıyorum biliyorsunuz."

Yapmacıktan gülümsedim. "Senin için duvarla bile tartışmam Minsung'cum."

Teyzem elindeki hediye paketini bana uzatırken "Merak etme bu sefer sütyen takımı değil," dedi sırıtarak. "Bu daha kutsal bir hediye."

Korkuyla kutuyu elime aldım ve yavaşça açtım. İçerisinde yeni bir cep telefonu görünce gözlerim irileşti. Paraya kıyıp bir de iphone almıştı.

"En sevdiğim teyzem!" diyip ona sarılırken teyzem gözlerini deviriyordu.

"Kız kaç tane teyzen var kaçık mısın?"

Minsung ikimizi ayırdı. "Şimdi benim hediyem de sıra," dedi ve kutuyu uzattı. "Al bakalım. Güle güle kullan."

Teyzemin hediyesini sehpaya koydum ve Minsung'un hediyesini açmaya başladım. Bir yandan da "Oyuncak beyin falan aldıysan seni mahvederim bak." diyordum.

Kutunun içinden çıkan fotoğraf makinesine ağzım açık bakarken hızla kamerayı elime alıp incelemeye başladım. Bir de teyzem ve Minsung'u çok da sevmiyorum diyordum, unutun onu. İkisi de en sevdiğim akrabalarım.

"Kamera son modelinden bak. Düzgün kullan o yüzden. Fena para saydım." dediğinde "Ya sen adamsın adam!" dedim.

"Hadi hadi, tanıdığın en şerefsiz insanım. Biliyorum."

Sırıttım. "Yani arada evet ama şu an tanıdığım en süper insansın!"

Güldü ve yanağımdan makas aldı. "Bana aşık olduğunu biliyordum, işte bu!"

Eline vurup ona dil çıkardım. "Kapa çeneni salak."

Annem işten, abimde okuldan henüz dönmediği için Soomin ve Minji gelene kadar teyzemlerle takılmıştık.

Soomin ve Minji geldiğinde hemen odama çıktık. Tabii teyzem vakit bulduğu her an yanımıza damlayıp Minji'ye Minsung'dan bahsediyordu. Soomin'in evli olmasına üzülmüştü yoksa onun gelini olmasını daha çok istiyordu.

"Teyzenin sorunu ne? İstemiyorum oğlunu ya!" dedi Minji saçımla uğraşırken.

"Takılmayın siz ona. Her bekar kıza aynısını yapıyor." dedim gözlerimi devirerek.

Soomin tırnaklarıma oje sürerken gülüyordu. "Aslında çok tatlı bir kadın ama oğlu için aynısını söylemeyeceğim."

Minji hemen "Yok ya," dedi. "Oğlu da çok tatlı."

Soomin'le bakışıp güldüğümüzde Minji "Ya hayır o anlamda demedim!" diye böğürmeye başladı.

"Sus sus Minsung'dan hoşlandın." dedi Soomin.

Tam o esnada teyzem odaya pat diye girdi. "Ahanda oldu bu iş!" dedi el çırparak.

Anlaşılan Minji'nin dediklerini duymuştu.

...

Nihayet Minji ve Soomin saç ve makyajımı bitirmişti. İkisi yanlarında getirdiği elbiselerini giyip makyajlarını ve saçlarınıda yaptıktan sonra hepimiz hazırdık artık.

Soomin yanında getirdiği makyaj malzemelerini çantasına koyarken "Çok güzel oldun gerçekten," dedi. "Yüz hatların çok iyi olduğu için ne yapsam yakışırdı."

Gülümsedim. "Teşekkür ederim. Sizi de yordum."

Minji saçıma son dokunuşları yapıyordu. "Ne yorması? Şahsen ben çok eğlendim."

Kapım tıklatıldığında içeri annem girdi. "Bölüyor muyum?" diye sorduğunda ayağa kalktım.

"Hayır. İşimiz bitmişti zaten." dedim yanına giderek.

Üzerimi süzüp "Ah çok güzel görünüyorsun," dedi. "İyiki doğdun güzel kızım!"

Ona sarılırken "Teşekkürler anne." dedim.

Geri çekildiğinde elinde tuttuğu hediye paketini uzattı. "Teyzen ve Minsung duyduğuma göre çıtayı baya yükseltmiş. Benim hediyem telefon ve kamerayla eş değer değil ama olsun."

"Ben en çok senin hediyeni beğeneceğime eminim." dedim paketi açmaya başlarken.

Bu esnada annem ve kızlar tanışıyorlardı.

Paketin içinden çıkan şeyi görmemle anında gözlerim dolmuştu. Elimi elbisenin üzerinde gezdirirken anneme döndüm ve "Bu elbiseyi nasıl buldun?" diye sordum.

"Anneler bulur," dedi ve göz kırptı. "O elbiseyi ne kadar istediğini biliyordum."

Birkaç ay önce annemle alışveriş merkezinde gezinirken vitrinde bu elbiseyi görmüş ve çok beğenmiştim. Tabii fiyatı o kadar hoş değildi ve annemin dört aylık gelirimizi bu elbiseye vermeyeceğini çok iyi biliyordum.

O günden sonra elbiseyi unutmuştum ama annem unutmamıştı.

Koşup ona sarıldım. "Çok teşekkür ederim."

Soomin "Sunyeon bu elbiseyi mi giysen acaba? Makyajına daha uyumlu sanki." dediğinde annemden ayrıldım ve elbiseye baktım.

"Harika fikir." dedim ve elbiseyi giymek için banyoya ilerledim.

Saçıma dikkat ederek elbiseyi değiştirirken aynada kendimi süzmeye başladım. Soomin haklıydı. Bu elbise makyajıma daha uyumluydu. Elimi elbisenin kumaşında gezdirirken gülümsüyordum.

{sunyeon ve elbisesi.}

Odaya döndüğümde Minji saatini kontrol etti. "Geç kalacağız. Seokjin aşağıdaymış. Hadi gidelim." dedi.

Bir elime hırka ve çantamı alırken topuklulara dikkat ederek aşağı indim. Abim ortalıklarda yoktu. Anneme dönüp "Namjoon nerede?" diye sorduğumda "Parti alanındaymış. Az önce konuştum." dedi açıklama yaparak.

Abim ve annem yavaş yavaş aralarındaki buzları eritiyorlardı ve bu beni çok mutlu ediyordu.

Teyzem "Siz gençler partinizde moruk istemezsiniz diye biz de annenle evde televizyon izleyeceğiz," dedi. "Çok eğlenin tamam mı?"

Kıkırdadım ve "Tamam," dedim. "Çok eğleneceğiz."

Minsung "Sunyeon Seokjin'le gidecekse, siz hanımları da ben götüreyim?" diye teklif sunduğunda Soomin "Eşim beni almak için geldi, teşekkür ederim." diyerek onu reddetti.

Minsung'un bakışları Minji'ye dönerken Minji ağzını araladı. "Aslında ben kendim giderdim..-" diyecekken teyzem hemen "Oğlum güvenilir birisi, seni o bırakır." diye balıklama atladı.

Minji "Peki o halde," dedi ve gülümsedi. "Gidelim."

Teyzem annemi dürtüp Minji'yi överken annem "Abla sus kız duyacak." diye onu uyarsa da Minji her şeyi duyuyordu. Kızaran yanaklarından belliydi.

Evden çıktığımızda hırkamı omuzlarıma astım. Seokjin Yonghwa'yla gülüşerek konuşurken bakışları bana kaydı. Minsung ve Minji önden giderken Soomin ise onların biraz gerisinde Yonghwa'nın yanına ilerlemeye başladı.

Seokjin'e yaklaşırken bakışlarını bir an için bile olsa üzerimden çekmedi. Yanına vardığımda "Sen kimsin ve Sunyeon nerede?" diye alayla konuştuğunda omzuna geçirdim bir tane.

"Sanki normal zamanlarda paspalmışım gibi konuşma." diye onu terslesem de gülüyordum.

"Hadi ama güzelim, pantolon kazak kombinlerinin dışına çıkmadığını sen de biliyorsun."

"Beni öyle beğenmiyorsan bu halimle beğenmeye hakkın yok!" dediğimde "Lafımı çarpıtıyorsun! Öyle mi demek istedim? Hem ben seni her halinle beğeniyorum." diye hemen savunmaya geçti kendini.

Somurtmaya başladım. "Güzel olmuşsun diyip geç neden uzatıyorsun ki?"

"Sadece 'güzel olmuşsun' dersem hakaret olur. Gerçek bir iltifat almak ister misin?"

Kaşlarım havalandı. "O nasıl olacak?"

"Şöyle," dedi ve dudağını yaladı. "Gözlerimin gördüğü tek güzel kadınsın, desem?"

Gülümsedim. Hem güzel olduğumu hem de hayatında sadece benim olduğumu vurgulamıştı.

"Sen de fena değilsin." dedim onu süzerken.

Bacaklarını saran siyah bir pantolon, üzerinde de yeşil bir kazak giymişti. Vücudu mankenlik için o kadar uygundu ki Seokjin'i herhangi bir giyim reklamında düşününce nefesim kesiliyordu.

"Hadi gidelim," dedi. "Annenler bizi dikizliyor ve ben doğum gününü onlar bize bakarken kutlamaktan tam şu an vazgeçtim."

Alayla "Neden?" dedim. "Yoksa kafanda haylazca şeyler mi var?"

"Haylazlık benim kanımda var. Ha bir de ateşlilik," dedi göz kırparak. "Ayrıca evet, masumca şeyler planlamadım."

"Yürü gidelim, kadınların yüreğine inecek şimdi." dediğimde gülmeye başladı.

"Sakin ol, onlar varken seni asla öpmem. Biliyorsun ne zaman öpüşsek gözümüzü yatak odamda açıyoruz çünkü."

"Kapa çeneni!" diye haykırdım. Bu çocuk yüzünden yanaklarımın kızarmadığı tek bir an bile yoktu.

Seokjin kapımı açarken hâlâ gülüyordu. "Tamam tamam susuyorum."

Seokjin'in dediğine göre mekanı Namjoon, DJ'i Jungkook, yemekleri kendisi, içkileri Yoongi, pastayı Taehyung, kalabalığı Jimin ve Hoseok ayarlamıştı.

Benim için hazırlanan bu detaylı organizasyon için her birine tek tek teşekkür etmeyi bir yere not ettim.

Parti alanına geldiğimizde yüksek seste çalan şarkının arabanın içinden bile duyulmasına şaşırmıştım. Seokjin kemerini çözüp inerken benim inmediğimi görünce eliyle arabadan çıkmam için işaret verdi.

Binerken kapımı açmıştı, şimdi de açacaktı.

Yalandan kapı kolunu zorluyormuş da açılmıyormuş gibi davrandığımda yanıma geldi ve kapıyı açtı.

"Kapı kolunu açmayı mı unuttun Sunye..."

Yanağından makas aldım ve "Kapımı açtığın için teşekkürler." dedim şirince gülümseyerek.

"İleride beni tek lokma da yemenden korkuyorum." dediğinde güldüm.

"Saçmalama en fazla ebeni ağlatacağım."

Kapıyı kapatıp arabayı kilitledi ve elimi tuttu.

"Sen bir benimle evlen de ebem istediği kadar ağlasın, umrumda değil." dedi.

Gülmeye başladım. "Var ya senin eben olsam bu dediğinden sonra seni bulur ve tekme tokat döverdim."

Kahkaha attı. "Bu yakışıklı surata bakan bir daha bakmaya kıyamıyor, bir de vuracaklar mı? Hiç sanmıyorum."

"Anlaşılan benden hiç dayak yememişsin."

"Lütfen beni bağışla." dediğinde "Düşüneceğim." dedim sırıtarak.

Mekana girdiğimizde daha önce hiç görmediğim bir sürü kişi gördüm. Kalabalığı Jimin ve Hoseok ayarladığına göre muhtemelen hepsi okullarından arkadaşlarıydı.

Seokjin beni bir yere doğru götürmeye başladığında üst katta herhangi bir odaya girmiştik.

İçeride Yoongi ve Jungkook vardı. Bizi gördüklerinde ayaklanmış ve yanımıza gelmişlerdi.

"İyiki doğdun Yeonnie!" dedi Jungkook bana sarılırken.

"Teşekkür ederim. Ayrıca DJ için de teşekkür ederim."

"Saçmalama, asla önemli değil." dedi ve göz kırptı.

Yoongi "DGKO." diyip bana sarıldığında "Tşk," dedim. "Ayrıca içkiler içinde tşk."

Seokjin ve Jungkook Yoongi'yle konuşma şeklimize gülerlerken Yoongi de dayanamayıp güldü.

İkisinden de hediyelerimi alıp bir köşeye koydum ve teşekkür ettim. Hediyelerle daha sonra ilgilenecektim.

Seokjin kulağıma eğildi. "Ben doğum gününü herkesten sonra kutlayacağım," dedi. "Biraz daha beklemek zorundasın güzelim."

Şakayla "Elin boş geldin değil mi, hatta hediye bulmak için vakit kazanmaya çalışıyorsun kesin." dediğimde Jungkook "Ben ne aldığını biliyorum ve duyunca şoka uğradım." dedi.

Seokjin Jungkook'u işaret edip "Duy duy," dedi. "Bir de hakkıma giriyorsun."

"Şaka yapıyordum zaten," dedim ve Seokjin'in koluna dokundum. "Sen ve diğerleri zaten benim için birer hediyesiniz."

"Ya hadi hadi," dedi Yoongi. "Ayıp olmasın diye bizi de araya sıkıştırdın, anlamadık sanma."

Gözlerimi kısarak ona baktığımda o da bana aynı şekilde bakmaya başladı.

"Yoongi kendime bir şekilde kanat bulur takar ve sana en güzelinden bir uçarsam görürsün gününü. Seviyorum hepinizi sus işte."

Güldü ve "Ahahaha ne kadar da manyak bir arkadaşa sahibim," dedi. Ardından hemen lafını değiştirdi. "Şakaydı zaten. Ben de seni seviyorum canım dostum."

Yok ya hiç korkmadı.

Odaya Namjoon,Taehyung, Jimin ve Hoseok girdiğinde bana ilk koşan Hoseok'tu.

Beni süzerken ıslık çaldı. "Bizim şeker kız nasılda ateşli bir fıstık olmuş."

'Ateşli' kelimesiyle aramızda bir bağ oluştuğu için bakışlarım Seokjin'e kaydı. O da bana bakarken bir anda gülmeye başladı.

Seokjin'e bakıp "O ateşi senin götünde tüttürmezsem." diye ağzımı oynattığımda daha da gülmeye başladı.

Hoseok "Seokjin hyung neden gülüyor?" diye sorduğunda "Boşver o malı. Çok teşekkür ederim iltifatın için." dedim gülümseyerek.

Taehyung'a sarılırken "Şimdi sen reşit değilsin diye seninle gizli gizli soju içemeyecek miyim ben artık?" dedi ağlamaklı bir sesle.

Seokjin ve Namjoon aynı anda "Siz ikiniz!" dedi bağırarak. "Gizli gizli sarhoş mu oluyordunuz?"

Seokjin ve Namjoon aynı şeyi dediklerini fark ettiğinde şaşırdılar ama çok da üzerinde durmadılar.

"Ne içmesi ahahahaha Taehyung ne dediğini biliyor mu sanki?" dedim ve olayı toparlaması için Tae'ye öldürücü bakışlar yolladım.

"Ahahahaha ben bir gerizekalıyım ahahah," dedi. "Siz beni takmayın."

Seokjin beni kolunun altına alırken "Seni dövmek için bana bir neden daha sunduğun için teşekkürler, Taehyung'cığım," dedi. "Hatırlat bir ara ağzını burnunu kıracağım."

"Ben de diyorum bu kız bazen bu kadar mal değil," dedi abim. "Meğer o zamanlar sarhoşmuş."

"Sensin be mal!" dediğimde Namjoon "He he." dedi.

Jimin "Bir susun da kızın doğum gününü kutlayalım," diyip bana sarıldı. "İyiki doğdun fıstık."

"Teşekkür ederim ChimChim."

Namjoon yanıma gelip bana sarılmadan önce "Sen kime mal demiştin?" dediğimde "Yoongi'ye." dedi ve şirince sırıttı.

Yoongi "Namjoon seni var ya evirip çevirip bir güzel siker..." dediği esnada Jungkook hemen elini onun ağzına bastırdı. "Hadi biz neysek de kız var hyung, sus." dedi.

Namjoon'a sarıldığımda "Doğum günün kutlu olsun kardeşim," dedi. "Seni çok seviyorum."

"Ben de seni seviyorum, teşekkür ederim."

Diğerlerinin de hediyelerini az önceki yere bıraktım ve bizimkilere döndüm.

"Organizasyon muhteşem olmuş, hepinize çok teşekkür ederim." dedim.

Seokjin "Teşekkürün büyüğünü ben hak ediyorum da neyse." dediğinde abim "Dünya çapında gerizekalı." diye tısladı.

Herkes gülmeye başladı.

"Burada en büyüğünüz benim susun ulan!" diye bağırdı Seokjin.

Hepsi susarken "Ya da vazgeçtim gülün!" dedi ve beni kolunun altına aldı.

"Asıl organizasyonı görmek için manitanı takip et bebeğim." dediğinde heyecanlanmaya başlamıştım.

"Nereye gideceğiz?"

"Sürpriz!"

Continue Reading

You'll Also Like

899K 71.6K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
4.2K 129 5
𝘚𝘢𝘺 𝘵𝘩𝘦 𝘯𝘢𝘮𝘦. ❗ot13, vocal, hiphop, performance team, üyeler için özel tepkiler❗ Tüm povları kendim YAZMIYORUM, bazılarını Tumblr'dan çevir...
182K 10K 28
TAMAMLANDI ✔ Yere düştüm, acıyor. .. MAGIC SERİSİNİN 1. KİTABIDIR.
590 54 10
jungkook biliyo musun bence de hatta sanki duymuştum böyle bi büyü ismi neydi biliyo musun taehyung neydi jungkook göt büyüsü Kim Jennie x Kim Taehyu...