"Selam Öykü Onur anlattı gelmişsiniz bizim otele. Dedim göreyim bir seni." Kimdi bu tanıyor muydum?
"Şey ben hafıza kaybı yaşıyorumda çıkaramadım?" Anlamışça başını salladı. "Evet onur anlattı. Ben merve onurun sevgilisiyim birkaç güne düğünümüz var. Her neyse onur ve ben berkin atladaşlarıyız. Bu otelde bizim. Daha önce tanışmıştık ama tekrardan tanışmak iyi oldu. Hadi hazırlanın akşam yemeğine bekliyorum sizi." Kafamı salladım ve kapıyı kapattım. Berk altına eşofman tarzı bir şey geçirip bana yaklaşmaya başladı.
"Kafa mı salladın? Aç değiliz deseydin." Sevimlice gülümsedim. "Ama açım." "Bende açım. Sana? Önce ben doyarsam çok mutlu geçer gecemiz huzurlu." "Berk acayip yorgunum ve açım acaba yemeğe inmeyip uyusam mı?" "Uyku mu? Benimle birlikte olmayı uykuya mı değiştin? İnanamıyorum sana. Galiba bende yorgunum onuru arayayım." Eline telefonu alıp bişeyler yapmaya başladı. Sonra kulağına götürdü.
"Onur kardeşim."
"..."
"Biz akşam yemeğinde bu gecelik yokuz malum yol yorgunluğu açda değiliz siz bekarlığın tadını çıkara çıkara yiyin sonra yedirmiyorlar."
"..."
"Tamam düğün öbürsü gün. Ne için geldik lan biz. Tadını çıkarın baş başa kapa hadi."
Telefonu komidinin üzerine koyup yatağa ilerleyen berk için yatakta yer açtım. Yatağa uzanır uzanmaz beni göğsüne çekti. Ellerimi beline doladım. Oda saçlarımı okşuyordu. Bu adamı nasıl unutmuştum yada nasıl bir çocuğumuz yoktu? Cidden bu soruya kafam takılmıştı.
"Neden bizim bir çocuğumuz yok?"
Gözlerimi açtığımda beni ahtapot gibi saran bir berk vardı. Ne kadar çabalasamda olmuyordu. Yüzüne öpücükler kondurmaya başladım. Tuvalete gitmem gerekiyordu.
Berk kıpırdanmaya başlayınca öpücüklerimi çoklaştırdım. Bir anda kendimi onun altında buldum. "Öykü? Tahrik ediyorsun sonrada izin vermiyorsun güzel şeylere." Dedi ile kıkırdadım. "Berk tuvalete gitmem gerek." En şirin şekilde söylemiştim. Gözlerinde hafif şaşkınlık vardı. "Çişin için mi uyandırdın beni. Aha tuvalet orada." Üzerimden kalkar kalkmaz koşarak tuvalete girdim.
Tuvaletten çıktığımda berk üzerine siyah bir takım elbise geçirmişti. "Hadi üzerini giyin onur ve merve belkiyor." Umursamazca yatağa oturdum bağdaş kurdum. Kafamı ellerimle destekledim. "Onlar evleniyorlar. Bizde onun için geldik değil mi?" Berkte yanıma gelip oturdu. "Sevgilim hem onun için hem de burada anılarımız var onları sana hatırlatmak için. Sen boşver hadi giy üzerini.
Spor ayakkabılarımıda ayağıma geçirdim. Koşarak koktukta oturan berkin yayına gittim.
"Berk hadi hazırım ben." Berk beni süzdükten sonra bir elini belime dolayıp kendine bastırmaya başladı. "Berk kahvaltıya inmeliyiz hadi." Sanki duymuyordu beni. Gözleri dudaklarımdaydı. Dudaklarıma usul usul yaklaşırken elimle dudaklarımı örttüm. Oda elime bilerek bir öpücük bıraktı.
"Tamam tamam hadi aç ayıyı doyuralım." Elimden tuttu ve birlikte kahvaltıya indik.
Otel cidden çok büyüktü. Birde düğünleri olduğu için daha kalabalıktı galiba. Tanımadığım insanlar berke selam veriyorlardı. Sonunda yemek salonuna varabildiğimizde onur ve merve köşedeki büyük yemek masasında birkaç kişi ile oturmuşlardı. Onur bizi görüp salakça el sallayınca berk o yöne doğru yürüdü.
Masada ben ve berk harici 2 çift daha vardı. Biri onur ve merve diğeride mete ve defne. Onlara berk bende çok bahsetmiş. Vay be ne kızmışım. "Ee öykü ne giyeceksin düğünde." Dedi defne. Doğru ne giyeceğimi daha bilmiyordum. Tam konuşacağım sıra söze berk girdi. "Türkiyede diktirdiğimiz bir elbise var bu gün gelicek onu giyinecek." Şaşkındım. Benim beden haberim yoktu? "Ooo enişte vallahi hem sert hem romantiksin." Dedi merve.
Kahvaltı sonrası berk ile dışarı çıkacağız diyip ayrıldık. İlk olarak berkin benim için diktirdiği elbiseyi aldık. Daha görmedim ama çok merak ediyorum. Ardından biraz gezdik. Sonra akşam yemeğine otele geçtik.
Masada bizi bekleyen çift sayısı git gide çoğalıyordu. Galiba tüm türkiye buraya akın ediyordu. "Berk kızlar kendi aralarında bir parti yapacaklar öyküde gitsin sende bizimle veda gecesine katıl." Dedi onur. Veda mı? Bekarlığa veda olsa gerek. "Kızla değil mi?" "Yuh enişte bekarlığa veda diyoruz sen öykü için kızlar diyorsun. Benim odamda düğün öncesi küçük bir parti az kişi olucaz hepimizide tanıyorsun." "Evet merve hepinizi tanıyorum." Berkin ima ettiği şeyi anlamamıştım ama neyse.
Berkten izni kapar kapmaz hepimiz hazırlanmak için yukarı çıktık. İyiki yanımda şık bişeyler getirmiştim. Üzerime hemen geçirdim.
Saçlarımı salık bıraktım (çantayı görmeyin yok) topuklu ayakkabılarımı ayağıma giyip odaya döndüm. Berk volta atıyordu odanın içinde. Beni görünce olduğu yerde durdu ve süzdü. "Hmm insan kızlar için bu kadar süslenir mi?" "Berk parti sonuçta bu kız kıza olan bir parti." "Tamam tamam. Öncelikle şimdi seni bırakıcam sonra gitme vakti geldiğinde ara beni alıcam seni. Bu halde geceleyin ingilizlerin hali belli olmaz tamam mı?" "Tamam anne." Kıkırdayarak tembihlerini dinledim.
Mervenin odasına ayak basar basmaz yoğun bir koku ve kulak zarını patlatacak derecede yüksek bir müzik vardı. Merve ile çılgınlarca dans edip oturuyorduk. Müzik kapandıktan sonra hepimiz yere oturup "fondip" yapmaya karar verdik. İçki buraya geldiğimden beri içmemiştim. Sıra ile bardakları ortaya dizdik votkaları doldurduk. Toplam 5 kızdık. Merve defne ben sude ve ilayda.
İlayda "ilk sorum öyküye. Berk ile isteyerek mi evlendin yoksa zoraki aşka mi dönüştü." Hatırlamıyordum. Tam konuşacakken merve araya girdi. "Olum kız hafıza kaybı yaşıyor." "Tamam o zaman başka bir soru berk fantezili mi?" Duyduğum soru yanakları alev ediyordu. Ortadan bir bardak alıp diktim...
Kaçıncı fondipim bilmiyorum. Ama sarhoş olduğum kesin. Saat gece 3'e geliyordu. Herkes odasına ayrılıyordu. Merve sağ olsun berk aramıştı. Bende onu bekliyordum.
Berk'ten
Öykü sarhoş olmuş merve haber vermişti. Mervelerin odasına ilerledim. Kapıyı çaldım. Kapıyı merve açınca odaya daldım. Öykü koltukta oturmuş sarhoş sarhoş bana bakıyordu. "Berk!" Diye bağırıyordu. Onu kucağıma aldım ve odamıza doğru ilerledim. Salak saçma şarkılar mırıldanıyordu. Kaç bardak içmişti kim bilir. Ama merve fondipte hiç bir soruya cevap vermek istemediği için içtiğini söyledi çılgın kız ya. Be sordular kim bilir?
Onu kanepeye bıraktım. Bende yanına oturdum. Hala sarhoşla uyanık karışık bir biçimde gülümsüyordu. Elbisesi biraz değişik oturduğu için sıyrılmıştı. Ayağa kalktı. Düşecek gibi olunca kalkıp onu tuttum. "Berk. Biliyor musun? Seninle bir çocuğumuz oluyormuş. Erkek. Aynı bora gibi. Belki boraya arkadaş olur."
Dediği şey kalbimi ağrıtıyordu. Psikolog bir çocuğumuzun olduğunu söylemem tranva yaşamasına neden olur dediği için borayı yavaş yavaş sokuyordum hayatımıza. Oğlum annesine abla bana abi diyordu. Çok acı bir duyguydu bu. "Olmaz öykü. Olmaz." Ellerini boynuma doladı öykü. "Berk o zaman eğlensek mi?" Dediklerinin farkında mıydı? "Öykü hadi bak birkaç saat sonra düğün var uyuyalım." Bu güzel anları o kendindeyken yapmak istiyordu. Öykü ayak uçlarında kalkıp dudaklarımı beceriksizce öpmeye başladı. Bu sefer onu benim yerime geçmişti. Sırtım git gide duvara yaklaşıyordu. Bir anda onu ters çevirdim ve onun sırtı duvarla buluştu. Hala öpmeye çabalıyordu. Benimde öpüşlerim araya girince çabalaması yükseldi ama beceremiyordu.
Ellerimle elbisesinin fermuarını yokladım. Ama galiba bu gece onunla olmak istemiyordum. Dudaklarımız ayrılınca bana masum masum gülümsüyordu. Onun elbisesinin fermuarını açtım. Açınca elbiseye yerle öpüştü. Dolaptan siyah kendi badilerimden birini çıkarıp onun üzerine geçirdim onu yatağa iteledim. Kendimde bir şort geçirdim altıma ve yatağa girip ona sıkıca sarıldım. Bu gece olmazdı. Kendinde değildi sabah uyandığında hatırlamayacağı bir gece asla olmamalıydı.
Canlar iki bölüm birden attım vote basınki bir bölüm daha gelsin.
İlk defa berk konuştu. Bora ile ilgili gerçekler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Hadi bakalım yorum yapmayı unutmayın.
Hoşça kalın👋🏻