Ben: Oğlum gel buraya !
Evin içinde banyo yapmamak için kaçan bir Arda ve onu kovalayan bir adet ben vardığın şu an da...
Arda kim mi ?
Bizim oğlumuz...Emir ve benim...
Emir elinde ki iş çantası ile yanına geldi ve elinde ki iki kravatı bana gösterdi.
Emir:Güzelim yeşil mi olsun? Kırmızı mı ?
Elinde ki kravatlara bir süre baktıktan sonra cevap verdim.
Ben: Kırmızı olsun. Sana çok yakışıyor.
Emir: Canımsın...
Alnımdan öptükten sonra tekrardan odaya geri döndü. Arda'yı aramaya devam ettim. Patırtı sesi duyunca Arda'nın odasına gittim. Arda'nın oyun çadırı kıpırdıyordu.
Ben: Ardaaaa ! Nerdesin oğlum ?
Çadıra yaklaşırken bir yandan da konuşuyordum.
Ben: Neredeymiş ACABA !
Son kelimeyle çadırın ötüşünü açtım ve için de ki minik Arda'ya gülümsedim.
Arda kahkaha atarken onu kucağıma aldım ve sarı saçlarının arasına bir öpücük kondurdum. O arada kapıda bizi izleyen Emir'i gördüm.
Yanımıza gelip ikimize de sarıldı ve Arda'nın saçına ve benimde alnına küçük birer öpücük kondurdu.
Emir: Ben işe gidiyorum.
Arda: Göyüşüyüz baba.
Arda minik elleriyle el sallarken ben de gülümsedim.
Ben: Ben bu gün gitmeyeceğim.
Emir: Sen bilirsin güzelim. Madem gitmeyeceksen Eliz'e git. Evde yalnız kalmayın.
Ben: Tamamdır hayatım. İyi işler.
Emir bize gülümseyip Arda'nın odasından çıktığında kucağımda ki Arda'yı banyoya götürdüm.
Arda elinde ki plastik ördek ile oynarken üstünü çıkardım ve ılık su doldurduğum küvetin içine bıraktım. Arda aniden suya girince küçük bir çığlık attı ve sonrasını kahkahalar aldı.
Aslında banyo yapmayı çok seviyor ama sırf bana inadına banyo vakti dediğimde kaçmaya başlıyor. Bu konuda tamamıyla babasına çekmiş.
Zaten çocuğun kötü özelliklerini birbirinize yükleyip duruyorsunuz. Sana çekmiş yok sana çekmiş diye... KİME ÇEKTİ LAN BU ÇOCUK ?!
Evet iç ses bu konuda haklı olabilirsin.
İç sesimle konuşurken Arda'yı unuttum.
Küvetin içinde 'bıcı bıcı yaparım dalinle' şarkısını söylüyordu.
Gülümseyerek onu izlerken bana baktı ve en şirin gülümsemesini sundu.
Arda: Anne babamla şeni koyuşurken duydum. Tuvçe'yee mi gideceğiz ?(Anne babamla seni konuşurken duydum. Tuğçe'lere mi gideceğiz ?)
Ben: Evet annecim.
Arda: Yaşaşıın !
Ard bağırmasıyla eş zamanlı olarak suya vurdu. Aniden su sıçrayınca tekrar bir kahkaha attı.
***
Arda'nın üstünü giydirdiğimde fotoğrafa çektim.
@ArtıkevliAlmira
Benim minik Arda'mmm❤❤
****
Ben Eliz ile karşılıklı oturmuş sohbet ederken Arda ile Tuğçe de oyun oynuyorlardı.
Eliz: Vayy be... Daha dün lisedeydik lan biz !
Ben: Evet beee... Ne günlerdi...
Eliz: Şeyi hatırlıyor musun ? Kuzey seni dolaba kilitlediğinde sen bayılmıştın.
Ben: Ahh unutur muyum ?
Biz Eliz ile eski günleri konuşurken Arda kahkaha atarak yanıma geldi.
Arda: Anne ne oydu biy biyşen(anne ne oldu bir bilsen)
Aniden çığlık atarak Tuğçe de geldi ve Emir'in ağzını kapattı. Biz Eliz ile onlara bakarken Arda, Tuğçe'nin elini ittirdi ve konuştu.
Arda: Tuvçe bana eylenme tiklifi etti.(Tuğçe bana evlenme teklifi etti)
Biz Eliz ile kahkaha atarken Tuğçe de kollarını doladı ve trip atmaya başladı.
Eliz Tuğçe'yi ben de Arda'yı kucağıma aldım.
Eliz: Oy benim kızım aşık mı olmuş ?
Tuğçe: Yok anne ne aşık olmaşıı ?
Tuğçe sesini kısarak ve bizim onu duymadığımızı sanarak konuştu.
Tuğçe: Anne valla bu çocuk kaçmaj. Tipe bak yaaa çok şiyin.(Anne valla bu çocuk kaçmaz. Tipe bak ya çok şirin)
Ben kahkaha atarken Arda da kucağımdan indi.
Tuğçe'nin elinden tutup onu da yanına çekti.
Arda: Hadi gel şevgilim.
Tuğçe annesine dönerek...
Tuğçe: Ay anne ben fiilş geçiyiyom.(Ay anne ben feels geçiriyorum)
Biz Eliz ile öksürerek kahkaha atarken Arda,Tuğçe'yi çekmeye başladı. İkisi odaya giderken Tuğçe bir yandan bağırıyordu.
Tuğçe: Anne ben kocoya kaçııyum (Anne ben kocaya kaçıyorum)
Ben: Eliz bu çocuk nerden biliyor bunları ?
Eliz: Ay ne bileyim kız. Ben de anlamadım...
Ben: Ayy neyse Emir ne yaptı acaba... Bu gün çok işi yoktu onun...
Eliz: Ara söyle. Bu gün bizdesiniz.
Ben: Kim demiş ?
Eliz: Ben
Ben: Emir büyük yerden diyorsun.
Eliz: Ehh biraz...
Telefonumu alıp 'Gökyüzünden inenim' yazısına tıkladım.
Birinci çalışta açılmıştı.
Emir: Efendim kalbimmm...
'M' harfini öyle bastırarak ve güzel söylemişti. Eridim bittim şu an...
Ben: Yaaa...yapma şöyle...
Emir: Ne yapmayayım güzelim ?
Ben: Böyle işte...
Emir: He anladım... Aşkım,meleğim,kelebeğim,
balım,canımın içi, iyi ki'm...
Ben: Bu gün ELİZ'DEN yemek yiyeceğiz. Akşam direk buraya gel !
Telefonu hemen kapattım.
Eliz: Yine utandırdı seni değil mi ?
Ben: Yok ne alaka ? Utanmadım ki ben.
Eliz: Ben seni cidden anlamıyorum. Aradan kaç yıl geçti hala Utanmadım diye yalan atıyorsun ! Domates gibi kızardın mal !
Ben: Affet apla.
****
Eliz ile kalan son tabağı da masaya koyduk.
Ben: Arda ! Tuğçe ! Hadi gelin !
Arda ile Tuğçe yine el ele masaya geldiler.
İkisi de masaya oturdu. Tabi ki yine yan yana...
Kapının açılma sesiyle oraya yöneldim. Mert ve Emir gelmişti.
Emir yanıma gelip bana aniden sarıldı.
Ben: Ne yapıyorsun Emir ?
Sesim boğuk çıkmıştı. Emir saçıma bir öpücük bıraktı ve kokladı sonra masaya gitti. Orada o şekilde kalmıştım.
Kendime geldiğimde masada ki tek boş yere -Emir'in yanı- oturdum.
Emir yanağımdan makas aldı. Arda ile Tuğçe sandalyeden kalkınca onlara ters bir bakış attım.
Arda: Anne bij doyduk.
Ben: Ne yediniz ki ?
Eliz: Yok yok yediler onlar. Baksana tabaklarına.
Ben: Ne ara ? Neyse...Hadi oynayın biraz daha..
Tuğçe: Hadi aştım.(hadi aşkım)
Arda: Geydim güjelim.(geldim güzelim)
Mert ile Emir birbirine baktığında Eliz ile kahkaha atmaya başladım.
Mert: Bunlar ne ayak ?
Ben: Tuğçe, Arda'ya evlenme teklifi etti sabah. Sonra işte sonuç bu...
Mert: Valla ben böyle kabul etmem. Gelin isteyin kızımı.
Emir: O zaman... Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızınız Tuğçe'yi oğlumuz Arda'ya istiyoruz.
Mert: Eh gençler birbirini sevmiş, beğenmiş. Verdim gitti.
Hepimiz kahkaha atmaya başladık.
Yıllaaaar yıllaaar sonra hala çok güzeldik. Ömrümün sonuna kadar böyle kalmak istiyorum. Biz çok güzeliz...
EVET BİRİSİ UZUN BÖLÜM MÜ DEMİŞTİ ?
889 KELİMEEEEEE😊
NEYSE GÖRÜŞÜRÜZ CANCIMLARIM❤❤❤