Medya : Öykü
....
" Öykü hadi kalk geldik " dedi bir ses gözlerimi yavaş yavaş araladım
" Geldik mi ?" diye saçma bir soru sormuştum . Emre kafasını sallayıp beni kolumdan tutarak dışarıya çıkarttı ve eve doğru yürümeye başladık . Karanlıktan ötürü pek fazla göremiyordum ama havuz vardı büyük 3 katlı bir evdi çok güzeldi. Emrenin neden bu evi seçtiğini anlamıyordum içeri girip ayakkabılarımı çıkarıp terlikleri giydim çantamıda bir kenara bıraktım
" Emre ben acıktım " dedim biraz çekinerek
" Bende acıktım yemek yiyemedik sabahtan beri " dedi biraz daha rahatladım onunda aç olması ile
" Evde bir şey var mı peki " dedim ve mutfak olduğunu düşündüğüm yere doğru yürümeye başladık
" Buğra bazen buraya gelir ve yemeyi çok sever onun için dolap tıka basa doludur merak etme " dedi ve dolabı açtı . Bende yanına gittim ve ufak bir şok geçirdim. Resmen bütün market abur cuburları buradaydı
"Sana söylemiştim "dedi biraz kenara gidip çekmeceleri açtım domates biber vardı menemen yapacaktım
" Menemen mi yapacaksın ? '' dedi başımı evet anlamında salladım
" Çok severim " dedi memnun olmuşçasına gülümsedim ve yapmaya başladım . Bittiğinde kapattım ve tam alacakken bir anda tutmamla elim yandı . Bir çığlık atınca emre benim yanıma geldi ve elime baktı ve elimi direk soğuk suyun altına soktu elim elindeydi . Bu biraz tuhaf hissettirmişti ve dokunduğu yer alev almaya başlamıştı elimi peçete ile yavaşça silerken bir bebek gibi incitmemeye çalışıyordu
" Sen burada bekle ben krem alıp geliyorum hemen " dedi ve koşarak kapının arkasındaki ecza dolabından kremi alıp gelmişti. Elime kremi sürdü ve kendisi tavayı alıp masaya koydu sonra bana döndü
" Kızım sen ne sakar şeysin ya bilmiyor musun onun sıcak olduğunu acaba " dedi sinirle
" Yok bişi iyiyim ben hadi yemek yiyelim acıktım ben " dedim ve sandalyeye oturdum . Elime ekmek aldım ve tam ağzıma götürecekken zil çaldı. Emre ile birbirimize ' sen aç sen aç ' bakışları atıyorduk sonunda dayanamayıp alacaklı gibi çalan kapıya gittim ve açtım . Karşımdaki kişiyle ağzım açık kaldı
" Buğra " dedim soru sorarcasına
" Öykü " dedi oda soru sorarcasına
" Siz birbirinizi nereden tanıyorsunuz ki " diye bir ses geldi . Korkuyla yerimden sıçradım
" Allah kahretmesin seni emre ödümü kopardın be " dedim ve baş parmağım ile dişimi yukarı ittirdim
" Her neyse içeri geçicem ben çok güzel menemen koktu açım zaten davet etmeyecek misiniz beni yoksa " dedi ve hih diye bağırıp bize baktı
" Siz haram şeyler... " derken "Yuh " deyip onu durdurdum . Emre devam etti
" Oğlum salak salak konuşma elimde kalacaksın yemek yiyecektik gelmeseydin " dedi göz devirerek
" Geç içeri buğra hadi geç yoksa daha fazla saçmalayacaksın " diyordum yanaklarım çoktan domates gibi kızarmıştı. Buğra yanıma gelip yanaklarımı sıktı
" Ay sen çok mu utandın kız " dedi gülerek ellerini ittirip içeri doğru sürükledim. Emrenin arkadan güldüğünü tahmin ediyordum . İçeri girince buğranın ağzı açık kaldı
" Anasını satayım bir kuş sütü eksik vay anasını sayın seyirciler " dedi emre buğranın kafasına vurarak konuştu
" Salak kız var ne kötü kötü konuşyon be " dedi ve bana döndü
" Siz nereden tanıştınız hala bana söylemiyorsunuz ?" dedi ona olanların hepsini anlattım ve bazı zamanlar sinirlenmişti ama sonra düzelmişti
" Aferin lan kedi olalı bir fare tutmuşsun " dedi buğra sırıtarak göğsüne vurdu
" Gurur duy abinle kardişim haybi " dedi pis yedilideki orçonun repliğini almıştı bu birazcık gülmeme neden olmuştu orço gibiydi
" Nerden sen benim abim oluyorsun lan " dedi kafasına vurarak
" Abicim küçücük beynim var sizin yüzünüzden oda kalmıyor be " dedi suratını asarak dudaklarını büzmüştü
" Maymunlar gibi oluyorsun yapma şöyle be " dedi buğra yine eski haline dönmüştü gülerek masaya oturdu ve menemenden yemeye başladı
" Ooo yenge muhteşem yapmışsın " dedi gözlerini yummuş ve beğendiğine dair değişik sesler çıkarmıştı. Emre ile birlikte kaşlarımızı çatmıştık. Buğra gözlerini açınca bizi gördü ve yutkundu
" Ne dedim ki ben şimdi " dedi bu ses tonu biraz yumuşamama sebep oluyordu . Ben kaşlarımı düzeltmeyip ona baktım
" Ben senin nerden yengen oluyorum acaba ? " dedim
" Tamam valla bak bir daha demeyeceğim düzeltin şu kaşları hadi tırstım aa " dedi ikimiz de kaşlarımızı düzelttik
" Bir daha senden böyle bir kelime duymayacağım öykü hadi otur yoksa bu salak bitirecek bütün menemeni " dedi tebessüm ederek masaya oturdum ve yemeye başladım zaten az kalmıştı ve menemen hemen bitmişti. Emre ile birbirimize baktık ve sinsice sırıttık
" Buğra sen kendini affettirmek istiyor musun ? " dedim buğra hemen kafasını salladı
" Evet kankeytom evet " dedi dudaklarımı birbirine bastırdım.
" İyi o zaman hadi kalk bize menemen yap bakalım " dedim " ha " dedi
" Bak canım kankeytom ben bilmiyorum menemen " dedi omuzlarımı yukarı kaldırdım
" O zaman affetmem ve ben öyle hemen barışmam en az 1 ay geçer sonra belki %25 ihtimal affederim " dedim emre bana ' sen var ya sen ' bakışları atıyordu
" Peki ama ilk menemenim ona göre evi yakabilirim " dedi emre hemen buğranın önüne geçti
" Öykü hayır bu salak bir kere yemek yapacağım diye mutfağa girdi neredeyse her yer yağ olmuştu ve bazı yerleri yakmıştı " dedi sinirle buğraya baktı
" Evet ya o gün çok ekşınlı geçmişti demi ama " dedi sırıtarak
" Salak şimdi yicen yumruğumu o zaman görcen sen ekşını mekşını salak mal " dedi bana baktı
" Ben doydum zaten yemek istemiyorum " dedi dudaklarımda bir tebessüm oluştu
" Ya ya bende doydum ama sebep buğraya işkence " dedim ve sırıttım emre dudaklarını birbirine bastırıyordu. Buğra hemen lafa atladı
" Abi bana mercimek köftesi alsana lütfen " dedi . Şaşkınca ona bakıyordum
" Ne mercimek köftesi " dedik aynı anda emreyle
" Almıyor musun şimdi sn bana mercimek köftesi " dedi üzülerek
" Salak bu saate nerde bulayım ben mercimek köftesi " dedi sinirle buğra gülerek bize baktı ve salakça bir cevap verdi
" O zaman aşçılar iş başına mercimek köftesi yapıyoruz " dedi sırıtarak biz ise emreyle birbirimize korkuyla bakıyorduk . Biz ne anlardık mercimek köftesi yapımından
.....
Biraz mutlu olun diye buğra şebeklik yapıyor çok tatlı değil mi ya minnoş oy verir misiniz nolur buğra için 😅😅😅