"Nereye daldın çikolatalı kurabiye?" Feromonumun koku adıyla bana seslenince derin düşüncelerimden sıyrıldım. "Ben bu aralar bir tuhaf oldum. Eski ben desen değilim ama yeni halimi de pek sevdiğim söylenemez." Pat diye dökülüvermişti içimden.
Göz ucuyla Hoseok'a baktım. Bakışları bendeydi ama o şen gözlerini bulutlar kaplamıştı. Elimle omzuna ufak bir yumruk attım." Ailemi kaybettim Hoseok hyung. Ve ailemi kaybettiğim gün buraya atandığımı öğrendim. Ve bipolar gibiyim bir mutlu bir mutsuz falan. -başımı yere eğdim- geçecek elbet biraz sabır." Elini sırtıma koyup destek vermeye çalışıyordu.
Biraz olsun rahatlamıştım çünkü paylaşmam gerekiyordu biriyle. Hoseok ağzını açacakken acil çağrı telefonumuz çaldı. Bu demektir ki bir hastanın kalbi durmuş yaşam desteği yapmamız gerekiyor.
Koşarak aşağı kata indik. Hemşirelerin bizi yönlendirdiği odaya girdiğimde buz kesmem bir oldu. Kalbim ani bir sancıyla kasıldı. Ah hayır bu olmaz hayır hayır benim böyle olmamam lazım.
Bunun tek bir açıklaması var ama asla kabul etmek istemiyorum. Hoseok'un hırçın sesiyle kendime geldim. "Ruh eşisin değil mi? Ondan böyle oldun. Çabuk gel buraya onu öpmen gerek. Gücünü aktaracaksın!" Başımı hızlıca iki yana salladım.
Kabul edemiyorum onca zaman ruh eşimi bulmak istedim ve bulduğum kişi tam bir zorba. Hoseok'un baş hareketiyle iki hemşire koluma girdi. Ah beta olduklarından güçlerine karşı koyamıyordum.
Ellerim benden istemsiz Taehyung'un yanaklarına giderken dudaklarına usulca yaklaştım. Kurdum onu kurtarmam için bana sinyaller veriyordu. Ben ise dudaklarınızı sonunda birleştirmiştim. Imm çok güzel bir tadı var. Alt dudağını alıp ağzımın içinde emerken inelememe engel olamadım. Geri çekilmek asla istemiyordum.
Bu sefer üst dudağını aldım dudaklarımın arasına emmek ve bırakmamak istiyordum. Dudaklarından biraz ayrıldığımda üst dudağına ayrı alt dudağına ayrı öpücük kondurdum. Hızlıca kendimi geri çektiğimde kurdum delicesine mutluyken ben tam bir domatese dönmüştüm. Taehyung ise kendine geliyordu. Gözlerini açtığında ise kaderimden karışımın olmadığını anladım.
Gözleri maviydi. Ve dudaklarını yaladığında başımı duvara sokmak istedim. Ama gözlerimi ondan alamıyordum. Lanet hormonlar. "Gözlerini çeker misin üstümden?" Ellerimle oynuyordum bu yaptığım şey çok değişik gelmişti bana.
Elleri elimi bulduğunda çekmek isterken Taehyung beni üzerine çekti. Ah hayvan herif canım acıdı." Bu inlemelerini en kısa sürede duymak istiyorum." Artık kendimi tutamıyordum ağlamaya başlamıştım.
"Yapma bilerek yapmadığımı biliyorsun" hıçkırıklarımın arasında kesik kesik söylemiştim. Çok utanmıştım. " Sen ruh eşimsin birbirimizden başka biriyle olamacağımızı biliyorsun. Şimdi sakinleş." Başıma bir öpücük kondurdu.
Kokusu okyanus gibiydi. Huzur veriyordu insana. Ama kurdum bu düşüncemle hırçınlaştı. Kıskanmıştı. Bir tek kendisine huzur versin istiyordu.
Hastanede olduğum aklıma dank ettiğinde ona karşı gelmeye çalışmıştım ama izin vermemişti. "Biraz daha"
*****
Bana destek vermenize ihtiyacım var. Gidişat nasıl olmalı? Yazmayı bırakmalı mıyım? Devam mı etmeliyim?