the cat returns, chaelisa ✓

By rozeixs

8.6K 753 327

Genç Chaeyoung bir kediyi ezilmekten kurtarır. Ancak kısa süre sonra onun sıradan bir kedi olmadığını öğrenir... More

tanıtım
1 - Kediyi Kurtarmak
2 - Kedilerin Kraliçesi?
3 - Kraliçe'nin Daveti
4 - Baron?
5 - Şifon Kek
6 - Güzel Kedi
7 - Nane Jölesi
8 - maskeli sürpriz

9 (f) - balık şeklindeki kurabiyeler

714 60 90
By rozeixs

9. Bölüm - Balık Şeklindeki Kurabiyeler (final)

1800'lü yıllar
Kediler Krallığı

Chaeyoung ve Baron Lalisa birbirlerine sarılmış etrafa bakarken Jisoo onların yanına geldi ve seslendi:

"Hadi gelin, bu taraftan."

Chaeyoung şaşkınca kediye baktı. Bu ona çok güzel gelen kurdeleli kediydi. Jisoo Baron Lalisa'ya döndü.

"Baron, geleceğinizi biliyordum."

"Beni tanıyor musun?"

"Sizden ve ofisinizden haberim var."

Chaeyoung pişmanlıkla Jisoo'ya baktı.

"Seni dinlemiş olsaydım bunlar başıma gelmezdi."

Jisoo burukça gülümsedi ve mırıldandı.

"Şafak sökmeden dönerseniz tekrar insan olabilirsiniz."

Chaeyoung heyecanla öne atıldı.

"Gerçekten mi?"

Jisoo masaların olduğu yere gidince onu takip ettiler. Masaların üzerindeki örtüyü kaldırınca ortaya küçük bir geçit çıktı.

"Bu yol şatonun dışına çıkıyor."

Baron Lalisa başıyla onu onayladı ve Chaeyoung'u belinden tutarak yönlendirdi. Ancak Chaeyoung Baron Lalisa'nın elini tuttu ve gözlerine bakarak sordu:

"Peki Yoonji ne olacak?"

Yoonji bir avizenin tepesine çıkmış bir oraya bir buraya sallanıyordu ve askerler onu yakalamak için oradan oraya koşturuyordu. Baron ona kısa bir göz attı ve Chaeyoung'a döndü.

"O kendi başının çaresine bakar. Acele edelim."

Geçitten geçtiler ve dışarıya ulaştılar. Jisoo onlara baktı ve önlerindeki labirenti gösterdi.

"Kule sizin dünyanıza gidiyor."

Chaeyoung'un ağzı şaşkınlıkla açıldı.

"Çok yüksek."

Jisoo onaylar anlamda başını salladı ve anlattı.

"Önce labirentten geçmeniz gerekiyor."

Baron Lalisa bir eliyle Chaeyoung'un belini sardıktan sonra mırıldandı.

"Başaracağız."

"Güzel, lütfen Chaeyoung'a iyi bakın."

Ardından Jisoo koşarak yanlarından uzaklaştı.

"Dur, bekle!"

Chaeyoung giden Jisoo'nun arkasından üzgünce bakıyordu. Baron Lalisa onun yanına gitti.

"Bir teşekkür bile edemedim."

"Chaeyoung, bak bu bir tahminden ibaret ama sanırım seni bana yönlendiren oydu."

Chaeyoung aklına gelen günle irkildi ve Baron Lalisa'ya döndü.

"Haklısın, o günkü güzel ses Jisoo'ya aitti. Ama neden bana yardım etti ki?"

Chaeyoung'un lafı biter bitmez kulenin üst katındaki camlardan biri patladı. Avizenin üzerinde sallanan Yoonji ve birkaç asker camdan savruldu ancak Yoonji kulenin taşlarına tutunmayı başardı.

Ancak ağırlığı yer çekimine karşı koyamadı ve sürtüne sürtüne yeri indi.

Ayakları yere değdiği an ayağa kalktı ve onu bırakıp kaçan iki arkadaşının yanına koştu.

"Sizin yüzünüzden bütün askerler peşimde!"

Baron Lalisa onu umursamadan Chaeyoung ile konuşmaya devam etti.

"Hadi, acele edelim."

Onlar labirente doğru yürürken Yoonji şaşkınlıkla onları izledi.

"Ama ben bir şey diyordum."

•°•°•°

Kraliçe Chaerin ve Sandara kulenin en tepesinden kaçakları izliyorlardı. Kraliçe heyecanla sordu.

"Labirente girdiler mi?"

Sandara dürbününden başını çevirmeden Kraliçe'yi onayladı.

"Evet majesteleri, girdiler. Çıkış yolunu asla bulamazlar."

Kraliçe Chaerin keyifle sırıttı.

"Tahtımı hazırlayın, buraya kurulup onların sonuçsuz çabalarını izleyerek keyif alacağım."

•°•°•°

Baron Lalisa bıkkınlıkla nefes verdi.

"Çok karışık."

Chaeyoung çamurlu kıyafetinin eteğini kaldırırken umut dolu bir sesle şakıdı.

"En azından Güneş batmadı."

Yoonji en karamsar haliyle göz devirdi.

"Burada hiç batmaz."

Chaeyoung bir anda durdu ve Baron Lalisa'nın kolunu hafifçe tuttu.

"Gerçekten mi?"

Lalisa başıyla onayladı.

"Evde çoktan gece yarısı olmuştur."

"Öyleyse acele edelim."

Chaeyoung hızlı hızlı bir yerlere koşturuyordu ancak yolu bilmediğini hatırlayınca ofladı.

•°•°•°

Dahyun gözündeki dürbünü indirdi.

"Kayboldular."

Sandara alayla güldü.

"Kimse bu labirentten çıkamaz, değil mi majesteleri?"

Kraliçe Chaerin keyifle yanıtladı.

"Evet öyle. Onlardan ümidi kesin."

Sandara kraliçesini onayladı ve Dahyun'a döndü.

"Muhafızlar nerede?"

"İşte geldiler."

•°•°•°

"Bu taraftan gidelim, her yolu denememiz lazım. Kule yönüne gidelim, hedefimiz o."

"Mantıklı."

Chaeyoung duyduğu sesle arkasına döndü ve labirentin duvarına tırmanan Yoonji ile karşı karşıya geldi.

"Yoonji, hile yapıyorsun."

"Onların kurallarına göre oynamak mantıksız."

"İşte orada, onu yakalayın!'

Bunu der demez üzerine doğru gelen muhafızlarla göz göze geldi. Koşmaya başlarken bağırdı.

"Gidin başkasını kovalayın!"

Baron Lalisa Chaeyoung'u hızla duvarın dibine çekti ve onun başını kendi göğsüne çekti.

"Yoonji onları oyalarken biz acele edelim."

Chaeyoung'un tek yapabileceği Baron Lalisa'yı onaylamaktı.

"Ne yani yeminiz ben miyim?"

Yoonji kilosuna rağmen çevik hareketlerle labirentin köşesinden döndü ve birkaç askerin yere düşmesine sebep oldu.

Fakat maalesef düşen askerler Chaeyoung ve Lalisa'nın şu an tam karşısındaydı.

"Chaeyoung, arkama geç ve sakın çıkma."

Baron Lalisa Chaeyoung'un algılayamadığı bir çeviklikle ve bastonuyla askerleri birkaç saniye içerisinde yere serdi.

Chaeyoung şaşkınca Baron Lalisa'ya döndü.

"İyi işti."

Baron Lalisa ise bastonunu havaya kaldırmış onu inceliyordu.

"Eğrilmiş."

Lalisa umursamazca bastonunu indirdi.

"Değişmesi gerekiyordu zaten."

•°•°•°

Kraliçe Chaerin bir yandan diğerlerinin umutsuz çabasını izlerken bir yandan da golf oynuyordu.

"Herkes sessiz olsun."

Onun emrinden sonra herkes sustu ve Chaerin nişan alıp topa tüm gücüyle vurdu.

Şansa bakın ki attığı top havalandı, havalandı ve Yoonji'nin peşindeki askerin kafasına çarparak onu yere düşürdü.

Sandara inanamaz gözlerle kraliçeye döndü.

"Bizden birine isabet etti. Majesteleri, bunu nasıl yaparsınız?"

Kraliçe Chaerin dudaklarını düz bir çizgi haline getirdi ve kısık bir sesle söylendi.

"Bunu saymıyoruz."

Onlar konuşurken Dahyun Sandara'ya seslendi.

"Baksana Sandara-ssi. Tüm muhafızlar dağıldı."

"Hepsi yolunu kaybetmiş."

Kraliçe Chaerin endişeyle sordu.

"Chaeyoung ne durumda?"

"Onlar yaklaşıyor."

•°•°•°

Baron Lalisa ve Chaeyoung nihayet uzun kaleye yaklaşmışlardı.

Yoonji de peşindeki askerlerden kurtulmanın verdiği rahatlıkla onların yanına geldi.

"Çıkışı bulabildin mi?"

"Evet, bu taraftan."

Kraliçe Chaerin ise stresle tırnaklarını kemiriyordu.

"Çıkışı buldular mı yani?"

•°•°•°

Yoonji, Baron Lalisa ve Chaeyoung kaleyi bulmuşlardı ancak kalenin uzun ve yüksek merdivenlerini çıkmak Chaeyoung için çok zordu.

Artık daha fazla çıkamayacağını hissettiğinde durdu ve avuçlarını diz kapaklarına yaslayarak hızlı hızlı nefeslendi.

Baron Lalisa yanında hissettiği boşlukla çıkmayı bıraktı ve arkasına döndü. Chaeyoung epey geride kalmıştı.

"Siz gidin, ben size yetişirim."

Baron Lalisa onu dinlemedi ve koşarak Chaeyoung'un yanına gitti. Ardından o daha ne olduğunu anlayamadan kollarından birini Chaeyoung'un dizlerinin altına, birini de ensesine yerleştirerek onu kucağına aldı ve koşmaya devam etti.

Chaeyoung'un kalbi ise daha önce hiç atmadığı kadar hızlı atıyordu. Bu kadın onu kesinlikle çok fazla etkiliyordu.

Baron Lalisa o kadar hızlıydı ki Yoonji'yi geride bıraktı. Yoonji gözlerini devirdi.

"Gösteriş meraklısı."

Chaeyoung biraz heyecan biraz da korkuyla mırıldandı.

"Lalisa, sorun yok."

Tok sesiyle konuştu Baron Lalisa.

"Endişelenme."

Ve nedense Chaeyoung içindeki endişenin bir anda toz olup uçtuğunu hissetti.

•°•°•°

"Majesteleri, ne olur durun! Çok tehlikeli!"

Sandara ve tüm diğer saray çalışanları kraliçelerinin arkasından koştururken Kraliçe labirentin üzerinde bağırdı.

"Elimden kaçamazlar!"

Sandara bağırdı.

"Kaleye her ihtimale karşı asker yerleştirmiştim."

Bunu duyan Kraliçe ani bir hareketle olduğu yerde kaldı.

"Harika!"

Kraliçenin ani hareketi sonucunda kimse hızını alamamış ve herkes yere düşmüştü.

•°•°•°

Baron Lalisa bir anda karşısına çıkan askerlerle durdu.

Tam askerler onlara doğru geliyordu ki kalenin merdivenleri bu kadar ağırlığa dayanamayarak çöktü ve askerler yeri boyladı.

Yoonji'nin gözleri hayretle açıldı.

"Bu çok kolay oldu."

•°•°•°

Sandara yutkundu ve konuştu.

"Sanırım inşaat malzemesinden çalmışlar efendim."

"Bu kabul edilemez! Başka çaremiz kalmadı, bana gizli silahı getirin!"

Sandara kraliçenin koluna yapıştı.

"Ne olamaz, majesteleri itibarınızı düşünün!"

"Ateşleyici."

Sandara dikleşti ve gözlerini kapatıp başını iki yana salladı.

"Kablo yetmez."

Gözünü açtığında tabi ki kraliçenin elinde kumanda görmeyi düşünmemişti. Hayretle Dahyun'a döndü. Dahyun her zamanki gibi sırıtıyordu.

"Kablosuz ateşleyici."

•°•°•°

"İşte, nihayet zirvedeyiz!"

"Neredeyse vardık."

Bir anda bütün kapıların ve çıkışların kapanmasıyla şaşkınca birbirlerine döndüler.

"Kapana kısıldık!"

"Maalesef, öyle."

Kraliçe Chaerin kahkahalarla içeri girdi.

"Manoban, seni tekrar görmek ne güzel. Chaeyoung, seni şatoya götüreceğim."

Yoonji devirdiği gözleriyle Chaeyoung'a döndü.

"Kedi hayatı o kadar kötü değildir."

Chaeyoung bıkkın bir nefes verdi.

"Çiğ balık ve fare sevmeyi öğrenmek zorunda mıyım?"

Baron Lalisa sertçe onlara seslendi.

"Bekleyin, henüz pes etmek için çok erken."

Duydukları sesle başlarını karşıya çevirdiler. Bu kraliyet marşıydı. Bu da demek oluyordu ki...

"Bu karışıklık da ne böyle?!"

Prenses Jennie gelmişti!

"Anne!"

Kraliçe Chaerin şaşkınlıkla kızına baktı.

"Jennie, sen döndün mü?"

Sandara diğerlerine bağırdı.

"Veliaht Prenses için hazır olun!"

Chaeyoung'un kaşları havalandı.

"Prenses mi?"

Prenses Jennie ve askerleri içeriye girdiği anda herkes saygı duruşuna geçmişti. Prenses Jennie öne atıldı ve konuştu.

"Jisoo gelmem için haber yolladı. Burada ne oluyor?!"

Cümlesi biter bitmez içeriye giren Jisoo ile prensesin yüzündeki sinirli ifade bir anda kendini hayranlığa bırakmıştı.

"Chaeyoung!"

"Jisoo, bu sensin."

"Neyse ki yetişebildik."

Kraliçe Chaerin elleriyle oynarken kızına cevap verdi.

"Ben sadece onu karşılıyordum. Chaeyoung gibi bir kızı sana gelin yapmama sevinirsin sanıyordum."

Prenses Jennie şu an o kadar sinirliydi ki karşısındakinin annesi olduğunu önemsemeden konuştu.

"Beni düşünmene gerek yoktu. Ben Jisoo ile evleneceğim."

Jisoo ve Chaeyoung aynı anda şaşkınlıkla ağızlarını açmışlardı.

Yoonji bilmem kaçıncı kez göz devirdi.

"Ne sürpriz ama(!)"

Baron Lalisa ise ukala gülümsemesi ile cevap verdi.

"Prenses işini biliyor."

Prenses Jennie elindeki kırmızı kurdeleli paketle Jisoo'nun önüne geldi.

"Jisoo, bu senin için. Bunu memleketinden getirdim."

Chaeyoung şaşkınlıkla pakete bakıyordu, bu prensesi kurtardığı gün prensesin elinde olan paketti.

Jisoo paketi açtı ve gördüğü balık şeklindeki kurabiyelerle buruk bir tebessüm etti.

"Çok uzun zaman olmuştu."

Chaeyoung da gördüğü balık kurabiyeleriyle kocaman gülümsedi.

"Ben de bu kurabiyeleri çok severdim."

Jisoo ona ilk defa güldü ve cevapladı.

"Biliyorum."

Ona anlamaz gözlerle bakan Chaeyoung'a karşın açıklama yaptı.

"Ben evsiz ve açken beni bunlarla beslerdin."

Chaeyoung çok heyecanlanmıştı.

"O yavru kedi sen miydin? Çok güzelleşmişsin, tanıyamadım."

Prenses Jennie boğazını temizledi ve Jisoo'nun karşısında diz çöktü, ona bakan şaşkın gözlere aldırmadan sadece sevdiğine odaklandı.

"Jisoo, bunları beraber geçireceğimiz bir ömrün sembolü olarak kabul eder misin?"

Jisoo kırmızı yanaklarıyla Jennie'nin dudaklarına minik bir öpücük kondurdu.

Chaeyoung olduğu yerde kahkahalarla konuştu ve Jisoo'ya sarıldı.

"Yani... Yani siz evleniyor musunuz? Harika, sizin için çok mutluyum Jisoo!"

"Sağ ol Chaeyoung. Sen olmasaydın bugünleri hiç göremeyebilirdim."

"Beni de kamyonun altında kalmaktan kurtardın. Jisoo'nun bahsettiği kişinin sen olacağını hiç düşünmezdim. İkimizin de hayatını kurtardın. Sana nasıl teşekkür edebiliriz?"

Chaeyoung hızla başını iki yana salladı.

"Gerek yok ki! Beni çoktan mutlu ettiniz, ikinize de yardım etmiş olmaktan çok mutluyum."

Kraliçe Chaerin sahte göz yaşlarıyla yanlarına geldi.

"Bu çok dokunaklı. Demek bir nişanlın vardı? Bu konuda bir şey yapamayız. Zavallı Chaeyoung, hayal kırıklığına uğramış olmalısın."

Chaeyoung omuz silkti.

"Uğramadım."

"Madem Jennie ile evlenmiyorsun, benimle evlenebilirsin!"

Bunu duyan Baron Lalisa anında ayağa kalktı.

Chaeyoung ise hızla öne atıldı.

"Ne, asla!"

Prenses Jennie hızla annesine döndü.

"Anne, neler diyorsun. Siz onun kusuruna bakmayın lütfen."

Yoonji oturduğu yerde kahkahalarla gülmekle meşguldü.

"Harika, bu kızın cesareti var. Aklından geçeni söyleyen insanları severim. Sana bir şey söyleyeyim mi Chaeyoung? Benim gerçek adım Renaldo Moon!"

Askerler kendi aralarında fısıldaşmaya başlamışlardı bile.

"Renaldo?"

"Renaldo Moon?"

"Meşhur Renaldo Moon?!"

Sandara hayretle Yoonji'ye - ya da Renaldo Moon'a - döndü.

"Şimdi hatırladım. Unuttunuz mu majesteleri, o kraliyet tarihindeki en büyük suçu işleyen kişi. Eskiden dev bir kedi geldi ve göldeki tüm balıkları mideye indirip kaçtı. Adı Renaldo Moon'du, asrın suçlusu."

"Ne!"

"Bu çok sıra dışı!"

Baron Lalisa kahkaha atarak elini Yoonji'nin omzuna koydu.

"Yoonji, bu senin gibi biri için bile fazla utanç verici!"

Yoonji sırıttı ve askerlere doğru yürüdü.

"Belki de bu sefer şatoyu mideye indiririm, ne dersiniz?"

Askerler korkuyla oldukları yere sindi.

Sandara ise hızla askerlere bağırdı.

"Majestelerini güvenli bir yere götürün derhal!"

Onlar kavga ede dursun, dışarıdan gelen sesle Baron Lalisa o tarafa döndü, nihayet beklediği yardım gelmişti.

Tato geniş siyah kanatlarıyla havada birkaç kez süzüldü ve en sonunda tepede durdu.

"Bir an hiç gelmeyeceksin sandım Tato."

Tato göz devirdi ve söylendi.

"Teşekkür edeceğin yerde hâlâ konuşuyorsun Baron."

Ardından sırıtarak Yoonji'ye baktı.

"Sen nasılsın pire torbası?"

Yoonji Tato'ya doğru ilerlerken tısladı ve birden sırtına atladı.

Gitme vaktinin geldiğini anlayan Chaeyoung üzgün gözlerle son bir kez Jisoo ve Jennie'ye baktı. Onlara sıkıca sarıldıktan sonra Dahyun'a gülümsedi ve Baron Lalisa ile beraber Tato'nun üstüne çıktı.

O giderken Jisoo ve Jennie ise bu güzel kızı tanıdıkları için mutlulukla gülümsüyorlardı.

•°•°•°

Yüzüne vuran güneş ışıklarıyla gözlerini araladı Chaeyoung.

Gördüğü şey ile yutkundu, şu an Baron Lalisa'nın göğsüne yatmıştı ve daha kötüsü o Chaeyoung'un saçlarıyla oynuyordu.

"Nihayet uyandın Chaeyoung, o geçitten geçtikten sonra uyanmayacaksın diye çok korktum- aman korktuk."

Chaeyoung başını yavaşça kaldırdı ve ona bakan Baron Lalisa'ya derince gülümsedi.

Lalisa karşısındaki güzel kadına bakarken büyülenmiş gibiydi, Chaeyoung'un ona seslenmesiyle kendine geldi.

"Lalisa?"

"Hmm?"

"Ben sanırım sana aşık oldum."

Baron Lalisa ilk önce duyduğu şeyi hazmetmeye çalıştı. Chaeyoung'un dediklerini anladığında ise yavaşça gözleri kısılacak kadar kocaman gülümsedi.

"Aklına geleni aniden söylemene bayılıyorum Chaeyoung. Ve ayrıca..."

Chaeyoung'un yüzüne biraz daha yaklaştı, nefesleri birbirine karışıyordu artık.

"Sanırım... Ya da vazgeçtim, sanırım değil kesinlikle... Ben Baron Lalisa Manoban, tüm kalbimle sana tutuldum."

Ardından ikisinin de dudakları saçlarını uçuşturan hafif esinti ve havadan yayılan güzelim kiraz çiçeği kokusuyla birbirini buldu...

•°•°•°•

Şu an ilk başladığım hikayemi bitirdim. (21:00)

Şu an geri döndüm. (21:04)

(Hikayeden çıkmayın aşağıda reklam yapıyorum .d)

Cidden diyecek hiçbir söz bulamıyorum, çok sevinçliyim sanırım. Bu hikaye benim için ilk göz ağrım, çok değerli ve umut ediyorum ki hikayeye yakışır bir son yapmışımdır. Ve umuyorum ki okurken sıkılmamışsınızdır.

Artık veda ediyoruz, kahraman Chaeyoung'a, acayip havalı Baron Lalisa'ya, sürekli aç olan Yoonji'ye, hafif çatlak olan Kraliçe Chaerin'e ve aşklarının peşinde herkesi sürükleyen JenSoo çiftine...

Bu hikayeyi okuyan herkese sesleniyorum, çok değerlisiniz ve her zaman öyle kalacaksınız.

'REKLAMLAR'

Yine bir ChaeLisa kurgum ancak bu defa bu hikayedeki kadar masum değil ve tek bölümlük. Sizi beklerim.

•°•°•°•

Bir de JiHope/Hopemin kurgum var yine tek bölümlük. Ama o kadar fluff ve soft bir hikaye ki... Sizleri beklerim.

'REKLAMLAR BİTTİ'

SON OLARAK SANA TEŞEKKÜR ETMEK İSTİYORUM. HİKAYEMİN BAŞINDAN BERİ HER TÜRLÜ SAÇMALIĞIMA KATLANDIN VE BENİ DESTEKLEDİN. UMARIM HERKESİN SENİN GİBİ ARKADAŞLARI OLUR.
Soojin_Wife

Kendinize iyi bakın, hoşça kalın <3

Continue Reading

You'll Also Like

376K 30.8K 44
+80******: Elpaso'daki çocuk sen misin? Hani şu bateri çalan Aynı zamanda içkileri kafaya diken Ve aynı zamanda arkada ot çeken İyi tarif ettim bence...
131K 8.5K 33
Nefes Alamıyorum Kim Taehyung.. Dayanmak zorundasın Jennie,sana söz veriyorum bütün bunlar bittiğinde mutlu olacağız.
8.6K 753 10
Genç Chaeyoung bir kediyi ezilmekten kurtarır. Ancak kısa süre sonra onun sıradan bir kedi olmadığını öğrenir. O, Kedilerin Prensesi'dir. düzyazı ©ro...
161K 16K 32
Kim Taehyung, evinde gizlice birinin yaşadığını fark eder. Fazlasıyla küfür ve argo içerir❗ Rahatsız olanlar okumasın ve saçma sapan yorumlar yapması...