Help | Dramione

By _scaredpottah_

107K 6.6K 3.6K

Savaştan sonra Draco kendini anlam veremediği, ama ona iyi gelen duygular içinde bulur. (Hayran kurgudur, sav... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
11
12
13
14
15
16
17
18
FİNAL
Özel Bölüm

10

5K 311 280
By _scaredpottah_

    "Onu öptün Hermione!"

    "Draco Malfoy'u!"

    "Sen Malfoy'u öptün, elinden öptün!"

    "KAPAT ÇENENİ!"

    Hermione yine kendiyle tartışma içindeydi. Evet onu öpmüştü. Bunu neden yapmıştı? Kendine engel olamamıştı ama neden? Onu ona karşı çeken bu kuvvet neyin nesiydi?

    "Öptün!"

    İç sesi konuştukça sanki karnına bir ağrı saplanıyordu ve bu onu artık rahatsız etmeye başlamıştı. Odasında fırıl fırıl dönüyordu.
  
    "Seni özledim."

    Aklında yankılanan cümleyle olduğu yerde kaldı. Özledim... Bunu gerçekten Draco söylemişti. 'Belki de aklımın son demlerini yaşıyorum' diye düşündü Hermione.

    "Rüyada falan mıyım ben?" Diyerek saati kontrol etti. Zaman normalde olduğu şekilde akıyordu. Sonra kendini cimdikledi. Hayır, bunlar son derece gerçekti.

    "IAAAĞH!" Diye bağırarak kendini yatağa attı. Aklına sürekli aynı an geliyordu.

    Kucağına düştüğündeki heyecan durup dururken içine doluyor ve onu deli ediyordu. Bu düşüncelerden kurtlup sıkı bir uykuya dalmak istiyordu.

    En sonunda çekmeceyi açıp bir içimlik uyku iksirini kafasına dikip gözlerini kapattı.

    Ve aynı görüntü aklında canlandı, bir daha kapattı ve aynı... Bir kaç denemesinden sonra uykuya yenik düşerek rahatladı.

    
 

  Ertesi gün Draco içinde bir heyecanla uyandı. Dün yaşananlardan sonra olaylar sürekli aklına geliyor ve onu mutlu ediyordu.

    Belki de onunla dalga geçmeseydi daha uzun bir süre ihtiyaç odasına kalıp onunla vakit geçirebilirdi ama bu Draco'nun şimdi aklına gelmişti.

    Hem Hermione ile uğraşmak ve onun sinirlendiğini görmek onun hoşuna gidiyordu.

    Hermione'nin kızarmış yanakları aklına geldikten sonra sırıtıp yorganı üzerinden attı ve hazırlanmaya başladı.
  
    Onun bu heyecanlı ve mutlu hallerini ilk defa gören Blaise şaşkınlıkla Draco'yu izliyordu. Dayanamayıp sordu. "Ne bu hallerin? O somurtkan yüze de ne oldu?" Draco aynada kravatını bağlarken "Sence de bugün güzel bir gün değil mi? Havalar falan çok güzel."
   
    Blaise kafasını çevirip camı gösterdi. "Dışarısı donuyor, üstelik kar fırtınası olacak gibi. Gerçekten sen buna güzel mi diyorsun Draco?" Draco'da kafasını cama çevirip "Hahah, mükkemmmell!" Diye yanıt verdi ve siyah defterini omuz çantasına atıp odadan ayrıldı.

    Koridorda giderken ileriden gelen 3 tanıdık yüz ona doğru ilerliyordu. Draco yüzüne bir gülümseme yerleştirerek 3lü yanlarından geçerken "Günaydın, Bayan Granger." Diyerek göz kırptı.

    Yerin dibine giren Hermione Harry ve Ron'a bakmadan sadece ilerliyor. Harry ve Ron ise kaşlarını çatmış yavaş yavaş ilerliyorlardı. "Dalga mı geçiyor bu?" Diye sordu Ron. Hermione hala duymuyor gibi yaparak içerisinden şarkı mırıldanıyordu.
 
    "Hııımhıhıhııım hı hımm hııı hıııımhım."

    "İnanamıyorum o gerçekten sana günaydın mı dedi?"

    "Hıhıhıııım hım hmmm hıııhıım"

    "Dostum doğru duyduğuma eminim Granger dedi!"

    "HIIIHIHIIIMHIMMM HIMMM HIIIIIIIIIIM!"

    "Hermione sen iyi misin?"

    Harry Hermione'yi omuzundan tutmuş yüzüne bakıyordu. Hermione ise ne olduğunu anlayamamıştı.

    "Bağıra bağıra şarkı söylüyorsun, farkındasın değil mi?"

    Hermione'nin mırıldanma sesleri sorular çoğaldıkça artmıştı ama kendi de farkında değildi. Koridordaki herkes ona deliymiş gibi bakıyordu. Sahi Hermione ne yapıyordu böyle? Artık her şeyi açıklama vakti çoktan gelmiş ve de geçiyordu.

    "Evet, bana günaydın dedi." Diye yanıtladı Hermione. Sonra 'ne olmuş sanki' gibisinden omzununu silkmişti. Harry ve Ron şaşkın bakışlarını Hermione üzerinde gezdireme devam ediyorlardı.

    "Hermione hastane kanadına gitmek ister misin?" Diye masumca sordu Ron. Hermione iyice bunalmıştı. İkisini de kolundan tutup sürüklemeye başladı.

    "Hey, ne yapıyorsun!" "Hermione nereye gidiyoruz!" "Heeeey, gömleği daha yeni ütüledim Hermione!"

    Draco kahvaltıya doğru giderken arkasından gelen bağırışma sesleriyle başını çevirdi. Hermonie Harry ve Ron'u kollarından tutup çekiştiriyordu. Anlaşılan Draco'nun 'günaydın' demesi olay yaratmıştı.

    Draco aklına gelen bir fikirle olduğu yerde durup sırıttı. "Çok özlü iksir." Diye mırıldandı ve yönünü iksir odasına doğru çevirdi.

    Hermione ile konuşmadığı bir hafta boyunca kafasını iksirlere yormuş ve çok özlü iksir yapmayı denemişti. Ama şimdi ihtiyacı olan tek şey kişiye ait saç kılıydı.

    Biraz düşündü, kime bürünebilirdi? Şu sıralar etraflarda görünmeyen biri olması gerekiyordu. Fazla vakti yoktu ve çabuk düşünmek zorundaydı. Sonra kim olacağını buldu. "Ginny!" Dedi bir mucit gibi. Ginny son 2 gündür hiç odasından çıkmıyordu.

    Derste Ron ve Harry aralarında konuşurken işitmişti. Ginny soğuk algınlığı geçiriyordu ve bir kaç gün istirahat edecekti.

    Bu fırsatı kaçırmaması gerekiyordu. Hemen çantasındaki siyah defteri çıkartıp 'Çok Özlü İksir' başlığını açtı ve sayfalara yapıştırdığı saç kıllarına baktı.

   "Potter, Weasley, ımm Longbottomm..."

   Bir sayfa daha çevirdikten sonra durdu. "Evvet Ginny Weasley!" Diyerek bir tutam saç kılını iksirin içine atıp karıştırmaya başladı. Son derece hızlı olması gerekiyordu. Kazanın ateşini iyice büyüttü ve karıştırmaya başladı.

    İksir fokurdamaya başlayınca bir şişe çıkartıp içine daldırdı ve beklemeden kafasına dikti.

    Ayna da kendine bakarken 2 dakika içinde Ginny'e dönüşmüştü bile. Ama iksirin bir kısmı önceden kalma olduğu için etkisi 1 saatten az sürecekti.

    İksir odasından hızla çıkıp tahmin ettiği yere, Gryffindor ortak salonuna doğru koştu.

    Hermione Harry ve Ron'u ortak salona getirip ikili koltuğa oturttu ve kendisi de onların karşısına doğru yerleşti. Şimdi onlara bu durumu nasıl açıklayacağını düşünüyordu. Bir anda "Hey Harry, Ron. Ben artık Draco Malfoy ile barış ilan ettim" diyemezdi. Farklı ve onlarında kafasına yatacak bir şey bulmalıydı.

    "Hermione artık bir şey söyle." Dedi Harry. Hepsi sabırsızca Hermione'nin ağzından çıkacak her hangi bir kelimeyi belkiyordu. Hermione bakışlarını şömineye çevirdi ve büyük bir nefes aldı.

    "Çocuklar biz-"

    Derken kapı birden açıldı ve içeriye Ginny yani Draco girdi. Yüzünde şaşkın bir ifade ile yavaşça içeriye doğru ilerledi. Harry ve Ron Hermione'nin neden sustuğunu anlayamayarak arkalarına döndüğünde Ginny'nin geldiğini fark ettiler.

    "Ginny burada ne işin var?" Dedi Ron. "Gidip dinlenmen gerekiyor." Draco biraz daha onlara ilerleyip öksürme taklidi yaptı ve yanlarına oturdu. "Aslına biraz daha iyiyim. Oda da çok sıkıldım." Dedi ve meraklı meraklı bakındı.

    "Kahvaltıda olmanız gerekmiyor mu? Ne konuşuyorsunuz?" Dedi Draco. Hermione başını salladı ve "Pekala sana da anlatıyorum." Dedi ve üçüne döndü.

    "Malfoy benden yardım istedi."

    Harry ve Ron aynı anda "NE!" Diye bağırırken Draco yutkundu ama belli etmedi ve sordu "Ne yardımı Hermione?" Hermione iç çekerek bu sefer ne diyeceğini düşündü.

    "Artık düzelmek istediğinden bahsetti, pişman olduğundan. Ve çocuklar gerçekten üzgün ve pişman görünüyordu." Dedi.

    Draco içinde bir ezilme hissetti. Kendisi hakkında bu şekilde konuşulurken, hele ki o da duyuyorken çok tuhaf ve suçlu hissediyordu. Sonra Draco Hermione'ye baktı. Yüzünde üzgün bir ifade vardı ama Draco ile hiç bu konu hakkında alay etmiyordu.

    Harry ve Ron duydukları karşısında ağızları bir karış açılmış öylece bakıyorlardı. En sonunda Draco lafa karıştı.

    "Bence ona bir şans vermeliyiz." Dedi. Bu cevapla hepsi şaşkına dönerken Draco yanlış bir şey yapmamaya çalışıyordu. Hermione onaylar gibi başını salladı.

    "Yardım teklifini kabul ettim." Dedi. Buna en çok tepki gösterenin Harry olacağını zannederlerken Ron tepkisini koydu. "Saçmalıyorsun Hermione. Ona nasıl güvenirsin. Sana inanamıyorum!" Diye bağırdı ve ayağa kalktı.

    Hermione ne diyeceğini bilemiyordu. İçinden bir his Draco'ya güvenmesini söylüyordu ama bunu dile getiremezdi. Draco'ya güvenmek için ellerinde somut hiç bir kanıt yoktu.

    "Bilmediğiniz şeyler var." Dedi Hermione ama devamını nasıl getireceğini bilmiyordu. Draco neyi kast ettiğini anladı ve kalbi hızlanmaya başladı.

    Hermione'ye baktığında ise çoktan elleriyle oynamaya başlamıştı bile. Draco elinde olmadan gülümsedi ve bu Ron'un dikkatini çekti.

    "Hey, Ginny neye gülümsüyorsun öyle?" Draco'nun bir anda yüzündeki gülümseme solarak ciddi bir ifadeye büründü. "Ee şey, aklıma bir şey geldi sadece, önemi yok." Diyerek yavaş yavaş ayağa kalkmaya başladı. Zaman daralıyordu. Draco eski haline dönmek üzereydi.

    "Nereye gidiyorsun Ginny?" Diye sordu Harry. Draco duymazdan gelerek kapıya doğru ilerledi ama kapıdan çıkamayarak birine çarptı.

    "Siktir!" Dedi endişeyle ve ses telleri bunu söylerken eski haline dönmüştü bile. Ama en kötüsü de çarpıştığı kişi Ginny'di ikisi de birbirine tuhaf bakışlar atarken Draco var gücüyle kapıdan çıkıp iksir odasına doğru koştu.

    Ginny şaşkınca üçlüye bakıyor, ne olduğunu kavramaya çalışıyordu. Ama üçlünün de ne olduğu hakkında bir fikri yoktu.

    Sonra Hermione sesi yeniden düşündü

   "Siktir!"

    Sonra gözleri fal taşı gibi açıldı ve içinden konuştu

    "Bittin sen Draco Malfoy!"

Wuhuhuhuuuuğ bu bölümü yazarken kendim bile heyecanlandım.
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorumm ^^ <33333

Buraya instagram hesabımı bırakıveriyorum takipleşelim ^^ @gizemkrncbsgl

   
   

Continue Reading

You'll Also Like

65.7K 5.4K 23
nasıl olsa görmez diye düşünen yağmur çözer, barış alper yılmaz'ın mesaj kutusunu not defteri olarak kullanmaya başlar. - hayat beni tekrardan 13 yaş...
3.8K 86 18
bu hikayede smut, saçma, aptalca, kötü ve güzel tepkiler bulunabilir
878 67 12
"Eğer bir şeyleri değiştirmeyeceksem, savaşmanın ne anlamı var ki?"
111K 6K 33
civciv: sarma mı yaptin gercekten __ #galatasaray 'da 1. 01.08.24 #barışalper 1. #yunusakgün 1. #millitakımlar 1. __ başlama tarihi 19.08.23 bitirm...