Yüzyılın Prensesi

By tugcaa

1.3M 75.7K 11.2K

Damla Naz Aydoğan yirmi altı yaşına gelmiş, istediği her şeyi elde eden, zengin, egoist, kibirli, ukala, çok... More

- 0 -
- 1 -
- 2 -
- 3 -
- 4 -
- 5 -
- 6 -
- 7 -
- 8 -
- 9 -
- 10 -
- 11 -
- 12 -
- 13 -
- 14 -
- 15 -
- 16 -
- 17 -
- 19 -
- 20 -
- 21 -
- 22 -
- 23 -
- 24 -
- 25 -
- 26 -
- 27 -
- 28 -
- 29 -
- 30 -
- 31 -
- 32 -
- 33 -
- 34 -
- 35 -
- 36 -
- 37 -
- 38 -
- 39 -
- 40 -
- 41 -
- 42 -
- 43 -
Final

- 18 -

32.9K 1.8K 429
By tugcaa

Bölüm 18 - Atmosfere düşen bir kuyrukluyıldız

Haftalardır beklenen büyük gün sonunda geldi. Hayır, Çetin'i yatağa attığım gün değil, ablamın biricik sevdiği avukat bey ile tanışacağım gün. Bunu Çetin'e söylediğimde o da meraklandı ve benimle gelmek istedi. Böylece ablam, avukat bey, kınalı kuzum ve ben güzel bir mekanda öğle yemeği yemek için sözleştik.

"Gidelim mi?" dedim kapıdan girer girmez. Çetin hemen kol saatine baktı ve ayağa kalktı. İşi saat olan bu adam, düşündüğüm kadar dakik değil.

"Gidelim bakalım Naz Hanım," diyerek elimi tuttuğunda gülümsemem yüzüme iyice yerleşti. Çetin Bey bazen kalbimi hoplatıyor bu küçük hareketleriniz. Lütfen kalbime nazik davranın.

Asansöre binince ablama mesaj attım, hemen ardından başımu Çetin'in omzuna yasladım. Ona her gün biraz daha yaklaşıyorum ama tam olarak istediğim yakınlığa hala ulaşamadık. Elbette vazgeçmedim, çalışmalarım devam ediyor. Bazen kendimi tecavüzcü Coşkun gibi hissetsem de sorun değil.

"Bakalım ablamı kendine aşık eden adam kimmiş? Çok merak ediyorum."

"Çok zorlama adamı Naz."

"Buna söz veremem Çetin."

Asansör durunca dudağına bir öpücük bırakıp elini bıraktım ve dışarı çıktım. Çetin saniyeler içinde beni tekrar yakaladı ve bana sarıldı. "Bu öpüp kaçma huyu da nereden çıktı?"

Çok çekici değil mi ama? Kesinlikle deli ediyor seni o yüzden yapıyorum Çeto. Ona cevap vermeyip arabaya  bindim. Zaten cevap bekliyor gibi durmuyor. Acaba diyorum öpüp kaçmasam mı tam da şu an?

"On dakikaya gideriz."

Çetin bana göz kırpıp arabayı çalıştırdı. Ben de dudağımı ısırıp kapıya doğru yaslandım ve onu izlemeye başladım. Hey maşallah. Kimin sevgilisi işte şu duruşa, şu sürüşe bak. Yollar sürüşüne, Naz bakışına hasta be!

İçimdeki kamyoncu lütfen sus! Prenses de olsanız içinizde bir kamyoncu barındırıyorsunuz. O yüzden kamyoncu olunmaz, kamyoncu doğulur diye düşünüyorum.

Mekana ulaştığımız an ablamdan mesaj geldi. İçeride olduklarını söylüyor. Tam zamanında geldik. İşte bunu seviyorum, daha çok soru sorup, ecel teri döktürebilirim. Arabadan inip el ele içeri girdiğimizde ablamları bulmak oldukça kolay oldu. Her zaman cam kenarını seçer.

"Biz geldik!" diyerek etrafı canlandırdım. Ablam ve yavuklusu hemen ayağa kalktı. "Sen şey olmalısın," deyip sustum. Adı neydi? Ablam hiç adını söylemedi ki?! Çuvalladım mı yani!?

"Fuat," dedi avukat ve nazikçe beni kurtardı. Aferin, gözüm tuttu seni Fuat.

"Ben Naz. Sevgilim Çetin."

Herkes birbiriyle tanışıp el sıkıştı. Bu olay bana hep zor geliyor. Ne kadar çok insan varsa o kadar çok yoruyor çünkü. Yirmi kişiyle tek tek tanıştığım günler oldu.

"Ne yiyelim? Bu arada ablam senden çok bahsetti Fuat."

Konuya direkt giriş yapmak her zaman iyidir. İyi ki ablamın karşısına Çetin'i oturttum. Kesin ayağıma tekme atmaya çalışırdı şimdi. Ne kadar zeki bir kadınım ben!

"Öyle mi? Bana da senden çok bahsetti Naz."

Enişte dişli çıktı. Pek şaşırmadı da söylediğime. Halbuki tavlanma şekli salak olduğunu düşündürmüştü. Bu durum ilgimi çekmeye başladı. Naz Holmes'a güzel bir vaka çıktı.

"Bence bonfile yiyelim, ne dersiniz?"

Herkes Çetin'i onayladı ve siparişleri verdik. Anlaşılan sevgilim kurt gibi aç. Ne konuşuyoruz biz burada, alo?

"Çetin ve Naz bir süredir sevgili," dedi ablam. O bunu der demez Çetin'in koluna sarıldım ve başımı omzuna koydum. "Naz onu elde edene kadar her gün ağladı."

Yuh ama! Kardeşlik yasası, madde üç. Evde olanlar evde kalır abla! Koynumda yılan beslemişim! İnanmıyorum sana!

"Öyle mi sevgilim? Hiç belli etmedin."

Başımı kaldırıp ablama ölümcül bakışlar attım. Bana yapılır mı bu? "Yani... Bazen... Abla nereden çıktı şimdi bu? Ben de Fuat için neler yaptığını açıklayabilirim istersen."

"Neler yaptı? Nil?"

Kurtlar sofrasına bizi sen düşürdün abla. Beni ele vermeyecektin. Yapayım mı şimdi pislik ha? Söyleyeyim mi neler yaptığımızı?

"İçecek olarak ne alsak?" dedi ablam ve boğazını temizledi. Çetin yavaşça bana doğru eğildi ve, "Çok fenasın," diye fısıldadı. Nasıl da tanıyor beni.

Ona tebessüm ettikten sonra biraz ciddileştim. "Şaka bir yana aslında çok mutluyum çünkü ablam ilk kez birini bu kadar çok seviyor. Gözleri parlıyor. Bu yüzden seni çok merak ediyordum Fuat. Sizi çok yakıştırdım. Umarım hep mutlu olursunuz."

Ağlayacağım galiba. Ablam gelin oldu gidiyor sanki, çok duygulandım. Ablamı üzersen bacaklarını kırarım demeli miydim acaba? Anlamıştır herhalde.

"Bence de çok yakışıyorsunuz," diyerek bana destek verdi Çetin. Ablam biraz utanırken Fuat'ın da biraz utandığını gördüm. Otuz yaşında utanan insanlar kaldı mı ya? Atmosfere düşen bir kuyrukluyıldız izliyorum sanki şu an.

"Ne kadar tatlısınız. Biz de böyle miyiz Çetin?"

Galiba bunu içimden söylemem gerekiyordu. Yanlışlıkla dışa vurdum. Şimdi herkes utansın bakalım, üç deyince kafamızı kuma gömüyoruz. Çetin cevap olarak yanağımdan öpünce utanma falan kalmadı. Şu yemek bitsin, senin evine gidelim.

"Değil miyiz Naz?"

"Öyleyizdir kesin."

Çetin ve ben burun buruna gelince bir süre bakıştık. Ablam hemen bir boğaz sesiyle bizi uyardı. Bıraksan da öpüşsek be kadın. Hep engel oluyorsun bize! Bu aşkın önündeki engel sensin Nil Aydoğan! Maalesef öpüşmeden ayrıldık ama ben bugün o öpücüğü mutlaka alacağım.

"Ee ne zaman evlenmeyi düşünüyorsunuz?" dediğimde su içen müstakbel eniştem öksürmeye başladı. Evlilikten korkan bir bey mi yoksa? Olabilir mi? Korkunç bir haber!

"Bunu konuşmak için biraz erken Naz."

"Ben hiç yeğen sevemeyecek miyim?"

"Siz de evlenin o zaman, ben de yeğen sevmek istiyorum."

"O kadar istiyorsan evlenmeden de yaparız biz abla!"

"Naz," şeklindeki uyarı Çetin'den geldi. Durdurmasana beni oğlum. Bırak saç baş kavga edelim, siz de eğlenirsiniz hem. Hiç anlamıyorsun bu işleri.

"Bu hep böyle ahlaksız," dedi ablam müstakbel enişteme. Sen ahlak abidesi olarak yaşa abla, rahibe Teresa ol. Ben Boleyn kızı olmayı tercih ediyorum.

"Yemekler nerede kaldı?" dedi Çetin etrafa bakınarak. Bu nasıl bir tanışma yemeği böyle? Kaos tadında bir karmaşayla geçiyor. Ayrıca Çeto yemek çok mu önemli sence şu an?!

O sırada gelen tabaklar ile sessizleştik. Belki açlık başımıza vurmuştur. Şimdi sakin sakin konuşuruz kesin. Yemeğe başlamadan ruj mu tazelesem? Canım istedi birden. Saçmalama Naz, ruj yersin o zaman. Sessiz sessiz yemeğimi yerken, benim dışımdaki üçlü güzel bir sohbete daldı. İşler, evraklar, tanımadığım iş adamlarıyla anlaşmalar... Onların dünyasına çok uzak olduğumu fark ettim. Yanlarında kendimi çocuk gibi hissettim ve bu canımı sıktı. Anlaşılan bu yüzüme de yansıdı. Çünkü yemekten ayrılır ayrılmaz Çetin'in sorduğu ilk şey bu oldu.

"Canın mı sıkıldı Naz? Ne oldu?"

"Yok, bir şey olmadı."

Arabanın içinde, emniyet kemerini ararken Çetin kolumu tuttu ve beni durdurdu. Bir kere de inan, hiç kötü rol yapmam. Neden inanmıyorsun?

"Bir şey keyfini kaçırmış. Anlat bana." Sözlerine omuz silkerek cevap verdim ve kemeri aramaya devam ettim. "Anlatırsan işe değil başka bir yere gideriz," deyip göz kırptığında hemen ona döndüm. Gerçekten mi? Evine mi? Bana attığın kutsal adım bu şekilde mi olacaktı? Çok seksisin!

"Bir şey olmadı, sadece kendimi gereksiz hissettim. Siz üçünüz çok güzel konuştunuz. Ben mızmızlık edip durdum."

Çetin kolumu bırakıp yüzümü avuçladı. "Saçmalıyorsun Naz. Sayende yüzlerimiz güldü farkında değil misin aşkım?"

Aşkım mı? Aşk mı? Ne? Doğru mu duydum? Neden hep sağır olup olmadığımı kontrol ediyorum ben? Aşkım dedi değil mi? Aşkın mıyım gerçekten Çeto? Ah kalbim...

Heyecanımı yutmaya çalıştım. Yavaşça Çetin'in yüzünü avuçladım bende. "Nereye gidiyoruz peki?"

"Kimsenin olmadığı bir yere."

Bunu dedikten sonra dudakları dudaklarıma yapıştı. Açıkçası vücudumdaki tüm dengeyi alt üst eden bir öpüştü. Yerimden kalkıp kucağına oturmamak elde değil. Bu işi tamamlamayacaksan hiç başlama artık Çetin. Biz de insanız!

Birden geri çekildim ve nefes nefese, "Evine değil mi?" dedim. Cevabını merak ve korkuyla beklediğim nadir sorulardan biri.

"Kesinlikle," der demez kendi koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırdı. Nefesimi düzene sokarken çoktan yola çıktık. Anlaşılan Çetin'in de sınırlarını aştık ve artık dayanamıyor. Harika. Kim bilir nasıl bir patlaması olacak? Neyse ki her gün sevişeceğimizi düşündüğüm için harika iç çamaşırları giyiyorum. Naz, sen mükemmelsin. İç sesim bile keyiften dört köşe şu an.

"Biraz yavaş git."

"Olmaz."

Evet, istenen kıvama baya gelmiş. Ne yaptım da geldi acaba? Sadece yemek yedik. Özellikle baştan çıkarmaya çalışınca çıkmamıştı. Yol boyunca düşüneceğim şey bu oldu. Çetin'i doğru yoldan çıkaran hareketim ne?

On beş dakikada Çetin'in evinin önüne geldiğimizde dilim damağım heyecandan kurudu. Gerçekten oluyor. Etrafta da kimse yok. İçeride biri varsa küfrederim, bunu göze almaz herhalde. Yavaşça arabadan inip Çetin'i bekledim. Arabayı hemen yolun kenarına bırakıp geldi ve elimi yakaladı. Bu hali çok hoşuma gitti. Azgın Çetin, hayallerimden bile güzel.

"Topuklu ile yürüyorum. Yavaş ol biraz."

Aslında hızlı yürürüm de biraz adımın hakkını vereyim değil mi? Çetin ayaklarıma iki saniye baktıktan sonra beni kucakladı. Kucakladı evet. Kuş gibi olduğum için taşıması zor olmaz ama bir haber verseydin keşke. Düşeceğim sandım!

Eve varır varmaz Çetin'in cebindeki anahtarı aradım. Çileden çıkması için yavaşça ve ona dokuna dokuna aradım. En sonunda kapıyı açtım. O da beni yere bıraktı ve kapıyı arkamızdan kapattı. O sırada topukluları çıkarıp kenara attım. Üzerime doğru gelen kıvırcık bir boğa var.

"Ee ne yapıyoruz?"

"Yukarısı mı aşağısı mı?"

Yatak odası mı, salon mu demek istiyor sanırım. Hemen anladım sevgilim. "Yukarı," dedikten sonra gülerek merdivenleri tırmandım. Çetin hemen arkamdaydı. Bunun yarattığı heyecan vücudumu uyuşturdu. Merdivenleri çıkar çıkmaz beni yakaladı ve kendine doğru çevirdi. Daha doğru dürüst nefes alamadan beni yeniden öpmeye başladı. Ellerimi saçlarına daldırıp ona karşılık verdim ve yavaşça yatak odasına ilerledik. Önünüzü görmeden ulaşmak oldukça zor oluyor. Birkaç kez duvara tosladık bu yüzden ama pek umurumuzda değil.

En sonunda kendimi yatakta bulduğumda sevinçten ağlamak istedim. Türkiye futbolda Dünya üçüncüsü olunca ülkedeki herkes ne hissediyorsa, ben de onu hissediyorum şu an. Coşku, gurur, mutluluk... Kollarıma gel bebeğim.

"Bunu çıkaralım," dedi Çetin ve bir çırpıda gömleğimi çıkardı. Düğmeleri açmadan nasıl başardığını düşünmenin hiç sırası değil. Büyülenmiş bir şekilde ona bakarken ne dese yapacağımı anladım. Kendine vur dese vururum.

"Bunu çıkaralım," deyip Çetin'in gömleğinin düğmelerini açmaya başladım. Çetin yavaşlığıma dayanamayıp çoğunu kendi açtı be gömlekleri yere attı. Hemen ardından dudaklarımız buluştu. İşte böyle kıvırcık. Seninle güzel anlaşacağız. Elleri kalçama doğru ilerlerken aldığım zevk çok üst düzeyde. Onunla ufalanıp yok olmak istiyorum. Böyle bir şey mümkün mü?

Benim eteğim ve onu pantolonu da yere atılınca neredeyse çıplaktık. "Sen hala çok giyiniksin," dedi Çetin ve sütyenimin kopçasını yakaladı. Nefesimi tutmuş bir şekilde onu izledim. Elleri her yerde sanki. Çetin tam bana iyice yaklaşıp bir şey söyleyecekti ki evde duyulan kapı zili ile öylece kaldık. Şaka mı bu? Gerçekten şaka mı bu!? Allahım isyan etmek istemem ama gerçekten mi?!

Çetin öyle şaşkın ki art arda çalan zil, onu milim kıpırdatmadı. Çalıp çalıp gitsinler ya, bizene, biz işimize bakalım. "Kapı."

"S*kiyim."

İlk kez küfrettiğini görmenin verdiği şaşkınlık, kapı zilinin şaşkınlığı ile birleşip beni felç etti. Teker teker gelin. Çıkardıklarını geri giyer giymez aşağı indi. Ben de giyinmeden merdivenlere kadar ilerleyip gelenin kim olduğunu anlamaya çalıştım.

"Kusura bakmayın. Arabanıza çarptım, gerçekten özür dilerim."

Sinirden köpürerek odaya döndüm ve yatakta uzun süre tepindim. Ardından ben de kıyafetlerimi giydim ve aşağı indim. Yine olmadı! O kadar yakındık ki! Yine olmadı! Çetin'in de dediği gibi s*kiyim!

Continue Reading

You'll Also Like

90.3K 6.5K 27
Ceyda iş gezisi için gittiği Moskova'da yıllardır aradığı aşkı bulur. Ancak ülkeye geri döndüğünde birbirleriyle iletişim kuramayıp ayrılırlar. Arada...
11.6M 177K 16
17 NUMARA'YI KİTAP SATAN HER YERDE BULABİLİR, SATIN ALABİLİRSİNİZ. BURADA YALNIZCA TANITIM AMAÇLI İLK ON BÖLÜM VE ÖZEL BÖLÜMLER YAYIMDADIR. Gecenin k...
1.2M 67.6K 37
#Wattys2019 Kazananı Tehlikeli Limit'e hoş geldin. İlk ve asla unutmaman gereken kural; asla kendi türün dışındaki biriyle birlikte olamazsın. 29.0...