RİTÜEL - Paranormal Aşk ✓

By aymirailhan

125K 7.5K 9K

'Hiçbir aşk bu kadar korkunç olmamıştı.' •İntikam almak isterken aşık olmuş bir cin padişahıydı o. Ve bu hali... More

|Giriş
|1 Sır
|2 İntihar
|3 İsyan
|4 Kâbus
|6 Meczup
|7 Birtakım Söylentiler
|8 İkinci Adım
|9 Sır Çözüldü
|10 İşaret
|Açıklama|
|11 İntikam
|12 İlk Görüş
|13 Cin Aşkı
|MİRA |AZER
|NESLİŞAH |ECEM |ASLI
|EMRE |ORHAN HOCA
|14 Temas
|15 Ritüel
|16 Cinayet
|17 İlk Kurban
|18 Sorgu
|19 İhanet
|20 Kara Büyü
|21 Son Kurban
|22 Vuslat - |Final
|Serinin Devamı
DUYURU
Hatırla!
1 Yaşındayız!

|5 Dejavu

4.7K 317 228
By aymirailhan

Multimedya - Neslişah

“Anne ben çıkıyorum, görüşürüz sonra!” diye seslendim merdivenlerden inerken. Dış kapıya varıp ayakkabılarımı giyindiğimde annem “kendine dikkat et, görüşürüz.” diyerek beni uğurlamaya geldi. Kapıyı açıp dışarı adımımı attım.  Annem de kapı girişine gelmişti. “Hoşça kal anne.” gülümseyerek veda sözlerini söylerken kollarını açıp bana sarılınca ben de ona sardım kollarımı. Şefkatle bağrına bastırıp alnıma ve yanağıma öpücüklerini kondurdu. Ben de ona karşılık verdim ve en sulusundan kocaman öptüm sultanımı. Her ne kadar annemle babama kızmışta olsam onlar benim canım ciğerimdi. Asla onlara sırtımı dönemezdim. İkisini de çok seviyordum. Dedem, ninem ve amcamdan sonra annem babamdan başka kimse kalmamıştı hayatımda. Amcam hiç evlenmemişti yalnız yaşıyordu. Dolayısıyla baba tarafımdan kuzenlerim falan yoktu. Annem ise babamla kaçarak evlendikleri için ailesiyle konuşmuyor, görüşmüyordu. Babası onu red etmişti evlatlıktan. Ben de hiç tanışmamıştım anneannem ve dedemle. Bir de Neslişah vardı. Başka da kimim kimsem yoktu. Onlara da bir şey olsaydı duramazdım bu dünyada.

Annemden ayrılırken tekrardan “görüşürüz annem.” diyip yürümeye başladım. Arkamdan bana el sallayıp “Allah’a emanet.” dedi O da.

Önüme dönüp yürümeye devam ettim. Neslişah’ın evi çok uzak değildi bize. İki sokak aşağımızda oturuyorlardı. Beş dakikada varacağım uzaklıktaydı.

Nesliler’in evine vardığımda kapıyı çaldım. Biraz bekledikten sonra içeriden hareketlilik olduğunu duyunca kapıyı açmaya geldiklerini anlamıştım. Başım yerde ellerim önümde bağlı dururken kapı açılmıştı. Başımı kaldırıp baktığımda güzel ve gülümseyen yüzüyle karşılaştım arkadaşımın.

Üzerinde kot pantolon ve uzun kollu orta kalınlıkta bol tişört vardı. Siyah saçlarını da at kuyruğu yapmıştı. Her zaman ki gibi bugünde güzeldi. Elleriyle tuttuğu açık kapıdan içeri girmem için “hadi gel, bekleme kapıda” dedi gülümseyerek. Ben de gülümsedim ve ayakkabılarımı kapının önünde çıkartıp içeriye girdim. Ardımdan kapıyı kapattıktan sonra vestiyerden bana terlik verip odaya geçmemiz için bana rehberlik etti.
Nesli’nin odasına geldiğimizde çantamı yere bırakarak yatağına oturdum. O da benim karşıma oturunca evdeki sessizlikten dolayı “annenler yok mu?” diye sordum.

“Yoklar. Annemle kız kardeşim teyzemlere güne gittiler. Babamda çalışıyor zaten. Yani rahatız.” diyip göz kırptı.

Gülümsedim ve ellerimi birbirine vurup ayaklandım. “Süper. Hadi o zaman şu işi bir an önce halledelim.”

Nesli de yağa kalkarak “Hadi bakalım.” diyerek askılıktan çantasını aldı. Bir an duraksayıp bana döndü ve aklına bir şey gelmiş gibi kaşlarını çatıp dudaklarını büzdü. Ona merakla batığımda “ne? Bir şey mi oldu?”  diye sordum. Başını aşağı yukarı sallayıp ellerini birbirine vurarak yatağa oturdu. “Evet bir şey oldu. Çok merak ediyorum da kanka. Biz köye nasıl gideceğiz, benim zeki arkadaşım(!)”
Harbiden. Nasıl gidecektik. E ben arabayı almayı unuttuydum.

Ofladım. “Mecbur gidip arabayı alacağız bir daha. Anneme de çarşıya iniyoruz diyeceğiz.” Dedim. Başını sallayıp “tamam öyle yapalım. Hadi kalk gidelim geç oldu. Anca varırız. Üstelik bugün dönmemiz lazım.”

Hemen ayaklandım ve yerden çantamı alıp Nesli’nin peşinden odadan çıktım. Dış kapıdan da çıkınca annemi aradım. İki kez çaldıktan sonra açmıştı.

“Efendim?”

“Alo, anne şey diyeceğim. Şimdi Nesli’yle kapaya geleceğiz arabayı alacağız. Anahtar evdeydi. Kapıdan bana versene.”

“Tamam.” diyip suratıma kapattı telefonu.

“Yine suratıma kapattı telefonu.” diyip hayıflandım yürürken. Nesli de bu duruma gülmüş “senin hakkından bir annen geliyor zaten.” diyip laf sokmuştu. Bir de yüzsüz gibi koluma girmişti. Ona ters ters baktıktan sonra “salak.” demiştim sadece. Gülümsemesi daha da büyümüştü. Bu kız azar işitmeyi çok seviyordu.

Evimizin önüne geldiğimizde koşar adımlarla bahçeden geçip kapıya vardığımda kapıyı çaldım. İlk vuruşumdan sonra kapı açılınca babam elinde anahtarla çıkmıştı karşıma. Bu saatte ev de olmaması gerekiyordu babamın. Zira o bir patrondu. Ne işi vardı ki ev de? Tabii ki bu soruları dilime de döktüm. Babam bana gülümseyerek anahtarı uzatırken anahtarı elinden aldım ve ekledim. “Baba bu saatte ev de ne yapıyorsun?”

“Bugün izinliyim kızım. Sabah da izinli olduğumu bildirmek için gittim şirkete.”

“Anladım baba. İyi yapmışsın kafanı dağıt biraz.”

Kocaman gülümsedi. “Gel buraya.” diyerek açtı kollarını. Hemen savunmasız küçük bir kız çocuğu gibi girdim babamın kollarının altına. Saçlarıma öpücük kondurup benden ayrıldıktan sonra “hadi bakalım size iyi eğlenceler. Dikkat edin kendinize.” dedi. Ben de “merak etme babacım, sonra görüşürüz.” dediğimde çoktan arabanın yanına varmış kilidini kaldırmıştım. Nesli’yle birlikte, ben sürücü koltuğuna o ise hemen yanımda ki koltuğa oturmak üzere binmiştik arabaya.

Şimdi yolculuk zamanıydı.

*

“Git git bitmiyor mübarek ne yolmuş.”

“Oturduğun yerden şikayet ediyorsun Nesli. Durdurayım da arabayı sen kullan madem.”

“Yok yok istemez. Ben böyle iyiyim.”

“İyiysen sus o zaman. Bir saattir söyleniyorsun.”

“Ben mi söyleniyorum? İftiraya bak.”

“Çarparım ağzına sus bak. Dikkatimi dağıtıyorsun. Toslayacağız şimdi ağaçlardan birine.”

“Sen de susunca konuş konuşunca sus diyorsun. Bir karar ver.”

“Konuş dedim Nesli. Şikayet et, benimle tartış demedim.”

“İyi madem. Susayım o zaman.” diyince ona baktım. Şerefsiz gibi sırıtıyordu. Canı sıkıldığı belliydi ki benimle uğraşıyordu deyyuz. Ters ters bakmaya devam ederken bir anda kahkaha attı. “Bayılıyorum şu bakışlarına.”

“Sana buradan bir vuracağım o zaman gerçekten bayılacaksın.” dediğimde bir kahkaha daha firar etti dudaklarından. O böyle gülünce ben de gülümsemiştim. Çatlak matlak ama seviyordum bu kızı.

Arabada sessizlik hakim olunca yola odaklanmıştım. Köye giden yol dar ve ormanlık alandan geçiyordu. Yani yolun her iki tarafı da ormanlıktı. O sırada ön cama düşen bir damla ve ardından düşen diğer damlalarla yağmur yağdığını anlamıştım. Oysaki hava bugün açıktı. Bir anda yağmurun başlaması tuhaf gelmişti. Nesli’nin de tuhafına gitmiş olacak ki arabanın camından kafasını çıkarıp gökyüzünü bakmıştı.

“Tuhaf. Hava da hiç bulut görünmüyor.”
Bir şey dememiştim. Yağmur yağmasıyla içime de huzursuzluk dolmuştu. Normalde yağmur bana huzur verirdi ama bu sefer anlamsızca tersi olmuştu. Huzursuzlukla arabayı kullanmaya devam ederken yola dalmıştım. Sağa sola bakmıyor sadece önüme bakıyordum. Arabadaki sessizlik devam ederken var olan tek ses yağmurun sesiydi.

“Köye varınca kime soracağız? Samimi olduğun biri var mı orada?”

Sessizliği Nesli bozmuş sesi yağmurun sesine karışmıştı. Biraz düşündükten sonra cevap verdim. “Dedemlerin yan komşuları var. Arada gidip gelirdim. Onlara sorabilirim. Lakin babam tembih etmiş olabilir. O yüzden tanımadığımız insanlara sorsak daha iyi olur sanki.”

“Olabilir.”

Nesli’nin sorusuyla dalgınlığım üzerimden kalkmış daha dikkatli kullanmaya başlamıştım arabayı. Sağıma soluma ve önüme bakarken gördüğüm şeyle dejavu olmuş nefes alışverişlerim durmuştu.

Biraz ileride yolun sağ kenarında biri duruyordu. Arabayla daha da yakınlaştığımda bu kişinin rüyamdaki kadın olduğunu görmüştüm. Kadın beni beklermiş gibi direkt gözlerimin içine bakarken korkunç bir şekilde gülümsemesi ve arabaya doğru gelmesiyle çığlık atmam bir olmuştu. Korkuyla attığım çığlık arabanın direksiyon hakimiyetini kaybetmeme neden olmuştu. Nesli neler olduğunu anlamamış “Mira dikkat et ne yapıyorsun?” diye panikle konuşurken hakimiyeti devralmaya çalışıyordum. Tam bir ağaca çarpacağımız sırada Nesli direksiyona elini atıp yönünü çevirince yola çıkmıştık. O esnada frene basmış ve arabayı durdurmuştum.

Araba durduğunda derin derin nefesler alıp verirken Nesli soran gözlerle bana bakıyordu.

“Mira ne oldu?!”

Kendisine gelmeye çalışırken sesi yüksek çıkmış ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sorusunu es geçtim. Nefesim henüz düzene girmişti. Kısık ve titreyen sesimle “o kadını gördün mü?” dedim.
Nesli anlamamış gözlerle bana bakmaya devam ediyordu. Söylediğim son sözlerimle de kaşları çatıldı ve kanımı donduran o cümleyi kurdu.

“Hangi kadını?”

Bölüm Sonu.

Oy verip yorum yapalım.





Continue Reading

You'll Also Like

693K 73.2K 74
Hayatınızdan hiç de memnun olmadığınızı düşünün. Çok yanlış yaptığınızı, hem de haddinden fazla çok. Sonra bir gün uyandığınızda kendinizi 17 yaşınd...
591K 25.1K 47
Bu kitap,İstanbul'dan mardin'e gelen Esila Avşin ve ona ilk görüşte aşık olan Mardin'in en güçlü ağası Aram Haznedar'ın aşkını anlatıyor. Bu ikili tö...
82.7K 3.5K 32
"Madem abin yerine kendini feda ediyorsun o zaman sonuçlarına katlanacaksın' "Şimdi kalk ve beni tatmin et" BxB kurgusu o yüzden sadece eşcinsel kurg...
745K 9.3K 18
Onunla bir antlaşma yapmıştık. Artık bedenim ve ruhum ona aitti. Ama o, antlaşmaya sadık kalmamıştı...