Hinny (Kısa Hikayeler)

By LeakyCauldron21

319K 12.8K 24.5K

Harry ve Ginny ile ilgili kısa, tatlı alternatif hikayeler ve AU'lar. Umarım hoşunuza gider... (Harry Potter... More

Yule Ball
Loch Eck Gölü
Başlangıç
Kabus
Küçük Sır
Böcürt
En Kötü Gün
Kelid Aynası
Elveda
9 3/4
Acromantula
Deli Etmek Meselesi
Üçüncü Bahar
~Teşekkür Ederim!~
Sıradan Bir Gün
Kafalar Karışıyor
Cehennem
Amortentia
Farklı Bir Hayat
Farklı Bir Hayat (2)
Çetin Savaş
Muggle Kaçamağı
Büyücü?
Bir Nefes
Enseleme
Yeni Geçmiş
Sessizlik
Maç
Aptal ve Asilce Neden
31 Ekim Anısına
İlk Gözağrı
Hogwarts Ekspresi
Sonu Olmayan Son
Crookshanks
Kahşin
Halloween
Noel Hediyesi
Hayran
Bir Slytherin
!Duyuru!
Ada
Süpürge
Kahve
Kazanan
Geçmişten Bir Pencere (Part 1)
Geçmişten Bir Pencere (Part 2)
Kızıl Şeytan
Avcı
Avcı (2)
Bir Dost
Avcı (3)
Malikane
YENI BÖLÜM DEĞIL
10 Dakika
Anlaşma
Islanmak
Derin Arzular
Yarın
Malikane (2)
#/YENI BÖLÜM DEGIL/#
Zıt Kutuplar
Soygun
// YENI BÖLÜM DEĞIL//
Bir Varmış Bir Yok Olmuş
Bir Garip Durum
Hata
Yumruk
⚠️YENI BÖLÜM DEĞIL⚠️
Zıt Kutuplar ( Kısa bölüm )
DUYURU
Malikane (3)
Özel Bölüm
Sesler
Mr. & Mrs. Potter
Yapboz Parçaları
Hayata Dokunmak
Virüs (1)
Virüs (2)
Kelimesiz
Gözler 'Zihnin' Aynasıdır
Evet
!!YENI BÖLÜM DEĞIL!!
14 Şubat
Koltuk
Virüs (3)
Ölümsüz Sevgi
Lanetli Orman
Endişe
//Yeni Bölüm Degil//
Elçi
Affetmek
İhtiyaç Odası
Dev Gibi Sevmek (1)
Dev Gibi Sevmek (2)
Elbise
Dev Gibi Sevmek (3)
Uyanmak
Soğuk Almak
Arkadaşlar

Derin Arzular (2)

1.6K 102 164
By LeakyCauldron21

" Ölüm saati?"

" Kurbanın tahmini ölüm saat aralığı 14.30 - 15.00. Boğazındaki morluklar ve ellerindeki mücadele izleri boğularak öldürüldüğü gösteriyor. Ve göğsünde bıçak izleri var."

" Tek bir bıçak darbesi anlaşılabilir. Genellikle boğulurken kurbanı etkisizleştirilmek için yapılıyor." dedi Ginny. Gözlemlediği kadarıyla tişörtte yoğun bir kan lekeleri yoktu.

" Bunu kendiniz görseniz daha iyi olur dedektif."

Ginny, adli tıp uzmanı Astoria Greengrass ile birlikte cesedin yanına eğildi. Eline bir çift eldiven geçirip adamın gömleğini açtı. Göğsünde gerçekten de bıçak izleri vardı fakat böyle bir şeyi tahmin etmemişti. Dehşet içinde kaldı.

" Zavallı adam yazı tahtası olarak kullanılmış." dedi Astoria. " Katilin yanında kalem olmadığı da ortada."

" Bu-"

" Günaydın dedektif!"

Ginny etrafından onu saran iki kolla yerinden sıçradı.

" Bugün oldukça güzel bir sabah, öyle degil mi?" dedi Harry keyifli keyifli.
" Bak, senin için ne getirdim. Sevdigin gibi bol domatesli ve peynirli."

Ginny eline tutuşturulan sandevici kızgınca adama geri verdi. " Burada bir ölü var Harry, biraz saygılı ol. Ayrıca bir saat geciktin."

Harry " Ruhlarını terk etmiş bedenlere verdiğiniz değer gerçekten çok ilginç." dedi, Ginny nin az önce durduğu yere eğildi. " Oh. Bu beden epey hırpalanmış görünüyor."

" Nu cor." dedi Ginny. " Bıçakla göğüsüne yazılmış. Katil mesaj vermek istiyor olmalı."

Astoria " Yerleşim yeri belirtiyor da olabilir."

" Dogru. " dedi Ginny. " NU, numara kelimesinin kısaltması., COR ise Cor Bar olabilir ya da Cork Caddesi. Peki bu neyin numarası-"

" Ya da onu aldatan eşinden intikam almak isteyen tuhaf bir kadın." dedi Harry. " Ne? Öyle bakma. İşaretlere inanmalısın."

Ginny gözlerini devirdi. " Bunu kriptoloji uzmanlarına gösterir misin Astoria? Sonuçlardan beni haberdar edin."

" Elbette."

Ginny, Astoria onları yalnız bırakır bırakmaz adama kaşlarını çattı.
" Biraz. Ciddi. Ol. Bunun neresini anlamak bu kadar zor? Olayları çözmemde yardım etmek için buradasın, sinirlerimi zıplatmak için değil.

" Her zamankinden daha sinirli görünüyorsun." dedi Harry, merakla kadını süzdü." Niye bu kadar kızdın? Yoksa dedektif Thomas ile ayrılmanızın nedeni bu muydu?

" Hayır ve ben her zaman sana sinirliyim."

" Evet fakat bugünkü farklı." dedi Harry. " Sana aldığım sandviçi bile yemedin."

Ginny " Istediğim tek şey şu şapşal cinayeti çözmek." dedi ciddiyetle.
" Eğer gerçekten beni mutlu etmek istiyorsan bunu yapabilirsin."

Harry yanaklarını şişirdi. " Pekala, pekala bir bakalım- Hey, bu yerleşim yeri falan değil. Latince."

Ginny şaşkınlıkla cesede yeniden eğildi. " Öyle mi?"

Harry " Söylediğin gibi Nu, numaranın kısaltması. Cor, ise kalp demek. Hah, bu çok bariz. Peki bu insan ne için öldürülmüş?"

" Anlaşılan konteynır yürütüyormuş ama ondan önce davranmışlar. " dedi Ginny. " Numara Kalp. Kalp numarası? Bu ne anlama geliyor olabilir?"

" Hala adamın eşi olmadığına emin misin?" dedi Harry. " Yani alyansa bak, o kadar çok takıp çıkarılmış ki kararmış."

Ginny " Fena sayılmazsın Potter." dedi. " Ya da bu konuda fazla tecrübelisin."

Harry muzipçe gülümsedi, kadına cevap verecekti ki telefonu titredi.
" Müsadenle dedektif, övgülerini sonra kabul edeceğim."

Ginny, Harry ortadan kaybolduğunda şüpheli listesine yeniden göz gezdirdi. Ölüm saatinden yarım saat önceki yaptığı arama kayıtlarında karısının adı da yer alıyordu. Konuşmasını bitiren Harry nin yanına yürüdüğünü gördü.

" Haklı olabilirsin Potter, Mrs. Heather da şüpheli görü-"

" Hayır değilim. Altında başka bir iş var." dedi Harry.

Ginny adamın ciddi ifadesine afalladı. " Az önce karısı konusunda ısrar eden sen değil miydin?"

" Adamın çapkın olduğu ortada dedektif fakat cinayetle bir ilgisi yok. O konteynırı hemen bulmak zorundayız." dedi Harry hızlı hızlı.

" Görevimiz katili bulmak Harry, konteynır değil. Tabii bir de kelimenin anlamı var. Ama eger katil ile bağlantısı varsa-"

" Nu cor bir anagram." diye kestirip attı Harry. " Cornus, kelimesinin harflerinin karıştırılmış hali. Yine latincede kanat demek."

Ginny gözlerini kırpıştırdı. " Sen bunu nereden biliyorsun?"

Harry " Çünkü çalınan konteynır benim. Cho aradı."

" Pekala.." Ginny kelimeyi uzattı.
" Peki kanat kelimesinin konteynırla ne ilgisi var?"

Harry " Bunun bir önemi yok." dedi ters ters. " Sadece konteynırı bulalım yeter."

Ginny " O konteynırın içinde ne olduğunu söylemezsen sana yardım etmeyeceğim Harry."

" Simdi bunun sırası mı-"

" Evet sırası." dedi Ginny kızgınca.
" Sen benim partnerimsin. Eger bana karşı dürüst olmazsan sana nasıl güvenebilirim? Yoksa... Lütfen yasa dışı bir şeyler olmadığını söyle çünkü bunu rapor etmek zorunda kalırım."

" Seni zor duruma sokacak hiçbir şey değil Ginny, güven bana."

" Eğer yalan söylüyorsan-"

" Sana asla yalan söylemem." dedi Harry ciddiyetle.

Ginny iç çekti. " Pekala tamam. Yardım edeceğim."

" Işte bu yüzden en sevdiğim dedektifsin." Harry genişçe gülümsedi.

" Ama yine de gözüm üzerinde." dedi Ginny. " Eger kisisel meselen yüzünden insanlara saldırmaya veya üç metre uzağa fırlatmaya çalışırsan seni olaydan alırım."

" Hayır, elbette konteynırıma elini sürenlere üç metre uzağa fırlatmayacağım." dedi Harry. "Onlara cehennem azabı yaşatacağım."

......................................................................

" Yani sizi sadece akşam yemeğine çıkarmak için aradı?"

" Aynen öyle." dedi Mrs. Heather.
" Ardından buluşmaya yarım saat kala gecikeceğini söylemek istedi. Eğer başının belada olduğunu bilseydim..." kadın burnunu çekti.
" Ah Kevin...Neden başının belada olduğunu söylemedigini bir türlü anlamıyorum, hemen polisi arardım."

" Eminim eşiniz sizi korumak için yapmıştır." dedi Ginny nazikçe.
" Uygun olmadığı ortadaydı."

" Ya da başka kadınlarla yatıyordu." dedi Harry aniden.

Mrs. Heather " Ne?"

Ginny, Harry e sert bir bakış attı.
" Bize verebileceğiniz başka bir bilgi var mı Mrs. Heather? Eşinizin işinden bahsedebilirsiniz.

Mrs. Weasley. " Kevin yük taşırdı. Genellikle inşaat malzemesi ve bunun gibi şeyleri kamyonuyla yerlerine ulaştırırdı."

Ginny " En son teslimat yaptığı firmanın adını biliyor musunuz?"

" Bilmiyorum." dedi Heather üzgünce.
" İşinden nadiren söz ederdi. Ama onu en son Snape adında bir adamla telofonla konuşurken duydum. Ne dediği pek seçilmiyordu, zaten beş dakika bile değildi."

Ginny " Anladım. Eğer hatırladığınız başka bir şey olursa bilgilendirmek için MPS yi arayabilirsiniz."

" Elbette."

Harry ve Ginny kadının evinden ayrılır ayrılmaz " Tamamen zaman kaybıydı." dedi Harry kızgınca.

Ginny " Kadın konusunda ısrarcı olan sendin. Ayrıca, elimizde bir isim var." dedi.

" Herneyse, şu Snape i bulalım."

Ginny " Biraz sakin ol- " telefonu titredi. " Dedektif Ginny. Anladım, geliyorum."

" Nereye gidiyorsun?"

" Konteynırın bulunmuş."

Harry " Gerçekten mi?" dedi keyifle.
" Neyi bekliyoruz hemen gidelim."

" Bana yalan söyledin." dedi Ginny.

" Anlamadım?"

" Konteynırın içinde ölü bir adam cesedi var ve bil bakalım kime ait."

Harry kadına bakakaldı. " Ne? Hayır, ben kimseyi öldürmedim!"

" Snape in cesedi üç haftadır konteynırın içinde duruyormuş." dedi Ginny soğukça.

" Dedektif-"

Ginny silahına uzanıp ona doğrultu.
" Harry Potter, seni Heather ve Snape in cinayetini işlemekten tutukluyorum."

" Bu mudur yani?" dedi Harry kızgınca. " Seninle birlikte üç suçluyu hapse tıktık Ginny. Gerçekten katilin ben mi olduğunu düşünüyorsun?"

" Neye inanacağımı bilmiyorum!" diye patladı Ginny. " Söyle Potter, kimsin sen? Gereğinden fazla güçlüsün ve etrafında sürekli şeyler oluyor. Beni aptal mı sanıyorsun? Kanat ha? Sırtındaki yara izi kabuslarıma giriyor."

" Devam et dedektif." dedi Harry.
" Doğru sonuca ulaşmak üzeresin."

" Y-yoksa sen gerçekten..."

" Evet öyleyim." dedi Harry. " Hadi, durma. Kanıt mı istiyorsun, vur beni."

" Sadece ellerini yukarı kaldır ve arabaya bin." Ginny, adamın kendisine doğru birkaç adım daha attığını görünce " Yaklaşma!"

" O tetiğe defalarca bastığını gördüm Ginny." dedi Harry. " Lovegood cinayetinde ve Bellatrix in attığı kurşunların hiçbirinin işe yaramadığını gördün. Dün gözlerinin önünde iki metreden aşagı atladım ama bana bir bak, sapa sağlamım. Sence ölümlü bir insan bunları yapabilir mi?"

" Seni uyarıyorum Potter, tek bir adım daha atarsan-"

" Yap hadi! Şeytanı vur!"

Ginny, adamın silahına hamle ettiğini görünce kendisine engel olamadan kurşunu bacağına sıktı.

" AH!"

Harry acı içinde bacağına dokundu. Eline bulaşan koyu kana bakakaldı.
" Kanıyorum.. "

" Evet seni salak!" dedi Ginny. Göz yaşları içinde adamın yanına koştu.
" Özür dilerim! Tanrı aşkına ölümsüz olduğuna inanmak üzere olduğuma inanamıyorum..."

" A-ama inanmalısın." dedi Harry dehşet içinde kaldı. " Neden kanıyorum? Bunu nasıl yaptın?"

Ginny " Niye bana bunu yaptırdın ki? Acıyor mu?"

Harry " Evet. Aslında bakarsan epey acıyor." dedi, yüzünü buruşturdu.
" Garip bir hismiş. Daha önce hiç kanamamıştım." Ginny nin koluna girmesine izin verdi. " Parfümünü mü degiştirdin sen?"

" Biraz dayan, ambulansı arayacağım-"

Aynı anda iki şey birden oldu. Birincisi, Ginny kolundan çıkıp yere düşmesine neden oldu. Ikincisi, kızıl saçlı kadının da kendisi gibi yere ve uzağa fırlatıldığını gördü.

" Cho yapma!"

" Onu gördüm!" dedi siyah saçlı kadın öfkeyle. " Kanamana neden oldu. Sen asla kanamazsın. İşini bitireceğim-"

" Ona bunu yapmasını söyleyen bendim. Kenara çekil Chang." dedi Harry sertçe.

Cho " Benim görevim seni korumak. Asırlardır yaptığım lanet olası tek şey bu Harry. Bir insanın seni zayıflatmasına göz yumacak değilim."

" Konteynırın çalındığını Harry e söyleyen sendin." dedi Ginny, ayağa kalktı. " Bu işte beraber misiniz?"

Harry " Sana söyledim, ben kimseyi öldürmedim dedektif-"

" Öyleyse o öldürdü." Başıyla Cho ya işaret etti. " Kirli işlerini barındaki kaltağına yaptırıyor olman anlaşılabilir."

" Evet, birini öldüreceğim. Ama o kişi sen olacaksın." diye tısladı Cho. Orağa benzer iki bıçağı cebinden çıkardı.

Ginny üzerine saldıran kadına ateş etti. Aralarına birkaç santim kala Harry de Cho da yok oldular.

.....................................................................

" Beni durdurdun!"

" Evet çünkü bunu isteyerek yapmadı." dedi Harry kızgın kızgın.

Cho " Sana söyledim. Defalarca soyledim ama beni dinlemedin." dedi kızgın kızgın. " O insan seni fanileştiriyor. Kanıyorsun! Sırada ne var ha? Sonra da yaşlanmaya mı başlayacaksın??"

Her ne kadar belli etmek istemese de bu durumdan Harry de tedirgin olmadığını söyleyemezdi. Bakışlarını kan içinde kalan pantolonuna kaydırdı. Cho nun bu kez haklı olduğunu biliyordu

" Tek amacım seni korumak Harry. Sana bir söz verdim ve bunu sonuna kadar tutacağım." dedi Cho. " Ama senin de bazı sorumlulukları alman gerekiyor. Artık dünyada kalamazsın, burası bizim gibiler için yaratılmadı. O kan da bunun yanıtı."

Harry bir süre sessizliğini korudu.
" Konteynırı almadan hiçbir yere gidemem."

" Öyleyse biz de onu alırız." dedi Cho.
" Ama ondan önce şu yaranı temizleyelim."

......................................................................

" Arama emrini çıkarttınız mı?"

" Evet."

" Güzel."

" Hala neyi bekliyorsun Ginny? Içinde cesetten başka hiçbir şey yok." dedi Dean.

Ginny " Bilmiyorum ama...Icimden bir ses adamı öldürenin Harry olmadığını söylüyor Dean. Bu konteynırın içinde başka bir şey vardı."

" Boynu kırılmış adamdan başka hiçbir şey olmadığını sen de gördün, ekip her yeri aradı." dedi Dean.
" Ayrıca madem masumdu, neden kaçtı?"

Ginny bir süre yanıt vermedi.
" Bilmiyorum ama benden bir şey saklıyor. Neden içinde ceset bulunan bir konteynırı bulmak için ısrarla yardımımı istesin?"

Dean " Cinayetle ilgili başka şüpheli kim var?"

Ginny konteynırın içine girdi. Bomboş yüzeyleri gözden geçirdi. " Diğer teslimatçıları soruşturmakta fayda var. Belki-"

Zemindeki siyah bir tüy dikkatini çekti. Eline eldivenini geçirip tüyü dikkatlice avcuna aldı.

" Cornus..."

Tüyü şok içinde Dean e gösterdi.

Dean " Cornus?"

Ginny " Ya... gerçekten de ondan çalınan şey kanatsa?" dedi sessizce.

Dean gülmeye engel olamadı. " Bana konteynırın içinde sakladığı şeyin gerçekten de kanat mı olduğunu sölüyorsun? Anlaşılan birileri cosplay e merak sarmış."

Ginny nin de buna inanası gelmiyordu. " Harry i bulmak zorundayım."

......................................................................

" KANATLARIM NEREDE??"

" N-neyden bahsettiğin hakkında hiçbir fik-"

" Benimle oyun oynama!" Harry adamı yakasından tutup duvara yapıştırdı. " Snape in tek ortağı sensin. Yaptıgı gizli kapaklı işleri bal gibi biliyordim. Ya yerini söyle ya da işini bitireyim Kakaroff."

Adam çırpınırken göğüs kafesinde bir karıncalanma hissetti. Harry adamın kendisine soktuğu bıçağa korkuyla baktı. Fakat kan yoktu.

Ona dehşet içinde bakan adama pis pis sırıttı. " Hey, şu işe bakın.. Kanama yok." Elindeki bıçağı sertçe ondan alıp duvara sapladı.

Harry den kurtulmak için çırpınan adam " Sana yemin ederim ki bilmiyorum! Gerçekten bilmiyorum! Biz sadece koleksiyoncuyuz."

" Öyle mi? Söyle Kakaroff, bu dünyadaki en büyük arzun ne?"

" Ben.."

" Evet sen..."

" Cehenneme gitmemek."

Harry sırıttı. " Bunun için artık çok geç. Yine de...kanatların yerini söylersen bir şansın olabilir."

" B-bunu yapamam Mr. Potter. Gerçekten yapamam. Iki şekilde de ölürüm!" dedi Kakaroff.

Harry " Birinde daha fazla acı çekeceğin kesin." dedi zehirli bir tonda. " Heather ve Snape i neden öldürdün?"

" H-heather ı Snape öldürdü ama Snape i öldüren ben d-değilim."

" Neden?"

Kakaroff un gözlerinde tereddüt dolu bir bakış belirdi. " Ondan ne isteniliyorsa onu yaptı-"

" Ah, Harry?"

Harry, Cho nun arkada duran dolabı tekmelediğini gördü. Içinden çıkan büyük, siyah kanatları görünce gözleri parladı. Nefret ıçindeki bakışlarını adama çevirdi.

" Demek hiçbir şey?"

Kakaroff hızla başını iki yana salladı.
" H-hayır! Ben değilim, ben- HAYIR-"

Harry adamın soluk borusundaki havayı kesti.

" Dur Harry!"

Harry, kulağına dolan sese şaşırsa da elini bir santim bile gevşetmedi.

" Dedektif.. Partiye katılman ne hoş."

" Bunu yapmak zorunda degilsin Harry, Kakaroff u serbest bırak." dedi Ginny kontrollü bir ses tonuyla.

Harry " Bana güvenmeyen birinden neden tavsiye almak isteyeyim?"

Kakaroff un iyice mora dönen rengi üzerine " Çünkü o adam masumiyetinin tek kanıtı." dedi Ginny.

Harry nin elleri gevşedi. " Bana inanıyorsun."

" Evet, inanıyorum." dedi Ginny.
" Senden şüphe ettiğim için özür dilerim ama bunu gerçekleri öğrenmek için yapmak zorundaydım. Bir düşün. Basit bir teslimatçı göğüsünde kocaman bir yazıyla Severus Snape tarafından öldürülüyor. Ardından Snape in kendisi de ölü bulunuyor. Konteynır açılmış, bu da demek oluyor ki Snape içindekini görmüştü."

Harry Kakaroff u serbest bırakti. Adam öksürükler içinde yere düştü.

Harry " Snape in mesaj verdigi kişi bendim. Konteynırımın çalındığını söylemek için beni uyarıyordu. Muhtemelen içindekini görünce korktu ve.."

" Ve susturuldu. " dedi Ginny.

Harry hızlı hızlı atan kalbiyle yüzünü Cho ya döndürdü.

" Kanatlarımı çalan kişi sendin."

Cho " Açıklayabilirim-"

" Bana ihanet ettin." dedi Harry. Büyük bir nefretle kadına gözlerini dikti. Fakat sesi kırgın çıkıyordu.
" Bunu yaptın çünkü cehenneme geri döneceğimi biliyordun! "

" Sana ihanet etmedim." dedi Cho kızgınca. " Her zaman yaptığım gibi seni korumaya çalışıyordum! Eğer dünyanın senin için tehlikeli olduğunu fark edersen eski yaşamımıza geri dönecektik-"

" Benim için tehlike teşkil eden tek şey sensin!" diye kükredi. " Belki de kanama numarası da senin işindi. Ondan yardım aldın..."

Cho hızla başını iki yana salladı.
" Hayır, bunu asla yapmam-"

" Sesini bile duymak istemiyorum." dedi Harry buz gibi. " Bir daha sakın Phoenix e adımını atma."

Ginny " Chang, mal kaçırma ve Snape i öldürmekten tutuklusun. Finnigan, kelepçeyi tak, kaçmasına izin vermeyin."

" Hepsi senin yüzünden." diye tısladı Cho. Üstüne yürüyen polislerden etkilenmiş gibi görünmüyordu.
" Hayatımıza girdiğin günden beri her şeyi mahvediyorsun. Değer verdiğim her şeyi elimden aldın."

" Her şeyi mahveden tek kişi sensin Chamg." dedi Ginny. " Sana kimseyi öldürmen için kafana silah dayamadım."

Cho onu duymadı. " Ben de değer verdiğin her şeyi elinden alacağım."
Ginny neler olduğunu anlayamadan kadın kaşla göz arasında kayboldu.

Ginny " Arama emri çıkarttırın-"

" Bu hiçbir işe yaramaz." dedi Harry.
" Yanında bir ordu da olsa Cho yu asla hapse atamazsın. Büyük bir tehlike altındasın dedektif."

" Bir kaltaktan korkacak değilim." dedi Ginny.

" Kendin için korkman gerektiğini söylemedim."

Kızıl saçlı kadının gözleri dehşet içinde büyüdü.

......................................................................

" Molly! MOLLY!"

Ginny kapıdan tekme atarak içeri girdi. Kızının odasına koştu. Boş olduğunu görünce aynı hızla geri çıktı. Kalbi korkudan deli gibi atıyordu. Eğer Molly e bir şey olursa o kadını bin parçaya ayırırdı.

Harry telaşlı kadını takip etti. " Küçük insan?"

" Içeride misin? Ses ver tatlım!"

" Anne?"

Ginny, lavabodan çıkan küçük kızının figürüyle büyük bir rahatlama yaşadığını hissetti. Yanına koşup saniyeler içinde kolları arasına aldı.

" Her şey yolunda mı anne?"

" Evet, tatlım." dedi Ginny. " İçeride seni göremeyince fazla endişelendim hepsi bu."

Molly "Öyleyse Harry nin burada ne işi var?"

Ginny " Err, benim evde unuttuğum işle ilgili bir şeyler vardı. Harry de bana eşlik ediyor. Bu gece planlarda bir değişiklik var, bu akşam babanla birlikte kalacağız-"

"-Ya da bu akşamki yemeğinizi ben hazırlayabilirim." dedi Harry. " Değil mi? Annenin de sürprizi buydu."

Molly " Olley!" dedi mutlulukla. " Ne yapacaksın peki?"

Harry omuz silkti " Ne istersen. Pekala, şimdi sen odana git. Ben de annene yiyecek listesini vereyim çünkü epey kabarık bir liste olacak."

Molly " Tamam." dedi. Harry, aniden beline sarılan küçük kız yüzünden dehşet içinde kaldı. " P-pekala sarılmak yok." kızı kendinden uzaklaştırdı.

Molly merdivenlerden yukarı çıkarken Ginny " Neyin peşindesin sen? Burası onun için en tehlikeli yer Harry, Dean nin yanında güvende olurdu."

Harry alayla güldü. " Dedektif Koca kafanın boynunun saniyeler içinde gövdesinden ayrılmasını istiyorsan hiç durma. Sizi koruyabilecek tek kişi benim."

Ginny şaşkınca adama baktı. " Bunu yapmak zorunda değilsin-"

" Evet zorundayım." dedi Harry ciddiyetle. " Eğer hayatına girmemiş olsaydım peşinde aileni öldürmeye çalışan bir iblis de olmazdı."

Ginny " Ilk olarak, hayatına giren kişi benim. Ikincisi, eğer sana güvenmiş olsaydım Chang in planını daha önceden çözebilirdim."

Harry gözlerini kırpıştırdı, şaşkınlığını atlattığında kadına sırıttı.
" Bu bir özür müydü dedektif?"

" Evet." dedi Ginny, ellerini beline koydu. " Ama senin de tamamen masum olduğun söylenemez. Bana en başında konteynırın içinde 'kanatlarının' olduğunu söylemeliydin. "

Harry " Ve kesin bana inanırdın."

" Hayır, hayır inanmazdım." kabul etti Ginny. " Sahi, o kanatlar da neyin nesi? Yoksa gizli bir tiyatro sanatçısı mısın?"

Harry yüzünü buruşturdu. " Elbette hayır, onlar gerçek kanat. Her melek gibi şeytanın da kanatlari vardır."

Ginny eğlenerek gözlerini devirdi.
" Evet, eminim öyledir." Hole doğru yürüyen Harry e şaşkınca baktı.
" Nereye gidiyorsun?"

" Elbette ex-kocan ve onun polis tayfasına ihtiyacının kalmadığını söylemeye."

......................................................................

" Bir daha yap! Bir daha yap!"

Harry " Tamam, işte geliyor.." tavaya kızgın yağı döküp alevlere boğulmasına neden oldu. Molly çığlık atıp yeniden kahkahalara boğuldu.

" Böyle yemek yapmayı nereden öğrendin?" dedi Ginny, tavayı çevirmeye devam eden Harry i küçük bir tebessümle izlerken.

" Bir ara Hint mutfağına merak sarmıştım. Aşçı beni epey sevmişti."

Ginny " Tahmin edebiliyorum."

Harry kadına göz kırptı. " Istiyorsan sana da nasıl yapılacağını öğretebilirim, epey eğlenceli bir eğitim süreciydi."

Ginny boğazını temizledi. " Molly, masaya oturmadan önce ellerini yıkadın mı?"

" Evet." dedi Molly, ellerini arkasına gizledi.

Ginny tek kaşını kaldırdı. " Peki neden hala mavi boya lekeleri görüyorum?"

Molly yanaklarını şişirdi. " Hayır, yıkamadım. " sandalyesinden atladı.
" Ben gelmeden eğlenceli bir şeyler yapma Harry!"

" Yapmayacağım." dedi Harry. Molly mutfaktan dışarı çıkar çıkmaz "Annen bu konuda pek istekli görünmüyor zaten." dedi.

" Molly nin yanında kullandığın dile dikkat etmeni söylemiştim." dedi Ginny.

" Içinde seks geçen hiçbir cümle kullanmadım." dedi Harry kendini savunurcasına.

" Bu ima etmediğin anlamına gelmiyor, henüz dokuz yaşında."

Harry sırıttı. " Sadece eğlenceli bir eğitim süreci olduğunu söyledim. Aklınız nerelerde dedektif?"

Ginny " Agh, kapa çeneni- Dikkat et!"

Ne yazık ki uyarmak için geç kalmıştı. Kızgın yağ Harry nin koluna sıçradı.

" AH! Yine mi?" dedi Harry, yüzünü buruşturdu. Acı içindeki kolunu Ginny nin çeşmenin altına sokmasına izin verdi.

" Eh,tavayla o kadar gösteri yaparsan sık kaza yaşaman normal." dedi Ginny.

" Ondan bahsetmiyorum. " dedi Harry. " Yine yaralandım. Bunun olmaması gerekiyordu."

" Tıpkı her insan gibi." dedi Ginny. Çeşmeyi kapattı, adama buz verdi.

" Ben insan degilim. Ölümümü yüzde elli şansa bırakarak yaşayamam." dedi Harry buzu alırken. " Sadece melekler meleklere zarar verebilir..."

Ginny, adamın yeşil gözlerini ona dikmesini rahatsızca izledi.
" Niye öyle bakıyorsun?"

" Tişörtünü çıkar."

" Ne?"

" Sadece tişörtünü çıkartmanı istiyorum." dedi Harry ısrarla.

" Elbette hayır, neden böyle saçma bir şey yapayım?" dedi Ginny yarı kızgın yarı şaşkın bir ifadeyle. Kürek kemiğine dokunmaya çalışan Harry nin elini itti. " Şu an Potterlık yapmak için hiç de mükemmel bir zaman degil."

" Sırtını görmem gerekiyor. B-bir şeyden emin olmalıyım."

Ginny " Sen sahiden de ciddisin " dedi şaşkınlıkla. Arkasını döndü, sırtını örten tişörtü belinden yukarı kaldırdı.
Harry elini kürek kemiklerinin üzerinden geçirdi, Ginny onun rahat bir nefes verdiğini hissetti.

Harry " Hiçbir şey yok..."

" Ne olmasını umuyordun ki?" dedi Ginny, tişörtünü geri indirirken, önünü döndü.

" Geri dönmem için görevlendirildiğini düşünmüştüm."

Ginny gözlerini devirdi. " Yine mi o şeytan saçmalığı? Biliyor musun, gerçekten bir terapiste görünmelisin." Buzu, kolunda tutmayı beceremeyen Harry nin elinden aldı.

Harry " Aslında gidiyorum ama sanırım işe yaramıyor."

Ginny güldü." Orasını görebiliyorum."

" Dün Phoenix'te iki dehşet verici güzellikteki kadının benimle eğlenme teklifini reddettim." dedi Harry şaşkın şaşkın. " Ve bunu neden yaptığım hakkında en ufak fikrim bile yok. Yani öylece sütun gibi bacaklarıyla karşımda dikiliyorlardı. Aklımdan ne geçiyordu ki?"

Ginny " Birileri epey pişman olmuş gibi." dedi. Buzu Harry nin kolundan çekip geri koydu. Adam yüzünü buruşturunca özür dileyen bir bakış attı.

" Aslında garip olan da bu." dedi Harry. " Pişman degilim. Insan duyguları fazla karmaşık... Yani benim için öyle olmazdı."

Ginny " Mhm, belki benim bir yardımım dokunabilir." dedi eğlenerek.

Harry gözlerini kırpıştırdı, yüzüne şapşal bir gülümseme yayıldı.
" Aslında evet, olabilir. Ne de olsa sorun sen de."

" Anlamadım?"

" Kafamı karıştıran her şey seninle birlikteyken oluyor." dedi Harry.
" Senin yanındayken göğsüme aşırı şişman bir adam oturuyormuş gibi oluyor, eğlenceli bir şekilde değil tabii. " gülerek ekledi. " Şimdi de bu var -yarayı gösterdi - Hayatım boyunca hiçbir insan kanamama sebep olmamıştı... Iki kez. Beni değiştiriyorsun."

Ginny adamın söylediklerine donakaldı. Kahverengi gözleri şaşkınlıkla yeşillere kilitlendi.
" Şu şişman adam şuanda da göğüsüne oturuyor mu?"

" Aslında... evet." dedi Harry şaşkınlıkla. " Bunu nereden biliyorsun?"

" S-sanırım ben de o adamı hissediyorum." dedi Ginny.

Aralarında uzun bir bakışma oldu. Harry, Ginny nin kolunu tuttuğu yerde hoş bir karıncalanma hissetti. Tuhaf bir şekilde heyecanlanmıştı ve bu yeni his fazla ürkütücüydü. Aradaki mesafeyi kapatmak üzere olan kadından bir adım geri çekildi.

Ginny şaşkınca adama baktı.
" Ne oldu?"

" Ee, yemek yarım kaldı." dedi Harry, yüzüne zoraki bir gülümseme yerleştirdi. " Yemek bekleyen aç bir canavarın var."

" Tanıştığımız günden beri beni yatağa atmak isteyen sen degil miydin?" dedi Ginny, yüzünü buruşturdu.

Harry " Hayır." dedi. Ginny nin çatılan kaşları üzerine " Tamam evet. Bak, bu biraz karmaşık-"

Merdivenlerdeki ses bütün dikkatlerini dağıttı. Ginny nin yüzünden korku dolu bir ifade geçti. Rüzgar gibi merdivenlere koştu.

" Molly!"

" Sakin ol anne buradayım." dedi kızıl saçlı kız. " Yanlışlıkla sabunluğu devirdim."

Ginny gözlerini kapattı, ellerini gergince saçlarından geçirdi.

Molly " Garip davranıyorsun anne." dedi. " Bana söylemediğin bir şey mi var?"

Ginny iç geçirdi " Evet. Aslında var tatlım-"

" Yukarı çıkarken eğlenceli bir şeyler yapmamamı söyleyen sen değil miydin?" Harry araya girdi. " Hadi, aşağı in. Daha sosu nasıl döktüğümü görmedin."

Ginny bir şey söylemedi. Molly ve Harry i aşağı inerken takip etti.

Molly nin Harry e sorduğu ilginç sorular dışında yemeklerini sessizlik içinde yediler. Ginny nin adamla sohbet etmek gibi bir niyeti de yoktu zaten. Az önce düştüğü durum yüzünden kendini şapşal gibi hissediyordu. Sahiden, neden Harry i öpmeye çalışmıştı ki?

" Bana masal okur musun Harry?" dedi Molly.

Harry " Hayır, hayır bu iyi bir fikir değil. Ben bulaşıkları halletsem daha iyi."

" Hadi tatlım," Ginny masadan kalkıp kızın elini tuttu.

" Iyi geceler Harry." dedi Molly.

Harry " Sana da."

Kızın annesiyle odada gözden kaybolmasını seyretti. Ona bakmamakta ısrar eden Ginny i nedense suçlayamadı. Neler olduğunu kendisi de tam anlayamıyordu. Aslında anlamaya çalışmak da istemiyordu.

Bulaşıkların hepsini bitirdikten sonra saate göz attı, neredeyse bire vurmak üzereydi. Ginny nin hala içerde ne yaptığını merak ediyordu. Yani, kadınla arkadaş gibi bir şeydiler ve düzgün bir açıklamayı hak ediyordu.

Molly nin kapı kolunu yavaşça çevirdi. Başını eşikten içeri soktuğunda Ginny nin küçük kızla yatağın içinde uyuyor olduğunu gördü. Kendini öylece dikilip bu görüntüyü izlerken buldu.

Sessizce içeri girdi, hemen yatağın yanıbaşında duran turuncu renkli yumuşak koltuğa oturdu.

Bugün olanlar yüzünden kafası karmakarışık olmuştu. Cho nun ona ihanet ettiğine inanamıyordu. Eğer bu dünyada ona güvenemeyecekse başka kime güvenecekti? Ne olursa olsun, başka bir hata yapmasına izin vermeyecekti. Eğer onun yüzünden Ginny zarar görürse kadını öldürmekten başka şansı kalmazdı.
( Ve bunu yapmak istemiyordu.)

" Gözlerini başka yere dik Potter."

Harry, Ginny nin sesiyle irkildi.

" Birinin ayık olması gerekiyor dedektif."

Ginny " Bu, beni uyurken izleyebileceğin anlamına gelmiyor."

Harry ne söyleyeceğini bilemedi.
" Gözünü ayırmamak deyimini yanlış anlamışım öyleyse...Eğer rahatsız oluyorsan-"

" Dur Potter." dedi Ginny, iç çekip ellerini saçlarından geçirdi. " Bak, az önceki uygunsuz davranışım yüzünden özür dilerim. Sadece anlık bir hataydı."

" Bunu neden hata olarak görüyorsun?" dedi Harry şaşkınlıkla.

Ginny nin yanakları al al oldu.
" Çünkü karşılık vermedin."

Harry güldü ama bu tamamen içten bir gülüştü. " Dudaklarına karşılık vermemem seni öpmek istemediğim anlamına gelmiyor." 

Ginny gözlerini kırpıştırdı, kafası karışmıştı. Molly i rahatsız etmeden yerinde biraz doğruldu. " Öyleyse o da neydi? Istediğini elde edince büyüsü mü kaçtı?" Son kısmı soğukça ekledi.

" Ne? Hayır, hayır böyle düşünme. Seni gerçekten istiyorum. Hatta kimse için böyle şeyler hissetmemiştim - ki bu tuhaf - Sanırım ben...err... korktum."

Ginny nin ağzından gülmekle şaşkınlık arasında kalmış garip bir ses kaçtı. " Korktun? "

" En iyi açıklayabileceğim duygu bu." dedi Harry dürüstçe.

" Peki seni korkutan ne?"

Harry bacağını tuttu. " Bu," kolundaki yarayı gösterdi. " Ve bu. Sadece seninleyken oluyor. Senin yanındayken tamamen korunmasızım."

Ginny " Harry, bacağına ateş ettiğim icin gerçekten özür dilerim fakat beni kışkırtan sendin. Bunu bir kere yapmış olmam bir daha yapacağım anlamına gelmiyor." dedi. Ardından bir tebessümle ekledi. " Eğer korktuğun şey buysa... Unuttun mu? Biz bir ekibiz,her seyden öte dostumsun. Birbirimizin arkasını koruruz. Seni her türlü zarardan koruyacağımdan emin olabilirsin. Kendimden bile."

" Peki ya ben seni koruyamazsam dedektif?"

Ginny " Korunmaya ihtiyacımın olmadığını bildiğini sanıyordum." tek kaşını kaldırdı.

Harry gülümsedi. " Bu öpücüğü yeniden alabileceğim anlamına mı geliyor?"

Ginny " O tren çoktan kaçtı Potter." dedi. " Söylediğim gibi anlıktı."

" Anlık hata demek istedin sanırım." dedi Harry.

" Sadece anlık." dedi Ginny gözlerini kapatmadan önce. " Iyi geceler Harry."

" Iyi geceler dedektif."

......................................................................

" Neyin peşindesin?"

" Hiçbir şey. Eşyalarımı almaya gelmemin neresi suç?"

" Ondan bahsetmediğimi biliyorsun." diye tısladı Harry.

Cho " Birileri korkudan altına yaptı galiba?"

Harry, kadını kolundan tutup sertçe barın tezgahına yapıştırdı. Arkasında duran bardaklardan birkaçı yere devrildi.

" Sana neyin peşinde olduğunu sordum!"

" Hiçbir şey." dedi Cho basitçe.

" Eğer Ginny ve etrafındakilere zarar verirsen seni buna pişman ederim Chang."

Cho nun ağzından alaylı bir gülme sesi kaçtı. " Bütün gın degersiz insanın peşinden koşturacağı mı da nereden çıkardın?"

" Ginny i tehdit ettin-"

" Neye bulaştığını bilmesini istedim." dedi Cho, kolunu adamdan kurtardı.
" Onu öldürmek her zaman söylediğin gibi kurtuluş olurdu. Hayatının geri kalanını ölüm korkusuyla yaşamasını izlemektense neden hemen öldüreyim?"

Harry, kadının blöf yaptığını o zaman anladı.

" Git buradan."

" Öyle yapacağım." dedi Cho. " Bundan sonra istesen de yanında kalmam. Kendi hayatımı yaşamanın zamanı geldi."

Harry kaşlarını çattı. " Cehenneme geri dönmeni söyledim. Dünya'da kalmayacaksın."

" Beni kim durduracak, sen mi?" dedi Cho hırsla. " Artık her istediğini yapan kölen olmayacağım."

" Benimle kaçan sendin." dedi Harry.
" Seni hiçbir şeye zorlamadım. Ayrıca istesen de burada kalamazsın, artık bir katilsin. Polisler buldukları yerde seni hapse atacaklar."

" Katil?" dedi Cho alayla. Yüzünü Harry ninkine yaklaştırdı. " Kendini farklı mı sanıyorsun? Sevgili dedektifin gerçek yüzünü gördüğünde kendi ayaklarınla geri döneceksin.
Polisler yüzünden benim için endişelenme, bunu denemelerini dört gözle bekleyeceğim." dedi Cho.

" Doğru, onlar hiçbir şey yapamazlar." dedi Harry. " Ama ben yapabilirim."

Kadının gözleri hızla büyüdü.

......................................................................

" Günaydın dedektif!"

Ginny her zamanki gibi önüne bırakılan bol domestesli sandiviçe gülümsedi.

" Bugünkü neşeni neye borçluyum?"

Harry omuz silkti. " Bir sebebi yok, her şey fazlasıyla yolunda. Güneş her zamankinden daha parlak."

" Bunu ne zaman söylesen kendimizi pis bir belanın içinde buluyoruz Harry." dedi Ginny gülımseyerek. Sandeviçten bir ısırık aldı. " Ayrıca numara yapma. Ikimiz de bugünkü mutluluğunun sebebini iyi biliyoruz. Cho Chang yakalanmış."

" Mhm, öyle mi? Bak işte bu daha güzel bir haber." dedi Harry.

Ginny " Ve kendi teslim olmuş." dedi.
" Bu sence de biraz şaşırtıcı değil mi?"

" Demek ki hatasının farkına vardı." dedi Harry.

" Yani senin bu olayla bir ilgin yok?"

" Sıfır." dedi Harry. " Hadi, bana yeni cinayetten bahset. Bu seferkinin sorunu neymiş?"

Ginny adamı şüpheyle süzse de bir sey söylemedi. " Victor Krum. Bir otel odasında ölü bulunmuş. Neler olduğunu anlamak için birazdan yola çıkacağız."

" Şu ünlü basketbolcu Victor Krum mı? Bir yıl önce birlikte yemek yemiştik." dedi Harry dehşet içinde. " Neyi bekliyoruz dedektif, gidelim öyleyse. Basketbolcunun intikamını alalım."

Ginny " Biz intikam almayız Harry, sadece adaleti sağlarız." dedi.

" Bak, işte orası değişir." dedi Harry.

Ginny gözlerini devirdi.
" Arabamın anahtarlarını alıp geliyorum-"

" Dedektif Weasley, bir saniyenizi alabilir miyim?"

Ginny, ona seslenen baş dedektifi Hermione Granger a baktı. Harry bir birazdan geleceğini söyleyip yanına yürüdü.

" Bir sorun mu var Mrs. Granger? Eger Krum cinayeti ile ilgiliyse Potter ile şimdi gidiyoruz-"

" Hayır, hayır bu işle ilgili değil." dedi kabarık saçlı kadın. " Biliyorsun ki yarın Ron nun doğum günü. O kadar meşguldüm ki doğru dürüst ilgilenemedim. Eğer yarın boşsan bana yardım eder misin Ginny?"

Ginny " Yarın akşam Dean ile Molly i yemeğe çıkaracaktık. Onunla konuşup bir şeyler ayarlayabilirim-"

" Demek Mr. Weasley in doğum günü. Mükemmel hediyeyi şimdiden buldum."

Ginny aniden arkasında beliren Harry yüzünden yerinden sıçradı.

" Bunu yapmaktan vazgeçmek zorundasın." diye azarladı onu Ginny.

" Neden partiyi Phoenix'te yapmıyorsunuz? Mekanı bir geceliğine kapatabilirim." diye önerdi Harry.

" Bu harika olur." dedi Hermione mutlulukla. " Size nasıl teşekkür edebilirim bilmiyorum Mr Potter, hayatımı kurtardınız."

" Sizin için her şeyi yapabilecegimi biliyorsunuz Mrs. Granger." Kadına göz kırptı Harry.

Hermione al al oldu. Ginny kolunu dürtünce adama hayran hayran bakmayı bırakıp kendini toparladı.
" Detaylardan daha sonra bahsederim. Teşekkürler Mr. Potter." dedi ve ofisinde gözden kayboldu.

" Sana küçük bir tavsiye." dedi Ginny.
" Erkek kardeşim epey kıskançtır. Yani karısına yazarsan günü yüzünde kocaman bir morlukla kapatırsın, söylemedi deme."

Harry " Meh, öyleyse ben de dedektif Koca kafayı kızdırırım." dedi ve sırıttı.
" Ne de olsa sesini çıkarmaya bir yerleri yetmeyecek."

" Dean e o şekilde hitap etme."

" Ne? Koca kafalı ama. Omuzlarının üzerinde koca bir taş taşıyormuş gibi görünüyor. Içi de dolu değil hani."

Ginny gülmemek için kendini zor tutarken başını iki yana salladı.
" Hadi, zaman kaybetmeden Westminster Bridge' e gidelim."

" Ah, zevkli Krum."

......................................................................

Begenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın ❤

Tam olarak böyle bir bölüm planlamıyordum ama böyle gelişti. Birkaç gündür bitirmeye çalışıyorum.  Kesik kesik yazınca bu hikaye ortaya çıktı. Diziyi pek yansıtmadı fakat diğer karakterleri de eklersem işin içinden çıkamam.

Umarım beğenmişsinizdir :)

Sihirli ve evde kalın!









Continue Reading

You'll Also Like

6.4M 239K 56
Arslan ve Çise'nin hikayesine benimle birlikte tanıklık etmeye ne dersiniz... ▪KESİT▪ " Beni asla bırakmayacaksın değil mi ? " Hıçkırıklarımın arasın...
324K 10.8K 29
kim bilir ilk defa gittiği okulunda aşkı bulacaktı ?
1.9M 85.1K 37
VHARTLOX CADI AKADEMİSİ SERİSİ - 1. KİTAP 🔮 Şimdi Ephesus yayınları farkıyla kitap satan her yerde! "Eğer bu dünyaya uymuyorsan, yeni bir tanesini y...