amoleur

By leroswia

253K 22.1K 10.1K

Farklıydı. Etrafımda ki tüm kızlardan farklıydı. Senelerce boğulduğum bataklıktan beni çekip çıkardığı gün bu... More

2, premier contact
3, quel est votre nom
4, tu as si froid
5, s'il vous plaît aider
6, rôle d'amant
7, mains sales sur moi
8, en pensant
9, je pense à toi
10, premier bisou
11, je me sens étrange
12, pourquoi toujours avec toi
13, mélange
14, je te veux
15, faisons le encore
16, vestiaire
17, site scolaire
18, nous traînons
19, je suis malade
20, premier rendez-vous
21, sera-tu mon amoureux
22, ne t'approche pas de lui
23, nous avions une relation
24, dis moi clairement
25, blessure physique
26, je suis vraiment désolé
27, connecté à lui
28, ex petite amie
29, pourquoi cette fille
30, je vais bien comme ça
31, je t'attends
32, nous nous sommes fait prendre
33, salle de natation
34, j'irai à l'hôpital
35, je suis avec lui
36, comment il te traite
37, reste loin de lui
38, fais ce que tu veux
39, ex petite amie
40, je ne l'ai pas manqué
41, ce qu'ils avaient à vivre
42, ton père est-il venu
43, tu t'es débarrassé de cette femme
44, fin heureuse
45, c'est fini
new rsk, larmesé

1, amoleur

16.5K 598 324
By leroswia

Hayatı yaşamayı seviyordum. Gökyüzüne bakıyor derin bir nefes içime çekiyor ve etrafıma umutla, mutlulukla bakıyordum. Her zaman, her şeyden mutlu olan bir yapım vardı. Mesela doğum günümde bana alınan peluş bir oyuncak beni dünyanın en mutlu insanı yapmaya yeterdi.

Bu kendimi övmek değildi ama değer bilen bir insandım.

Tabiki bunlar iki sene öncesine kadardı. On altı yaşıma bastıktan bir gün sonra, doğum günümden bir gün sonra hayatımda ki en önemli insanı kaybetmiştim ve işte o zaman tüm mutluluğumu, neşemi çalmıştı hayat benden.

Dünyam durmuştu sanki, onun ölümüyle sanki toprağın altına bende girmiştim. Kendimi öyle bir yasa sokmuştum ki, aylar boyunca kimseyle konuşmamıştım. Ne annem ne de babamla. Tabiri caizse hayata küsmüştüm.

Yine kendimi düzeltebilmiştim çünkü eğer o ölmeseydi bu şekilde kalmamı istemezdi. Hep gülmemi söylerdi bana. Çok iyi biliyordum bunu ve bende bu yüzden tekrar açmıştım hayata kollarımı.

Hedeflerim vardı. Hayatım her zaman planlı ilerlerdi. Ders çalışmak benim için zorunluluk değil bir hobiydi. Lise son sınıftaydım, eğlenceli bir arkadaş ortamım, mutlu bir ailem vardı. Kendimle barışıktım, hayatla barışıktım.

Mutlu olmak, hayatta ki tek hedefimdi.

Birde o vardı. Mutluluğuma mutluluk katan o. Sadece onu izleyerek bile mutlu olabiliyordum. Rasgele birkaç saniye göz göze geliyor ve heyecandan ölecek gibi hissediyordum. Kalbimi atmaya değer kılıyordu.

Jeon Jungkook.

Hafızamda, kalbimde öyle bir kazılmıştı ki ismi. Hiçbir şey engel olamıyordu bana. Yakın arkdaşım Lalisa mesela, defalarca karşısına çıkmamı, itiraf etmemi, içimde kalmamasını söylüyordu ama ben buna cesaret edemiyordum işte. Platonik takılmayı tercih ediyordum.

Beni etkileyen karakteriydi. İçinde yatan şeyler vardı. Soğuktu. Kimseyle konuşmaz, muhatap olmazdı. Kızlar peşinde dolanır ama o bunu fark etmezdi bile. Bazen gözlerinde bir parıltı görüyordum ve tüm her şeyi silip atıyordu bu. Canımı alsa sesim çıkmazdı, nasıl tutulmuştum böyle bilmiyordum.

Şimdi oturduğum banktan her zamanki gibi onu izlerken o yine önüne duvarları çekmiş öylece duruyordu. Gülümsediğini çok nadir görmüştüm, halbuki yüzüne çok yakışıyordu. Gözleri kısılıyor ve tavşan dişleri belli oluyordu. Bunu izlemek dünyanın en güzel hissiydi benim için.

"Bu çocuğun his duyuları da kapalı bence, hatta tamamen offline olmuş hayata karşı." Gözlerimi onun üzerinden çekmeden Lalisa'nın dediğini anlamaya çalışmıştım. "Ha?"

"Birisi beni böyle izlese her türlü hissederim ama bey efendinin ruhu bile duymuyor." Bankta bana doğru döndüğünü hissettim. "Söylesene kaç kere göz göze geldiniz? Bir mi, iki mi?"

Nefesimi verdim ve omuz silktim. "Bunun benim için önemli olmadığını biliyorsun."

"Evet biliyorum da, en yakın arkadaşımın bir ruhtan hoşlanması beni tedirgin etmiyor değil hani."

Tekrar omuz silktim. Lalisa söylenmeye devam etti ama benim dikkatim ondaydı. Yanına bir kız gelmişti, yine. Yanına her zaman birçok kız, birçok nedenle gelirdi ama o her zaman yaptığını yapardı.

Çok uzak mesafe olmadığı için seslerini ayırt edebiliyordum. Kız yüzünde ki on kilo makyajla, flortöz bir ifadeyle bankta tam dibine girmişti. Yanı başında oturduğu yetmiyor gibi ojeli tırnaklarını da dizinin üstüne koymuştu.

"Bu akşam boş musun? Bildiğim çok güzel bir mekan var." demişti. Bunun altında yatan anlamı herkes çok net anlardı. Bara gidilecek, birkaç kadehle içilmeye başlanacak, iltifat ve itiraflar havada uçacak ve içkinin verdiği mayhoşlukla önce dudaklar birleşecek. Sonrası da yatak odasında bitecek. Evet bu kızın da çoğu kız gibi amacı buydu. Onu elde etmek.

Ama onun verdiği cevap, "Üzgünüm, bu akşam müsait olacağımı pek sanmıyorum." buydu. Buz gibi duvarları vardı ama bir o kadar o buzların içinde yanan sıcacık bir kalbi vardı. İnsanları asla kıramıyor, kırmıyordu. Yanına yaklaşan her kızı kibarca reddediyordu.

Belki de bu yüzden kalbim onu bulmuştu. Birbirimize zıttık, belki de bu yüzden çekmişti beni. Beni çekmişti ve asla rahat bırakmıyordu. Belki de artık harekete geçmenin zamanı gelmiş miydi?

Kız yanından somurtarak kalkarken gözlerimden parlayan heyecanla Lalisa'ya döndüm.

"Bana Jungkook'un numarasını bulabilir misin?"

herkese selaaam biz geldik!
bu sefer redninja_rapheal ile birlikte 🤞🏻💘
benim için rosékook yazmayı kabul eden bff'ime minnettarım 🤩

bölümler kısa sürede gelir çünkü biz sürekli yazıyoruz :)

ilk bölümü birkaç saate atarım, öpüldünüz 😽

Continue Reading

You'll Also Like

774 143 8
Lisa, başındaki belalardan kurtulmak için hepsinden daha büyük bir bela olan Jungkook'a yakın olmaya karar verir. 'Eğer biri seni incitirse,' 'ömür b...
37.5K 3.1K 56
Eğlenmek için yazıyorum, eğlenmek isteyenleri hikâyeme bekliyorum🖤
8.2K 387 59
𝑩𝒖 𝒌𝒊𝒕𝒂𝒃𝜾𝒏 𝒊𝒄̧𝒊𝒏𝒅𝒆𝒌𝒊𝒍𝒆𝒓; -𝒓𝒊𝒕𝒖̈𝒆𝒍𝒍𝒆𝒓 -𝒃𝒖̈𝒚𝒖̈𝒍𝒆𝒓 -𝒎𝒂𝒏𝒊𝒇𝒆𝒔𝒕𝒍𝒆𝒓 -𝒕𝒆𝒍𝒆𝒌𝒊𝒏𝒆𝒛𝒊 -𝒕𝒆𝒍𝒆𝒑𝒂𝒕𝒊 ...
21.4K 2.3K 21
jeon jungkook yüzme yarışında gördüğü yeşil gözlü kızı aklından çıkaramamıştı. liskook,