Kayıp / Çukur

By dilarablackk

32.5K 1K 993

Genç kız annesini bir kan davasında kaybettiği gün Çukur'u terk edip gitmişti. Lakin artık geri dönüp ailesin... More

Karakter Analizi
1.Bölüm
2.Bölüm
0.3
4.Bölüm
5.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13
14 Bölüm
15.
16
17
18
19
20
21. {Seçim}
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34 {+18}
35
36 {Sezon Finali}
37
38
39
40
41
42
43

6.Bölüm

921 33 26
By dilarablackk

Hastane/Sude'den...
Emrah bize doğru adımladığında Yamaç'ta ona doğru adımlıyordu ki Yamaç'ın kolunu tuttuğumda durması bir oldu.

"Yamaç lütfen Beren'lerin yanına döner misin?" Dedim.

Yamaç gözlerime bir süre baktıktan sonra istemeye istemeye koridorda gözlerden kayboldu. O gittiğinde Emrah'ın yanına ilerledim.

"Emrah hoş geldin." Dedim.

Ona sarılmaya adımlamıştım ki bir anda beni kollarımdan durdurdu.

"O herifle ne konuşuyordun sen?"

Emrah'ın söylediğiyle kaşlarım çatıldı. Neden bu kadar sert konuşuyordu.

"Emrah ne oluyor? Yamaç'lar bana evinlerini açtı. Onlarla konuşmam neden bu kadar ağrına gidiyor?" Dedim.

Emrah çene kemiğini sıkarak gözlerime baktı.

"Koçovalılara yakın olmak hoşuna gidiyor değil mi? Dilara'dan sonra onlarla da yakın olmak istiyorsun."

Ağır konuşuyordu. Benim sevdiğim adam böyle konuşmazdı.

"Emrah neden böyle davranıyorsun?" Dedim.

"Çünkü sevdiğim kadını kendilerine benzetiyorlar."

Emrah'ın söylediğiyle ona ne kadar kızgın olsam da sarıldım.

"Ben her zaman kendim olacağım. Ama Koçovalılarla yaşadığım için beni onlarla görmeye alışman lazım." Dedim.

Bedenimi geri çektiğimde gözlerine bakarak gülümsedim ve sakallarını okşadım. İstemeye istemeye gülümsedi ve kafasını salladı.

"Ben gideyim iş bekler." Dedi.

Kafamı salladığımda yanağıma öpücük kondurarak yanımdan ayrıldı. Arkasından bir süre baktıktan sonra Beren'lerin yanına diğer koridora ilerlemeye başladım.

Dilara'dan...
Yorgunluktan gözlerim kapanırken babamın yanıma geldiğini gördüm. Onunla konuşmak istemiyordum. Tek güçsüz olduğum konu oydu ve ben güçsüz olmak istemiyordum. Tesbihini elinde döndürerek karşıma geldiğinde kolumu tutmaya çalışmıştı ki yana çekildim.

"Niye geldin?" Dedim.

Bu haraketimle yüzü düşmüştü. Cumali Koçovalı'nın da tek güçsüz olduğu konu bendim. Herkese baba,sert kesilen Cumali Koçovalı bana karşı hep sabırlı,yumuşak olmuştu.

"Kızım iyi misin diye merak ettim. Celasun'u ne kadar sevdiğini bi-"

Lafını kestim.

"Keşke onun yerinde ben olsaydım. O bunu hak etmedi. Koçovalı düşmanları tarafından vuruldu. Orada ben olmalıydım."

Konuşmamla babam tekrardan koluma uzandı bu sefer geri çekilmedim.

"Bir daha sakın böyle konuşma." Dedi.

Dudaklarım titrerken babama baktım.

"Yalan mı? Bizim yüzümüden bu halde Beren'e bak halini görüyor musun? İnsanlar acı çekiyor. Ben artık çok yoruldum." Dedim.

Babamın kollarının arasından çıkarak Kemal'e baktım. Koltukta uyuya kaldığını gördüğümde Yamaç'a baktım. Beren'e sarılmış onu destek çıkıyordu. Vartolu'ya baktığımda elindeki telefonu kurcalıyordu. Bir tek o müsait olduğu için yanına adımladım. Beni gördüğünde kafasını kaldırdı.

"Dilara Koçovalı." Dedi.

Yüzünde her zaman ki alaylı gülümsemesiyle bana bakarken bu sefer yüzümde hiçbir mimik yoktu. Üzgün bir şekilde ona bakıyordum.

"Beni eve bırakır mısın?" Dedim.

Vartolu yüzümdeki ifadenin değişmediğini farkettiğinde yüzündeki alay gitmişti.

"Tabiki gel."

Vartolu önden yürümeye başladığında Sude'nin sesini duydum.

"Ben de geliyorum." Dedi.

Sude'ye kafamı salladığımda abime baktığını gördüm.

"Kendine dikkat et."

Dediğinde abim kafasını salladı. Sude yanıma geldiğinde beraber hastaneden çıktık. Arabada Vartolu'nun yanına oturduğumda kafamı cama yasladım. Gerçekten yorgun ve üzgündüm.

Beren'den...
Ameliyathanenin kapıları açıldığında içeriden kadın bir doktor çıktı. Yamaç'la ayağa kalkarak doktorun yanına gittik.

"C-celasun nasıl?" Dedim.

Doktor konuşmaya başladı.

"Ameliyat gayet başarılı geçti. Kurşun organlara kritik bir zarar vermemiş. Şimdi normal odaya alacağız istediğiniz zaman görebilirsiniz." Dedi.

Doktor konuştuğunda ellerimi ağzıma götürdüm. Celasun iyiydi,o çok iyiydi Yamaç'a bakarak hızlıca kollarının arasına girdim.

"Sana demiştim. Celasun'a kurşunlar vız gelir."

Yamaç konuştuğunda gülümsedim. Celasun iyiydi...

Dilara'dan...

Vartolu arabayı durdurduğunda ona baktım.

"Sağol." Dedim.

Kafasını salladığında Sude'yle beraber arabadan indik. Sude kapıya ilerlerken ben de peşinden ilerliyordum ki Vartolu'nun sesini duydum.

"Dilara bir dursana."

Arkamı dönerek Vartolu'ya baktığımda arabaya yaşlanmış bana bakıyordu. Sude'ye döndüm.

"Sen geç geliyorum ben de." Dedim.

Sude kafasını sallayarak eve girdiğinde Vartolu'ya doğru ilerledim.

"Efendim?" Dedim.

Vartolu'nun gözlerinde yumuşacık bir bakış vardı. Bir süre gözlerime baktı.

"İyi misin sen?" Dedi.

Birinin bana bu soruyu sormasına çok ihtiyacım vardı. İyi falan değildim. Hiçkimseye güçsüzlüğümü göstermeyi sevmezdim. Bunu kimseye göstermezdim ama artık dayanamayacaktım.

"Canım çok yanıyor."

Vartolu bunu söylememle hızlıca bana doğru bir adım attı.

"Gel buraya asi gel."

Beni kollarının arasına aldığında hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Buna çok ihtiyaçım vardı. Biz sarılırken Vartolu'nun telefonu çaldı. Açmayacaktı ki açmasını söyledim.

"Önemlidir bak." Dedim.

Kafasını sallayarak telefonunu kulağına götürdü.

"Efendim Selim?"

Bir kaç şey konuştuktan sonra telefonu kapatarak gözlerime baktı.

"İyi geceler." Dedim.

Vartolu'ya arkamı dönerek eve ilerleyecektim ki sesini duydum.

"İyisin dimi?" Dedi.

Ona dönerek kafamı aşağıya ve yukarıya salladım.

"İyi geceler." Dedi.

Arabasına bindiğinde eve girdim.

Beren'den...
"Tek bir kişi hastayı görebilir."

Doktor konuştuğunda ayağa kalktım. Kemal'e baktığımda girmem için işaret etti.

"Teşekkür ederim Kemal."

Kemal'e gülümseyerek kapıyı açtım. Karşımda yatakta yatan Celasun'u gördüğümde hafif gözlerim doldu. Onu böyle görmek hiç güzel değildi.

"C-Celasun."

Konuşmamla beraber Celasun'un bana kafasını döndürmesi bir oldu. Beni gördüğünde yüzünde tebessüm oluştu. Hızlıca yanına giderek yavaşça sarıldım.

"Çok korktum,çok." Dedim.

Celasun'un güldüğünü duyduğumda ben de onunla güldüm. Onu çok seviyordum.

"İyiyim merak etme." Dedi.

Yatağın kenarına oturarak gözlerine baktım. Yorgun gözüküyordu.

"Bir şey ister misin?" Dedim.

Ayağa kalkarak suya doğru adımladığımda elimi tuttu. Bu haraketle olduğum yerde kaldım. Ellerimize bakarken tekrardan gülümsediğini duydum.

"Sadece seni izlemek istiyorum." Dedi.

Onun bu söylediğiyle yanaklarımın kızardığını hissettim. Utangaç ve romantik bir insan değildim ama konu Celasun olunca bunların ikisi de oluyordu.

"Diğerleri iyi mi? Kimseye bir şey olmadı değil mi?"

Sorusuyla kafamı iki yana salladım. Herkes çok iyiydi.

"Herkes çok iyi merak etme."

Bu söylediğimle rahatça bir nefes aldı. Sonra tekrardan gözlerime baktı.

"Sen ağladın mı?" Dedi.

Kafamı yana döndürmeye çalıştım. Gözlerim kıp kırmızıydı kesin yüzümü ne kadar saklamaya çalışsam da başarılı olamamıştım.

"Beren bak bana."

Celasun konuştuğunda ona geri baktım. Ellerini hafifçe kaldırarak kafamı avuçlarının arasına aldı. Celasun'un dokunuşuyla gözlerim kapandı. Gözlerimi parmaklarının ucuyla sevdikten sonra gülümsedi.

"Gel buraya."

Kafamı göğsüne koyduğunda bu anın huzuruyla gözlerimi kapattım.

"Keşke hep böyle kalabilsek." Dedi.

Ama kalamayacaktık İdris Koçovalı ikimizin ilişkisine izin vermezdi. Celasun'u ne kadar sevse de benimle olmasına izin vermezdi.

"Celasun gitmem gerekiyor yoksa dedem sorun çıkaracak." Dedim.

İstemeye istemeye Celasun'un göğsünden kalktığımda yüzünün düştüğünü gördüm.

"Yapma." Dedim.

Hiçbir şey söylemeden kapıya baktı.

"Haklısın." Dedi.

Onun bu davranışı beni üzse de yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Kapıdan çıkmak zorundaydım.

"Özür dilerim." Dedim.

Bu söylediğimle omuzları silkti. Ona son kez bakarak odadan çıktığımda babam yanıma geldi.

"Celasun iyi mi?" Dedi.

Kafamı salladım.

Sude'den...
Dilara'yla beraber biraz kafa dağıtmak için Koçovalı mahallesine geziniyorduk. Kahvelerin önünden geçerken karşıdan bize doğru gelen bir adamı gördüm.

"Şu adamı tanıyor musun sana doğru geliyor?"

Dilara'ya bakarak karşıdaki adamı gösterdiğimde Dilara olduğu yerde kaldı.

"Sude çabuk uzaklaş buradan çabuk ol."

Dilara konuşurken belindeki silaha eli gitmişti. Ne olduğunu anlamamıştım.

"Seni yalnız bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun." Dedim.

Biz Dilara'yla bir yola çıkmıştık. Bu yolda hep yan yana,sırt sırta olacaktık. Onu şimdi yalnız bırakmayacakım. Dilara bana sert bir bakış attığında omuzlarımı silktim. Gitmeyecektim. Bu sıra da adam bize iyice yaklaşmıştı.

"Dilara Koçovalı."

Karşımızdaki mavi gözlü adam Dilara'ya elini uzattığında Dilara'ya baktım. Adamı süzüyordu. Elini silahından çekerek adamın eline baktı. Belli ki oyunu kurallarına göre oynayacaktı.

"Sadrettin Umman." Dedi.

Bu sıra da kahveden Vartolu çıkmış ve gözleri bize dönmüştü. Dilara ve Sadrettin'in ellerine bakıyordu.

Continue Reading

You'll Also Like

1.2K 101 11
Ben Hansuret-Bikeç. 1590 senesinin sonbaharında Prens Alkas Çerkassky ve Prenses Feride'nin kızı olarak dünyaya gelen, Çerkeslerin güzelliği dillere...
31K 1.5K 28
"Sonlar umutlar tükenmedikçe son değil, başlangıçtır." ~~~~ "Vakti geldiğinde ben sana bu sözleri hatırlatırdım ama seninle konuşmayı bile istemediği...
9K 1K 19
*The Vampire Diaries kurgusudur* Kendi evreninden The Vampire Diaries evrenine ışınlanarak baş karakterin bedenine girmiş bir kız düşünün... "Deli ol...
276K 15K 45
aile kurgusudur klasik bir şey yazıyorum umarım beğenirsiniz