trouvaille

By eph_emeral

2.7K 252 798

dünyaya yakışmayan çiçeklerim yalnızca avuçlarında can bulsun. * to; 1felicio More

one
two
three
four
five
six
seven
eight

nine -end-

293 28 221
By eph_emeral

fabian secon, what do i live for

*

Yağmurlu havaların, kışın, sonbaharın zihin kıyameti olurdu. Soğuklarla birlikte hüzünler silsilesi dünyanın etrafını sarar ve sinsi bir gülümsemeyle ben geldim derdi sanki. Yoongi zihnindeki sesleri ilk kez bu kadar gürültülü ve karmaşık duyuyordu. O kadar hızlı adımlar atıyordu ki cebindeki yara bantları yerlere saçılıyor, yüzüne soğuk dalga dalga çarpıyordu. Min Yoongi o gün çok üşüyordu. 

''Bazen onları görüyorum biliyor musun? Caddede yürürlerken, bir yerlere yetişmeye çalışırlarken ya da bir kahvecide birlikte kahve içip sohbet ederlerken,'' dedi Jimin kırgın sesiyle, her zamanki gibi parmaklarıyla oynuyor ve avuçlarındaki papatyalarını yere düşürüyordu. ''Sonra napıyorsun?'' diye sordu Yoongi. Jimin bir süre ellerine bakmaya devam etti. 

''Yanlarına gidip konuşmak istiyorum ama sonra vazgeçiyorum. Caddedeyken önümden geçip gidiyorlar, bir yere yetişmeye çalışırken omzuma çarpıp geçiyorlar ve kahve içip sohbet ederken kimseyi duymuyorlar. Beni hiç görmüyorlar.''

''Acımasızlarmış,'' dedi Yoongi. Jimin başıyla onayladı. 

''Öyleler.''

Yoongi en son ne zaman sendelediğini hatırlamıyordu, ilkokula mı gidiyordu? Ayakları en son ilkokulda mı birbirine dolanmıştı? Ona çelme takan Jimin miydi? 

Jimin çiçeklerinden daha mı çok seviyordu Yoongi'yi?

''Ceplerimde hep papatya taşıyorum ama en sevdiğim çiçek menekşe, çünkü kokusu bana çok şey hatırlatıyor,'' Yoongi gözlerini Jimin'in gülümseyen çehresine çevirdi. Tek kaşı kalkmıştı. ''Menekşeler kokar mı?''

''Büyüsü de orada ya!'' diye şakıdı Jimin. ''İlk kokladığında kokusunu alamıyorsun ama birden beliriveriyor ve zihnin menekşe kokusunu hiçbir zaman hatırlayamadığından her seferinde ilk kez kokluyormuşsun gibi hissediyorsun. Menekşenin kokusu bir beliriyor bir kayboluyor.''

Parkın girişinde aniden durdu Yoongi. Kafasındaki bütün sesler sustu, zihnindeki canavarlar durdu. Park Jimin ağacın altında, kolları göğsünde bağlı ve gözleri kapalı öylece oturuyordu.  Kaç dakika öyle durdu bilmiyordu, hava ne kadar soğuktu artık algılamıyordu. Zihninde dolaşan şeyleri kavrayamıyordu, Min Yoongi ne yaşıyordu? 

Yavaş adımlarla ilerledi Jimin'in yanına, kalbi çok hızlı çarpıyordu. 

''Yaralarına yara bandı yapıştırırsan iyileşmez ki,'' dedi Jimin Yoongi'nin gözlerine inanamaz gibi bakarken. ''Dikiş atılmayan derin yara hiç kapanır mı? Yara bandıyla üstünü kapatıyorsun sen yalnızca.''

Jimin yaklaşan silüetin farkındalığıyla gözlerini açtı. Kırgın bakışları metrelerce öteden bile fark ediliyordu. ''Neden gelmedin? Seni çok bekledim.'' 

Yoongi bir tuhaflık aradı, uzunca Jimin'in üstünde gezdirdi gözlerini. Bir şey olmadığını fark edince rahatlayarak nefes verip kendini yorgunca ağacın diğer tarafına attı ve sırtını ağacın gövdesine yasladı. O kadar yorgundu ki, Jimin'in ona gülümsediğini fark etmemişti. 

 ''Beyaz papatyalar, mor menekşeler, kırmızı güller... Hepsi çok güzeller. Çiçeklerin bu kadar güzel olması garip değil mi? Zaten kısacık ömürleri yokmuş gibi dalından kopardığın an ölüveriyorlar. Ceplerimdeki papatyalar bana küsüyorlar mıdır?''

Cevap veremedi Yoongi. Sırtını iyice ağacın gövdesine yasladı sadece, arada ağaç yokmuş gibi.

''Küsüyorlarsa da napabilirim ki, küssünler. Onlar öldükçe ben yenilerini ekerim, öyle olmaz mı?''

''Neden böyle konuşuyorsun?''

Kıkırdadı Jimin. ''Bizim sohbetlerimizin hiç konusu olmaz, bunu şimdi mi soruyorsun?''

''Bazen hiç gece olmasın istiyorum. Güneş aya kızsın, küssün ve ay güneşin yerini hiç almasın istiyorum. Bu ağaç ayın altında hiç güzel gözükmüyor,'' Jimin'in kızgın ses tonuna güldü Yoongi. ''Mümkün olmasını isterdim.''

Jimin Yoongi'ye doğru eğilerek gizli bir şey söylüyormuş gibi fısıldadı heyecanla. 

''Benim dünyamda mümkün.''

''Zihnimdeki sesler hiç susmadı, bazen onlara da bağırdım, bazen kırdım döktüm önümü bile görmedim. Ama zihnimdeki kıyamet dinmemeye yemin etmişti, çok korkunçtu her şey. İnanabiliyor musun? Dünya kocamandı ve ben küçücüktüm. Bunun farkındalığını her gün yaşıyor musun? Korkunç.''

''Hangi dünyadan bahsediyorsun?'' diye sordu Yoongi. Jimin bir süre cevap vermedi. 

''Bu dünyadan.''

''Jimi-''

''Bölme beni,'' dedi Jimin hızlıca. ''Bak elimi bırakmasaydılar belki, benden korkmasaydılar ve beni tek başıma bu kocaman dünyada bırakmasaydılar bu kadar korkmazdım. Ama elimde yalnızlığım var dedim, onu kimseye vermezsin dedim, gözlerini kapattığında orda yalnızsın dedim. Çiçeklerin var dedim, onlar sana zarar veremez dedim Yoongi. Hiç gülün dikeni eline battı diye ağlar mısın? Ben ağlamam, gülü gül yapan dikeni değil midir?''

Yoongi korkmaya başlamıştı. 

''Zihnimdeki cennette baş köşedesin biliyor musun? Kulağının arkasında kardelen var, avuçlarında menekşeler, köprücük kemiğinde papatyalar. Sen hiç kendini yüzüne güneş vururken, köprücük kemiğinde papatya bantlıyken izledin mi? Keşke izleyebilsen, kendini Tanrı sanırsın.''

Hava kararmak üzereydi, güneş batıyordu. 

''Sana hep bu dünyada tek bir amacım kaldı dedim.'' Bir süre devam etmedi Jimin. ''Bazen istediğim cevapları vermeyip beni kırdığında da, zihnimden çıkmamı isteyip bana kızdığında da, çiçeklerimi aldığında da seni bu dünyaya yakışmayacak kadar güzel sevdim. Yaraların çirkin gözükmesin diye sana hep çiçeklerimi verdim, her gün dalından kopartıp öldürdüm papatyalarımı, kardelenlerimi. Bugün menekşelerimi öldürdüm ama senin için. Senin için Yoongi, ceplerimdeki çiçeklerin hepsi senin için. Onları senin için öldürdüm.''

Kışın soğuğu, zihnimin yorgunluğu... Bak nasıl acıtıyor sol yanımı, bak nasıl kırıyor hem senin kalbini hem benim kalbimi. Dünyaya yakışıyor mu böyle bir sevgi?

''Bu ağacın altında üşüyorum sanırım,'' dedi Jimin. ''Sende üşüyor musun?''

''Evet Jimin,'' dedi Yoongi hemen. ''Hadi gidelim burdan.''

''Hadi ama Min Yoongi, her gün en ön koltuktan izlemiyor muyuz güneşin son gösterisini?''

''Jimin,'' dedi Yoongi ağladı ağlayacak bir tonda. 

''Haddinden fazla sevdim Yoongi, nasıl oldu bilmiyorum ama zihnimde bir yere oturtamadım bile seni, inanabiliyor musun? Zihninimin cennet olduğunu söylediğinde ancak o zaman cennetimin en güzel köşesine oturttum seni. Güneş batıyor Yoongi, bende amacımı gerçekleştirdim. Söylemeden de geçemeyeceğim...'' Duraksadı Jimin. ''Bu çirkin dünyanın bir rengi olsaydı, o sen olurdun.''

''Jimin?''

''Gözlerimi kapattığımda her şey geçiyor biliyor musun? Acı, öfke, kırgınlık. Hiçbir şey duymuyorum.'' Güneşin turuncu ışıkları yüzüne yansırken ve hava kararmaya yüz tutmuşken, gözlerini kapattı Jimin. Ağacın orda olmadığını ve sırtını Yoongi'nin sırtına yasladığını hayal etti. ''Gözlerimi kapatacağım şimdi. Acı, öfke, kırgınlık, hiçbirisi bulmayacak artık beni.''

''Sen kimsin biliyor musun?'' diye sordu Jimin tatlı bir tınıyla Yoongi'ye. ''Uzun süre önce aramayı bıraktığım kişisin. Seni buldum.''

''Beni arıyor muydun?'' diye sordu o da Jimin'e dönerek. Jimin kafasını salladı. ''Tesadüfen buldum, bilerek olmadı.''

''İntihar ipini yakıştırmadı sana zihnim, bende en güzel ölümü senin için seçtim.'' Cebindeki menekşeleri avuçlarına aldı Jimin. ''Dünyaya yakışmayan çiçeklerim yalnızca avuçlarında can bulsun, üzülme Yoongi ben seni hep izlerim; güneşin doğuşuyla gelir batışıyla giderim.''

Yoongi'nin dünyası dönüyordu, Jimin'in ise uykusu geliyordu. 

''Ben gözlerimi kapatınca, çiçeklerimi sular mısın Yoongi? Perdeleri çekme hiç, güneşi görsün yüzleri. Ben onları senin için öldürsem bile sen benim yüzümden öldürme hiçbirini.''

''Beni bulduğun için mutluyum?''

''Seni bulduğum için mutluyum.''

Trouvaille, uzun süredir aradığın bir şeyi tesadüfen bulmaktır. Belki bir çiçek, belki bir kişi ya da bir dünya. Jimin'in dünyası.

Güneş battı, yerini ay aldı. Kocaman bir dünyanın içine Jimin kendi dünyasını sığdırdı ama kimse bunu göremedi. Jimin gözlerini kapattı, Yoongi dünyasının altında kaldı. 

Sonra menekşelerin kokusunu duydu. Ya da o öyle sandı. Çünkü menekşelerin kokusu bir belirir, bir kaybolurdu.

''Bugün de, papatyaları dalından koparıp küstürdüm kendime.''

''Zaten ölmeyecekler miydi?''

''Zaten öleceklerdi.''

-end-

umarım sevmişsindir:'')  1felicio

Continue Reading

You'll Also Like

2.9K 294 8
"Hoseok öldü Yoongi."
2K 160 13
Kralın oğlu Taehyung ve Kim krallığına köle olarak satılan Jeon kırallığının prensi Jungkook
60K 3.2K 39
Çift : NAMJİN - YOONMİN 🐨❤🐑. 🐢❤🐥 YOONMİN Siz hiç dilsiz bir hastanıza AŞIK oldunuzmu ? Peki ya kalbinizi çalanın hastalarınızdan biris...
137K 7.4K 39
civciv: sarma mı yaptin gercekten __ #galatasaray 'da 1. 01.08.24 #barışalper 1. #yunusakgün 1. #millitakımlar 1. __ başlama tarihi 19.08.23 bitirm...