[Katy perry-only love]
[Deniz tekin-sezenler olmuş]
Keyifli okumalar.🌷
Merdivenlerden çıkarken yarın'ın heyecanıyla multulukla gülümsemeye başladım ,yan tarafta duran korumaları bile umursamadan boynuna sarılmıştım ama şimdi utancımdan yanaklarım al al olmuştu,umarım babama bunu söylemezlerdi.
Gerçi attığım her adımı söylüyorlardı. Bunu söylememeleri imkansız olurdu.
Telefonumun sesiyle alt dudağımı ısırarak,içimden babamın olmaması için dualar etmeye başladım.
Ekranda yazan annemin ismini görmemle derin bir nefes verdim.
"Annecim." Dedim telefonu açtığım gibi.
"Kızım nasılsın, ne yapıyorsun?"
Sesi hafif telaşlı gibi geliyordu.
"İyiyim anne, bir arkadaşımla buluşmuştum şimdi eve geçiyorum."
Babamin arkadan 'kimmiş bu arkadaşı sorsana?' diye sormasıyla dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Hangi arkadaşın kızım ,okuldan mı?"
"Evet sana anlatmıştım ya anne üniversiteden Ali."
Babam arkadan bir şeyler mırıldanıyordu ama tam duyamıyordum.
"O korumalar biraz daha böyle rapor verirlerse ,kendine yeni adamlar bulmak zorunda kalacaksın baba."
Birkaç hışırtıdan sonra babamın telefonu eline aldığını anlamıştım.
"Onlara kendilerini fark ettirmemelerini söylemiştim ama pek başarılı olmamışlar.
Ayrıca adamları boş ver de sen kime sarılıyordun az önce, kim o çocuk?"
"Dedim ya baba, okuldan bir arkadaşım yani aslında biz yakınız." Dedim kelimeleri toparlayamadan.
Annem tekrar telefonu eline aldığında yürümeye başladığını anlamıştım.
Kapı kapanma sesiyle annemin odadan çıktığını fark ettim.
"Kızım direk sevgilim deseydin ne demek yakınız, babanın gelip parmağınıza yüzük falan takmasını mı istiyorsun sen,ayrıca ablan söylemezse hiç haberim olamayacak, ne ara sevgili oldunuz siz."
Yaslandığım duvardan doğrularak kapıyı açmak için çantamdan anahtarımı çıkardım.
"Daha çok yeni anne ondan söylemeye fırsat olmadı,ayrıca babamın da bilmesi gerekiyor onun arkasından iş çeviriyor muşum gibi olur yoksa,hem kızacak değil ya anne sanki siz sevgili değildiniz." Dedim sitemle.
"Tamam bizde sevgiliydik ama ,kız babası olmak çok farklı, şimdi deli danalar gibi dolanıyordur içeride, ben gidip güzel bir dile anlatırım ona ,sen de çok detay verme sorarsa."
"Tamam ya,sormaz zaten bana."
"Sen öyle san ,ilk duyduğunda ceketini alıp izmire gidiyorum dedi,beni bile böyle kıskanmadı bu adam."
Annem kendi söylediklerine gülerken ben de kıkırdamadan edemedim.
"Tamam ya kapının eşiğinde duruyorum hâlâ, sorguya çektiniz resmen." Dedim gülmemi bastırmaya çalışarak.
"Tamam öpüyorum kızım, sen geç içeri."
"Ben de öpüyorum annecim,sonra konuşuruz." Dedim telefonu kapatarak.
Anahtarı bile çevirecek halim olmadığı için kapıyı hafifçe tıklatım.
Çok geçmeden kapı açıldığında Merve'nin yanağından öpüp hemen içeri attım kendimi.
"Anahtarı elinde tutuyorsun bir de Bado ,bir daha o kapıyı çalarsan kapının önünde yatmak zorunda kalırsın."
Gülümseyerek başımı salladığımda, tekrar yapacağımı o da biliyordu.
"Nazo nerede?" Diye sordum ayakkabılarımı çıkarırken.
"Salonda, ama biraz üzgün gibi."
Salona geçtiğimde kollarını bacaklarına sarmış düşünceli bir şekilde duvarı izleyen Nazenin'i gördüğümde üzülmeden edememiştim.
"Nazo'm ben geldim."
Yüzünü bana döndüğünde hemen gülümsemeye çalıştı.
"Hoş geldin, nasıl geçti gecen?"
"Güzeldi,sahile gidip yemek falan yedik."
"Süpermiş allah'tan Ali diğer kerestelere benzemiyor." Dedi Merve gülümseyerek.
Nazenin'in yanına oturduğumda,başımı omzuna yasladım hemen.
"Aslına bakarsanız kavga ettik, İtalya meselesini duydu."
"Çok tepki verdi mi?"
"Kimden duymuş ki?"
Diye sordular aynı anda.
"Sanem denen o sarı çiyan söyledi, Alper'in de geleceğini öğrenmiş ,resmen Ali'nin karşısına geçti ve sevgilin Alperle italyaya gidiyor dedi."
"O kızda vardı zaten bir şeyler, ilk zamanlarda da bu yüzden bize bulaşıyordu demek ki." Dedi Nazenin kaşlarını çatarak.
"Evet kesinlikle Ali'yi seviyor bu yüzden sana bulaşıyordu ilk başlarda da." Diye onayladı onu Merve.
"Ben de şüpheleniyorum ama Ali sadece liseden taşıdığını ve ilişkimize asla müdahale edemeyeceğini söyledi."
"İstese de edemez ,bunu onun yanına bırakamayız. Gördüğüm ilk yerde o estetikli burnunu eline vereceğim." Dedi Nazenin çatık kaşları ve kıpkırmızı kesilmiş yüzüyle.
Merve'yle birlikte şaşkınlık dolu gözlerler ona bakmaya başladık.
"Ama sen kavga etmez ki Nazo." Dedim şaşkınlığım'dan sıyrılıp onu sakinleştirmeye çalışarak.
"Neden etmeyeyim ki, istersem o sarı çiyanın saçlarını da eline veririm."
"Tamam Nazo ya sakin ol, ben de yardım ederim hallederiz onu."
"Ali çok sinirlendi mi peki Alper'in de geleceğini duyunca." Diye devam etti Merve konuyu değiştirerek.
Merve'ye doğru dönüp hafifçe başımı salladım.
"Beni omuzuna atıp arabaya bindirdi ,sinirden eli ayağı titriyordu resmen."
"Ama allah'tan çekip gitmedi de anlatmama izin verdi." Dedim hafif bir duraksamanın ardından.
"Seven insan dinler, kaybetmemek için sebepler bulmaya çalışır, yapmışsa bir sebebi vardır bir bildiği vardır der."
Nazenin'in duygu dolu sesiyle, hafifçe tebessüm edip ona doğru döndüm.
"Peki sen kaybetmemek için sebep arıyor musun?"
Sorduğum soruya karşılık olarak umutsuzca başını iki yana salladı.
"Bu söylediğim karşılıklı sevgi için geçerli ,beni sevmeyen biri için arayacağım tek sebep onu nasıl hayatımdan çıkarabilirim olur."
"Konuştunuz mu hiç, belki geçerli bir sebebi vardır."
"Aradı ama açmadım, sebebi ne olursa olsun o iğrenç yere beni götüremeye hakkı yoktu, nasıl değersiz hissettiğimi ölsem bile unutamam." Dedi gözleri dolarken.
"Tamam bir tanem nasıl istersen öyle olsun ,konuşup daha fazla üzülme."
Yanağına bir öpücük kondurup;
"Kapının önünde Ali'yle sarıldığımızı gören korumalar hemen babama söylemişler, babam da ceketini alıp ben izmire gidiyorum demiş." Dedim ortamı şenlendirmeye çalışarak.
Nazenin gözlerindeki yaşlara inat kocaman gülümsediğin de ben de ona sıkıca sarılarak gülümsemeye başladım.
"Ahmet amcam yine tam formunda,hatırlıyor musun lisede bir sevgilin vardı esmer bir taneydi ,baban da ne buluyorsun bu hamam böceği kılıklıda demişti ve kovmuştu onu sizin evden." Merve'nin söylediğine hep birlikte gülmüştük.
"Çocuğun ismini bile hatırlamıyorum ama açıklama bile yapmadan benden ayrılmıştı. Sanrım babam korkutmuştu onu."
"Kesinlikle baban yaptı, peşinden bir an bile ayrılmayan çocuk senden kaçar olmuştu."
"Ali pek korkup kaçacak biri gibi de durmuyor ,Ahmet amca sağlam kayaya çarptı." Diye devam etti Merve gülümseyerek.
"Kesinlikle öyle, ikisini arasında çıkacak tartışmaları düşününce bile ortamın alev aldığını hissediyorum, ikiside dişli önce kim pes edecek çok merak ediyorum."
"Sana da eğlence çıktı Nazo birazdan bahiste açarsın." Dedim sahte bir alınganlıkla.
"Olur valla 200'den Ali için açıyorum arttıran var mı?"
"Valla ben de 100'den Ali için devam ediyorum." Dedi Merve de ona katılıp kahkaha atarak.
"Siz varya çok fenasınız, sizinle daha fazla sinirlerimi bozmayacağım gidip elbise seçmem lazım."
"Nereye gideceksin ki ve bizsiz elbise mi seçiyorsun? Bunu ihanet sayarım."
Hafifçe bir kahkaha attığımda ona hayali bir öpücük attım.
"Yarın Ali'nin babaannesi ve kardeşiyle tanışmaya gideceğim,akşam yemeğine davet ettiler."
"Ay bu Ali kesin aşık sana ,daha bismillah yeni sevgili oldunuz hemen ailesi ile tanıştırmak istiyor,ben sana söyleyim iki aya kalmaz bu söz nişan düğün yeni gelin paketi yapar seni." Dedi Nazenin kıkırdayarak.
"O sarı saçlarını seviyorsun hemen susmalısın Nazo." Dedim saçlarının bir tutamını parmağıma dolayarak.
Kaşlarımı çatıp geri çekildiğinde bu tepkisine kahkaha atarak ayağa kalktım.
"Ya durda anlat her şeyi, neden bu kadar acele ediyormuş daha dün bir bugün iki."
Gülümseyerek omuz silktim.
"Ben de öyle söyledim ama geç bile kaldığımız söyledi."
O anlar aklıma geldiğinde pelte kıvamına gelip eriyeceğimi sandım.
"Allah'ım benim neyim eksik neden şimdiye kadar hiç sevgilim olamadı ki ,olma yolunda olanlar neden çürük çıktı ki allah'ım."
Her ne kadar üzgün bir tonlamada söylese de elini semaya açan hali o kadar komikti ki Merve'yle bu haline kahkaha atarak karşılık vermiştik
"Nasıl hiç sevgilin olmadı ki Nazo,insan orta okulda havalı olmak için bile sevgili yapar." Dedi Merve gülmeye bir son verip burun kıvırarak.
"Olmadı işte etrafındaki kimse ilgimi çekmiyordu, her şeyin ilkini sevdiğim aşık olduğum insanla yaşamak istiyordum ama ilk öpücüğümü o aptal çaldı."
Her konuyu Murat'a bağlamasıyla üzülmeden edemedim.
Sanırım o da Murat'tan hoşlanıyordu ama kırıldığı için artık istemiyorum diyordu.
Kolunu sıvazladığımda Merve de yanağına bir öpücük kondurdu.
"Sen üstünü değiştir, duş falan al biz de sonra geliriz birlikte kıyafet seçeriz yarın için."
"Tamam ama üzülme sen de."
Başını salladığında hemen yanağına bir öpücük kondurdum.
Onun gibi kalbi kırık,hâlâ içinde 16 yaşında ki bir kız çocuğunun yalnızlığını taşıyan birinin mutlu olmasını her şeyden daha çok isterdim.
***
Kararsızca kızlara doğru döndüğümde elimdekileri gösterdim.
"Bu nasıl peki ,sanki çok açık duruyor, kahve rengi olanı mı giysem acaba?"
Bıkınlıkla yüzüme bakmaya başladıklarında oflayarak elimdekileri yatağın üzerine fırlattım.
Bugün öğleden sonra dersim olmadığı için Ali sabırsızlanark akşam yemeğine değil öğlen yemeğine gidelim demişti.
Dün gece de hangi kıyafetleri giyeceğime bir türlü karar vermemiştim ve şu an karar veremiyordum.
"Tamam ya en iyisi ben Ali'yi arayıp gelemeyeceğimi söyleyeyim, baksana giyecek hiçbir şeyim yok." Dedim telefonumu elime alarak.
"Saçmalama Bado, yirmi buluşmaya yetecek kadar kıyafetin var ,sen Nazoyla saçını makyajını yap ben de elbiseni seçerim."
Umutsuzca başımı salladığımda Nazenin koluma girerek, kendi odasına götürdü beni.
"Şimdi Badom önce şu yüzünü biraz topla hafiften bir gülümse." Ellerini yanaklarıma koyup gülümsetmeye çalıştığında, dayanamayarak gülümeye başladım.
"Ha şöyle ya ,otur bakalım şu sandalyeye."
Sandelyeye oturup sırtımı yasladığımda hemen saçımdaki tokayı çözmeye başladım.
"Saçın zaten düz uç kısımları maşa yapsam yeterli olur."
"Tamam istediğini yap ,yeterki geç kalmayayım."
"Yok yok kalmazsın ,Merve de gelsin yarım saate hazırsın."
Başımı salladıktan sonra hummalı bir çalışmanın içine girmiştik.
Aynada son kez kendimi incelediğimde tahmin ettiğimden daha iyi bir sonuç çıktığını fark ettim ,kahve rengi kazağım ve siyah silik kareli eteğimle hem şık hem de güzel gözüküyordum.
"Bade çok güzelsin, Mükemmel oldun."
Nazenin dolu gözleriyle söyledikleriyle hemen yanına gidip sıkıca sarıldım ona.
"Özel gününde falan mısın sen Nazo,her şeye de ağlanmaz ki."
"Bilmiyorum ki durduk yere hüngür hüngür ağlamak istiyorum."
Merve arkadan elini eyvah der gibi salladığında. Geri çekilip yanağından öptüm.
"O zaman gelirken sana çikolata alırım,istersen pamuk şeker de alırım."
"Çikolata olur ama pamuk şeker istemiyorum. O adiyle yediğim hiçbir şeyi istemiyorum."
"Ben de konu ne zaman Murat'a gelecek diyordum." Diyen Merve'ye ters bir bakış atıp tekrar Mazenin'e döndüm.
"Tamam bir tanem sadece çikolata alırım."
"Unutma ama ,bitter de al." Dedi burnunu çekerek.
Gülümseyerek başımı salladım.
Kapının çalmasıyla kaşlarımı çatıp saate baktım, Ali gelmiş olmalıydı.
"Ay bir heyecan bastı beni, Merve sen kapıyı açsana ben de oda'dan ayakkabılarımı alayım." Dedim odama doğru koşarak.
Odaya girip ayakkabılarımı alıp giydiğimde, ayakkabının hafif topuğu yüzünden fiziğim daha düzgün ve güzel olmuştu,aynadan makyajımı da kontrol ettiğim de derin bir nefes alarak ,odadan çıkıp dış kapıya yürüdüm.
Kızlar ve Ali gülümseyerek bir şeyler konuşuyorlardı.
Yanlarına vardığımda susarak bana doğru döndüler ,ali kollarını açıp beni yanına çağırdığında zaman kaybetmeden kollarının arasına girdim.
"Hoş geldin."
"Öyle hoş buldum ki,anlatmaya kelimelere yetmez güzelim."
Utanarak geri çekildiğimde kızların muzip bakışlarını üzerimizdeydi.
"Sen gelmeden önce kızlarla yarın dışarı çıkmak için konuşuyorduk." Dedi Ali kızları işaret ederek.
"Yarın benim kafeye gitmem gerekiyor ama."
"Biliyorum güzelim öğleden sonra gideceksin, öğleden önce de bizimkilerle bir yerlerde otururuz diye düşündüm."
"Olabilir kızlar da gelirse gelirim." Dedim onlara doğru dönerek.
Merve olur der gibi başını salladığında nazenin tepkisiz kalmıştı.
"Rahatsız olacaksan Murat gelmez,yani onun olduğu bir ortamda olmak istemezsen anlarım."Dedi Ali imalı bir tonda.
Nazenin kaşlarını çattığında yemi yediğini anladım.
"Neden rahatsız olayım ki, çok istiyorsa o rahatsız olsun."
"Süper o zaman ,biz gidelim artık görüşürüz kızlar."
"Görüşürüz."
Ben de çantamı alıp onlara el salladığımda Ali'yle birlikte asansöre bindik.
Asansörün aynasından bakıştığımızda gülerek biraz daha yaklaştı bana.
"Sana bu kadar güzel olmak yasaklanmalı."
Gülümseyerek başımı eğdiğimde asansör de durmuştu.
Elimi tutup asansörden indiğinde, dış kapıya gememizle duraksayarak elimi çekmeye çalıştım.
Kaşlarını çatıp yüzüme döndüğünde, kapının önünde duran korumaları işaret ettim ve;
"Babama dün sarıldığımızı söylemişler,bunu da söylerlerse babam kızabilir." Dedim.
"Sen burada bekle, hemen döneceğim."
Daha cevap bile veremeden gitmesiyle şaşkınlıkla beklemeye başladım.
Merdivenin köşesine geçip oturduğumda birkaç dakika sonra büyük adımlarla yanıma geldi.
Elini uzattığında elini tutup ayağa kalktım.
Elimi daha sıkı tutup dış kapıdan çıktığımızda korumlarla göz göze geldim.
İsminin Atıf olduğunu bildiğim koruma şefi yanımda durarak kibar bir şekilde konuşmaya başladı.
"Bade hanım arabanızla gitmeyecekseniz ,işiniz bittiğinde dilerseniz sizi almaya gelebilirim."
"Gerek yok Atıf ben bırakırım onu,size kolay gelsin." Dedi Ali benden önce konuşarak.
Koruma onaylamak ister gibi bana baktığında, gülümseyerek başımı salladım. Başka bir şey söylemeden yürüyerek arabasının önünde durduğumuzda;
"Arabamdan bir şey almam gerkiyor biraz bekler misin?" Diye sordum.
Başını salladığında çantamdan arabamın anahtarını çıkarıp kendi arkama doğru yürüdüm,arka kapıyı açıp koltuğun üzerine bıraktığım çikolata paketini aldığımda hemen kapıları kilitleyip Ali'nin yanına döndüm.
"Tamam gidebiliriz." Dedim kapıyı açıp yolcu koltuğuna yerleşerek.
O da kendi yerine geçtiğinde elimdeki paketi incelemeye başladı.
"Bomba incelermiş gibi inceleme sadece çikolata var içinde."
"Neden zahmet ettin ki güzelim, hiç gerek yoktu." Dedi elimdeki paketi alıp arka koltuğa bırakarak.
"Bence şu anki asıl konumuz korumalara ne söylediğin, tehdit etmedin değil mi?" Diye sordum korkuyla.
"Tehdit falan etmedim, sadece konuştum benim yanımda sana hiçbir şeyin zarar vermeyeceğinden bahsettim onlara ,onlarda saygı duydular bence babana bu konuşmayı iletmeleri bizim için artı puan olur." Dedi yatıştırıcı bir sesle.
"Umarım öyle olur,gidelim mi artık geç kalmayalım."
Başımı salladığında arabayı çalıştırıp yola koyulmuştuk.
Evleri sahil kenarına yakın bir villaydı, yemyeşil bahçenin girişinde durduğumuzda heyecanla Ali'ye döndüm.
"Kalbim çıkacak gibi." Dedim elimi kalbimin üzerine yaslayarak.
Nazikçe kalbimin üzerindeki bilekliğimizin takılı olduğu elimi alıp bileğimden öptüğünde kalbim deli gibi atmaya başlamıştı.
"Heyecanlanmana gerek yok güzelim, bundan sonra hep birlikte olacağız zaten."
Başımı salladığımda elimi bırakıp kapısını açtı, ben de arakadan çikolata paketini alıp kapımı açarak arabadan indim.
Elimi tutup açık kapıdan girdiğinde etrafı incelemeye bir son verip önüme döndüm,heyecandan elini tutan elim tir tir titriyordu.
Ali hafifçe duraksayıp bana döndüğünde,ellerini yanaklarıma koyup alnıma küçük bir buse kondurdu.
"İstersen geri dönelim başka bir gün geliriz."
Hızlıca başımı iki yana salladım.
"Hayır gidelim ,sadece biraz fazla kastım ama şu an iyiyim baksana elimin titremesi de durdu." Dedim artık titremeyen elimi göstererek.
Biraz daha böyle gergin durmaya devam etseydim ,ailesiyle tanışmak istemediğimi düşünebilirdi bu yüzden sakin olmalıydım.
"Hadi gidelim sabırsızlanıyorum ailenle tanışmak için." Dedim elini sıkıca tutarak.
Başını salladığında büyük kapının önünde durup zile bastık, çok geçmeden kapıyı orta yaşlarda evin hizmetlisi olduğunu anladığım bir kadın açtığında,
Ali belimden tutarak içeri yönlendirdi beni.
"Hoş geldin paşam,sen de hoş geldin kızım."
Kadının bu kadar samimi davranmasına karşılık ben de samimi bir şekilde gülümsedim.
"Hoş bulduk Ayşe sultan babaannem nerede?"
Kadın Ali'ye bakıp muzipçe sırıtarak kısık sesle;
"Yaşlı kurt bugün sizin için mutfağa girdi, şimdi de gerekli direktifleri veriyor " Dedi.
Ali kısık bir şekilde kahkaha attığında kadın da elimdeki paketi almak için uzandı ,paketi eline verdiğimde Ali'nin yardımıyla çeketimi de çıkardım.
"Salona geçin siz,Beyza da orada yerinde duramıyor heyecandan."
Ali elimi tutarak yürümeye başladığında koyu mavi rengin hakim olduğu gösterişli salona girdik.
Koltukta oturan sarı saçlı kız bizi gördüğü gibi hemen ayağa kalkıp bize doğru geldi.
"Hoş geldiniz."
Ali kızı kendine çekip sıkıca sarıldığında kız hâlâ bana bakıyordu.
Ali geri çekildiğinde Beyza'yı işaret etti.
"Güzelim, kardeşim Beyza." Dedi elini kızın omuzuna atarak.
"Prensesim,tanıyorsun zaten Bade kız arkadaşım."
Kız başını salladığında ürkekçe bana doğru geldi.
"Memnun oldum,sarılabilir miyiz?"
Gülümseyerek kollarımı açtığımda hemen sarıldı bana.
"Ben de memnun oldum Beyzacım."
"Abimin anlattığından bile güzelsin." Dedi geri çekilerek.
"Sen de çok güzelsin, saçlarına bayıldım."
Utangaçca başını eğdiğinde ,bu naifliği gülümsememe sebep oldu.
"Babaannemi çağırayım ben ,geldiğinizi duymadı herhalde."
"Geldim bile."
Salonun girişinden kır saçlı bir kadın görüldüğünde hemen yanıma doğru geldi.
"Hoş geldin kızım ,Sezen ben."
"Hoş bulduk efendim, ben de Bade." Dedim elini öperek.
O da bana sarılıp yanaklarımdan öptüğünde;
"Bizi kırmayıp geldiğin için teşekkür ederiz kızım şeref duyduk." Dedi.
"Davet ettiğiniz için ben teşekkür ederim." Dedim zarifçe gülümseyerek.
"Bade'yi görünce beni hemen unutun babaanne."
Sezen hanım gülerek Ali'ye döndüğünde sıkıca sarıldı ona da.
"Seni hiç unutur muyum oğlum ,hoş geldin."
"Biraz oturmak ister misiniz yoksa direk yemeğe mi geçelim?" Diye sordu Sezen hanım geri çekilip bana dönerek.
Ben de kararsızca Ali'ye döndüğümde;
"Yemeğe geçelim babaanne sonra otururuz." Dedi Ali elimi tutarak.
Sezen hanım memnun bir şekilde birleşen ellerimize bakıp başka bir odaya yönlendirdi bizi.
"Geçin çocuklar sizin için kendi ellerimle yaptım yemekleri, Ali sevdiğin birkaç yemeği söyledi onları da yaptım Badecim umarım beğenirsin."
"Keşke zahmet etmesydiniz, ellerinize sağlık her şey harika gözüküyor."
Sezen hanım zarif bir şekilde başını salladığında.
Ali'nin çekmiş olduğu sandalyeme eteğimi düzelterek oturdum.
Yemeğe başladığımızda heyecandan önümdeki yemekleri didiklemekten başka bir şey yapamıyordum, Ali boğazını temizleyerek tabağımı işaret ettiğinde yavaş yavaş yemeye başladım.
"Hangi bölümü okuyorsun kızım, Ali aynı üniversitede okuduğunuzu söyledi."
Çatalımı yerine bırakıp sezen hanıma doğru döndüm.
"Mimarlık okuyorum,ikinci sınıftayım."
"Ailenle mi yaşıyorsun peki?" Diye sordu gülümseyerek.
"Hayır, ailem Bursa da yaşıyor Bursalıyız."
"Çok güzel bir şehir bursa ,en kısa zamadan ailenle de tanışmak isterim."
"Onlarda tanışmak isterler." Dedim kaçamak bir şekilde.
Ali tabağıma bir enginar daha eklediğin de kaşlarımı çattım.
"Ama daha fazla yiyemem ki Ali." Dedim kısık bir sesle.
"Yersin güzelim, daha hiçbir şey yemedin didiklemeyi bırak da karnını doyur."
"Abim normalde yemeyen birini görse acıkınca yer derdi ,ama sana zorla yediriyor Bade abla çok tatlısınız." Dedi Beyza heyecanla bize bakarken.
Gülümseyerek Ali'ye baktığımda o Beyza'ya ters bakışlar atmakla meşguldu.
"Sen de yemeğini ye abicim." Dedi ali tatlı bir sinirle.
Telefonumun sesi duyulduğunda mahcup bir şekilde masanın üzerinde duran telefonumu elime alıp hemen sesini kıstım.
"Özür dilerim, sessize aldığımı sanıyordum." Dedim mahçup bir şekilde.
"Sorun değil kızım bakabilirsin."
Ekranı açıp baktığımda Alper'in aramış olduğunu fark ettim,Ali de ekrana baktığında elindeki su bardağını sesli bir şekilde masaya bıraktı.
"Önemli değil daha sonr-.."
Mesaj sesiyle cümlem yarıda kesildiğinde bakışlarım önce Ali'ye kaydı.
Kaşlarını çatıp yüzüme baktığında istemeyerekte olsa mesajı açtım.
'İtalya meselesi hakkında sana sormak istediğim bazı şeyler var,müsait olunca ararsın hem belki de verdiğin kahve sözünü gerçekleştirebiliriz.'
Sinirle gözlerimiyumup cevap yazmadan telefonu masanın üzerine bıraktım.
"Önemli bir durum değil biz devam edelim." Dedim Ali'nin masanın üzerindeki elini tutarak.
Bu hareketimle biraz olsun gevşediğinde Sezen hanımın harika sohbetiyle yemeğe devam etmiştik.
"Bade abla biliyor musun abim hafta sonu benimle alışverişe yapmaya gelmek için söz verdi ,işin yoksa sen de bize katılmak ister misin?"
Ben daha cevap vermeden Ali;
"Malesef yaptım öyle bir hata." Dedi yapay bir pişmanlıkla.
"Ali biraz ısrar ederse gelebilirim."
Beyza hadi der gibi Ali'ye bakmaya başladığında,Ali masanın üzerindeki vazodan bir papatya kopararak kulağımın arkasına iliştirdi.
"Bizimle alışveriş yapmak ister misiniz Bade hanım emin olun gelirseniz bizi çok bahtiyar edersiniz."
Asil bir edayla saçlarımı savurarak ;
"Madem bu kadar ısrar ediyorsunuz Ali bey, size katılmaktantan müteşekkir olurum." Dedim.
Sezen hanım naif bir kahkaha attığında Beyza da ona katılmıştı.
"Neşenizi ve aşkınızı sakın kaybetmeyin çocuklar,görüyorum ki siz iki kişilik kocaman bir aile olmuşsunuz,umarım hep böyle seversiniz birbirinizi." Dedi Sezen hanım sevgiliyle bizi izlerken.
Ali...Kalpteki ailem. Ali her şeyim...
Utanarak başımı eğdiğimde Ali gülümseyerek saçıma bir öpücük kondurdu.
"Merak etme babaanne birbirimizi bırakmaya hiç niyetimiz yok."
"Umarım çocuklar ,bir dahakine baban da olur yanımızda onunda Bade'yi çok seveceğine eminim."
"Babam dönsün onunla da tanışır Bade." Dedi Ali bana dönerek.
Başımı sallayarak gülümsediğimde Sezen hanım ayağa kalktı.
"Siz devam edin çocuklar ben biraz odamda dinleneyim, sonra tekrar dönerim yanınıza."
Sezen hanım gittiğinde Beyza da ayağa kalktı.
"Ben de doydum salona geçiyorum, sizde hemen gelin birlikte bir şeydir izleriz." Dedi hevesle bize bakara.
"Olur tabii sen filmi seç ,geldiğimiz gibi izlemeye başlarız." Dedim aynı hevesle.
Beyza başını sallayıp yanımızdan ayrıldığında çekinerek Ali'ye döndüm.
"Ne yazmış mesajda."
"İtalya ile ilgili bir şeyler söylemiş pek önemli değil yani." Dedim geçiştirmeye çalışarak.
"Mesajda ne yazmış Bade."
Dedi her kelimeyi bastırarak.
Telefonu ona uzattığımda birkaç saniye duraksadıktan sonra telefonu eline aldı
Sinirle elini yumruk yaptığında;
"Kahve sözü.. sen bu piç kurusuna kahve sözü mü verdin?" Diye sordu yerinden kalkarken.
Ne diyeceğimi bilemeden öylece durduğumda ,Alper'in özellikle seçmiş gibi Ali'yle yan yana olduğum zamanlarda araması ve mesaj yazması artık canıma tak etmişti.
Ama beni asıl üzen şey ise Ali'nin bu tavrı olmuştu...
●●●
Hello bebeklerim bugün ki soru cevap kısmını sizinle yapmak istiyorum.
Öncelikle;
1)Kaç yaşındasınız ?
2)Okuyor musunuz?
3)En büyük hayaliniz?
4)Hayalinizde ki meslek?
5)Hikayeyi kimseye tavsiye ettiniz mi?(yapmayan ayıp etmiştir)