OYUNCU

By sevvaldnmz10

357K 16.1K 3.9K

Laz bir kız... İnatçı, dediğim dedik, ağzından çıkan her sözü yemin bilen bir kız. Peki kim bu kız?? Namı d... More

TANIYIN BAKALIM 👋
1.BÖLÜM💐
2.BÖLÜM💐
3.BÖLÜM💐
4.BÖLÜM💐
5.BÖLÜM💐
7.BÖLÜM💐
8.BÖLÜM💐
9.BÖLÜM💐
10.BÖLÜM💐
11.BÖLÜM💐
12.BÖLÜM💐
13.BÖLÜM💐
14.BÖLÜM💐
15.BÖLÜM💐
16.BÖLÜM💐
17.BÖLÜM💐
18.BÖLÜM💐
19.BÖLÜM💐
20.BÖLÜM💐
21.BÖLÜM💐
22.BÖLÜM💐
23.BÖLÜM💐
24.BÖLÜM💐
25.BÖLÜM💐
26.BÖLÜM💐
27.BÖLÜM💐
28.BÖLÜM💐
29.BÖLÜM💐
30.BÖLÜM💐
31. bölümden bir kesit🎉
31.BÖLÜM💐
32.BÖLÜM💐
33.BÖLÜM💐
34.BÖLÜM💐
Konuşmamız lazım 😁❤
35.BÖLÜM💐
36.BÖLÜM💐
37.BÖLÜM💐
38.BÖLÜM💐
39.BÖLÜM💐
40.BÖLÜM💐
41.BÖLÜM💐
42.BÖLÜM💐

6.BÖLÜM💐

10.6K 494 50
By sevvaldnmz10

Merhaba sevgili okurum. Yine yeni bir bölüm ile karşınızdayım ama bu bölüm biraz farklı Baybars'tan okuyacaksınız bu bölümü. Lütfen destekleriniz eksik etmeyin.❤

--------------------------------------------------------------

Yatağıma uzanıp Açelyayı aradım. Uzun bir çalmadan sonra telefon açıldı.

"Efendim kimsin?" bu ses Açelya'nın değildi ki.

--------------------------------------------------------------

Baybars'tan

Duru bu gün büyük derecede soğuk davranıyordu. Onu almaya gittiğimde bile mutlu olmamıştı. Merakla bana bakan Meryem teyzeye döndüm yüzümü.

"Yorgunmuş Meryem teyze" dedim.

"Yorgun falan değil bence, merdivenleri çok hızlı çıktı. Senden kaçıyor olabilir mi?" Dedi Açelya gülerek. Bu kız beni çok sinir ediyordu.

"Neden benden kaçsın Açelya, hiç bir şey yapmadım. Belki de senin gibi bir cadıyı görünce kaçmıştır" dedim. Benden kaçmasını gerektirecek hiç bir şey yapmamıştım ki.

"Vallahi seni görüp kaçmıyorsa benden hayatta kaçmaz " dedi göz kırparak.

"Neyse ne. İyi günler Meryem teyze eve girelim biz artık" dedim. Kapıya yaklaştım ve açtım, bu sırada Açelya da Meryem teyzeyle vedalaşıyordu.

Açelya dün gece yarısı gelmişti İzmir'den ve artık burada kalacaktı. Bizim evde kalacak yer yoktu bu yüzden Miray ve Duru'yla konuşacaktı. Kapıyı açmayı başarınca eve girdim.

"Biz geldik" diye bağırdım evdeki ayılara. Belli mi olurdu onların ne halde olacağına.

"Hoş geldiniz komutanım" dediler bir ağızdan. Salonda ikisi birlikte oturmuş televizyon izliyorlardı.

"Oğlum siz yorulmadınız mı, dinlensenize biraz" dedim koltuklardan birisine oturarak.

"Uyuduk ya biraz yeter o" dedi Yiğit.

"Açelya burada ona göre davranın bak" dedim sert bir sesle. Kafa salladılar ikisi de.

"Bir sonraki göreve bende geliyorum dünkü görevde olduğu kadar rahat olmazsınız artık" dedim.

"Biz her türlü rahatız komutanım Mert rahat rahat konuşamaz bitek" dedi Barış. Güldüm bende.

Ardından hep birlikte televizyon izlemeye devam ettik. Açelya benim odamda veya mutfaktaydı sanırım.

Televizyon sıkıcı gelince kitaplığımın önüne yaklaştım ve bir kitap seçtim. Biraz kitap okuduktan sonra Açelya'yla uğraşmaya karar verdim. Mutfağa gittim önce onu bulmak için bulamayınca odama gittim. Kapıyı çaldım ve içeriye girdim. Tek kaşını kaldırdı ve bana baktı.

"Ne yapıyorsun kız burada" dedim yatağıma otururken.

"Ne yapıyor gibiyim Baybars" dedi elindeki kazağını dürerken.

"Buraya yerleşmeyi düşünmüyorsun değil mi?" Dedim. Aslında yerleşe bilirdi ama hangi odaya. Üç oda vardı ve üçü de doluydu.

"Mirayla konuşacağım akşam merak etme" dedi.

"Yanında ister mi ki seni?" Dedim gülerek.

"O istemezse Duruyla konuşurum, Baybars ya da sen konuşursun. Pardon senden kaçıyordu değil mi ikiz?" dedi uyuz uyuz.

"Benden kaçtığı falan yok. Bu gün sebepsizce soğuk davrandı" dedim . Gerçekten de dün geceki Duru yoktu bu gün.

"Ya sen hiç anlamıyorsun bu işlerden" dedi Açelya.

"Senin anlayıp da benim anlayamadığım ne var acaba?" Dedim.

"Bir çok şey var aslında ama bu konu farklı. Kız sabah güzel güzel poğaça yapıp getirmiş, kapıyı ben açtım belki de yanlış anladı. Sen teşekkür ettin mi?" dedi. Gerçekten de teşekkür etmemiştim. Peynirli sevdiği halde benim için patatesli poğaça yapmıştı ve çok lezzetli olmuştu. Cevap vermediğimi fark edince kafamı salladım.

"Ayı gibi beş tane poğaçayı yiyip bir teşekkür bile etmedim mi?" dedi damak şaklatarak.

"Unuttum kızım birde soğuk yapınca aklıma bile gelmedi" dedim. Gerçekten buna kırılmış olabilir miydi?

"Boş ver sen bu kıza göre değilsin. Gerçi senin kendine göre birini bulman için taş devrine gitmen gerekiyor" dedi kahkaha atarak.

"Çok komiksin gerçekten. Ayrıca bizim aramızda sandığın gibi bir şey yok" dedim. Yoktu değil mi?

"Bu sabah beni görünce yüzündeki siniri görmesem inanırdım. Seni de poğaçaları yerken görmesem inanırdım, belki" dedi.

"Nasıl bir hal aldı ki seni görünce yüzü?" diye sordum merakla.

"Sen onun yüzünü boş ver de kendi sabah ki halini merak et bence" dedi göz kırparak.

"Ne vardı kızım halimde Allah Allah" dedim sinirle.

"Ya poğaçaları üst kat komşun getirdi dedim Miray mı dedin ben hayır dedim daha sonra da Duru o zaman dedin ve daldın gittin. Yiğit ve Barış poğaçalardan yemek isteyince yedirmedin küçük çocuk gibi kıskandın" dedi.

"Öyle yaptım evet ama sor bi neden diye" dedim.

"Neden?" dedi.

"Onları bana yaptı çünkü" dedim.

"Tam üç yaş hareketi yada tam aşık hareketi" dedi. Yok daha neler üç günlük kıza aşık olacak halim yoktu.

"Saçmalama Açelya ben onu daha üç gündür tanıyorum ne aşkı" dedim.

"Sen öyle sanmaya devam et" dedi. Aşık falan değildim. Sadece biraz tatlıydı, güzel gülüyordu, kendine olan güveni hoşuma gidiyordu hepsi bu.

"Çık dışarı salak aşık" dedi bağırarak.

"Bağırma salak salak, ayrıca burası benim odam" dedim.

"Bu gece burada kim yatacak?" dedi. Bu kız tam bir uyuzdu. Bu gece o benim odamda bende salonda yatacaktım.

"Bende öyle düşünmüştüm, şimdi çık" dedi. Çıkmak yerine yatağıma iyice yayıldım. Tam o anda telefonum çaldı. Arayan Ecevit albaydı. Bekletmeden hemen açtım.

"Emredin komutanım" dedim. Odadan dışarıya çıkarken.

"Görev emri yüzbaşım. Sen iyi misin?" dedi Ecevit albay.

"İyiyim komutanım" dedim. Salona girdiğimde çocuklar yüzüme bakıyordu.

"O halde bir saat içinde Hançer timini karargahta hazır bekliyorum" dedi.

"Emredersiniz komutanım" dedim. Telefon kapandı ardından.

"Beyler görev emri. Üst kattakilere haber verin yarım saatte karargahta olmalıyız" dedim. Emredersiniz komutanım dediler ve ayaklandılar.

Arkamı döndüğümde Açelya kapıda bekliyordu. Gülümsedim, o da gülümsedi burukça.

"Dikkatli ol ikiz" dedi kollarını açarak.

"Sende dikkatli ol. Korkacak olursan eğer Meryem teyzeye veya kızlara çık cadı" dedim ona sarılırken. Kollarını gevşetip sırtıma vurdu. Gülümsemekle yetindim sadece.

Kapı çalınca timin hazır olduğunu anladım. Açelyadan ayrılınca gülümsüyordu. O çok güçlü bir kız idi. Babam göreve giderken onu bu şekilde uğurlardı şimdi de beni uğurluyordu. Babam ve ben her şeyi anlatırdık birbirimize ama o öyle değildi. Annemiz olsaydı ona anlatırdı belki ama o da yoktu.

"Gitme vakti" dedim alnından öptükten sonra.

"Sağ salim dön fırtına yüzbaşı" dedi. Kapıyı açtı ardından. Bütün tim hazır bir şekilde bekliyorlardı.

"Taksi çağırdık komutanım birazdan gelir" dedi Serkan. Kafamı sallayarak onayladım.

Bütün tim dışarıya çıktı teker teker ardından. Duru ya haber verse miydim acaba?

"Komutanım taksi geldi" dedi Mert. Son bir kez Açelya'ya baktım.

"Ben haber veririm merak etme " Bu kız benim aklımı mı okuyordu acaba.

"Anlamadım ne demek istediğini" dedim merdivenlerden inerken.

"Kandır kendini, peki" dedi gülerek. Dışarıya çıktım ve taksiye bindim.

--------------------------------------------------------------

Takside ilerlerken arka koltuktaki Serkan konuşmaya başladı.

"Komutanım Açelya gelmiş" dedi.

"Evet, hayırdır" dedim göz kırparken.

"Laf olsun diye dedim komutanım çok sesiz ya hani ortam ondan" dedi saçma saçma.

"Laf benim kardeşim mi Serkan" dedim kafamı arkaya çevirerek.

"Pardon komutanım" Dedi. Benim kardeşim onu neden alakadar ediyorsa sanki.

"Komutanım Duru iyi bir kız gibi dimi?" dedi bu sefer Mert. Bunlar beni sınıyordu her halde bu gün.

"Sanane oğlum Duru'dan" dedim bu sefer bakışlarımı Mert'e çevirirken.

"Komutanım biraz gergin misiniz?" Dedi Serkan. Umursamadan önüme döndüm.

"Ne dedim abi Duru dedim hemen bağırdı" dedi fısıltıyla Mert.

"Beyler karargaha kadar susun" dedim.

"Emredersiniz komutanım" dediler. Neden Mert'in Duru'yu sormasına bu kadar sinir olmuştum ki. Karargâha gelince taksi durdu ve biz indik.

"Beyler herkes on dakika içinde hazırlansın" dedim.

"Emredersiniz komutanım" dediler ve hangara ilerlediler.

"Mert ve Serkan bakın buraya bir" dedim. Bana yaklaştılar.

"Kusura bakmayın kardeşim" dedim. Onlarda gülümsediler.

"Yedi dakikanız kaldı" dedim ciddileşerek. Selam verip koşturmaya başladılar. Bende önce albayın yanına uğrayıp sonra hangara gittim. Türkmen köyü saldırı altındaymış. Bitmek bilmiyordu şerefsizler.

"Komutanım ne yapıyoruz?" dedi Mert.

"Ecevit albayın gelmesini bekliyoruz" dedim kamuflajımı düzeltirken.

"Beyler görevin ne kadar süreceği belli değil. Gideceğimiz yerde çok fazla sayıda sivil olacak önceliğimiz onlar" dedim.

"Dikkat" diye bağırdı Serkan. Hemen dışarıya sıraya geçtik.

"Hançer Timi emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım" diye bağırdım.

"Rahatta dinle asker. Gideceğiniz görevin bilgilendirmesi komutanınıza yapıldı sağ salim dönün aslanlarım" dedi Ecevit albay. Emredersiniz dedikten sonra emrimle birlikte helikoptere bindik.

"Beyler herkes dikkatli oluyor" dedim helikopter hareket ederken.

--------------------------------------------------------------

Yaklaşık yarım saat sonra helikopter bizi köye yakın bir yerde indirmişti.

"Hançer köye sızacağız. Barış yol göster bize" dedim.

"Emredersiniz komutanım" dedi ve görevine başladı.

"Beyler ateş etmek yok. Olabildiğince sessiz oluyoruz" dedim. Köye ilerlerken önümüze çıkan köpekleri temizliyorduk.

"Uyuyor bunların hepsi komutanım" dedi Uğur.

"Uyandırmadan sonsuz itler cehennemine yolla o halde sende Uğur" dedi Yiğit. Köydeki caminin önüne gelmiştik bir süre içinde. Köylü halkı toplamışlardı.

"Komutanım yaklaşık kırk sivil var. Yirmi üç tane de terörist var" dedi Mert.

"İlk olarak sivillere yakın olanları indiriyoruz beyler, her atışa bir leş istiyorum" dedim. Emredersiniz komutanım dediler bir ağızdan.

"Atış serbest" dememle birlikte silahlar ateşe başladı.

"Serkan sivillere yaklaşanı indir koçum" dedim.

"Emredersiniz komutanım" dedi.

"Temiz komutanım" dedi Serkan. Ardından yerlerimizden çıktık.

"Uğur yaralılara bak" dedim.

"Hoş geldiniz komutan" dedi bir amca.

"Hoş bulduk" dedim elini öperken.

"Serkan, Barış, Mert çevre güvenliği alın hemen" dedim.

"Emredersiniz komutanım" deyip yanımızdan ayrıldılar. Elini öptüğüm amcaya yaklaştım

"Köydeki herkes burada değil mi?" dedim.

"Evet oğul" dedi amca.

"Komutanım bir grup terörist yaklaşıyor batı yönünden" dedi Barış.

"Komutanım güneyden de geliyorlar" dedi Mert.

"Uğur sivilleri güvenli bir yere götür derhal" dedim.

"Komutanım bizde size destek olalım" dedi amcalardan birisi.

"Uğur teğmeni takip edin lütfen" dedim. Siviller yanımızdan ayrılırken Yiğit'e döndüm.

"Yiğit Mert'e yardıma git derhal" dedim. Hemen koşturmaya başladı. Telsizi mi çıkartıp karargaha ulaşmaya çalıştım aynı zamanda da Barışın olduğu yere ilerledim.

"Asteğmen Ekin emredin komutanım" dedi telsizin ucundaki asker.

"Asteğmenim derhal Ecevit albayla konuşmak istiyorum" dedim Barışın yanında mevzi alırken.

"Emredersiniz komutanım" dedi Ekin asteğmen.

"Dinliyorum yüzbaşım" dedi Ecevit albay.

"Komutanım köye ulaştık siviller güvende fakat güney ve batı yönünden çok sayıda terörist geliyor" dedim.

"Yüz başım ne kadar süre dayana bilirsiniz" dedi Ecevit albay.

"Emin değilim komutanım sayıları oldukça fazla" Dedim.

"Cephaneniz ne durumda yüzbaşım" dedi Ecevit albay.

"Sınırlı sayıda komutanım" dedim.

"Bir tim çıkartmaya çalışacağım yüzbaşım, tim gelene kadar dayanın" dedi Ecevit albay ve ardından telsiz kapandı.

"Beyler sonuna kadar dayanıyoruz ıskalama istemiyorum" dedim time.

--------------------------------------------------------------

Karargahla konuşalı neredeyse iki saat oluyordu cephanelerimiz bitmek üzereydi.

"Bu sondu komutanım" dedi Barış silahını kenara koyarken.

"Bitti benimde" dedim gülerken.

"O zaman bu itlerle yakın temasa geçeceğiz komutanım" dedi Barış.

"Aynen aslanım" dedim ve bıçağımı çektim. Benimle birlikte Barış da çekti bıçağını.

"Hakkını helal et komutanım" dedi Barış.

"Helal olsun" dedim.

"Hançer Timi bıçaklarınızı çekin olabildikçe çok leş istiyorum" dedim time. Emredersiniz komutanım dediler.

Bıçağım ile ilerlerken Barışın arkasındaki teröristi görünce bıçağımı hemen ona fırlattım. Terörist yere düşerken Barış bana döndü.

"Arkanı topladığım için teşekküre gerek yok" dedim gülerken.

Ardından bıçağımı almak için yerdeki teröriste yaklaştım. Bıçağımı ve yerdeki itin silahını elime aldım. Tam o anda bacağımda bir acı hissettim. Yere yatıp siper aldım. İleride dikilen teröristi tam vuracağım anda bende önce birisi vurdu.

"Geldik komutanım" dedi bir kadın. Rahat bir nefes aldım. Bacağıma baktığımda kurşun duruyordu. Umursamadan ayağa kalktım ve gelen time yardımcı oldum.

--------------------------------------------------------------

"Temiz komutanım" dedi gelen timin komutanı. Daha önce hiç görmemiştim bu askeri.

"Üsteğmen Yağmur Işık" dedi.

"Yüzbaşı Baybars Akıncı, tam vaktinde geldiniz üsteğmenim" dedim. Elini sıkarken.

"Hançer, Uğur ve sivillerin yanına gidiyoruz derhal" dedim.

"Komutanım bir saat sonra helikopter bizi almak için gelecek" dedi Yağmur üsteğmen.

"Tamam üsteğmenim vaktinde geliriz" dedim ve ilerledim. Bütün tim bir araya gelmişti.

"Komutanım yaralanmışsınız" dedi Yiğit.

"Önemli bir şey değil" dedim. Uğur ve sivillerin yanına ilerlemeye devam ettik. Bir süre sonra sivillerin yanına gelmiştik.

"Allah Türkü korusun komutan" dedi amca. Amin dedik timle birlikte.

"Komutanım oturun bacağınıza bakayım" dedi Uğur. Bende oturdum. Bacağıma pansuman yaptıktan sonra köy halkıyla vedalaştık.

"Helikopterle buluşma noktasına gidiyoruz Hançer" dedim ve ardından buluşma noktasına ilerlemeye başladık. Buluşma noktasına gelince Yağmur üsteğmen ve tim bizi bekliyordu.

"Serkan, Mert, Yiğit çevre güvenliği alın" dedim.

Bir süre sessizce bekledikten sonra helikopterin sesi geldi. Helikopter iniş yapınca içine bindik.

"Komutanım Meryem teyze bizi yemeğe çağır mı acaba?" Dedi Mert.

"Kadın seni çağırmak zorunda mı? Çağırdığı zaman evdeki her şeyi yiyorsun senin yerine ben utanıyorum" dedi Serkan. Gerçekten de çok yiyordu.

"Abartıyorsun abi ne yiyorum Allah aşkına" dedi Mert.

"Yemediğin ne var diye sor bence Mert diğer türlü bitmez o liste" dedi Uğur.

"Sizde mi komutanım?" dedi Mert.

"Yemek yemedin mi Mert sen görevden dönünce?" dedim.

"Yedim ama yetmedi komutanım" dedi.

"Bizde poğaça yiyecektik ama birileri fırsat vermedi" dedi Yiğit.

"Kim vermedi komutanım?" dedi Uğur.

"O kendini biliyor" dedi bana bakarak.

"Neden izin vermediniz komutanım" dedi Mert.

"Çok açtım çünkü, ayrıca sanane oğlum" dedim.

"Yapan değerli de ondan izin vermedi" dedi Yiğit. Tim aynı anda ooo demeye başladı. Yiğit'in kafasına vurdum hemen.

"Kesin lan sesiniz. Bu bir emirdir" dedim.

"Emredersiniz komutanım" dediler. Manyaktı bu adamlar. Sessizce gülüyorlardı.

"Gülmeyin lan" dedim.

"Komutanım kim yaptı poğaçaları?" dedi Mert.

"Konuşmayın demedim mi ben" dedim.

"Duru kim olacak dedi" Barış.

"Susun lan" dedim son kez. Tim sustu ardından. Helikopter inesiye kadar kimseden çıt çıkmadı. Helikopter durunca sırayla indik. Ecevit albay ve Ekin asteğmen bizi bekliyordu. Bütün tim albayın önünde dizildi.

"Hançer Timi görevini başarıyla bitirdi komutanım" dedim.

"Tebrik ederim Hançer. Yarına kadar dinlenin" dedi. Hep bir ağızdan emredersiniz dedik.

"Yüzbaşım hastaneye gitmeyi unutma" dedi Ecevit albay. Emredersiniz dedim ve hangara girdim.

"Abi birlikte gidelim hastaneye" dedi Yiğit. Tamam anlamında kafamı salladım. Karargahta işlerimizi bitirince hastaneye gitmek için taksiye bindik.

"Neden herkesin içinde Duru falan diyorsun oğlum yanlış anlayacak herkes" dedim.

"Abi ne anlayacaklar ki?" dedi gülerek. Cevap vermedim. Taksi hastanenin önünde durunca indik ve içeriye girdik.
Saat geç olduğu için bir tek acil doktoru vardı.

Acil doktoru röntgen çektirmemi isteyince tabancamı ve telefonumu Yiğit'e verdim.

--------------------------------------------------------------

Bir bölümü daha bitirdik sevgili okurum. Öncelikle aşağıdaki yıldıza basmayı unutma. Bölüm hakkındaki yorumlarını bekliyorum. Aşağıdaki sorulara cevap verebilirsin.😊

Kaç günde aşık olunur sizce?

Timden en çok kimi sevdiniz?

Continue Reading

You'll Also Like

135K 4.1K 17
Viranşehir köyünde zamanında halka zulmeden adamın katil oğlu ile ansızın onun kapısını çalan masum güzel lalin ~ Efkan ve lalin Yetişkin İçerik
281K 8.2K 48
"Bu pavyon dan kurtulmanın tek yolu Erkek kardeşim Poyraz'ı bir sene boyunca tatmin etmek" Kabul etmekten başka çarem yoktu çünkü dansöz olarak deva...
2.4M 92.9K 45
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
34.2K 2.6K 28
Gökdeniz 19 yaşında, artık yaşamak için nedeni kalmamış bir gençti. Bir gün int/har etmeye karar verdi ve bir uçurumun kenarına gitti. Orada içinden...