Pantita azılı ve acımasız bir hırsızdı. Diğerlerinden farklı olarak o saat çalıyordu.
Tekrar başka bir yeri soymak için hazırlıklara başladı. Kancasını, bıçağını, susturuculu silahını beline; cam kıracağını ise çizmelerine yerleştirip merdivenle çatıya çıktı. Çatıların üzerinden Ginza semtine doğru yola çıktı. Japonyanın o ihtişamlı görünümünden çok uzak bir yerde yaşıyordu. En son arkadaşı Eanero'nun çatısından inerken az kalsın Eanero onu görecekti.
Eanero, zayıf, Japon olmasına rağmen çekik gözlü, uzun boylu ve esmer biriydi. Utangaç ama bir o kadar da yakışıklıydı. Ancak gözleri doğuştan kırmızıydı. Bu Pantita'ya biraz tuhaf geliyordu. Ancak Pantita Eanero'ya "sevgili" gözünden bakmamıştı.
En son çatıdan indi ve kancasını kullanarak cam tavanlı alışveriş merkezinin üzerine çıktı. Japomya buradan harika görünüyordu. Planı üçüncü kata çıkıp Diesel'in saatlerini alıp kaçmaktı.
Cam kıracağını çıkardı, geçebileceği kadar kesti ve camı çıkarıp yere bıraktı. Kancasını yerine takıp aşağı sarktı ve zarif bir hamleyle yere indi. Önündeki güvemlik görevlisini zarif bir şekilde boynundan tutup kırdı. Adamı temizlik dolabına bıraktı ve merdivenlerden yukarı çıktı. Çıktığı gibi karşısında görevliye rastladı. Görevlinin hemen kafasına ateş etti ve görevli yere düştü. Görevliyi alıp en karanlık köşeye bıraktıktan sonra yerdeki kanları silip Diesel'in standına doğru yürüdü. Sessizce camı kırdı, saatleri çantasına boşalttı ve cama doğru yürüdü. Çaldıkları tam 50.000 $ tutuyordu. Tam camı kırıp çıkacaktı ki bir kataltı gördü. Ama çok hızlıydı. Yani bu güvenlik görevlisi olamazdı. Silahını belinden çıkardı ancak o sırada karaltı alarıma bastı ve gözden kayboldu. Fakat o da ne? Karaltı tam Pantita'nın önünde duruyordu. Silahıyla Pantita'nın ayağına ateş etti ve tekrar gözden kayboldu. Pantita kendini zar zor camdan dışarı attı. Aşağı düşerken kancayla inişini yavaşlattı. Karanlığa düşmüştü. Karanlıkta hemen elbiselerini çıkardı ve "işkadını" gibi giyindi. Saatleri doldurduğu çanta aslında para koyulan çantaydı. Hazırlıklı gelmişti her zamanki gibi. Evine doğru yürürken sendeliyordu. Evine doğru giderken tam altı adet polis arabası yanından geçmişti. Kahkahalarla evine geldi.
Evine girdi, tam o sırada zil çaldı. Bu Kasita'ydı. Kasita 25 yaşında uzun, çok güzel ve zeki bir doktordu. Pantitanın hırsız olduğunu bilen tek kişiydi. Pantita'nın yaralarını, sıyrıklarını sarıyor, tedavi ediyordu.
Kasita: "Gene mi Diesel? Bıkmadın mı şuradan? Başka yerlerden çal artık." dedi. Pantita "En pahalı saatler Diesel'in sende biliyorsun. Ama bugün farklı birşey oldu. Orada bir karaltı beni aşağıya attı. Oldukça hızlı, çevik ve güçlüydü. Beni ihbar eden de o idi. " dedi. Kasita" Hayal görmüş olmalısın. Yoruldun sen. Hadi yat artık geç oldu. Ben bugün burda kalacağım." dedi. Pantita başını evet diye salladı ve hemen yatağına uzandı. Yatması bir oldu.