BİR NEFES YETER (Tamamlandı)

By kmberkymt

1.6K 144 0

O kadar şeye rağmen... Aşka... İsmi gibi küllerinden doğmaya çalışan Anka... Gizlice ona eşlik eden ama şuan... More

1
2
3
4
5
6
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111

7

34 3 0
By kmberkymt

GEÇMİŞ (Eren, üniversitenin üçüncü senesini bitirdiği zaman)

Eren, yaralı ayağıyla toplayabildiği kadar topladığı kişisel eşyasını topladıktan sonra Ceyhun' un yanına gitti. Ama odasında olmadığını gören Eren, camdan fark ettiği Ceyhun' un gölgesiyle silahlı odanın olduğu yere gittiğini fark etti. Oraya silah almaya gittiğini bildiğinden yaralı ayağına pansuman yapmaya karar verdi. 

Pansumanı yaparken düşündü ki:

'Neden hala buradaydım? Neden onca ölümden sonra Ceyhun' un yanındaydım? Ceyhun ile ilgili hiçbir şey bilmezken neden ona arkamı dönmeye cesaretim yoktu?' 

Eren, aniden ayağından çıkardığı kurşunla büyük bir çığlık attı. Acısını daha fazla hissetmemek için oraya alkol döktü. Yeniden acıyı hissetsede ağzını kapatıp çığlığını bastırdı. Çünkü içinden gelen bir ses Ceyhun' un yanında olduğu sürece kurşunlar ile uğraşmaya devam edeceğini söylüyordu. 

Ayağını tamamen sardığına emin olunca ayağa kalktı. Ayağa kalkarken de Ceyhun' un bir çanta dolusu silahla içeri girdiğini gördü. Eren' i gören Ceyhun:

- İyi misin?

- Evet, sanırım kurşun yemeğe alışmaya başlıyorum. 

Ceyhun:

- Daha hiçbir şey görmedin Eren. Benim vücudumda kaç tane kurşun yarası olduğunu hatırlamıyorum bile. (Benim ve kendi valizimi alıp kapıya yöneldi) Gidelim.

- Cesetler ne olacak?

- Yarım saat içinde burayı temizlemeye gelecekler. Biz ise buradakileri unutup önümüze bakacağız. 

Eren fısıltıyla:

- Pek kolay olmayacak.

Ceyhun, Eren' in dediğini duymasıyla:

- Olmak zorunda, deyip valizleri bagaja koydu. Ardından bana yardım edip arka koltuğa uzanmamı sağladı. 

- Bir süre ayağının dinlenmesi gerekiyor. Uyu biraz. Yolumuz uzun, deyip şoför koltuğuna geçti.

Erende Ceyhun' un dediğini yapıp uyumak için gözlerini kapattı.

Birkaç saat sonra

Eren duyduğu tabak sesleri ile gözlerini açtı. Sesin geldiği yere döndüğünde Ceyhun' un tabaklara yemek doldurduğunu gördü. Eren' in kalktığını fark eden Ceyhun:

- Günaydın, ayağın nasıl oldu?

- Sadece biraz sızı var. Ayrıca günün aydınlandığı düşünmüyorum hem de gökyüzünde dolunay varken. Saat kaç Ceyhun?

- Gece yarısına geliyor. İstirahat etmeye devam ettiğin sürece ayağında yakında daha iyi olacaktır. Hadi gel, yemek yaptım.

Eren yattığı yerden kalkıp Ceyhun' un yanına gitti. Oturduktan sonra etrafı incelemeye başladı.

- Burası neresi?

- Kullanmadığım ama artık kullanacağım evlerden biri.

- Öteki ev ne olacak?

- Tamamen temizlettirdikten sonra bakacağım çaresine.

- Her zaman böyle kaçıyorsun değil mi?

Ceyhun dalgayla güldü:

- Benimki kaçmak değil. Kısa süreliğine yer değiştirmek. Güvenliğimiz için.

- Kaçmak işte.

- Bak sana oradan kaçıyor gibi görünüyor olabilirim ama değil. Gerçekten kaçıyor olsaydım şu an hala aynı işi yapıyor olmazdım ve oraya geri dönmeyi düşünmezdim. Sadece bir iki yıllığına buradayız. 

- Bir, iki yıl sonra ne olacak Ceyhun? Yoksa yeniden mi yeni bir eve taşınacağız?

- Hayır aynı eve döneceğiz. Ama ortalığın biraz düzelmesi gerekiyor.

- Düzelmesi gereken ortalık ne Ceyhun? Bana bir açıklama yap.

- Benim çalıştığım yerde kötü haberler çabuk yayılır. Evde olanlar hemen duyulacaktır. Düzelmesi gereken ortalık ise çalıştığım yerde bulunan adamlar defalarca o eve gidip benim orada olup olmadığıma bakacak. Eğer orada olursam seni beni öldürmekle kalmayacak belleğede ulaşmaya çalışacaklar. Bu yüzden seninde benimde güvende olmamız için bir süre başka bir yerde yaşamamız gerekiyor.

Eren artık sabrının taştığını fark etti ve:

- ARTIK ŞİFRELİ ŞİFRELİ KONUŞMAYI BIRAK CEYHUN?! SENİN İŞİN NE?! NEDEN SENİ DE BENİ DE ÖLDÜRMEK İSTİYORLAR?! NEDEN YÜZLEŞMEK YERİNE YAŞANILAN ONCA ŞEYDEN SONRA KAÇIYORUZ?! VE NEDEN SENİN İÇİN DEVAMLI KURŞUNLARIN ÖNÜNE ATLIYORUM?!

Ceyhun derin bir nefes alıp:

- Son sorun da dahil hepsine cevap vereyim. Benim hikayem 5 yaşında annemi, 7 yaşında babamı kaybetmemle başladı. Beni 7 yaşında sokakta bir adam buldu. Bu beni bulan adamda sen inansan da inanmasan da mafya babası türünden denilecek biri. Yeraltının en bilinen heriflerinden biri, yani biriydi. Onun yanında yaşamaya başladığım andan beri devamlı korumalarla gezdim devamlı ölümle burun buruna geldim. Vücudumdaki yara izlerinden bahsettim ya. İşte o kurşunları bacak kadar boyumla Nejat babayı kurtarırken yedim. Senin neden yanında soyunmuyorum? Seni neden kendimden uzak tutuyorum? Çünkü Nejat babama yaptığım aynı şeyi sende bana yapma diye. Ama tabi ki işe yaramadı. Sonuçta benim yanımda yaşayan, değer verdiğim birisin. Hiçbir zaman da işe yaramayacaktı zaten. Ben normalde tıp fakültesinden mezun olan başarılı bir cerrahım ama 5 yıl önce Nejat babamı kaybetmem ile hayat kurtarırken birden hayat sonlandıran bir herife dönüştüm. Bu 5 yılda onlarca, yüzlerce belkide binlerce insan öldürdüm. Neden peki? Nejat babama minnettarlığımı böyle gösterebileceğimi sandığım için. Onun gibi gözüpek, vurdumduymaz, cesaretli, korkusuz ve gerçek bir lider olabilmek için. Ben ilk silahı ne zaman elime aldım biliyor musun? 10 yaşında. Bu ne demek biliyor musun? İlk o zaman birini öldürdüm demek. Şimdi sorularının cevabını alabildin mi Eren? 

Eren, duyduklarının şokuyla:

-B-ben bilmiyordum. Ne diyeceğimi de bilemedim?

- Bir şey söylemen için bunları sana anlatmadım. Bir tercih yapman için anlattım.

- Tercih mi? Ne tercihi?

- İstersen şu an gidip geçmişteki hayatından da şimdiki hayatından da bambaşka bir hayata başlayabilirsin. Gitsende şu an ki gibi sana destek olmaya devam edeceğim. Sen hep değer verdiğim bir kardeşim, bir arkadaşım olarak kalacaksın. Ben bu hayata mecbur bırakıldım Eren. Çünkü hayat bana tercih hakkı tanımadı. İstemediğim hayatın izlerini ömrüm boyunca yanımda taşıyacağım. Ama senin mecbur bırakılmak için bir sebebin yok. Gitme şansın var. İyi düşün, taşın, deyip Eren' in yanından ayrıldı.

Ceyhun merdivenlerden çıkacaktı ki Eren:

- Ya senin yanında kalmak istiyorsam?

Ceyhun şaşkınlıkla Eren' e döndü.

- Bunca yaşadığın şeyden sonra bunu gerçekten düşünüyor musun Eren?

Eren, topallayarak Ceyhun' un yanına gitti.

- Bende sana minnetarlığımı böyle göstereceğimi düşünüyorum.

- Minnetarlık için yapacaksan yapma Eren. Seni de benim gibi istemeyen bir hayata sürükleyemem, deyip yeniden merdivenlere yöneldi. 

Eren, Ceyhun' un kolundan tutup kendine çevirdi.

- Minnettarlık, yanında kalmam için başka bir sebep. Benim asıl sebebim sana yalnız hayatında yoldaş, sırdaş, arkadaş, kardeş olmak. Ben seni seviyorum Ceyhun. Senin bana değer verdiğin gibi sana değer veriyorum. Üstelik senin gibi hiçbir karşılık beklemeden.

- Sonradan pişman olacaksın.

- Olmayacağım kardeşim. 

Ceyhun, Eren' in ağzından içten duyduğu kardeşim kelimesiyle yüreğinin sızladığını hissetti. Ama bu sızıntı kötü hissettirenlerden değildi. Aksine çok iyi hissettirenlerdendi.

Ceyhun, Eren' in ensesinden tutup kendine çekti, başını başına yaslayıp:

- Gerçekten bunu istiyor musun Eren?

- Evet.

Ceyhun, Eren' in kararla 'Evet' diyen sesini duymasıyla onu da bu hayata sürüklemeyi istemeye istemeye:

- Yeraltı dünyasına hoş geldin kardeşim, dedi.

Eren dalgayla güldü.

- O iki kelime pek hoş olmadı sanki.

Ceyhun da Eren' e eşlik edip gülmeye başladı.

》》 Eren, Ceyhun' un verdiği belleğe bakmayarak ayrıca Sabri denen herife öyle bir bellekten haberi olmadığını söyleyerek Ceyhun' un güven testini geçmiştir.

》》 Ayrıca Eren, Ceyhun ne yaparsa yapsın yanında kalmayı kabul ederek Ceyhun' a sadakatini ispatlamıştır.

》》 Dürüstlük, cesaret, güven ve sadakat. Eren dördünüde başarıyla tamamlamıştır ve sonunda Ceyhun ile çalışmaya başlamıştır.

GEÇMİŞ (Tolunay ile Eren askerde tanıştıktan sonra ilk karşılaşmaları)

Tolunay askerden geleli çok olmamıştı fakat askerdeki bazı arkadaşlarının yardımıyla bir ev bulmuş ve onlar sayesinde bir işte çalışıyordu. İş dönüşü evdeki bazı eksikleri almak için markete uğramıştı.

Tolunay son günlerde askerde hayatını kurtaran komutanı Eren' i düşünüyordu. O malum olaydan kısa süre sonra komutanının askerliği bitmişti ve Tolunay, ona teşekkür etmeye bile vakit bulamamıştı. Teşekkür edememesi ise ister istemez kendisini rahatsız ediyordu. Bir kez daha komutanını görmeyi ve ona teşekkür etme fırsatı yakalamayı umuyordu.

Tolunay, küçük alışveriş sepetine evi için gerekli şeyleri koyduğuna emin olduktan sonra kasanın oraya geçti. Sıranın geçmesini beklerken diğer kasada duran komutanı Eren' in kız ile konuştuğunu fark etti. İçinden 'Başka bir şey isteseymişim olacakmış' diye geçirdi. Komutanı Eren' in arkasına geçip ona:

- Komutanım? diye seslendi. 

Hala komutanı, kasiyer kız ile konuşmaya devam ediyordu. Tolunay boğazını temizleyip biraz yüksek sesle:

- Komutan Eren?

Eren, kasiyer kızın arka tarafını gösterdiğini fark etmesiyle o tarafa döndü. Eren o tarafa dönmesiyle Tolunay' ı gördü. Tolunay:

- Beni hatırladınız mı efendim?

Eren hatırlamaya çalışarak:

- Sen... seni... seni ben nereden tanıyorum?

- Ben ... ... Birliğinden Tolunay Toygan, efendim. Hatırlamanıza daha fazla yardımcı olmak için, intihar etmeye kalkışan askeriniz de diyebilirim.

Eren, onu hatırlamasıyla Tolunay' a gülümsedi. 

- Evet hatırladım seni Tolunay. Nasılsın?

-İyiyim efendim siz nasılsınız?

Eren gülüp:

- Öncelikle sizli bizli konuşmayı bırak ve sadece bana Eren de. Biliyorsun ki artık askerde değiliz. Ve gayet de iyiyim.

Tolunay utançla başını eğdi.

- Kusura bakmayı... yani bakma. Aylarca öyle konuşunca alışkanlığı bırakmak kolay olmuyor.

Eren:

- Doğrudur. Askerden gelince bir süre bende bocalamıştım. (Eren kolunu Tolunay' ın boynuna atıp kasadan biraz uzaklaştırdı) E Tolu? Umarım bir daha öyle bir salaklık yapmamışsındır.

Tolunay gülüp:

- Hayır, yapmadım merak etmeyin. O gün beni gerçekten kendime getirdiniz.

- Buna çok sevindim. Görüşmeyeli neler yapıyorsun bakalım?

- Biliyorsunuz ki siz beni kurtardıktan sonra herkes bana normal biri gibi davranmaya başladı. Siz gidince geçmişim birkaç kere daha konuşuldu ama artık sizin dışınızda onları susturanlarda oldu. Askerlik bitti yeni bir evim, yeni bir işim oldu ve halada aynı yerde çalışıyorum. 

- Okul ne oldu?

- Lise bitti ya. 

- Hayır ben üniversiteden bahsediyorum.

- Gitmeyeceğim ki.

- Neden?

- Gerek mi var? Olmuşum neredeyse 21. 

Eren gülüp:

- Bende neredeyse 23 olacağım ama eylül de üniversite birinci sınıfa başlayacağım. Okumanın yaşı yoktur demezler mi? Sen de çok geç kalmış sayılmazsın.

- Ama...

- Aması yok. Bu arada işin var mı? Birlikte bir şeyler içelim.

- Şey, sadece (sepettikleri gösterip) bunları almam gerekiyor. Sonra da eve geçecektim.

Eren, Tolunay' ın elinden alışveriş sepetini alıp kendi aldıklarıyla birlikte kasadan geçirtti. Tolunay, Eren' in kendi aldıklarının parasını ödemeye kalktığını görmesiyle:

- Ben öderdim, ne gerek vardı?

- Önemli değil sende içecekleri ısmarlarsın, ödeşiriz, deyip Tolunay' a göz kırptı.

Tolunay ile Eren, Eren' in arabasına binip kısa süre içinde bir kafeye geçtiler. O kafede saatlerce sohbet ettiler ve sonra evlerine dağıldılar.

O günden sonra Eren ile Tolunay birkaç defa daha görüşmüştü ve sonunda iki yakın arkadaş olmuşlardı.

Continue Reading

You'll Also Like

25.9M 919K 79
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
3.1M 46.7K 11
'Umudun gece ise, ay'a tutun.' ∞ (15/08/2018; Başlama tarihi.)
869K 87.7K 44
[04.04.2017 Gizem/Gerilim #3] Üniversiteyi yurt dışında okumak için Kore'den ayrılıp California'ya gelen Jeon Jungkook, kimsenin dilinden düşmeyen Fr...
25.2K 2.2K 21
Gözlerimi kırpıştırdım. Bu bir çeşit şaka mıydı? "Sen kimsin?" "Reyna Hodwick," parlak yeşil teni ve küçük kel bir kafası olan zayıf kıza istemsiz...