Rüzgar saçlarımın uçuşmasına neden olurken deniz kıyısına vuran dalgalara kendimi bırakmıştım doğru yapıp yapmadığım konusunda hâlâ kararsızdım. Fakat kendimce haklı olduğum taraflar ağır basıyordu. Yanağıma süzülen son göz yaşınıda sildikten sonra ayaklandım. Daha önceden çıkartmış olduğum ayakkabılarımıda elime aldıktan sonra eve gitmek üzere bir taksi çevirdim ve bundan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı konusunda gayet emindim.
=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=
Dün gece zar zor uyumuş sabah ise bunun sersemliğini tam olarak yaşıyordum. Kendim için bir sandviç hazırlarken sürekli olarak esnemelere son veremediğimde tekrar banyoya girdim, aynada ki yansımam tam bir depresyon insanı oluvermişti. Avucuma doldurduğum soğuk suyu hızlıca yüzüme çarptığımda vücudumda istemsiz titremeye engel olamamıştım. Elime aldığım havluyu hafifçe yüzüme bastırıp kuruladığımda biraz da olsa kendime gelmiş hissediyordum.
" İşe geç kaldığını bildirmek isterim bayan Arya ." Kız kardeşim alaycı bir tavırla bana seslendiğinde mızmızlanarak cevapladım.
"Dalga geçmeyi bırak Serra. Kendimi kraliyet ailelerinde gibi hissediyorum."
Kahvaltı için tekrar mutfağa döneceğim sırada telefonumum melodisi buna engel olmuştu.
Telefon ekranına baktığımda dün geceden beri içimden geçirdiğim "insan merak edip bir kez olsun aramaz mı? " isyanlarım son bulmuştu. Arayan Aras di.
İçimden bir ses açmamam gerektiği doğrultusunda iken bunun ucuz gönül işlerininden olmadığı aramızdaki 'patron- asistan' ilişkisi bana gelen aramayı yanıtlamaktan başka çare bırakmıyordu.
"Buyrun?" İstemsizce yanıtladığım telefon sesimede yansıdığında ses tonu ona karşı olan kızgınlığımı eritivermişti.
"Seni merak ettim Arya . Dün gece neden çekip gittin. Bir sorun mu var?" Tam olarak yumuşamayam sinirlerim yeniden alevlendiğinde kendisine olan kızgınlığımı anlamadığını fark ettim.
"Hayır,bir sorun yok." Konuşmakta zorlanıyorcasına cevapladım.
"Pekala, görüşürüz." Cevap vermemi beklemeden kapatmış tüm bu konuşmanın anlaşılmazlığıyla beni baş başa bırakmıştı.
'
Aras Karahanlı'nin ağzından;
Lisa ile olan konuşmamı sona erdirdiğimde Defne burda olduğunu belirtmek istercesine hafifçe öksürdü.
"Ne ara personellerinle kişisel konularda bu denli ilgilenmeye başladın Arya?" Ayak ayak üstüne atmış beni sorgularcasına konuştuğunda kıravatımı takmakla meşguldüm.
"Seninle uğraşamayacağımm Defne." diyerek derin bir nefes aldım.
"Ucuz bir asistana verdiğin ilginin bir kısmını bana çok görüyorsun. Öyle mi?" Tartışmasız geçen tek bir günümüz dahi yoktu.
"Takındığın bu tavırdan çok sıkıldım Defne Tahammül sınırlarımı zorluyorsun. Mutlu olduğumuz tek gün yok." Sesimi oldukça yükselttiğimde Defne benim geri dönüşü olmayan en büyük hatamdı.
Daha fazla tartışma istemediğimde ilk önce odadan daha sonra evden çıkmıştım.
-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=
Arya'nın ağzından;
"Günaydın Aras Bey, imzalamanız gereken evrakları getirdim." Dünü dünde bırakmaya karar vermiştim. Masasına bıraktığım evrakları imzalarken derin bir nefes alarak konuştu.
"Bana sade bir kahve getirir misin Arya? Ayılmaya ihtiyacım var."
Cevap verme gereği duymadan odasından ayrıldığımda uzun koridorda ilerlerken genç iri kıyım bir herifle çarpışmıştım. Dengem sarsıldığında bunu istekli bir biçimde yaptığını belli eden sinsi gülmsemesi yüzümün düşmesine neden olmuştu. Baştan aşağı beni iyice süzdüğünde gitmek üzereydim ki kolumu hafifçe kavrayarak ona bakmamı sağladı.
"Kusura bakmayın, bu şirkette yeniyim , rica etsem bana toplantı salonunu gösterebilir misiniz?" Kolumu elinden kurtardığımda cevapladım.
"Bunun için hemen karşıda duran hizmetlilerden yardım alabilirsiniz. İyi günler." Gitmek için yeni bir hamle daha yaptığımda beni tekrar durdurdu.
"Bana sizin yardımcı olmanızı istiyorum." Yüzünde ki beni rahatsız eden gülümsemesinden hiç hoşnut değildim.
"Bir sorun mu var Arya." Aras kendi odasının hemen önünde yaptığımız konuşmalara daha fazla kayıtsız kalamayarak odadan çıkmıştı.
İkimizde rahatsız olmuşçasına karşımızda duran adama bakarken Aras'in kardeşi olarak bildiğim anıl gelmişti.
"Demek Mehmet ile tanıştınız." Gülümseyerek aras'a bakarken tanışmadığımızı fark ettiğinde tanıttı.
"Bu Mehmet, onunla yeni tanışmamıza rağmen sıkı dost olduk ve bugün beni ziyarete gelmiş." Herşey yavaş yavaş yerine oturmaya başladığında bana şirkette yeni işe başladığını ve toplantı salonunu bulmak istemesi yalanıyla kendisiyle muhattap olmam için çalışmıştı. Aras Mehmet in bana karşı olan tavrından hoşlanmamış " sen kahvemi getir Arya" diyerek beni yollamıştı.
Yanlarından ayrıldığımda kahve makinasına ulaştığımda elime aldığım kağıt bardağa kahveyi doldurmaya başladım. Elime aldığım kahveyle odadasına yöneldiğimde artık kapının önünde olmadıklarını fark etmiştim.
Odaya giriş yaptığımda Aras odada yalnızdı. Kahvesini önüne bıraktığımda teşekkürünü edip kahvesinin ilk yudumunu almıştı.
'Ajandanız da bugün için bir toplantı planı mevcut değil ancak yarın için 2 toplantınız mevcut Aras bey." diyerek gülümsedim.
"Teşekkürler Arya , çıkabilirsin." Yüzünde kötü ve düşünceli olduğunu bağıran ifadesini gözden kaçırmak mümkün değildi.
Odasından çıktığımda kendime de bir kahve alıp meşgul olduğum dosyaların başına tekrar döndüm.
Karıştırmaya başladığım dosyalardan ilkininin dökümanını çıkarmak üzere işe koyulmuştum.
=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-=-
"Beni bırakmamıza hiç gerek yoktu Aras Bey .Mahçup hissediyorum." Bir yandan onunla olmaktan zevk duyarken diğer yandan ona karşı olan duygularım uzaklaşmam gerektiğini belirtiyordu.
"Rahatla Arya . Birbirimize alışmamız gerekiyor. Benden çekinme." Otopark' ta arabasına doğru ilerlemeye devam ederken karşı taraftan gelen Mehmet ikimizinde gerilmesine neden olmuştu.
Bedenini hafifçe kol kısmıma sürtüp biraz ilerlediğimizde bizi durdurmayı başaran o sözler bedenimde sarsılmaya neden olmuştu.
"Dostum çok şanslısın." Aras a doğru konuştuğunda tekrar devam etti. "Bu hatunu bir geceliğine bana vermen karşılığında tüm servetim senindir." Beynime kan fışkırmış ne olduğunu anlayamadan Aras Bey ve Mehmet in yumrukları havada uçuşmaya başlamıştı.
Müdahele edecek yetkiyi kendimde bulamadığımda Aras daha fazla sinirlerine hakim olamayacak kıvama gelmeden durması gerektiğini kendi başına idrak etmişti.
"Yürü!" Kaşına ve dudağına aldığı darbeler kanamaya neden olurken kolumdan tutup tabiri caizse beni sürüklemeye başlamıştı.
"Canımı yakıyorsun." Kendimi geri çekmek adına yaptığım hamle karşılığını almış ellerinden kurtulabilmiştim.
"Daha önce şirkette onunla ne konuştunuz Arya?" Gözlerindeki alev korkmama neden olurken cevapladım. "Hiçbir şey." Bana inanmadığını belli ettiğinde tekrar konuştum.
"Ben herhangi bir şey konuşmadım, sadece bana asılmaya kalktı. Buna izin vermedim. "
"izin vermedin mi?Tanrı aşkına! O herif daha yeni sana ne dedi, duyduğundan emin misin?" Bu denli telaşlanmasının hoşuma giden tek bir yönü vardı. O da benim için telaşlanması.
"tekrar oraya dönüp onu iyice pataklamak istiyorum." Konuşmasının yarım kalmasındaki tek sebep çalan telefonuydu.
"Ne var Defne " Karısıyla konuştuğunu anladığımda bu denli sert cevap vermesi istemsiz sevincim ve ardından gelen bir 'seninle uğraşamam' cümlesinin ardında karısının yüzüne kapattığı telefon bugün için uyumama nedenimdi.
"Yüzün kanıyor." Bünyemin kana dayanamaması karşılığında elim ayağım çoktan titremeye başlamış daha fazla direnemeden gözlerimin kararmasıyla birlikte kendimi boşluğa bırakmıştım.
=-=--=--====-=-=-=--=-==--=-=-