Elvan silahın önünde duruyordu. Karşısındaki adam kadına dikkatlice bakıp tüm konağı yerle bir edecek kadar sert bir şekilde kükreyip "çekil kadın. Yoksa sende ölürsün." diye bağırdı. Herkes korktu ama Elvan Ersan korkmadı. O sadece Allahtan korkardı. O sadece Allahın zulmünden korkar, merhametine sığınırdı. Adam karşısında gözünü bile kırpmadan kadına dikkatlice baktı. Mavinin en koyu tonu olan gözleri çok derindi. Esmer tenine oranla saçları kumraldı. Bu kadın İstanbul kadınıydı. Yoksa Mardinli kadınlar böyle giyinmezdi. Kadın yerde usulca göz yaşını akıtan kadına baktı. Sonrada gözleri adama döndü. "o silahı beline koy. Şuan iki kadına ve Bi adama silah doğruluğunu unutma. Siz Allah değilsiniz. Hiç Bi cana kıyamazsınız." Salih ağa torunu Elvan'a gururla baktı. O sadece Allahtan korkardı. Ona dediği sözü hatırladı birden 'kızım sakın ola benden bile korkmayasın. Sadece tek birinden korkacaksın. O da seni yaratan Allahu tealadır.' şimdide kızı, torunu bu söze uyuyordu.