Bulutlar siyah mürekkeple boyanmış, içlerindeki ıslak zehri akıtmamaya yemin etmiş gibi sadece insanları ürküterek, isyan edercesine bağırıyorlardı.
Akrep ve yelkovanın üstündeki kan zamana işliyor, zaman bir intikama gebe oluyordu.
O gün gök hiç olmadığı kadar öfkeliydi.
Yağmur hiç olmadığı kadar şiddetli iniyordu yeryüzüne.
Şimşekler hiç olmadığı kadar etkisi altına almıştı insanları.
Ve bir kız elindeki kanlı romanla savunmasızca bekliyordu.
Ve bir adam o romanı kana bulayan esas kişiydi.
Akrep ve yelkovan yavaşça ilerledi kanlı zamanda.
Tik, tak, tik, tak.....
Roman sayfaları havada uçuşarak kül olurken onların hikayesi yeni başlıyordu.