Arkadaşlar hikayemde sevginin kalpte olduğunu, dış güzelliğin geçici bir şey olduğunu vurgulamak istedim. 1900lü yıllarda geçen bir hikayedir... & Hic bakmadan bilirdim güzeldi gözlerin. Yanında hiç bulunmadan nasıl sıcak kucakladığını bilirdim. Yüreğim yüreğine değdiğinden beri gülüşlerimizin de değecek olduğunu bilirdim. Ve sen yarim! Seni nasıl sevdiğimi bilirsin.. Beklemek zordu. Fakat beklemekten de zor olan şey sevmekti. Onlar zoru başarmışlar, hiç görmeden sevmişlerdi birbirlerini. Şimdi ise kavuşacakları günü bekliyorlardı hasretle. Peki var mıydı ömürleri? Ölüm aralarına girer miydi? Asıl sevginin kalple olduğunu bize öğreten hikaye; Nefise ve Murat'ın hikayesiydi bu. Nefise ve Murat'ın gözleri buluşmadan gönüllüleri buluşmuştu habersizce. Gözlerinin buluşacakları gün savaş girmişti aralarına. Aklını geride bırakarak giden Murat giderken Nefise'nin yüreğini de alıp götürmüştü. Başarabilirler miydi hiç birbirlerine bakmadan aşklarını diri tutmayı? Gözden gönüle akan yaşla susuyorlardı usulca. Elleri buluşmasa da dualarıyla dinliyordu özlemleri. Nefise ve Murat şu hayatta denk gelecekler miydi birbirlerine?