Ⅰ. Bölüm: Laurelin Krallığı

304 34 37
                                    


Uyarı: Hikaye Orta Dünya'da geçse de oradaki olay, mekan ve kişilerden bağımsızdır. Bunu dikkate alarak okursanız çok sevinirim. Şayet diğer türlü Tolkien kitaplarıyla örtüşmeyen ve anlamsız gelecek yerler olacaktır.

Keyifli okumalar!













Laurelin* Krallığı, yeryüzündeki elflerin yaşadığı son krallık. Batı'nın kalkanı, iyi ve güzel olan tüm şeylerin kaynağı. İnsanların ve diğer tüm ırkların karanlıkla olan savaşında galip gelmesinde en büyük fayda sağlamış olan krallık. Sınırları yüksek dağlarla çizilmiş, yolları sık ağaçlarla çevrilmiş olduğu ve içinden nehirlerin aktığı bu krallık ancak yüksek elflerin izin verdiği takdirde bulunulabilirdi.

Laurelin, Silmarillion'un sözlüğünde ''Altın'ın Şarkısı'' ; Valinor'un İki Ağacı'nın genç olanı.'' olarak geçmektedir.

Jungkook gibilerin ise burada bulunması tamamen şansız ve kötü bir kadere sahip olmanın sonucuydu. Ülkesi ork lejyonlarınca yok edilmiş nice küçük krallıktan biriydi. Sahip oldukları tüm güçle krallıklarını savunmaya çalışmışlarsa da karanlığın topraklarına çökmesine engel olamamışlardı. Orduları katledilmiş, halkı ya öldürülmüş ya da esir düşmüştü. Çok azı sağ kurtulabilmişti. Laurelin Krallığı'ndan gelen yardım geç kalmıştı. Elbette bu yüzden suçlanamazlardı, kimse yapamazdı. Diğerlerinden uzak bu topraklarda yaşamayı halkı seçmiştik. Burada, her şeyden uzakta huzurlu olacaklarını sanmıştı. Ve feci şekilde yanılmışlardı.

''Jungkook!'' Gözlerini diktiği ihtişamlı meydandan ayırarak adını duyduğu tarafa döndü. ''Hayaller kurmak için vaktin bolsa bana da yardım etmelisin.''

Laurelin Krallığı'na geldiği günden bu yana ne kadar süre geçmişti, bilmiyordu. Halkını, ailesini ve sevdiklerini kaybettikten sonra ne önemi vardı? Yalnızca yaşıyor ve halkından geriye kalan bir avuç insanın hayatını kurtaran bu krallığa karşılığını vermeye çalışıyordu. Başlarda ölmeyi düşünmüştü. Onuru çiğnenmiş bir şekilde yaşayamazdı. Kralını, kraliçesini ve diğerlerinin ölümüne tanıklık edip nasıl hayatta kalkabilirdi? Nice kez kendisini Batı'ya uzanan soğuk sulara bırakmak istedi. Defalarca başarısız oldu. Deniz onu kabul etmedi. Belki de kabul etmeyen Ulmo'ydu.*

Ulmo: Denizlerin Efendisi.

''Büyük şölene çok az kaldı! Çabuk işe koyulsak iyi olacak!''

''Daha vakit var, acele etme.'' dedi önünde genç kadının onu sürüklemesine izin verirken. Gümüş renkteki saçları baharın ılık rüzgarlarında savruluyordu. ''Erken bitirmenin kimseye zararı olmaz.'' dedi. Omuzunun üzerinden dönerek gülümsedi. Gülümsemesi sıcaktı. Ona benziyordu.

''Tamam, tamam.'' Elini kurtararak yakalarını düzeltti. Çevredekilerin bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu. Onlardan farkı yoktu. Ama yine de dışarıdan gelenler kolayca fark edilebilirdi. Yurtsuz kalmış elflerin sığındığı bu yerde pek çok farklı soydan elfi görebilirdiniz. Ama Laurelin Krallığı'nın asıl halkı kolayca fark edilebilirdi. Gümüş renkli saçlarıyla bulundukları yere aydınlık getirirlerdi. Önünden yürüyen bu kadın da o elflerden biriydi. Soylu bir aileden gelmesine rağmen kaygısızca etrafta dolaşır, Jungkook gibi yurtsuz elflerle dostluk kurardı. Bundan şikayetçi olduğundan değil tabii, yalnızca yadırgadığı anlar oluyordu.

''Biliyorsun, prenslerin birlikleri de yakında dönecek. Şenliğe denk gelirse muhteşem bir kutlama olur!''

Laurelin Krallığı'nın üç prensinden ikisi üç bahar önce doğudaki bir krallığın yardım çağrısı için yola çıkmışlardı. Yakında burada olmalarını umut ediyordu herkes. Elbette Jungkook da öyle.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Under the Moonlight - NamKook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin