Kesim

3 0 0
                                    

"Demek ağaç bu?"

Elinde gevşekçe tuttuğu baltayla ağır ağır büyük ağaca yaklaşırken bir yandan da kalın kaşlarının altındaki her an çıkacakmış gibi görünen pörtlek kahverengi gözleriyle tepenin tam sırtında bütün heybetiyle duran devasa ağaca bakıyordu bu sözleri söyleyen adam.

"Evet, bu kalan sonuncu ağaç"

Arkadaşına cevap veren kişi, tepenin hemen aşağısındaki toprak yolun kenarına park ettiği arabanın bagajından testeresini çıkartıyordu aynı anda. Elindeki testereyi toprağa bırakıp soluklanmak için birkaç saniye durakladı. Ardından da kafasındaki kumral saçları saklayan şapkayı çıkartmak zorunda kaldı sıcaktan dolayı ferahlamak için. Mavi gözleri, tepenin tamamında gezindi bir süre.

Etrafta yakın zamanda yapılmış bir katliamın izleri duruyordu. Kesilmiş onlarca ağaç gövdesi yolun kenarında düzenli bir şekilde toplanmış, yüklenip götürülerek bir yerlerde yakılmayı bekliyordu. Eskiden ağaçların olduğu yerdeyse, gövdeden arta kalan kısımlar sanki hala ne olduğunu anlamaya çalışıyormuş, geri kalan kısımlarının geri dönüşünü bekliyormuş gibi duruyordu köklerinin yavaş yavaş ölmesini beklerken.

"Söylesene, biz bu ağaçları neden kesiyoruz?"

Kahverengi gözlü adam elindeki baltayı yere dayayıp etrafı incelerken sordu içtenlikle. Bugün işte ilk günüydü, kesimin daha önceki aşamalarında burada değildi yani. Ama şu anda bulunduğu yere bakınca buranın kimseye zararı olmayan bir yer olduğunu söyleyebilirdi kesinlikle. Hatta kesilmiş ağaçların durduğu yeri hayal gücüyle eski şekilde gözünün önüne getirdiğinde gayet de huzurlu bir yer görebiliyordu aslında.

Arkadaşı yukarıya, kalan son ağaca doğru elinde testereyle gelirken omuz silkti. Tepenin batısında yer alan, belli belirsiz noktaların yığınını gösterdi başıyla. "Köylüler istedi" diye açıkladı durumu. "Burası eskiden onların kutsal alanıydı".

Bu sözler karşısında biraz huzursuz oldu işe yeni başlayan adam. Buranın bir kutsal alan olması hoşuna gitmemişti. Elindeki baltaya kaydı kahverengi gözler. Bir anda balta ona düşmanıymış gibi gelmeye başladı.

Arkadaşının huzursuzluğunu görünce gülmeden edemedi diğeri. Bu da kahverengi gözlü adamı daha da tedirgin etti. "Bunlar manyak mı yahu! Ne yapmaya çalışıyor bu deliler!"

"Korkmana gerek yok, ağaçlar susmuşlar" diye teminat verdi deneyimli olan. Karşısındaki kalın kaşlar anlamaz bir şekilde çatılınca da bıkkın bir şekilde bir nefes bıraktı. "Köylüler eskiden buraya danışmaya gelir, bu ağaçlardan ne yapmaları gerektiğine dair fikir alırlarmış. Sonraları ağaçların verdiği fikirleri beğenmemeye, önerilenin tam tersini yapmaya başlamışlar. Bunun üzerine ağaçlar da susmuş. Bir süre sonra köyde işler ters gitmeye, herkes birbirine düşmeye başlayınca tekrar ağaçlara gelmişler ama ağaçlar bu sefer onlara cevap vermemiş; bu durum da onları daha da sinirlendirmiş, hepsini kesmeye karar vermişler. Birazını kendileri kestikten sonra da işi fazla zahmetli bulup dışarıdan adam çağırmaya karar vermişler."

"Eee, ağaçları kesince her şey düzelecek miymiş ki?" Durumun saçmalığı karşısında şaşkınlığını gizleyemedi kahverengi gözlü adam. Bunu söylerken de kalan son ağaca bakıyordu. Suskunluğunu bozmayan ağaç ise sadece orada dikiliyor, tepedeki diğer ağaçların kaderini paylaşmak için bekliyordu.

"Şu anda o köy cehennem yeri. Herkes terk etmeye can atıyor, tartışmasız, vukuatsız tek bir günleri bile yok, hepsi iliklerine kadar yozlaşmış ve çekilmez. Birbirilerinin başını yemeden tek bir saniye bile geçiremezler ama ilginç olarak hepsinin tek bir ortak görüşü var; Her şey bu ağaçlar yüzüne oldu. Eğer ağaçlar onları daha fazla uyarsalarmış bunlar olmazmış."

Kahverengi gözlü adam elindeki baltayı sıkıca kavrarken öfkeyle kaşlarını çattı. "O zaman bu ağacı da keselim de bırakalım birbirilerini yemeye devam etsinler" dedi burnundan nefes verirken. "Bu sefer suçlayacak kimi bulacaklar acaba?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 19, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KESİM-KISA ÖYKÜ(ÖZGÜN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin