28.Bölüm: KARA ÖLÜM KORUSU

4K 416 550
                                    

Merhabalarrr^^ Sizleri çok özledim. En son ne yazık ki depremden önce burada buluşmuşuz. Tekrardan ülkemize geçmiş olsun diliyorum. İnşallah bir daha böyle bir felaket ülkemizin başına gelmez.

Bildiğiniz üzere dün instagram profilimde bir video paylaştım. O videoyu mutlaka izleyin derim. Buradan da videonun asıl amacını ileteyim. Yozlaşmış Harabeler aslında serinin ilk kitabıydı ve çok yakında raflarda olacak. Peki serinin ismi ne?

AYNALAR ÇAĞI🪞
Yozlaşmış Harabeler⚔️

Kurguya daha fazla yakışacak başka bir isim düşünemiyorum resmen. Benim içime tamamen sinmiş bir isim oldu. Sizler be düşünüyorsunuz? Sevdiniz mi, fikirlerinizi paylaşın benimle lütfen🤍

Çok yakında kapak paylaşımı ve çıkış tarihini de duyurmuş olurum. Hadi şimdi sessiz bir köşede hikayemize kaldığınız yerden devam edelim✨

Keyifli okumalar minik kabuslarım^^

Bölüme başlamadan önce yıldızı parlatmayı ve satır aralarına çokça yorum yapmayı unutmayın, lütfen.

*
Kara Ölüm Korusu
*

Kahuna'nın mağarasına birkaç adım uzaklıktaydık. En azından bu kez önümüzü kesen bir Yeti ya da başka bir kar yaratığı olmadığına seviniyordum.

Aryen benden önce davranıp mağaranın girişine dikilmiş sarkıtların arasından başını uzatarak içeriyi kontrol etti. Buraya kadar sakince geldiğimiz için her an bir şey olacakmış korkusuyla geride kalmayı reddettim. Aryen'in yanına ulaştığımda mağaraya girmeden son kez derin bir nefes alıp öylece yürüdüm.

Ellerimin arasında tuttuğum sandık, kaderime yön verecek en keskin kalemdi belki de. Onunla hem diyarın kaderini hem de kendi kaderimi en başından yazabilecektim.

Kahuna'nın kristaller ve buz sarkıtlardan oluşan mağarasına girdiğimizde o çoktan bizim geldiğimizi duyup ortaya çıkmıştı. Mavi gölü dallarıyla çevreleyen dev yaşam ağacının önünde bizi bekliyordu.

Büyülü buz dağının üzerinde, kristallerin arasında zarif ve uzun bedeniyle dikiliyordu. Mavi dumanlı gözlerine baktığımda olduğum yere çivilendim. Buzlar Kraliçesi'ni ilk kez görüyormuş gibi hayranlık dolu bakışlarla tepeden tırnağa süzdüm.

"Demek geldiniz..." Kahuna'nın sesi şakıdı mağaranın içinde.

"Dileğin elimde Buzlar Kraliçesi."

Buraya ilk geldiğinde korkudan titreyen, konuşmaya dahi mecali olmayan güçsüz Rena gitmiş, yerine bir kraliçeyle anlaşma yapacak kadar cesur bir kadın gelmişti. Kanımda dolaşan gücün alevlendiğini hissedebiliyordum. Elementlerin çağrısı kulaklarımı tırmalıyordu. Yırtıcı birer hayvan gibi debeleniyorlardı onları özgür bırakmam için.

Buz dağının kristal sarkıtları mağaranın zemininde yığılmış karları aşarak yaklaştı  Kahuna. Gözlerindeki mavi dumanların havada çizdiği şeritler birkaç saniyede silinip kayboldu.

"Açık konuşmak gerekirse küçük kız..." Beni aşağılıyor muydu yoksa? "Başarabileceğini hiç sanmıyordum."

"Belki de..." Tam ona haddini bildirecekken kendimi durdurdum.

Güçlerimi alana kadar onunla iyi geçinmeye devam etmeliydim. Anlaşmayı sakince yerine getiririz, herkes kendi yoluna gider ve bir daha asla görüşmeyiz. Bu kadar basit, kavga etmeye gerek yok.

YOZLAŞMIŞ HARABELEROpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz