SAILOR MOON LEGACY : GALAXY WARS

GÜNEŞİN OĞLU

Kaos enerjisi öyle karanlık ve  yok ediciydi ki, güneş sistemine sıçradığı anda içinde bulunduğu yedi gezegeni yok etmeyi başarmıştı. İlk olarak Plüto düşmüştü, daha sonra sırasıyla Neptün, Uranüs, Satürn, Jüpiter, Mars düşmüştü. Ay Krallığı'na geldiğinde sıra, sistemi koruyan savaşçılar Dünya'yı riske atmamak adına Ay'ı feda etmişlerdi. Gümüş Milenyum yok olmuş, Kraliçe Serenity kızı ve diğer savaşçıları dünyaya gönderdikten sonra gümüş kristal ile krallığı kristalden bir mühürle donatıp kendi dahil tüm krallığı o anda dondurmuştu. Daha sonra Dünya'da yeni ve farklı kimliklerle uyanan kızlar dünyayı çoğu karanlık tehditten korumuşlardı. Sistemin en başı olan Güneş Krallığı'nda ise işler farklı şekilde işliyordu. İki krallıktan oluşan Güneş, kuzey ve güney olmak üzere iki bölgeye sahipti. Kuzey krallığı çok daha düzenli bir yönetime sahipti. Askeri düzen, saray ortamı ve ışık büyülerinin öğrenildiği bir akademiye sahipti. Kuzey krallığında neredeyse her şey altından yapılma idi ve inanılmaz bir zenginlik hakimdi. Güney krallığı ise sadece kara büyüler ve Obsidyenden oluşma nesneleri ile meşhurdu. Krallık düzeni taht kavgaları yüzünden sürekli değişim halindeydi ve güney krallığında zenginler ile fakirler olmak üzere iki farklı sınıf vardı. Fakirler genellikle madenlerde çalışan kesimdi ve çoğu zaman kuzeye kaçma fikrine sahip, büyük çoğunluğu krallık sınırından geçer geçmez öldürülen zavallı bir topluluktu. Sistemin en uzak köşesinde kaos gezegeni olarak bilinen Nibiru'nun krallığı Necromancia, kaosa hizmet eden ve Güneş'in bütün enerjisini, ışığını yok etmek isteyen bir krallıktı. 2000 yılda bir bu fırsat ellerine geçse de kuzey krallığı sayesinde bunu başarılı bir şekilde savuşturan Güneş'in bu sefer ki kaos ile savaşı nasıl sonuçlanacaktı merak konusuydu. İlk kaos savaşında tanrıça Amaterasu sayesinde ilk kral Inazuma kolaylıkla ışığı korumayı başarmıştı. Güneş'in koruyucu efsane hayvanı olan Altın Anka Kuşu Garuda gezegeni korumuştu. İkinci savaşta ise Inazuma'nın oğlu olan Nichirin Güneş Tanrısı Apollo'nun ona verdiği kılıçla kaosu yenmeyi başarmış "güneş kılıcı" anlamına gelen Nichirin-gatana lakabını almıştı. Nichirin ölmeden evvel iki oğlu olan Raion ve Tora arasında bir seçim yapmak zorundaydı. Kaos savaşından sonra Ay Krallığından getirilmiş saf gümüş ile yapılan Gümüş Oda'da Garuda tarafından korunan Apollo kılıcı, kralın kim olacağına karar verecekti. Nichirin iki oğlunu da alıp bu odaya gitti ve sırasıyla kılıcı almalarını söyler. Fakat Raion'da, Tora'da kılıcı alamaz. Daha sonra Garuda'dan yardım isteyen Nichirin'in çağrısına karşılıksız kalamaz. Garuda, tavandan döne döne aşağı iner, küçülür ve iki kardeşin etrafında uçmaya başlar, aradan biraz geçtikten sonra Raion'un omzuna konarak Nichirin'e bakar. Kral seçimi yapılmıştı ve Nichirin bu seçimden iki ay sonra ölür, tahtına 17 yaşındaki oğlu Raion geçer. Tora ise kral olamadığı için ilk zamanlar üzülüp kıskansa da, ağabeyi Raion onu hep yanında görmek istemiş ve ülkeyi birlikte yönetmeyi teklif ettiğinde önce çok şaşırmıştı, daha sonra büyük bir mutlulukla bu teklifi kabul etmişti.

-5 YIL SONRA-

Aradan geçen zamanda kral Raion kendine bir kraliçe bulmuştu, Mamori adında güzeller güzeli bir tüccar kızı. Tora ise güney krallığı seyahati sırasında tanıştığı Nozomi adında bir kadına aşık olmuş fakat gelenekler gereği onunla evlenmesi yasak olduğundan bu konuyu ağabeyi ile konuşmaya karar vermişti. Tora, Raion'un yanına geldiğinde başı önde eğik, yüzü de asıktı. Raion endişelenip kardeşine " neyin var Tora, yüzünün bu hali de ne böyle?" diye sormuştu. Tora ise başını kaldırıp Raion'a bakarak "güney krallığından bir kıza aşık oldum ama gelenekler..." cümlesini tamamlayamadan " bazen gelenekler de değişebilir kardeşim, evrende değişmeyen hiç bir şey olamaz. Munemasa'ya bir mektup yollar kızı buraya getiririz, tanışırız. Tabii ailesini de getirmeli." dediğinde Tora'nın yüzünde şaşkın bir ifade belirmiş ve gözünden yaş akmıştı. Hiç bir karşılık vermeden Raion'a sarılmış ve "iyi ki benim ağabeyimsin, sana minnettarım." demişti. Raion ise gülümseyerek "benim bir tane kardeşim var ve onun mutlu olmasını her şeyden çok ben isterim." demişti. Raion gerekli hazırlıkları yapmış, güney kralı Munemasa'ya bir mektup yazıp, güney krallığına doğru gitmek için hazırlık yapmıştı. İki krallık arasında düşmanlık olmasa bile ilişkiler genelde gergin olurdu ama güney krallığı kuzeyin gücüne her zaman saygı duymuş ve yeri geldiğinde itaat etmişti. Aradan üç gün geçtikten sonra Raion, Tora ve askeri bir ekip ile güneye varmışlardı. Kuzey kralının gelmesine çok sevinen güney halkı, onlara taparcasına yardım isteğinde bulunuyor, feryat ediyorlardı. Raion'un işareti ile kese kese altınlar, askerler tarafından halka dağıtılıyordu. Güney krallığı sarayına geldiklerinde ise Munemasa, kral Raion ve Tora'yı karşılamaya gelmişti. Tora'nın aşık olduğu Nozomi ve ailesi de pençe divan olmuş bir şekilde Raion'un önünde eğilmişlerdi. Raion onlara eğilmemelerini söylemişti. Bir kral olarak egosu neredeyse sıfırdı ve merhamet duygusu çok yüce biriydi. Genç yaşına rağmen iki tanrı tarafından yetiştirildiği için çok şanslıydı. Aynı şekilde Tora'da. Nozomi koşarak Tora'ya sarıldığında herkes donakalmıştı. Raion gülümseyerek karşılık vermiş ve sarayın kapısından içeri yürüyerek yemek yiyecekleri odaya varmışlardı. Munemasa ve Raion masanın iki ucunda oturmuş, Munemasa'nın sağında eşi Kraliçe Yoruichi, masanın diğer ucunda ise Raion'un sağında kraliçesi değil kardeşi Tora vardı. Yemekler yenmeye başladığında Raion, direkt olarak konuya girip "bizim geleneklerimizde güney krallığından biri ile kuzey krallığından herhangi biri evlenemez diye saçma bir kanun var ve ben bugün Kuzey kralı olarak bunu iptal etmek için buradayım Munemasa." dedi. Munemasa yaşça Raion'dan büyük olsa da saygısı ve minneti büyüktü. Kaos savaşlarında güney krallığı her zaman düzensizliğinden ötürü zayıf nokta olarak görüldüğü için Necromancia hep buradan saldırıya geçiyordu. Munemasa naif bir ses tonu ile " bizim geleneklerimizde de aynı kanun var ve aynı gezegeni paylaşan toplumlar olarak böyle ayrıcalıkların olmaması gerektiğini düşünüyorum Raion." demişti. Raion ise gülümseyerek "bazen iki krallığı birleştirip tek bir çatı altında mı toplansak diye düşünmeden edemiyorum Munemasa." dediğinde Munemasa'nın kaşları çatılmış " bu mümkün değil, en azından şimdilik." demişti. Raion ise " ben de böyle diyeceğini bekliyordum bu yüzden esas konumuza geri dönelim, şimdilik." diyerek karşılık vermişti. Tora ile Nozomi'nin evliliği planlanmıştı ve ailesi ile birlikte kuzey krallığına gelmeleri için Munemasa'dan onay almışlardı. Aradan iki gün geçtikten sonra Raion ve Tora, Nozomi ve ailesi ile güney krallığından yola çıkmış , kuzey krallığında çifte düğün yapmak için hazırlıklara başlanmıştı. İki hafta sonra da Kral Raion Mamori ile, Tora ise Nozomi ile evlenmişti.