21

4.6K 477 174
                                    

Hepimize öncelikle merhaba.

Umarım hepiniz iyisinizdir.

Öncelikle çoğu kişiyi bir şey hatırlatmak istiyorum.

Bu fıçı ilk yazdığım zaman çok soft yazmak istiyordum. Hatta fark etmişsinizdir çok az kaos var. Ama sonra finle kadar düzenledim ve bunu değiştirmeyeceğim. Kimse 15 bölüme kadar gelip de hiç kaos yok, yok böyle sıkıcı gibi yorumlar yapmasın.

Bu okurları anlamak gerçekten çok zor.

Neyse

Dürüst olacağım sık bölüm atamıyorum çünkü düz yazı yazmak bana çok sıkıcı geliyor.

Bu fici bir an önce bitirmek istiyorum ama finale kadar yazmam gerekiyor. Bazen kendimi çok beceriksiz hissediyorum.  Bunun sebebi ise kaç ay olmasına rağmen bu fici bitirmemiş olmam.

Bundan sonraki yazacağım ficleri de büyük ihtimalle texting, düzyazı karışık yazarım.

Düz yazı yazmak demek her şeyi iyice betimlemek, anlaşılır bir dille yazmak, akıcı yazmak, olay akışını iyi ele almak falan

Ben bunları iyi yaptığımı pek sanmıyorum.

Size sürekli geç bölüm atıyorum ve bu beni ayrı üzüyor zaten.

Eğer ileride bir fic daha yazarsam bunu ibret alıp taslakta bitirip paylaşacağım.

Hepinizden içtenlikle özür diliyorum.

Sizi birer arkadaş olarak gördüğüm için sorunumu bu şekilde rahat dile getirdim.

İyi okumalar diliyorum hepinize.

¤¤¤¤

Güneş çoktan doğmuş, saat öğleden sonrayı geçmişti. İlk bahar aynın başlarında oldukları için içeri sızan güneş ışıkları odayı ısıtıp aydınlatıyordu. Yeni yeni açmaya başlamış çiçeklerin görüntüsünün güzelliği bir yana kokuları da baş döndürücüydü.

Açık pencereden esen hafif rüzgar insanı mayıştıracak kadar serin iken direkt sarmaş dolaş yatakta uyuyan bedenlere çarpıyordu. Üzerlerindeki pike onları bundan kurtarmıyor, küçük olan biraz daha sarılıyordu ince örtüye.

Genç çocuk, hem türünden hemde üzerinde sadece siyah bir gömlek olduğu için böyleydi fakat delta için aynı şey geçerli değildi. Öyle ki üstünde baksır dışında hiçbir şey olmamasına ve çoğu yerinin pikenin dışında olmasına rağmen esen rüzgarı hissetmiyordu. Hatta sıcaklığı vücut çevresine bile yayılıyordu.

Omega nereden geldiğini bilmediği bu soğukluk ile titrerken biraz daha sokuldu iri bedene. Ve o sıcaklığı yavaş yavaş kendi vücudunda da hissetmeye başladı.

Elini delta'nın karın kaslarına koyarken bir bacağını da üstüne atmış, ani yaptığı hareket ile sızlayan kalçasını görmezden gelmişti. Memnuniyet hissi ile mırıldanırken uykusuna devam etmişti.

Bir süre öyle uyumuşlardı daha sonra küçük olan ağıran bacağını indirip yan dönerek delta'ya sırtını dönmüştü. Şimdi delta'nın göğüsü sırtına denk geliyordu.

Genç adam aralarındaki boşluktan rahatsız bir şekilde belindeki kolları sıkılaşıp küçük bedeni biraz daha kendine çekmişti. Delta yüzüne gelen güneş ışıkları ile daha fazla dayanamamış, birbirine yakışan uzun kirpikleribi aralamak zorunda kalmıştı. Araladığı gözleri direkt omegasını ararken, kolları arasındaki bedeni görünce derin bir nefes almıştı fakat omega'nın kızgınlıktan yeni çıktığı için hâlâ yoğun olan feromonları onun başını döndürmüştü.

Full Moon Night Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin