19. Bölüm

62.3K 3K 948
                                    

Neredeyse yarım saattir yatakhanenin önünde Oğuz beyimizi bekliyorduk. İzin günümüzün hatta saatlik izin günümüzün yarım saati bizden bile sonra hazırlanan Oğuzu beklemekle geçmişti. Gözümdeki güneş gözlüklerini saçıma bir çember gibi iterken çıplak gözle,bize doğru aşırı mutlu yaklaşan Oğuza baktım. Ne vardı böyle gülecek? Gülmesinin yanı sıra Oğuzun bizi bu kadar bekletmesine değer bir hali ya da bir değişiklik var mı diye inceliyordum.
Yoktu,Oğuz aynı Oğuzdu izin günümden neden yarım saat çaldı bilmiyordum!
En sonunda yanımıza gelebilmişti. Sema ile ben bile bu aptaldan önce gelmiştik be!

"Tinkiwinki,dipsi,lala,poo şimdi teletabilerle oyun zamanı."

Oğuzun bu zıplayarak dediği teletabiler saatine hepimiz şaşkınlıkla bakıyorduk. Kaşlarımız çatık,anlamsız bir yüz ifadesiyle Oğuzun gereksiz neşesi ve bu teletabi hatırlatması manasız gelmişti. Biz geç kalmasının lafını yapıp hesap soralım derken böyle bir şeyle karşılaşmış olmamız bizi dumura uğrattı.

"Geldiler mi yine kanka?" diye sordu Hakan. Hakan'ın sorduğu sorunun cevabını ben vermeden önce gözlerimi devirdim ve "Ne zaman gittiler ki?"diye söylendim. Oğuz bizi hiç tiye almamıştı aksine kendi kafasında yazmış olduğu senaryonun dışına çıkmıyor asla doğaçlama da yapmıyordu.
Oğuz arka cebine sıkıştırdığı bir kağıt çıkarıp "Kankalarım bugün çok eğleneceğiz!" diyerek elinde ki kağıdı salladı.

"Bu ne?" diye herkesin merakla kendi kendine sorduğu soruyu Sema yüksek sesle dile getirdi. Oğuz ise gereksiz bir gizlilik içerisinde merak uyandırmaya çalışarak elindeki kağıdı sallarken "İzmirde öğrenirsiniz kankalar." diye cevap verdi. Oğuzun saçmalıklarını öğrenmek için İzmir'i Merkeze gidene kadar sabrımız yoktu tabi ki daha otobüsteyken Oğuzu sıkıştırdım anlatsın diye.
Oğuz yanımda otururken kağıdı bana uzattı daha fazla dırdır etmeme dayanamadı.

"Dün bir kitap okudum abiler. Ölmeden önce yapılacak 100 şey adı altında ben de ondan birkaç tane aldım. 100 tanesini yapamayız ama birkaç tanesini yapmadan ölmeyelim abiler."

Keşke bu kadar merak etmeseydim dedim kendi kendime. Oğuzdan mantıklı bir şey tabii ki beklemezdim o yüzden hiç ağzımı açmasaydım. Tekrar bir göz devirme seansı gerçekleştirdim evet sanırım bugün fazlasıyla göz devirecektim! "Ya millet kitap diye gider kitap diye Sabahattin Ali okur,Tampınar okur ne bileyim Dostoyevski,Tolstoy falan okur bu malın okuduğu kitaba bak ya. Her yazılanın kitap diye önümüze sunulmasından bıktım usandım!"

Ben başımıza gelecek olanları az çok sezdiğim için eleştirisel bir isyanla meşgulken diğer aklı kıt arkadaşımız Hakan "Oğlum çok iyi fikir lan!"diyerek inanılmaz heyecanlı bir kabulleniş gösterdi. 4 yıldır bozulmayan Hakanı da beşinci yılın sonunda bozup kendine benzeten Oğuz'a bir dakikalık saygı duruşu!
Neyse ki aramızda aklı selim insanlar hâlâ vardı. Mert kaşlarını çatıp "Abi güvenmeyin o kadar da iyi bir fikir olmayabilir Oğuzdan bahsediyoruz sonuçta."diye karşılık verdi.

Elimdeki kağıda göz gezdirdim yazmış olduğu maddelere baktım ve bu deli deli hareketleri yaparsak günün sonunda aşırı eğlenmiş ve ileride hatırladıkça gülme krizlerine gireceğimiz bir anı kalacaktı bize. Az önceki tüm sorgulayan ve eleştiren tavrımın aksine gözlerimi hâlâ kağıttan çekmeden "Ben varım!"diye atıldım. Hakan,Semanın tuttuğu elini kaldırırken "Biz de varız." diye katıldı.
Oğuz kağıdı elimden alıp katlayıp cebime koyaken "Merak etmeyin,hepiniz varsınız." diyerek başka seçeneğimizin zaten olmadığını güzelce izah etti.

İzmire iner inmez Oğuz sabırsızlıkla kağıdı çıkarıp "Maddeleri tek tek yapacağız. Gönüllü olan varsa gönüllü olan yapar,gönüllü olmayan varsa da taş-kağıt-makas yaparız kaybeden gider yapar anlaşılmayan bir şey?" diye sordu. Cümlenin sonundaki soru aklıma Burak Yüzbaşını getirmişti,bu çocuk da ondan huy kapmış belli. Burak Yüzbaşı bu soruyu kendinden emin bir vaziyette soruyordu biliyordu sözünün üstüne söz söyleyip herhangi bir soru soracak kimse yoktu karşısında ama Oğuz öyle değildi elbetteki soracaktık!
Mert hiç vakit kaybetmeden "Kanka o kadar iyi anlattın ki hiç bir şey anlamadım." diye karşılık vermişti bile.

Aşk'a Uçan KanatlarWhere stories live. Discover now