Part 1 - İlk ve Son Adım

4.6K 284 175
                                    

Yorumlarınızı eksik etmeyin. ^^

Güne başımın ucunda çalan saati susturmakla başladım. Ne ara bu kadar erken zamana kurdum ben bu saati? Hangi kafayla?

Yatakta dönerek sırt üstü bir pozisyon alıp tavana baktım. Gözlerimi birkaç kez kırpıp kendime gelmeye çalıştım. Kafamı sola çevirip içeri sızan gün ışığına baktım. Gözlerim kamaşınca acıyla kapattım. Gözlerimi kapattığımda beliren seni izledim bir müddet. Sonra halime, bu acınası halime güldüm.

Her anım senle doluydu. Her düşüncemde sen vardır. Ben artık sendim.

Yorganımı üzerimden atıp yataktan çıktım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Aynada kendime bakıp söylendim. "Her zamanki gibi çok yakışıklısın." Kendime bir göz kırpıp, yüzümü kuruladıktan sonra  banyodan çıktım.

Direkt mutfağa gittim. Kahvaltı benim için fazla önemliydi. Mutfağa girdiğimde seni gördüm. Bana kahvaltı hazırlayışını seyrettim. Salatalıkları ince ince kesişini, tabakları masaya koyuşunu...

Dudaklarımın yukarı doğru kıvrıldığını fark ettim. Bu anın gerçek olmasını o kadar isterdim ki... Şuan yanımda olmanı her şeyden daha çok isterdim.

Kahvaltı masasını hazırlayıp, karnımı doyurmak için oturdum.

Ve gene sen,gene o güzel gülüşün...

Gene karşımda belirdin, zamansızca...

Bana bakıp gülümsemeni seyrettim, sana bakıp gülümseyişimi bahşettim. Bir gün gerçek olabilir miydi? Tam karşımda, benimle olabilir miydin? Bir gün beraber yapabilir miydik, kahvaltılarımızı?

Kahvaltımı bitirdikten sonra masaya dokunmadan hazırlanmak için odama çıktım. Dolabı açıp ne giyeceğime karar vermeye çalıştım.

En çok hangi rengi severdin? Mavi? Siyah?

Ben en çok maviyi severim. Umudun rengi,maviyi... Ulaşılmazın rengi,maviyi...

Yanı başımda duran denizi değil de gökyüzünü severim. En çok seni severim.

Üzerime beyaz tişört ve onun da  üzerine kareli mavi gömleğimi, altıma da siyah pantolonumu giyip evden çıkmak için kapıya doğru yol aldım.

Yolda yürürken geçen son iki ayımı düşündüm. Her gün bunu yapıyordum. Seni görebilmek için her gün buraya geliyordum.

Yaz tatilimin keyfini çıkarmak varken ben deliler gibi seni seyretmeyi seçiyordum. Ne garip ama değil mi? Ne çılgınca?

Ben hayatında hiçbir kızdan böylesine etkilenmemiş Byun Baekhyun, sana aşık oldum. Senin gibi soğuk, asla dönüp bana bakmayan, sesini bile zor duyduğum, sana aşık oldum.

Kalbinin soğukluğunu eriteceğim günü bekliyorum...

Sonunda kütüphaneye gelebilmiştim. Bu kız deli değildi değil mi ? Yani güzelim yaz tatilini neden burada geçiriyordu? Hem de bütün gününü. –neredeyse-

Sessizce her zaman oturduğum –oturduğun- yere geçtim. Sen tam karşımda, gözlerim sende...

Sadece gözlerimle yetinmiyor, kalbimi de çalıyorsun. Bu yaptığın çok ayıp, küçük hanım?

İki rafın arasında yeterince boşluk vardı. Bir insanın otururken sığabileceği kadar. Kütüphanenin en kuytu köşesinde, hep burada. Bir rafa sırtını yaslar, diğerine doğru bacağı biraz kırıp otururdu.

Sol tarafında büyük bir pencere –ki kütüphanenin duvarları yoktu.Tamamı camdı.- Sağ tarafında ise masaların olduğu bölüm vardı. İşte o masalarda seni en rahat görebileceğim bir yere oturuyordum.

Kütüphane || baekhyun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin