Mektuplar

191 16 75
                                    


Heyecen, mutluluk, umut, istek, sabırsızlık ve daha fazla güzel duygu için bir gece kalmıştı sadece. Ertesi sabah aynı anda mükemmel duygular tadacak bir kaç genç, henüz birbirlerinden haberleri olmadan yataklarına girdiler.

~JAMES POTTER

İşte James'in evinde başlıyor herşey. İki gündür yerinde duramıyor ve sürekli annesine gideceği yer hakkında sorular soruyordu. Bunun için çok heyecanlıydı. Kendisi içinde tutamadığı o tutku, o sabırsızlık kabarmaya devam ediyordu.

Yeni bir yer, yeni arkadaşlar, yeni insanlar ve belki de yeni bir ev! Bunlarla tanışmak için can atıyordu. Bu dünya hakkında herşeyi biliyordu. Hogwarts hakkında en küçük detayı bile unutmamıştı, babasının dört yaşındayken anlattığı şeyleri.

Mesela tüm Potter'ların Gryffindor'da olduğunu gururla ifade ediyordu herkese. James her zaman kendisini Gryffindor olarak hayal etmişti. Gryffindor ruhu vardı bir kere kendisinde! Kanında vardı!

Gece yatağına girdiğinde sabaha kadar uyuyamadı. Her gece yattığı zaman sabaha kadar uyuyamazdı on bir yaşında girdi gireli. Son kez olduğunu bilmiyordu sabaha kadar uyumayacağı. Bilseydi çıldırırdı galiba. Bu sefer umutla değil mutluluktan uyuyamazdı.

Sabah kendisini yorganına sarılırken buldu, annesinin aşağıdan seslenmesiyle birlikte.

Heyecandan yatağından düştü küçük çocuk. Hemen kendisini toparladı ve aşağıya cisimlenme misali koştu. Mutlulukla haykırarak mektubunu aldı ve hemen açtı. Sesi titreye titreye okudu ailesine alınacakları.

Babası ona sakin olmasını ve bir sürprizi olduğunu söyledi. Küçük James'in merakı, heyecanını çoğalttı. James büyüdüğünde bu anının kendisi dönüm noktası olarak nitelendireceğinden birhaber babasının yanına koştu.

Fleamont Potter sevgi dolu gözlerle biricik oğluna baktı. Ona bir pelerin vereceğini söyledi. Bunun çok önemli olduğunu söyledi ve gözü gibi bakacağına söz vermesini istedi. James hırsla kafa salladı. Onu hiç kaybetmeyeceğine söz verdi ve babasına sarıldı.

James için herşey mükemmeldi, ama bazı kişiler için aynı şey söylenemezdi.

~SİRİUS BLACK

Hiç bir zaman Black bakış açısını beğenmeyen ve bunu desteklemeyen, fikir bakımından yapayalnız büyüyen, herşeyin de farkında olan zeki, minik bir çocuktu o. O da günlerdir, hatta yıllardır uyumuyordu ama mutluluktan değildi.

Sonunda bu karamsar evden ayrılacağı için hevesliydi. Annesi ona Slytherin olması gerektiğini vurguluyordu hep, ama Sirius hiç kendisini Slytherin gibi hissetmiyordu. Bunu dile getirince annesi evde kıyameti koparıyordu. Bu kısır döngüden, Sirius'un susması kurtardı.

On yıldır bu anı bekleyen küçük Sirius baykuşu gördü. Hemen pencereye koştu ve bir hışımla mektubu açtı. On bir yıldır ilk kez kendisini özgür hissetmişti. Kurtulacaktı buradan!

Kapının pervazından kendisini izleyen küçük kardeşi Regulus'u unutmuştu. Annesi her zaman Regulus'u daha çok severdi. Sirius'u hep yüz karası olarak görürlerdi ama Regulus annesine sesini çıkaramazdı.

Kim ne derse desin Sirius kardeşini seviyordu ve ona yol göstermeye çalışıyordu kendisi bile küçük olmasına rağmen. Regulus'ta abisini seviyordu. Ama ailesine karşı gelemiyordu bir türlü.

Sirius arkasına baktığında onu gördü. Regulus üzülmüştü. Dolu gözlerle abisine bakıyordu. Annesinin aksine gitmesini istemiyordu. Yavaşça Sirius'un yatağında oturdu.

"Gidecek misin?" diye sordu mırıldayarak. "Evet! Yıllardır bu anı bekliyorum!" dedi Sirius mutlu mutlu. Ama Regulus'u üzgün görünce yanına oturdu.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 03, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

The Past ||Geçmiş|| Marauders-ÇapulcularWhere stories live. Discover now